:. Haberler
  Bilişim
  Dünya
  Eğitim
  Ekonomi
  Kültür Sanat
  Politika
  Sağlık
  Spor
  Yaşam

  :. Gruplar
  Hava
  Söyleşiler
  Yazarlar

Anıtlarla anılan teröristler ve unutulan şehitler 
Alev Ayyıldız   ( ayyildizalev@gmail.com )

Milletleri, devletleri hatta daha da büyütürsek ulusları ya da ümmetleri ayakta tutan en önemli güç kuşkusuz manevi etmenlerdir. Tarihin tozlu sayfalarına açıp baktığımızda Dünya’ya yön veren savaşlar, anlaşmalar, her ne kadar maddi eksenli planların etkisi altında görünse de asıl tetikleyen güç genel itibariyle inanç olmuştur.

Kendi tarihimize dönüp baktığımızda da atılan her önemli adımda manevi yapının etkisi göze çarpmaktadır. Ülke yönetiminden siyaset anlayışına kadar bizim milletimizi ayakta tutan özü itibariyle yaşayamasak ta sahip olduğumuz ortak değerlerimizdir.

Üzücüdür ki bizi biz yapan ve bütünlüğümüzü sağlayan bu unsurlar kimi siyasi partiler ya da gruplarca kendi düşüncesi şeklinde lanse edilmeye çalışılıyor.

Böl, parçala yut politikasının farklı birer görüntüleri bunlar aslında. Toplumumuza mal olmuş etmenlerin, yalnızca belirli bir görüş ya da zümreye aitmiş gibi gösterilmesi, ağır ağır parçalanmaya doğru sürüklenmemize neden oluyor.

Çıkar ve oy telaşıyla yapılan bu hareketlerin en önemli sonuç ise siyasi parti amblemleri haline getirilen ortak faktörlerin artık tüm kesimlerce kucaklanamıyor olması.

Bugün Türkistan’dan Filistin’e Şehitlikten Atatürk’e, demokrasiden insan haklarına kadar bizim özümüz olan bu değerler, siyasi partilerin sanki denetimdeymiş ya da yalnızca onlara aitmiş gibi gösteriliyor.

Seçimlerin etkisiyle oldukça sönük geçen yada yoğun gündem de aralarda kaybolup giden Fetih kutlamaları ve Üstad Necip Fazıl’ın ölüm yıldönümü bile birkaç faaliyet dışında yalnızca belirli grupların kutlamaları gölgesinde gerçekleşti.

Diyenleriniz olacaktır. Başka kesimler de kucaklasaydı, onlarda etkinlik düzenleyip söylemelerinde sahip çıksaydı. Bu misyonlara gereken önemi verenlerden ziyade önemsemeyenlere hesap sorulması gerekmiyor mu diye?

Belirli noktalarda bu çıkışlar haklı olabilir. Fakat eleştirdiğim nokta hatırlanmasında ki çıkar amacı, samimiyetten uzak ve hak ettiğinin çok çok altında bütünlüğü sağlamayı amaçlamayan bir halde yapılması.
İçimizi daha da yakan en önemli mevzu ise her gün durmadan sayıları artarak kaybettiğimiz şehitlerimiz. Kışın özlemle beklediğimiz yağmurlar sanki milletimizin gözyaşları misali şehitler üzerine yağıyor.

Özellikle seçimlerin yaklaştığı bir dönemde artan terör olayları özünde ülkeyi karıştırmayı ve daha fazla kaosa sürüklemeyi amaçlıyor.
Birileri demokrasi demeçleri verirken ve insan hakları diye bölücülüğü savunurken yazıktır ki kayıplarımız giderek artıyor.

Şehit cenazelerinde “Şehitler ölmez, vatan bölünmez” diye artık her gün yeni fidanlara da söylenen sloganlar atılıyor. Bayrağa sarılmış tabutlar gözyaşları arasında toprağa veriliyor. Televizyonlarda izlediğimiz bu görüntüler birkaç dakika yüreğimizi burkup üzerken bizi, yakınını şehit vermiş olanlara bir ömür boyu sürecek acı bırakıyor.

Her bayram evlatlarını özlemle bekleyen anneler yerine acısı hiçbir zaman azalmayan fotoğraflarla avunan aileler, oğullarının mezarlarını ziyarete gidiyor.

Verdiğimiz şehitlerden daha üzücü olan onların kanları üzerinden yapılmaya çalışan siyaset. Kalemleri ve görüşleri paraya göre bukalemun şeklin de değişen yazarlardan tutunda, şehit oylarını hedefleyen siyasilere kadar timsah gözyaşı dökenlerin yazıktır ki adam yerine konularak görüşlerinin otorite olarak kabul edilmesi verilen şehitlerden daha acı.

Teröristlere anıt mezarların yapıldığı demokrasi adına vatan hainlerinin korunduğu bir ülkede ölmeyen şehitlerin anılarını yaşatıyoruz.
Merak ediyorum. Dünyanın kaç ülkesinde İmralı’da beslenen PKK elebaşına uygulandığı gibi bir vatan hainine imkânlar veriliyor.
Amerika’da neredeyse her gün adi suçlardan bile idam cezası verilirken, bizde milyonların yüreğini yakan bir hain mi idam edilince demokrasiye haksızlık ediliyor?.

Vaktiyle Abdullah Öcalan’a cezaevinde bakılması için nasıl bir anlaşma yapıldı bilemem ama ölmeyen şehitlerimize her geçen gün bir yenileri daha eklenince bu milletin canı çok yanıyor.

Tabii birde teröristler adına yapılan anıt mezarlar var. Nedense kimse 10 yıla yakın bir zamandır mezarları belli olmaması gerekirken anıt haline dönüştürülmeye çalışılan bu yerlerden söz etmiyor.

Teröre kesin bir çözüm amaçlandığına açıkçası inanmıyorum. Uzun yıllardır milletimize kan kusturan terör belası bir çeşit rant ve çıkar haline getirilmiş durumda. Verilen şehitler ister kabul edilsin ister edilmesin birilerinin ağzını sulandırıyor.

Kesin çözüm üretilmiyor. Toplumumuz kışkırtılarak ayrılıklar körükleniyor. Anlık kararlar alınmaya çalışılıyor. Sağ-Sol, Alevi -Sünni, Kürt-Türk ayırımı hedefleniyor. Çanakkaleler, Sarıkamışlar ise geçmişten çok da hüzünlü bir şekilde seyrediyor bizi.

Çözümü merak edenler en açık örnek olarak kendi tarihimizi vermek istiyorum. Osmanlı döneminden kalma kimlikler incelendiği zaman millet bölümünde İslam yazıyordu. İnsanları bir araya sahip oldukları manevi değerler topluyordu milletleri değil. Neticede insanın insana üstünlüğü takvada değil mi.?

İnancı farklı olan fakat aynı çatı altında yaşadığımız kesimlere de gene Osmanlı çizgisiyle yaklaşıp, Yunusların, Mevlanaların düşünce ekseniyle hareket etmek te bize yakışan olacaktır.

Bu tarz düşüncelerle davranılırsa, eminim sorunları büyütmek yerine yapıcı çözümler üretilecektir. Böylelikle aslında hiç ölmeyen şehitlerimize kendi payımıza asla ödeyemeyeceğimiz minnet duygumuzu bir parça azaltmış olacağımıza inanıyorum.

Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız ( Toplam 1 yorum yapılmış )

ibrahim [ 2007/06/12 18:32 ]
Alev hanım elinize kaleminize sağlık. Gerçekten anlamlı bir yazı. Yazmak için yazmamışsınız. Şehit haberleri hepiimizin yüreğini dağlıyor. Öyle ki gökkubbe bile bu acıya dayanamadı. Tüm Türk milletinin başı sağolsun. Ama işbirlikçiler ve Batılı ülkeler bilsin ki bir ölürüz bin diriliriz. Bu zor günlerde birlik ve beraberlik içerisinde olmazsak bir lokma gibi yutuluruz. İçimizdeki kayıkçı bırakmazsak sonumuz Irak veya Filistin gibi olur. Şehitlerin hatırı için bu anlamsız kavgalar bitmelidir. Küzey Irak'a girmemize de gerek yok. Önce içimizdeki işbirlikçilerini yok etmeliyiz. Yazılarınızın devamını bekliyoruz. Allaha emanet olun

 


Yazarın Tüm Yazıları
 2009.02.14 -  Anlatma Sanatı
 2009.01.17 -  Bebek katili Mübarek ve Çağın Diğer Firavunları
 2009.01.01 -  İsrail bir terör devletidir
 2008.12.06 -  Nifaka Karşı İnfak Seferberliği
 2008.11.07 -  Edebin Beden Bulmuş Hali
 2008.10.20 -  Söz ve İnsan
 2008.09.27 -  Bayram Tadında Hayatlar
 2008.09.09 -  Ramazan ve Zulüm
 2008.07.31 -  Miraç tadında hayatlar
 2008.06.12 -  Beklemek ve görmek
 2008.05.16 -  Kısa bir mola…
 2008.04.07 -  Tahammülsüzlük, küçümseme ve kibir…
 2008.03.21 -  Kapatma davasının kapattıkları
 2008.02.27 -  Geçmişine sövmeyen bizden değildir!
 2008.02.09 -  Dikkat kara çarşaflılar geliyor!
 2008.01.11 -  Tenleri siyah yürekleri beyaz insanlar
 2008.01.04 -  Noel Bayramları Gelecek mi?
 2007.12.11 -  Nede olsa komplo teorisi!
 2007.12.01 -  OYAK’ın Ermeni Yanlısı Ortağı
 2007.11.14 -  Bir Serdengeçti Vardı…
 2007.10.24 -  Sağ olan vatan, unutulan şehitler
 2007.10.06 -  Hadi İran olamadık bari Malezya’ya benzeyelim
 2007.09.15 -  Oruç tutuyor musunuz?
 2007.08.22 -  Garip Bir Rüya
 2007.07.29 -  Halkını tanımayanlar, aptal yerine koyanlar
 2007.07.17 -  Bilinmeyen şahadetin ardından
 2007.07.09 -  Düşündüren ve güldüren vaatler
 2007.06.12 -  Anıtlarla anılan teröristler ve unutulan şehitler
 2007.05.14 -  Bilinmeyen Menderes’in ardından
 2007.04.30 -  Kerkük’e karşı Cumhurbaşkanlığı süreci
 2007.04.18 -  Açlığın Ölüm Hali!
 2007.04.01 -  Tehlikenin Farkında mısınız?
 2007.03.20 -  Şehitliği Akif ve Çanakkale ruhuyla anlamak
 2007.02.27 -  Sultan Abdülhamid Han’dan Aziz Valentine
 2007.02.03 -  Dilden kötü kokular Ahmet Hakan’la geliyor
 2006.12.29 -  Seninleyiz Banu Avar
 2006.12.13 -  Eğitimde dinsizleşme süreci
 2006.11.23 -  Medeniyet yolunda güzeller geçidi
 2006.11.06 -  Açılın feministler geliyor
 2006.10.10 -  Peygamberimize sevgimiz bu kadarmış
 2006.09.08 -  Kola olmadan ne yaparız!
 2006.07.24 -  Bu veballe nasıl yaşanır?
 2006.07.11 -  İHANETİN BÖYLESİ
 2006.06.28 -  YASTAYIZ
 2006.06.17 -  KORKMAYIN BİZDEN
 2006.06.06 -  Mankurtlaşıyoruz
 2006.05.25 -  Davam Türkistan
 2006.05.17 -  Son rezalet
Aslan Korkmaz gelirken, Tuzcuoğlu giderken…
Lokman Koyuncuoğlu
Çokeşliliğe “hayır” mı diyorsunuz?
Mert Aslan
Otur oturduğun yerde
Memduh Nihat Ada
Davos Krizi; Erdoğan milat attı, Perez yavuz hırsız.
Taner Aydın
Affan Dede'ye para saydım
Mustafa Azılıoğlu
Boya boya çek
Huriye Karnap
Her ıslanan anlamaz!
Semra Hoyraz
MÜSİAD Farkı
Aydoğan Deveci
Davos ve sonrası…
Dr.Ali Can
Anlatma Sanatı
Alev Ayyıldız
Yapboz
Nadide Ü.Altıparmak
Göçmen Kuştu Kalbim
Hakan Bahçeci
 

Bu Site Konda İletişim ve Medya Grubunundur.
E-Posta: bilgi@haberkonya.com