Çizik tanımlamasını pek sevmedim ama kamuoyu beğendi. Koca koca televizyon kanalları bile liste dışı milletvekillerini işaret ederken çizik tabirini kullandı. Bizde modaya uyalım bari.
Geride bıraktığımız hafta AK Parti’nin Genel Merkez binasının açılışı vardı. Şehit cenazeleri nedeniyle olacak, çok gösterişli bir açılış tertip edilmedi. Önce açılış, ardındansa bir kokteylle iş neticelendi.
Açılıştan bahsetmek için kaleme almadık elbette bu yazıyı. Asıl mevzu açılış sonrası gerçekleşen liste dışı kalan milletvekilleri toplantısı.
Öncelikle belirteyim. Toplantıya Mehmet Kılıç’ın katıldığını gördüm. Hatta biraz sohbet etme imkânı bile buldum. Bir kahve içip, tatlı yiyecek kadar oturduk.
Ancak 14. sıradan meclise girdim 4. sırada geleceğim diyerek iddialı olduğunu her zeminde ifade eden Ahmet Işık’ı göremedim; ne açılışta, nede toplantıda.
Halil Ürün Remzi Çetin ve Mustafa Ünaldı da yoktu sanırım. Neyse ne ama Mehmet Kılıç’ın erdemini kutluyorum. Üstelik bu tavır siyasette var olacağının bir göstergesi.
Anladığım kadarıyla bir küskünlüğü de yok. Sadece haklı olarak ‘neden?’ sorusuna yanıt arıyor.
Her neyse. Liste dışı bırakılan milletvekillerinin yanıt arama ve yorum girişimleri bazen üzse de, kimi zaman komik anların yaşanmasına neden oldu toplantıda.
Misal: Ankara milletvekili Talat Karapınar…
- Sayın Başbakanım. Diyorlar ki, Milli Görüşçüler tasfiye edildi. Hadi tamam, ben eski milli görüşçü kadrodanım. E bakıyorum şarap içenlerde tasfiye edildi. E insan haliyle merak ediyor. Yahu neden üzerimiz çizildi? Hayır, bilelim en azından düşünmeyelim. Hangi kriterler uygulandı.
Bu yorum ve soru salonda gülüşmelere neden oluyor.
Toplantıda Nevzat Yalçıntaş hoca güzel bir açılım yaptı.
- Değerli arkadaşlar: Şu kadar yıl milletvekilliği yaptım. Yahu mesleğimin ne olduğunu unuttum inanın. Hani sorsalar ne iş yapıyorsun? Politistim diyeceğim neredeyse. Sayın başbakanım 5 senede 5 kitap neşretmişim. Artık yeter bu işi biraz da gençlere bırakmak lazım.
Bu değerlendirme çok hoşuma gitti. Zira hoca zaten kendisi adaylık için başvurmamıştı.
Mecliste çalışan bir sekreterle evlenip liste dışı kalan Sabri Varan ise bir başka konuya işaret etti.
Anlaşılan liste dışı vekiller saadet partisinin markajına alınmış. Sabri beyin fiadesinden bunu anlayabiliyoruz.
Sabri Varan kendisinin arandığını söyledi ve devam etti.
- Sabri bey, malum bu ayrışma zamanı siz bizlere bu ülkede bir Tayip Erdoğan gerçeği var, bunu görmelisiniz diyordunuz. Biz de sizi disipline vermiştik. Bakın işte Tayip Erdoğan gerçeği budur. Biz sizi yinede affettik. Gelirseniz kapımız açık.
Üstü kapalı bir tehdit mi? Yahut bir samimiyet göstergesi mi pek anlamadım.
Yine başka bir milletvekili ağabeyimiz. Bu sefer baş başa bir konuşma.
- ‘Murat! Başbakan bizi çağırsaydı. Bak siz bu dönem aday olmayın deseydi, buruk değil biraz daha vakurlu bir vaziyette olaydan kendi isteğimizle çekilirdik. Keşke böyle olsaydı’ dedi.
Çekilir miydi bilmiyorum. Ancak şunu biliyorum. Bu işin gurur kırmadan bir formülünü bulmanın güçlükleri de var, yolları da var.
Üzülen de oldu, sevinende. Ancak sonuçta bu sistemde çok büyük beklentiler içerisine girmekte yanlış. Diyecek tek bir şey kalıyor geriye, yeni liste tüm Konya ya hayırlı olsun.
Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız
( Toplam 4 yorum
yapılmış )
Konya ile yakinen ilgilisiniz halen efendim. Konya'lı bir çok iş adamı ve siyasetçi sizi çok seviyorlar. Milli görüşçüler tamam da, şarap içenler kısmı net olarak ayrılmıyor sanırım ...