:. Haberler
  Bilişim
  Dünya
  Eğitim
  Ekonomi
  Kültür Sanat
  Politika
  Sağlık
  Spor
  Yaşam

  :. Gruplar
  Hava
  Söyleşiler
  Yazarlar

Düşündüren ve güldüren vaatler 
Alev Ayyıldız   ( ayyildizalev@gmail.com )



Siyaseti ve liderleriyle renkli ve bir o kadar da ilginç bir mozaik oluşturan ülkemiz, kendine yakışan bir seçim sürecine imza atıyor. Her köşeye asılmış bayraklar, sık sık gönderilen mailler, dağıtılan afişler ve parti arabalarında yüksek sesle çalan müzikleriyle, durgun geçtiği söylense de renkli ve bilinçli hareket edilmesi gereken bir seçim sürecindeyiz.

Sağ ve sol kavramlarının Dünya kamuoyuna inat 180 derece ters bir açıdan seyrettiği ülkemiz de, parti vaatlerine ve akabinde yaptıkları çalışmalara baktığımızda düşündürücü ve güldürücü bir manzara çıkıyor karşımıza.

Politik kavramaların ortaya çıkışlarına ve şu an dünya kamuoyunda uygulanış metoduna bakıldığında, ülkemizde tam anlamıyla tezat bir şekilde yaşandığı görülüyor.

Tarih sahnesine baktığımız da devlete, kurallara bağlı ve yönetimi destekleyenler sağcı adını alırken, halkın yanında olan ve özgürlükleri savunan kesimde solcu olarak lanse ediliyordu.. Özellikle geçmiş çağlarda kilisenin etkili olması ve halkı sömürmesi, sol düşünceye inanan insanları dini inançtan uzak bir yaşama sürüklemiş ve sol kavramıyla inanç iki ayrı simge haline gelmiştir.

Ülkemizde siyasi arena da yaşananlar ise “Bu durum ancak Türklere özgüdür, Böyle siyaseti ancak bizim milletimiz yapar” dedirtecek cinsten.

Örneğin Türkiye’nin sol kesimde en çok rağbet edilen ve şu an ana muhalefet partisi konumunda olan CHP’nin durumunu inceleyelim. Özellikle cumhurbaşkanlığı seçimlerinde gösterdiği tutumla, dayatmacı ve halktan uzak darbelerle getirilmiş ve neredeyse sınırsız yetkilerle donatılmış bir anayasanın devamı için verdiği uğraşla sağ partilerden daha devletçi, daha faşist bir çizgiye yakın tutum izliyor.
İster beğenilsin ister eleştirilsin parlamentoda seçimlerin yolunu açması ve cumhurbaşkanlığını halka götürmesiyle AK Parti’de devletten ziyade halkla iç içe olmayı tercih eden yapısıyla, Dünya standartlarında kabul edilen sol düşünce yapısına yakışır bir tutum sergiliyor.

Türkiye’de siyasi partilerin çizgisel süreçlerindeki tutum farklılığına “Türkiye’nin en sağ partisi CHP’dir ve AK Parti ile geçiçici bir birliktelik gerçekleştirebiliriz ” diyerek dikkat çeken ÖDP’li Rüstem Batum oluyor.

Siyasette çizgi ve davranışta yaşanan ilginçlikler bir yana özellikle liderlerin vaatleri üzerine de söyleyecek birkaç sözüm var. Örneğin ekonomik programları ve medyaya verdiği reklamlarla adından söz ettiren Cem Uzan, bugün tüm Dünya’da aranan kardeşi ve babası hakkında neden bir açıklama yapmıyor merak ediyorum. Ne ilginç bir ülkeyiz ki Türkiye’nin siyasetinde etkin bir şekilde yer alan ve hiçte küçümsenmeyecek bir oya sahip bir partisinin liderinin ailesi kaçak durumda.

Değerlendirilmesi gereken diğer bir lider de Mehmet Ağar. İsmi zihnimde derin devlet ve Susurluk kavramlarıyla birlikte canlanan Ağar’ın birleşmede Erkan Mumcu’yu saf dışı bırakarak bugün Demokrat Parti’nin tek söz söyleyen ismi olması küçümsenecek bir başarı değil. “Türban bizim namusumuzdur” diyerek cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki tutumunu unutturmaya çalışan Ağar’ın şimdiye kadar başörtü meselesine yönelik bir çalışmasına yada söylemine şahit olmadım. Fark edilmiyor sanırım ama namus seçim dönemlerinde dile düşürülecek kadar ucuz bir kavram değil, Türbanda öyle . Samimiyetten uzak olması bir yana oy avcılığı için Allah’ın emri olan başörtüsünün seçim vaatleriyle dile düşürülmesi düşündürücü ve bir o kadar da üzücü bir yaklaşım.

Söylemlerini değerlendirmek istediğim diğer bir isimde Necmettin Erbakan. Hoca’nın AK Parti’ye oy verecekleri neredeyse münafık ilan edecek türden açıklamaları siyaset ahlakına yakışmıyor . Kimin ne olduğunu ancak Allah bilir ve Hoca Allah’ın yeryüzündeki icra memuru değil ki kimin yanıp kimin yanmayacağına karar versin. Türkiye’de İslam düşmanlığı yapan bu kadar çok kesim varken, Hoca’nın AK Parti’ye oy verecekleri bu şekilde eleştirmesi ne çizgisiyle nede siyaset anlayışıyla bağdaşmıyor doğrusu.

Üzerinde durmak istediğim bir diğer politikacı da Mesut Yılmaz. Doğu Türkistan Davası’nın kalesi olan ülkemizi, koalisyon hükümeti zamanında aldığı bir kararla bu misyonundan uzaklaştıran ve davanın merkezinin Almanya’ya taşınmasına neden olan Yılmaz’ın Türk siyasetine tekrar renk getireceğine dair tespitler, yaptıklarının ne kadar da çabuk unutulduğunu gösteriyor. Mahkeme’de yargılanan ve hakkında çok ağır iddialar bulunan bir ismin nasıl bir renk getireceğini düşünmek bile içimi sıkıyor.

Abdullah Öcalan’ın idamını önleyen ve idamın tamamen önünü kesen politikacıların da bugün kendi hatalarını seçim vaadi diye sunması da anca Türkiye’ye özgü bir durum olsa gerek.

Daha bir çok örnek sırlamak mümkün. Yalnız unutulan bir gerçek var ki halkın gözü artık boş vaatlere gerçekten tok. Ayrıca Türkiye’de eskisi kadar parti fanatikliği yapılmıyor. İnsanlar, yıllarca oylarını verdikleri partileri, ülkeyi daha iyi yönetebileceğini inandığı başka bir parti karşısında bırakabiliyorlar. Geçim derdi ve ülke huzuru siyasetin önüne geçmiş durumda.

Siyasilerin güldüren ve düşündüren vaatleri yerine izlemeleri gereken metot da gayet açık.Çocuk kavgasının andıran içeriği olmayan suçlamalar yerine belge ve delillerle yapılan tespitler ve soruna sorunla değil de mantıklı çözümler üreterek yapılan siyaset, ülkemize daha yakışır olacak. Artık insanlar huzur, çözüm ve bu yönde bir siyaset istiyor. Böyle düşünen liderlerin ve bu temel üzerine, oturmuş bir siyasetin oluşması temenniyle.

Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız ( Toplam 3 yorum yapılmış )

leyla [ 2007/07/17 23:37 ]
alev hanım pekde objektif yazmamışsınız
yazınızı
tek bir partiyi kenara alıp ötekilere vurma misali yapmışınız.
zorbeg [ 2007/07/13 23:40 ]
Alev Hanım, Dibimizde soydaşlarımız kırılıp gidiyor. Soykırım denilen tanımın canlısı yaşanıyor Irak'ta kimin sesi çıkıyor? Sokak köpeklerine çıktığı kadar... Nerede sivil toplum kuruluşları... Türkistan Bayrağını meydanlara yasaklayan Mesut Bey de hala aklımızda. Yazılarını takip ediyorum. Yürekliliğinizden ve konu seçiminizden dolayı Sizi tebrik ediyorum. Slm ve dua ile.
halil [ 2007/07/10 16:30 ]
siz yazıyorsunuz biz de okuyoruz. hani iyi de yapıyoruz. elinize sağlık.

 


Yazarın Tüm Yazıları
 2009.02.14 -  Anlatma Sanatı
 2009.01.17 -  Bebek katili Mübarek ve Çağın Diğer Firavunları
 2009.01.01 -  İsrail bir terör devletidir
 2008.12.06 -  Nifaka Karşı İnfak Seferberliği
 2008.11.07 -  Edebin Beden Bulmuş Hali
 2008.10.20 -  Söz ve İnsan
 2008.09.27 -  Bayram Tadında Hayatlar
 2008.09.09 -  Ramazan ve Zulüm
 2008.07.31 -  Miraç tadında hayatlar
 2008.06.12 -  Beklemek ve görmek
 2008.05.16 -  Kısa bir mola…
 2008.04.07 -  Tahammülsüzlük, küçümseme ve kibir…
 2008.03.21 -  Kapatma davasının kapattıkları
 2008.02.27 -  Geçmişine sövmeyen bizden değildir!
 2008.02.09 -  Dikkat kara çarşaflılar geliyor!
 2008.01.11 -  Tenleri siyah yürekleri beyaz insanlar
 2008.01.04 -  Noel Bayramları Gelecek mi?
 2007.12.11 -  Nede olsa komplo teorisi!
 2007.12.01 -  OYAK’ın Ermeni Yanlısı Ortağı
 2007.11.14 -  Bir Serdengeçti Vardı…
 2007.10.24 -  Sağ olan vatan, unutulan şehitler
 2007.10.06 -  Hadi İran olamadık bari Malezya’ya benzeyelim
 2007.09.15 -  Oruç tutuyor musunuz?
 2007.08.22 -  Garip Bir Rüya
 2007.07.29 -  Halkını tanımayanlar, aptal yerine koyanlar
 2007.07.17 -  Bilinmeyen şahadetin ardından
 2007.07.09 -  Düşündüren ve güldüren vaatler
 2007.06.12 -  Anıtlarla anılan teröristler ve unutulan şehitler
 2007.05.14 -  Bilinmeyen Menderes’in ardından
 2007.04.30 -  Kerkük’e karşı Cumhurbaşkanlığı süreci
 2007.04.18 -  Açlığın Ölüm Hali!
 2007.04.01 -  Tehlikenin Farkında mısınız?
 2007.03.20 -  Şehitliği Akif ve Çanakkale ruhuyla anlamak
 2007.02.27 -  Sultan Abdülhamid Han’dan Aziz Valentine
 2007.02.03 -  Dilden kötü kokular Ahmet Hakan’la geliyor
 2006.12.29 -  Seninleyiz Banu Avar
 2006.12.13 -  Eğitimde dinsizleşme süreci
 2006.11.23 -  Medeniyet yolunda güzeller geçidi
 2006.11.06 -  Açılın feministler geliyor
 2006.10.10 -  Peygamberimize sevgimiz bu kadarmış
 2006.09.08 -  Kola olmadan ne yaparız!
 2006.07.24 -  Bu veballe nasıl yaşanır?
 2006.07.11 -  İHANETİN BÖYLESİ
 2006.06.28 -  YASTAYIZ
 2006.06.17 -  KORKMAYIN BİZDEN
 2006.06.06 -  Mankurtlaşıyoruz
 2006.05.25 -  Davam Türkistan
 2006.05.17 -  Son rezalet
Aslan Korkmaz gelirken, Tuzcuoğlu giderken…
Lokman Koyuncuoğlu
Çokeşliliğe “hayır” mı diyorsunuz?
Mert Aslan
Otur oturduğun yerde
Memduh Nihat Ada
Davos Krizi; Erdoğan milat attı, Perez yavuz hırsız.
Taner Aydın
Affan Dede'ye para saydım
Mustafa Azılıoğlu
Boya boya çek
Huriye Karnap
Her ıslanan anlamaz!
Semra Hoyraz
MÜSİAD Farkı
Aydoğan Deveci
Davos ve sonrası…
Dr.Ali Can
Anlatma Sanatı
Alev Ayyıldız
Yapboz
Nadide Ü.Altıparmak
Göçmen Kuştu Kalbim
Hakan Bahçeci
 

Bu Site Konda İletişim ve Medya Grubunundur.
E-Posta: bilgi@haberkonya.com