Farkında olmamak imkânsız,
Türkiye kendi içinde gizli-açık, sessiz sedasız bir devrim yaşıyor.
Bir parti yâda görüşün borazanı olarak söylemiyorum bunları.
Sokaktaki vatandaş olarak söylüyorum.
Türkiye bir değişim yaşıyor,
Eski Sovyet bloğu ülkelerdeki gibi bir turuncu devrim de değil bu.
Cumhuriyet tarihinde ilk kez seçmenin yüzde 88 inin tercihi, meclise iz düşümü yansıdı.
Seçimlere katılım yüzde 84 oldu.
İhracat 100 milyar doları devirmek üzere,
Üretime dayalı sürdürebilir kalkınma, 22 çeyrektir aralıksız devam ediyor.
Hem de ihracatçıyı isyan ettiren güçlü YTL’ ye rağmen,
Paradan atılan sıfırlar,
Yüzde 8 enflasyon,
Artan turizm gelirleri,
Yılda 20 milyar dolara yakın yabancı yatırım,
Sosyal Güvenlik sisteminin birleştirilmesi,
Özel hastanelerin kapılarının herkese açılması,
Yaşlılara yaşlı oldukları için maaşa bağlanması,
Halen yetersiz de olsa verginin tabana doğru yayılmaya başlaması,
Banka hortumcularının, hazine oligarklarının mallarına el konulması,
Eşi türbanlı başbakan, cumhurbaşkanları, bakanlar,
Hem de siyasi elitlerin muhalefetine rağmen bunların başarılması,
Yeni sivil bir anayasanın hazırlıklarda son aşamaya gelinilmesi…
Topluma geniş özgürlükler verecek,
Bireyi devlete karşı koruma altına alacak,
Siyaseti askersizleştirip, sivilleştirecek,
Muhtıra, darbe gölgesinden demokrasiyi arındıracak,
Sivil toplum örgütlerini güçlendirecek,
İfade özgürlüğünü zirveye taşıyacak,
İzimlerin gölgelerinin dahi kalmayacağı, herkesin özlemini çektiği çağdaş demokratik bir anayasa.
Henüz daha ortaya çıkmadı, tartışılmaya başlanmadı.
Ancak yeni anayasanın sunacaklarından bir tanesi de,
Din derslerinin zorunluluk olmaktan çıkarılacağı
Başbakan bunu açık seçik söyledi.
Bu benim hazırlıkları son aşamaya gelen, şuan ki anayasaya görünen ilk itirazım,
Belki de 12 Eylül sonrası Kenan Evren’in anayasasında tek destek verdiğim bu maddeydi.
Haftada bir saatle sınırlı olan bu ders, yetersizliği ve içeriğinin yetersizliği zaten tartışma konusuyken, hepten kaldırıp yok etmek ortak aklın ürünü değildir
Belki de orta öğretimde öğrencinin din eğitimi almadaki son durağıdır.
Her ailelerin çocuklarına düzgün bir din eğitimi veremeyecek olması gerçeği hasebiyle hükümetin bu kararını bir kez daha mutlak suretle gözden geçirmesi gerekiyor.
Güllere koşarken, papatyaları ezenler, hiç ama hiç, sevilmezler.