:. Haberler
  Bilişim
  Dünya
  Eğitim
  Ekonomi
  Kültür Sanat
  Politika
  Sağlık
  Spor
  Yaşam

  :. Gruplar
  Hava
  Söyleşiler
  Yazarlar

Alışacaklar 
Taner Aydın   ( taner145@hotmail.com )

Sami Hocaoğlu mahlasıyla yazılar yazan köşe yazarını takip eder misiniz bilmiyorum.
Ben müptelasıyım
Bir nedenle ülke dışına olsam, geri döndüğümde ilk işim onun yazılarını geriye dönük olarak tek tek bakar okurum.
Onun yazısı elime aldığım yazdığı gazetesinde okumak inanılmaz zevk verir bana.
Sami hocaoğlu diye birisi yoktur aslında,
Tamamen hayal ürünüdür.
Aynı Taha Kıvanç gibidir o da.
Fehmi Koru’nun, Taha Kıvanç mahlasıyla yazması gibidir.
Laf aramızda Fehmi Koruyu okumam ama son beş senedir, Taha Kıvanç’ın atladığım yazısını hatırlamamda.
Sami Hocaoğlu ise Mustafa İslamoğlu’dur.
Meşhur çok tartışılan “Üç Muhammed” kitabının yazarıdır.
Geçen haftaki yazdığı, haftalık köşe yazısında, şuanda içinden geçtiğimiz günleri anlattı.
Bakın bugün ortalıkta yaşanan anayasa kavgası için ne diyor Hocaoğlu,

“Onları anlıyorum. Karizması çizilip foçası bozulmuş külhanbeyi gibi, sağa sola saldırıyorlar. Hırçınlaşıyorlar, kahırlanıyorlar, mızmızlanıyorlar. Dağarcıklarında ne varsa boşaltıyorlar. Dağarcıklarında ne var?
Mebzul miktarda çamur var. Zor günler için biriktirilmiş necaset katkılı çamur. Önlerine gelene sallıyorlar. Taş var. Küfür var. Tehdit var. Tevir türlü yalan dolan var. Alicengiz oyunları, ayak oyunları var. İftira, yaftalama, klişeleşme var.
İyi ama neden?
Azgın azınlık psikolojisi böyle bir şey işte. Şimdiye kadar astıkları astık, kestikleri kestikti. Yedikleri önlerinde, yemedikleri arkalarındaydı. Milletin eline vurup ekmeğini alıyorlar, ensesine yapışıp kanını emiyorlardı.
İktidarı kendilerine zimmetlemişler, devleti ''devlet ve hükümet'' diye ikiye bölmüşler, o da olmadı ''sayısal üstünlük - siyasal üstünlük'' diye hurafeler uydurmuşlardı. Böylelikle seçimleri kaybetseler de devleti kaybetmeyeceklerdi. Hükümet mi? Nasıl olsa kendilerinin kirlettiğini temizleyecek, boşalttığını dolduracak, dağıttığını toparlayacak, bozduğunu tamir edecek birilerine ihtiyaç vardı. Hükümet işte oydu. ''Evin hizmetçisi'' rolü neyine yetmiyordu. Ama asla parçalanmış devleti bütünlemeye kalkmamalıydı.
Onlar yer, içer, kirletir, eğlenir; hükümet de onların gerisini temizler, sofra artıklarına tav olurdu. Onlar bozacının şahidi şıracı hesabı, kurumları, Karunları, Hamanları bir araya gelip karar verir, hükümete de onu uygulamak düşerdi. Onlar hazineyi eş, ahbap, dost arasında pay ederek boşaltırlar, hükümet de onların boşalttığı hazineyi doldurmak için millete kemer sıktırırdı.
Bazen olanca büyüklüğüne rağmen pasta onlara bile yetmez olurdu. Azgın azınlık kendi aralarında pastadan pay kapma dalaşına girer, ortalık toz duman olur, birbirlerini tekmeler, etrafı kırıp dökerdi. Hükümet de onların dalaşından geriye kalan enkazı toplardı. Daha ileriye gitmek ağzının işi değildi.
Şimdi yeni bir devir başlıyor. Milletten gasbedilmiş yetkiler millete yeniden dönüyor. Haramzadeleri saran telaşın altında bu yatıyor. Korku, bundan böyle haramzadelik ve haramilikle geçinememe korkusu. Korku, kol bükme ve zor yoluyla milletin tepesinde boza pişirememe korkusu. Korku, Alicengiz oyunlarıyla iktidar olamama korkusu. Korku, haksız yere elde ettikleri statüleri ve makamları kaybetme korkusu.
Asıl derin korku hesap sorulma korkusu.
Bu sonuncusu onları çıldırtıyor olmalı. Ama ortada ''Milletten gasp edilenlerin hesabını soracağız'' diyen hiç kimse yok. Bırakın hesap sormayı, adeta kendilerine siz bu ülkenin ''Con Ahmed'i de olsanız, sizin devr-i dâim makinenize kimse laf etmeyecek, müsterih olun'' garantileri verilmekte.
İyi de, buna sevinmeleri, ''Paçayı ucuz kurtardık'' deyip göbek atmaları gerekmiyor mu? Daha ne olsun? Siyasal cinayetlerinin hesabı sorulmayacak, darbelerinin hesabı sorulmayacak, haksız kazançlarının hesabı sorulmayacak, millete verdikleri maddi manevi zararların hesabı sorulmayacak. Dünyada amel defteri bu kadar kirli olup da bu kadar ucuz yırtan bir başka azgın azınlık var mıdır?
Bizce yoktur. Peki, o zaman niçin hâlâ bu kadar hırçınlık yapıyorlar?
Hırçınlığın büyüklüğüne bakarak, kaybettiklerinin büyüklüğünü anlayabilirsiniz. Buna bakarak da, milletten kaçırdıklarının büyüklüğünü anlayabilirsiniz.
Deniz bitti. Yolun sonu göründü. Millet oyunu sezdi. Bu numarayla buraya kadar. Daha fazla gidemezler.
Alışacaklar.
Gasp etmeden yaşamaya alışacaklar. Azınlığın çoğunluğa tahakküm edemeyeceği gerçeğine alışacaklar. Hayat tarzlarını zorla çoğunluğa dayatamayacaklarını kabul edecekler. Tepeden inme mühendislik yönteminin iflas ettiğini görecekler. Milletin sırtına giydirdikleri deli gömleğini millet sırtından çıkarıp malum zümreye giydirmiyorsa, yatıp kalkıp buna şükredecekler. Emziklerini kaybetmiş koca bebek gibi ortalığı velveleye veriyorlar. Evet, emziklerini kaybettiler. Hiçbir şeyin hesabını vermeden, bu kadar ucuz sıyırdıklarına saysınlar. Biliyorum, alışmak zor geliyor, ama başka çaresi de yok”
Sami Hocaoğlu, kalemine sağlık.
Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız ( Toplam 2 yorum yapılmış )

NESLİHAN [ 2008/05/30 14:40 ]
Sayın Taner Bey, tıpkı sizin Sami Hocaoğlu'nu sıkı takip ettiğiniz gibi ben de bu sitenin müptelasıyım, ama her girişimde aylar önceden kalan yazılarınızla karşılaşmak iç burkuyor. Siz gazeteyi her elinize alışınızda Sami Hocaoğlu'nun sürekli aynı yazısının temcit pilavı misali önünüze sürüldüğünü görseniz içiniz burkulmazmıydı?
zorbeg [ 2007/11/15 11:16 ]
George Orwell'in 1984 kitabını okumanızı tavsiye ederim. Taner Beg. Slm ve dua ile.

 


Yazarın Tüm Yazıları
 2009.01.30 -  Davos Krizi; Erdoğan milat attı, Perez yavuz hırsız.
 2008.12.31 -  Filistin’de barışın tek formülü
 2008.11.28 -  IMF’ye gerek yok batmayız?
 2008.11.12 -  Sevsinler
 2008.10.24 -  Ekonomi, Aktütün, ve Ergenekon
 2008.08.12 -  Rus- Gürcü savaşı nasıl sonuçlanır?
 2008.07.07 -  Demek hukuka herkesin bir gün ihtiyacı oluyormuş
 2008.06.21 -  Ve Viyana düştü
 2008.06.06 -  Yağ çıkaracak deve
 2008.05.01 -  Ünal Karaman, sezon başında Konyaspor’un yeniden başında
 2008.04.01 -  Ağlama duvarı
 2008.01.23 -  Kürtleri ne yapmalı
 2007.10.30 -  Recep Konuk’da bir öğretmenmiş
 2007.09.28 -  Sudiye Kasapçopur’un hikayesi
 2007.09.24 -  Alışacaklar
 2007.09.14 -  Luis Washington Konyaspor'da ne yapar?
 2007.09.10 -  Türkiye devrim yaşıyor
 2007.09.06 -  Nerde kalmıştık…
 2007.07.20 -  Oyumu vereceğim parti
 2007.07.03 -  Seçim anketleri doğru mu?
 2007.06.22 -  Zeyno Baran olayı
 2007.06.17 -  Filistinliler hepinize yazıklar olsun!
 2007.06.07 -  Aday listelerine nerden bakıyorsunuz?
 2007.05.28 -  Meclis’te seçim sonrası iki parti olur
 2007.05.22 -  Konya’nın milletvekili adayları sönük kaldı
 2007.05.11 -  Kim nereden aday, eskiye rağbet olsaydı !!!
 2007.05.05 -  Sizce neyin seçimi
 2007.04.28 -  Gibisi fazla bunun adı “muhtıradır”
 2007.04.13 -  Büyükanıt paşa Tayyib Erdoğan’a Çankaya yolunu açtı
 2007.04.03 -  Demirel’den artık iyice sıkıldım
 2007.03.20 -  Helalinden iş, helalinden eş!
 2007.03.05 -  Konyaspor yazısı…
 2007.02.26 -  Melekler şehri terk edince
 2007.02.07 -  Kıyamete beş mi var?
 2007.01.29 -  Hırant Dink’in toprağı neden mi bol olsun?
 2007.01.24 -  Hrant Dink nasıl katledildi?
 2006.12.25 -  İyi seneler
 2006.12.02 -  Atina’da 3 gün
 2006.11.08 -  Noterdam’ın kamburu
 2006.11.01 -  Paris’ten insan manzaraları
 2006.10.11 -  Askerin tepkisi
 2006.09.26 -  Liverpool’da bir Galatasaray anısı
 2006.09.19 -  Öğrenmeyi öğrenmek
 2006.09.09 -  Lübnan’a asker gönderilmesi kime yaradı?
 2006.08.26 -  Konyaspor başkanı Ahmet Şan’a davet
 2006.08.15 -  Lübnan Hizbullah’ı
 2006.07.21 -  Cevap veriyorum…
 2006.07.13 -  Hamas ve 3 Şart
 2006.07.06 -  Zidan’ın ardından
 2006.06.19 -  Ahmet Davutoğlu ile dış politika turu (2)
 2006.06.12 -  Ahmet Davutoğlu ile dış politika turu
 2006.06.02 -  Türk Solu hastalıklı bir soldur.
 2006.05.24 -  Kasımda seçim olur mu?
 2006.05.13 -  Ermeni soykırım yasa tasarısı ve Türkiye Ermenileri
 2006.05.06 -  BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ NEDİR?
 2006.04.29 -  ABD’Yİ MUSEVİ CEMAATİ YÖNETİR
 2006.04.19 -  TERÖRİST KİMDİR ?
 2006.04.10 -  Şahinlerden güvercin olur mu?
 2006.03.31 -  ARAFAT’IN RÜYASI
 2006.03.28 -  Körler Ülkesinde Görmek İdamlık Suç mudur?
Aslan Korkmaz gelirken, Tuzcuoğlu giderken…
Lokman Koyuncuoğlu
Çokeşliliğe “hayır” mı diyorsunuz?
Mert Aslan
Otur oturduğun yerde
Memduh Nihat Ada
Davos Krizi; Erdoğan milat attı, Perez yavuz hırsız.
Taner Aydın
Affan Dede'ye para saydım
Mustafa Azılıoğlu
Boya boya çek
Huriye Karnap
Her ıslanan anlamaz!
Semra Hoyraz
MÜSİAD Farkı
Aydoğan Deveci
Davos ve sonrası…
Dr.Ali Can
Anlatma Sanatı
Alev Ayyıldız
Yapboz
Nadide Ü.Altıparmak
Göçmen Kuştu Kalbim
Hakan Bahçeci
 

Bu Site Konda İletişim ve Medya Grubunundur.
E-Posta: bilgi@haberkonya.com