İçinde bulunduğumuz bu ay hem diğer aylara hem de geçmiş yılların Temmuz aylarına göre bir hayli farklı geçecek.
Kuraklık sebebiyle, belki bereket açısından Konya için çok iyi bir Temmuz olamadı. Umarız sanayi ve ticarette insanımız beklediği berekete ulaşır.
Heyecan açısından ise, herkesi ilgilendirmesi bakımından en önemli beklenti, elbette 22 Temmuz seçimleri. Siyasi patilerin, kamuoyu yoklamalarının hiç şans vermedikleri dâhil hepsi iddialı. Saçlarının önlerine dökülmesine yaklaşık iki hafta kaldı.
Konya dışına Hacı Bekir Pastacılar ve Şekerciler Festivali vesilesi ile memleketim Kastamonu Araç ilçesine yaptığım seyahatimde de gördüğüm o ki, seçmende eski seçimlerdeki bağnazlık yok. Birçok kişi henüz karar verememiş durumda.
Dün itibarı ile, beklentilerin aksine, Anayasa Mahkemesinin referandumla ilgili CHP nin açtığı iptal davasını reddetmesi, Cumhurbaşkanlığı seçimi işini çok ilginç bir safhaya da getirmiş oldu. 22 Temmuzdan sonra oluşacak meclis, yürürlükteki mevzuatı, Anayasa Mahkemesinin yorumu olan 367 toplantı yeter sayısı ile seçemezse ortalık bir defa daha karışacak. Büyük ihtimalle, 22 Ekim’de Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçilmesini öngören Anayasa değişikliği, referanduma sunulacak. 22 Temmuzda şekillenecek meclis Cumhurbaşkanı’nı seçemezse hem meclis münfesih olacak hem de yeni Cumhurbaşkanı büyük ihtimalle referandum sonucuna göre halk tarafından seçilecek. Ama yeni meclis 367 şartını yerine getirerek Cumhurbaşkanı’nı seçebilirse, bir sonraki Cumhurbaşkanı bu referandumda çıkacak sonuca bağlı olarak halkın oylarıyla seçilecek.
Temmuz ayının yaz bereketi ve seçim hareketi yanında getirdiği diğer bir heyecan da, önümüzdeki günlerde OKS ve ÖSS sonuçlarının açıklanacak olması. Belki de her iki sınava da giren çocuklarım olduğu için bu ayı en heyecanlı geçirecek velilerden birisiyim.
Çocuklarımızın istikbali sanırım tüm velilerimiz için hayatlarındaki en ciddi telaşı oluşturmaktadır.
Milyonlarca öğrencinin katıldığı bu sınavlarda, özellikle de ÖSS de, hem idealine uygun hem de istihdam açısından problem çıkarmayacak bir yeri kazanabilmek için zihin açıklığı ve kitâbî bilgi iktisâbı açısından oldukça önde olmak gerekiyor.
Daha önceki yazılarımdan birinde temas ettiğim gibi, ülkemizdeki en büyük zaman, emek ve para israfı, milleti ÖSS ye mahkum eden bu eğitim sisteminde yapılmaktadır. Milyonlarca lise mezunu, belirlenen kontenjan içine giremeyince adeta sokağa bırakılırcasına kaderlerine terk edilmektedir. Halbuki bu safhaya gelinceye kadar hem devlet, hem de aileler bunlara katrilyonları bulan harcamalar yapmışlardı.
Liseye ve Meslek okuluna gidecek öğrenci ayırımı ilköğretim çağında yapılmalı ve gerekli yönlendirme orada sonuçlandırılmalıdır.
Bu ay içinde açıklanacak bu sonuçların, yavrularımıza ve ailelere hayırlı olmasını dilerken, siyâsi partilerimizin bahsettiğim hususlarda program geliştirmelerini temenni ediyorum. “ÖSS kalkacak, yüzlerce üniversite açılacak.. vs” gibi siyâsî söylemler, ciddiyet açısından zihinlerde büyük tereddütler ihdas eder.
Umarız Temmuz’un bu bunaltıcı sıcağından, ülkemize, milletimize, velilerimize, yavrularımıza, hak ettikleri şekilde, ileriye umutla bakmamızı sağlayan başarılı, ferahlatıcı, sağduyulu sonuçlar çıkar. Böylelikle Ağustos sıcağını karşılarken daha umutlu ve mutlu serinlikleri hiç olmazsa iç dünyamızda hissederiz.