|
|
|
|
|
2005/11/27 16:24
Beş yıldızlı otelde nasıl kalınır?
Geçtiğimiz hafta Manşet Gazetesi Sahibi Sabri Altun'un 'Milletvekili olmalıydı' başlıklı yazısına Hakimiyet Gazetesi Yazı İşleri Müdürü M. Ali Köseoğlu farklı bir cevap verdi.
|
Beş yıldızlı otelde kalma kılavuzu
Beş yıldızlı bir otelde her nasılsa -mesela KTO'nun AB Bilgilendirme semineri vesilesiyle- kalma talihine ermişseniz ve daha önce size kimse -beş yıldızlı bir otelde nasıl kalınır- dersi vermemişse bu yazıyı okumanızda fayda var.
-Beş yıldızlı bir otelde bir kaç gün kalacaksanız, önceden otel deneyimi olan birilerinden -mesela 'konferanslara çok devam eden bir öğrenci' olmayan kimselerden- bilgi almanızda fayda var.
Her beş yıldızlı otel bir diğerinin aynı değildir ama verdikleri hizmet standarttır. Bir de 'seminer bahane otel şahane' diyen kimseler beş yıldızlı otelde nasıl vakit geçirileceğini çok iyi bilirler.
-Mesela Konya'dan Antalya'ya gitmişseniz beş yıldızlı otelin kapısında duran delikanlıya 'selamünaleyküm' dememelisiniz. Böyle derseniz Konya'dan geldiğiniz hemen anlaşılır. Üstelik 'esenlik dileği' olan bu selamdan etrafınızda utanacak kimi arkadaşlarınız olabilir. Siz en iyisi 'merhaba' deyin. Böylece arkadaşlarınızı da utandırmamış, Konya'dan geldiğinizi peşinen belli etmemiş olursunuz.
-Beş yıldızlı bir otele gittiğinizde hamam, sauna ve havuzun herkese açık olduğunu unutmayın. Beş yıldızlı otele giderken yanınıza terlik ve şort da alın. 'Haşama' ile havuza, hamama ya da saunaya girmek istemeniz de garip olur. Bir kere herkese açık olan -bayan-erkek karışık- bir yere gidebiliyorsanız, haşama giymenin ne anlamı var? Üstelik etrafınızdaki bazı kimseler sizin haşama giymenizden rahatsız olabilir. Haşama sizin Konyalı olduğunuza bir işaret olarak görülebilir. Aman dikkat!
-Beş yıldızlı bir otele gitmişseniz, hamama, saunaya ya da havuza girmeniz yönünde sizi zorlayacak çok fazla kişi olacaktır. Beş yıldızlı otele gidip de -benim gibi- kendinize ait bir odada küvete girerek dinlenmeye çalışmak ne kadar 'gerici' bir yaklaşım. Konya'da ahkâm kesip de Antalya'da havlu atmanızda bir beis yok(!) Üstelik 'Hah hah ha! Konya'da hoca olursunuz burada yelkenleriniz iner' diyerek kendini rahatlatan diğerleriyle eşitlenmiş olursunuz.
-Beş yıldızlı bir otele gitmişseniz, yemek masalarının üzerinde duran şarap şişelerine aldırış etmemeniz gerekir. Durduk yerde -şarap içmeseniz bile- şişeyi alıp da gözünüzün görmeyeceği bir yere koymaya kalkmayın. Çünkü, etrafınızdaki arkadaşlarınızı bu şekilde rahatsız edebilirsiniz. Alkol almadığınızı bu kadar açık etmenizin ne anlamı olabilir; bu olsa olsa sizin Konyalılığınıza bir işaret olarak görülebilir. Alkolü su gibi tüketen arkadaşlarınıza Antalya'da olsun biraz daha saygılı davranmalısınız. Hem onlar içki şişesini sizin ağzınıza dayıyorlar mı?
-Beş yıldızlı otelde açık büfeden dilediğiniz şeyi dilediğiniz kadar yiyebilirsiniz. Ama durduk yerde etlerin ne eti olduğunu, kızartmalarda ne yağı kullanıldığını aşçıya ya da garsona sormanız çok yanlış. Bir kere bu sizin Konya'dan geldiğinizi açık eder. 'Mecburiyet halinde ölmeyecek kadar yenilebileceği' hükmünü aklınıza getirip, birlikte bulunduğunuz grubu boş yere mahcup etmeyin. Hatta daha da ileri gidip sadece yeşil şeylerden yemeye kalkmanız onların moralini bozabilir. Ne yani 'siz domuz eti ve yağı tüketmezsiniz de onlar bunu rahatlıkla yerler mi?'
-Beş yıldızlı bir otele gitmişseniz çekmece ya da gardıroptan seccade aramanız çok yanlış. Yimpaş Otel gibi otellerde çekmecede seccade bulup ne kadar sevinirseniz sevinin. Antalya'daki beş yıldızlı otellere gittiğinizde boş yere çekmeceleri karıştırmayın. Odalarda kıblenin ne tarafta olduğunu gösterir bir işaret yoksa, hemen oda servisini arayıp, 'kıble ne tarafta' demeniz şık düşmez. Bir kere oda görevlisi büyük ihtimalle bunu bilmiyordur. Bir de kıbleyi sorarak sizin Konyalı olduğunuz ortaya çıkmış olur. Beş yıldızlı bir otelde namaz kılmayıp da borçlansanız, namazla alakası olmayan diğer arkadaşlarınızı da boş yere üzmemiş olursunuz.
-Sabri Altun; ''Bizim gelen arkadaşlarımız 5 yıldızlı otelde cami sormuşlar. ''Niye cami yapmadınız?'' diye de oradaki çalışanları fırçalamışlar. Bu yanlış bir soru.'' diye yazdı köşesinden. Beş yıldızlı otelde caminin ne iş var Allahaşkına. Böyle sorarak Konya'dan geldiğinizi hemen açık etmiş oldunuz ve Altun gibi kimilerini mahcup ettiniz.
-Oysa pek tabi, seminere davetli olarak gittiğiniz otelde programı takip etmeyip turist gibi davranabilir, kadın erkek karışık olan havuz, hamam ya da saunada keyif çatabilir, açık büfede karnınızı tıka basa doyurduktan sonra ilerleyen saatlere kadar alkol tüketebilir, diskoya girerek siz gibi sarhoş olmuş kadınlara öpücük atabilir, disko boşaldığı halde orayı terketmeyerek görevli ile tartışabilir ve bir taksi çağırıp dilediğiniz yere gidebilirsiniz.
-Gazeteciyseniz ve sizden programla ilgili bir şeyler yazmanızı bekleyenler varsa bunun da kolayı var. Konya'ya dönüşte de, sizi Antalya'daki bu beş yıldızlı otelde ağırlama nezaketini gösteren kimseyle ilgili, seminerle hiç de alakası olmayan -mesela 'Milletvekili olmalıydı' başlıklı- bir yazı yazarak borcunuzu ödeyebilirsiniz.
-Beş yıldızlı otelde cami sormak yanlış, bunlar yanlış değil...
|
|
|
|
Haber
Hakkındaki Yorumlarınız
|
|
|
|
|
|
|
|
| |
.jpg)
.gif)
.gif)
.gif)
.gif)
.gif)
.gif)
.gif)
