|
|
|
|
|
2006/07/30 06:48
Sansür her alanda var
|
Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Konya Şubesi tarafından ‘Sansürün Siyasal ve Toplumsal Sonuçları’ konulu konferans düzenlendi. Konferansta bir konuşma yapan TYB Konya Şubesi Başkanı Ahmet Köseoğlu, dolaylı sansürün hala devam ettiğini belirterek, “Basın kuruluşları adil ve hakkaniyet ölçülerine göre yayın yapmalıdır. Sansür basında kesinlikle olmamalıdır. Ama vicdani sansür olmalıdır. İnsanların şahsına hakaret edilmemeli ve rencide edici davranışlarda bulunulmamalıdır” dedi.
Konferansa konuşmacı olarak katılan Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hakan Yılmaz, basında hızla tekelleşmeye doğru gidildiğini ve sermaye gücünü elinde bulunduranların sözünün geçtiğini belirtti. Sansür ile demokrasi arasında büyük bir ilişki olduğunu aktaran Yılmaz, “Bir ülkenin basınında sansür varsa, o ülkede demokrasiden söz etmek mümkün değildir. Sansürün siyasal boyutunun yanı sıra toplum bir boyutu da vardır. Hepimiz çeşitli dönemlerde sansürün etkilerini yaşadık. Okuyucu olarak birçok olayı tam anlamıyla öğrenemedik veya olayları çarpıtıldığı haliyle öğrendik. İnsanların bilgi almalarının engellendiği ve sansürün hâkim olduğu bir toplumda demokrasiden bahsetmek mümkün değil” diye konuştu.
‘İDEOLOJİK ÇARPITMAYLA KARŞI KARŞIYAYIZ’
Türk basının son yıllarda hızla tekelleşmeye doğru gittiğini ifade eden Yılmaz, şunları söyledi: “Büyük sermayenin basına girmesiyle birlikte medya kavramı ortaya çıktı. Önceleri 5-6 tane gazete çıkarılırdı. Şimdi ise 20’yi aşkın gazete çıkarılıyor. Ama hepsi birkaç kişi tarafından çıkarılıyor. Basında artık kartelleşme var. Böyle bir ortamda da her şey istenildiği manipüle ediliyor. Mesela; İsrail’in Lübnan’a saldırısı eşit güçlerin savaşı gibi gösteriliyor. İsrail, Lübnan’ı işgal etmiştir ve insan haklarını ihlal etmektedir. Burada ideolojik bir çarpıtmayla karşı karşıyayız. Olayları istedikleri gibi aktarabiliyorlar. Halbuki gazetecinin görevi olayları tarafsız bir şekilde vermektir.”
POSTMODERN SANSÜR UYGULANIYOR
Uluslararası sermayenin hâkim olduğu gücün basını çok rahatça kullanabildiğini vurgulayan Yılmaz, “ABD Irak’ı işgal ederken tanklarla birlikte medya araçlarını da getirdi. Hâkim olduğu basın gücünü kullanarak, bütün dünyayı manipüle etmek istedi. Irak’a sözde demokrasi getirmek istediklerini açıkladılar. Ama durum hiçte böyle değildi. Yaşanan gerçek olaylar belli bir süre sansüre uğradı. Şimdi artık sansürün boyutları değişti. Postmodern darbelerin olduğu gibi postmodern sansür de oluşmuştur” ifadelerini kullandı. Basının halkın düşüncelerini ve sıkıntılarını aktarması gerektiğini belirten Yılmaz, gazetecilik mesleğinin özünün kamu çıkarlarını korumak olduğunu da sözlerine ekledi. |
|
|
|
Haber
Hakkındaki Yorumlarınız
|
|
|
|
|
|
| :.
Kültür Sanat
Haberleri |
|
|
|
|
|
|
|
| |
.jpg)
.gif)
.gif)
