Ama halkın büyük çoğunluğu hala kendi geleneklerine, örfüne, adetlerine inançlarına bağlı olduğu için CHP bir türlü iktidara gelemez, ancak sağdan destek alırsa olabilecek bir şey. Bu nedenle son seçimlerde MHP de bu senaryonun içine çekilmiş, yıllardır milli değerlerin temsilcisi olarak görülen bu parti ve mensuplarına, CHP ve yandaşlarının düşmanlıkları bitmiş ve yerini yapmacık bir MHP aşk almıştır. Çünkü büyükler öyle buyurmuşlar. Ama halk bunlara kanmadı.
Türkiye’deki sorun, milletin refahı, huzuru, demokrasi vs değil. Sorun, toplumu bir yaşam biçiminden alıp bir diğerine transferidir. Yani ilkel (!) olandan modern (!) olana. Nedir ilkel olan bu zihniyete göre, kendi inanç ve geleneklerimizden gelen her şey, eğer karşı tarafın düşüncesine hizmet etmiyorsa ilkel, Hıristiyan Protestan yaşam biçimini temsil ediyorsa modern. Açıkçası Mozart’ın 9. senfonisi, bale, diskoda köpük içinde tepinmek, haşne fişne yapmak, İslam düşmanlığı yapmak modern, ama Hz. Peygamberi anmak, ilahi söylemek, içinde bize ait bir şey varsa ilkel, laikliğe aykırı ve cumhuriyet (Halkın egemenliği) içinde tehlikelidir. Yani Necip Fazıl merhumun dediği gibi öz vatanında garip, öz vatanında paryasın. İyi bir vatandaş ancak bu zihniyete tabi ve itaat olunursa mümkündür. Yani batı kültürünü (Protestan Kültürü) tüketebildiğiniz ölçüde modern, iyi ve ideal vatandaşsınız, eğer bu kültürün tüketimine karşıysanız ve tüketmek istemiyorsanız, gerici, vatan haini, laiklik düşmanı, örümcek kafalısınız. Bu toplum dünyanın son teknolojisini kullanarak kendini müreffeh bir bilgi toplumu haline getirse, ama hala namaz kılıyor, başını örtüyorsa, yani dini değerlerini yaşıyorsa çağdaş değildir ve tehlikelidir. Demek ki bunlar çağdaşlık anlayışı Protestan kültürünün tüketimine ilişkin bir tanımdır. Peki, Fransızlar, İngilizler ve ne olduğunu bilmediğimiz emperyalistler 1915’ te Çanakkale’yi geçselerdi bu ülke vatandaşını ne hale getireceklerdi. Acaba hangi kanun ve yönetmeliklerle bu milleti kendi benliğinden kopararak kendilerine benzetecekler ve değerlerini empoze edeceklerdi merak ediyorum. Bu durum bana Amerika’nın dünyaya hâkim olma politikasını hatırlattı, eğer amerikan çıkarlarına hizmet ederseniz barışsever yönetim, toplum ve ülke, etmezseniz terörist ve insanlık düşmanısınız. Günümüzde toplumlara globalleşme adı altında empoze edilen kültür de bu kültürdür. Bu durumda, halkın ve halkın seçtikleri iktidarların devletin kurumlarıyla ve bu zihniyetle çatışması kaçınılmaz olandır. Halk zaten seçtiklerinden bunu bekler. Önünün açılmasını ister. Aklıma yine meşhur müteveffa solcu Türkücü Ahmet Kaya geldi, bir TV söyleşisinde “bu ülkede devlet ile başı derde girmeyene ben adam bile demem” demişti. Burada kastedilen gerçekten devlet değil, devleti kendi çıkarlarına halkın ve bireyin aleyhine kullananlar kast edilmiştir. Sermayeye gelince: Anadolu halkı dünya gerçeklerini Özal gibi birkaç politikacılarımız sayesinde (ki Özal’ın başına bu siyasetinden dolayı örülmedik çorap kalmamıştır, ölümü bile muammadır. Menderes, haksız yere bazı güçler istediği için idam edilmiştir) görerek ayağındaki prangalara rağmen, her türlü zorluğa rağmen her alanda üretim yapıp dünyanın her tarafına ihracat yapmaya başlamışlardır. Bu yıllardır halkı sömüren azınlık ve yandaşları sermayeye korkutmuş, parasal egemenliklerinin geleceğinden korktukları için yandaşları medya aracılığıyla hedef saptırarak kendine hizmet eden devlet adamlarını ve siyasileri kendi halkına düşman yapmışlar ve en azından bu amaca yönelik gayret içindelerdir. Köklü sermaye mensuplarının da aynı kültürü tükettikleri ve aynı zihniyeti temsil ettikleri bir tesadüf değildir. Bu bilinçli bir politika ve kumpastır. Allah onları ıslah etsin, bize de şuur versin! Gerçi bilinçlendirme mekanizması da onların kontrolünde. Ne dersiniz, bu gidişle ne zaman bilinçleniriz? Ben kendimi özgür hissedeceğim, düşünürken acaba suç mu işliyorum diye kendimi düşünce açısından sınırlandırmayacağım, inandığım gibi yaşabileceğim, inancımın umdelerini bir başkasının dikte etmeyeceği bir anayasa ile yönetilmek istiyorum. Bu da sivil bir anayasa ile olur.
|
Köşe Yazısı
Hakkındaki Yorumlarınız
|
Yazarın Tüm Yazıları |
2009.02.03 - Davos ve sonrası… |
2009.01.08 - Medyada manipülasyon örneği Ergenekon |
2008.12.29 - Toplumsallaşmak büyük bir değerdir |
2008.12.05 - Elit Üniversiteler… |
2008.10.01 - Kartelin telaşı demokratik değil, ticaridir. |
2008.07.31 - Züğürt tesellisi! |
2008.07.09 - Dağ fare doğurmamalı, değilse …! |
2008.06.09 - Gördünüz mü, ülkeyi kim yönetiyormuş? |
2008.05.27 - Krizin krizi! |
2008.04.01 - Yüksek Yargı üyelerini halk seçsin!.. |
2008.03.15 - Yeter artık! Rahat bırakın ülkeyi ve toplumu!... |
2008.02.29 - Bunun adına düpedüz İslam düşmanlığı denir |
2008.02.01 - Solucan dinini yaşamak laikliğe aykırı mı? |
2008.01.14 - Değişim…. |
2007.12.24 - Önce eğiticileri ve düzenleyicileri bir düzeltirsek….. |
2007.12.03 - Liberal Düşünce Topluluğu |
2007.10.27 - Artık Aklımızı Başımıza Alma Zamanı gelmedi mi, Ne Dersiniz? |
2007.09.28 - Neyi , Neden Yapıyoruz, Kimin İçin Yapıyoruz Farkında mıyız Acaba? |
2007.09.11 - Ötekini kabullenmek… |
2007.08.25 - 17 mi Büyük Yoksa 83 mü?... |
2007.08.17 - Medya, Bürokrasi, Sermaye Kumpası ve Yeni Anayasa- (2) |
2007.08.06 - Medya, Bürokrasi, Sermaye Kumpası ve Yeni Anayasa-1 |
2007.07.24 - Kimler ve neden kayıp ettiler,ben söyleyeyim mi?... |
2007.07.07 - Soğan Hikayesi!..... |
2007.06.11 - İşsizlik ve ÖSS… |
2007.05.28 - Peki, siz hangisini istersiniz?... |
2007.05.18 - Korku,… |
2007.05.16 - PRAMİT!.. |
2007.05.15 - Muhtıra |
|
|
|
|
|