:. Haberler
  Bilişim
  Dünya
  Eğitim
  Ekonomi
  Kültür Sanat
  Politika
  Sağlık
  Spor
  Yaşam

  :. Gruplar
  Hava
  Söyleşiler
  Yazarlar

Eylül, yine gel 
Memduh Nihat Ada   ( memduh_nihat@mynet.com )

Her şey o kadar dokunaklı ki
Eylülsem, istemeden kırılıyorsam eğer*
Yaz ve kışın buluştuğu içli bir eylül gecesiydi.
Altında oturduğumuz revak yıldızlarla dolmuş ve geceye sonbaharın erken hüznü çökmüştü.
Uzaktan ağustostan kalma böcek sesleri geliyordu.
Ben söylerken, sen dinlerken titriyorduk.
Sesin taptazeydi.
Saçların hala akşam güneşini bırakmamıştı.
Yüzün o ışıklı gülümsemeyle dolmuştu.
Bu gülümsemeni severdim ve çiçek gibi toplamak isterdim.
Ben, gelecek özlemlerden ve hayallerden kurulur diyor ve hiç durmadan konuşuyor, anlatıyordum.
Kazanmak için önce ve daima kaybetmek gerektiğinden ve ışıklı bir özgürlükten bahsediyordum.
Sen, aynen şöyle demiştin:
“Yeryüzüne inelim!”

Dilim konuşmaya devam ediyordu ama içim susmuştu.
Oysa ben sana uzun ve bitmeyen yollar, köyler, kasabalar, kasvetli otel odaları ve ilginç simalar getirmiştim.
Nerede insanı çeken bir manzara görsem sana ve şehrine benzetiyorum diyecektim.
Benim diri ve neşeli olmamı kayıtsızlığıma ve serkeşliğime veriyordun.
Seni kararsızlık yorgun düşüyordu.
Ben seni sevdiğim için diri ve canlıydım.
Birkaç uzun geceyi birbirine eklemişlerdi sanki.
Çörek biçimindeki ay parlıyor ve geceye ve bize göz kulak oluyordu.
Sesin değişmişti.
Sesin yaralı bir bülbül sesine dönüşmüştü.
Sözlerin açık bir yaradan akan kan gibiydi.
Bir kez daha ve üzerine basarak söylüyordun.
“Yeryüzüne inelim!”

Gece ve sen beni büyülemiştin.
Farkındaydım ve itiraf etmem gerekirse artistik ve coşkulu cümleler kuruyordum.
Mutluluk yakınlarda bir yerdeydi ama sobeleyemiyorduk.
Gülümsemen, beni anlayan, beni anlaşılmak istediğim kadar anlayan ve kendi inanışım gibi inandığım bir gülümseyiş gibiydi.
Yanılmışım.
Biliyordum.
Bir küçük ev, güzel ve sakin bir eş, kendine benzeyen iki çocuk ve güzel bir bahçe düşlüyordun.
Ve hatta kumrular yuva yapıyordu bahçendeki ağaca.
Çünkü kumrular merhametli evleri ve insanları seçerlerdi.
Bu hayalleri sana çok gören değildim.
Bilirdim, sevdiği erkeğin kollarında kendini kaybetmiş bir kadının yüzü kadar güzel bir yüz olmuyordu.
Olmuyordu.
Benim tek rüyam vardı.
Dağ başında küçük bir kulübe.
Aynı rüyada bulaşamıyorduk.
Ben, binlerce insandan biriyim.
Ne güzel, ne çirkin. Ne korkak, ne kahraman. Aptal ve zeki de değilim. Akılda kalacak tek özelliğim coşkum olsun isterim.
Ben yasalara, paraya, siyasete, okula, değişenlere ve değişmeyenlere karşıydım.
Aşk hariç!

Su kenarı benim susuzluğumdu.
Beni ayakta tutan aşk olduğu gibi öldürecek olanda aşktı.
Bir yandan mahveden ama diğer yandan da besleyen aşk.
Yüreğimde kırgınlıkla beraber umut yan yana yürüyordu.
Ne garip.
Kırgınlığım el verip kaldırıyor umudumu düştüğü yerden.
Eylül, yine gel.


* Edip Cansever

Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız ( Toplam 5 yorum yapılmış )

fecr [ 2007/10/09 13:05 ]
güzel insan hoş geldin aramıza
muti [ 2007/10/09 13:04 ]
tüm yıldızları toplayıp sana göndermışım o yüzden bak gece simsiyah
muti [ 2007/10/09 13:02 ]
Üstüme yağan dermansız özlemlendir sevgili...
muti [ 2007/10/09 12:58 ]
Beni ayakta tutan aşk olduğu gibi öldürecek olanda aşktı.
asi [ 2007/10/08 10:13 ]
yüreğinize sağlık, hoş geldiniz memduh nihat ada

 


Yazarın Tüm Yazıları
 2009.02.12 -  Otur oturduğun yerde
 2008.12.12 -  Kumar oynamıyor musun?
 2008.12.02 -  Biz aşkı Orhan Gencebay’dan öğrendik...
 2008.11.25 -  Su akar yatağını bulur...‏
 2008.09.09 -  Beyaz mendil
 2008.08.16 -  Su toplayan yerimiz, neremiz?
 2008.07.31 -  Yeşil taşı arıyorum
 2008.07.19 -  Yakınlık ne anlama gelir?
 2008.07.01 -  Ben korkağın tekiyim…
 2008.06.23 -  Ninem, ağzına sağlık...‏
 2008.06.16 -  Getire getire bunu mu getirdin?
 2008.06.09 -  Esin Abla ile Halil Emmi
 2008.06.04 -  Bin kaç oluyor?
 2008.05.22 -  Ne budala bir oyun!
 2008.05.14 -  Nasıl kıskanmam?
 2008.04.22 -  Hakemi gözüm ısırıyor!..
 2008.04.08 -  Ellerimi bir çocuğa verdim...
 2008.03.31 -  Çay daveti
 2008.03.24 -  Başka cumartesi
 2008.03.19 -  Bir Zeynep vardı...
 2008.03.15 -  Bacanak kardeşim (2)
 2008.03.06 -  Bacanak kardeşim (1)
 2008.02.29 -  Gül kanayarak açar!
 2008.02.23 -  Kelam bilmeden “kelam” etmek
 2008.02.19 -  Seninle…
 2008.02.16 -  Çiçekçilere uğrayın
 2008.02.11 -  Şenlik yapılsın!...
 2008.02.08 -  Biz ona masal deriz
 2008.01.31 -  Yükseklere nişan alanlar‏
 2008.01.26 -  İnsan bolluğu
 2008.01.17 -  Bataklık bekçileri
 2008.01.09 -  Yorgancı ile kuyumcu
 2008.01.03 -  Geceler içimde hece
 2007.12.28 -  Gülüm
 2007.12.18 -  İş teklifi...
 2007.12.17 -  Korkmak...
 2007.12.12 -  Zarlar atılmıştır!
 2007.12.05 -  Sevgilim olmayan uyku
 2007.11.29 -  Bu kitaplar kaça?-2
 2007.11.19 -  Bu kitaplar kaça?-1
 2007.11.12 -  Nedir baktığın dede?
 2007.11.06 -  Meşguldüm dönemedim, yoğundum yazamadım
 2007.10.29 -  Kızım sana söylüyorum!
 2007.10.21 -  Kalbime sordum
 2007.10.15 -  Rıfat
 2007.10.08 -  Eylül, yine gel
 2007.06.18 -  Hoşçakalın
 2007.06.02 -  Yaşamak galip geliyor
 2007.05.29 -  Orman yanıyordu
 2007.05.25 -  Söyleyeceklerim Var 2
 2007.05.22 -  Söyleyeceklerim var 1
 2007.05.17 -  Üşüyorum kapama gözlerini...*
 2007.05.14 -  Siyah yıldızlar
 2007.05.10 -  Sarhoştan yağ çıkarmak
 2007.05.07 -  İnsan değil misin usta?
 2007.04.30 -  Bir başka zemin...
 2007.04.28 -  Tabanca ile gösterilen penaltı...!
 2007.04.23 -  Güller mi düşüyor gözlerinden?
 2007.04.16 -  Bazı Aşkların Ölümdür Kafiyesi"*
 2007.04.09 -  Her tebessümün kankardeşi
 2007.04.01 -  Ömrümü içine alan parantez
 2007.03.26 -  Bizim mahallenin abisi
 2007.03.19 -  Yandı,bitti,kül...
 2007.03.13 -  Meşgul görünmekten bıktım.
 2007.03.05 -  Cesaretsiz adamın notları 2
 2007.02.27 -  Cesaretsiz adamın notları 1
 2007.02.22 -  Kaç tavuğunuz var?
 2007.02.12 -  Karakış
 2007.02.05 -  Geri dön çocuk!...
 2007.01.30 -  Ya taş, ya kuş...!
 2007.01.22 -  Uykusuzluk neler yazdırıyor insana…
 2007.01.16 -  Güzel abim...
 2007.01.08 -  Güneşin kızını isteyen fare
 2006.12.25 -  Doğum günüm
 2006.12.19 -  Çıldırın!
 2006.12.09 -  Yağmurumuz var
 2006.12.04 -  Bol nahtarlı bir hikaye
 2006.11.27 -  Temayül ve uçurum
 2006.11.20 -  Yazı ve hüzün
 2006.11.13 -  Ve sen...
 2006.11.06 -  Geceydi
 2006.10.30 -  Bir Türk Dört Japon
 2006.10.26 -  Bekliyorum…
 2006.10.16 -  İnadına gülümsemek
 2006.10.11 -  Kardeşimdi...
 2006.10.09 -  Başlarken…
Aslan Korkmaz gelirken, Tuzcuoğlu giderken…
Lokman Koyuncuoğlu
Çokeşliliğe “hayır” mı diyorsunuz?
Mert Aslan
Otur oturduğun yerde
Memduh Nihat Ada
Davos Krizi; Erdoğan milat attı, Perez yavuz hırsız.
Taner Aydın
Affan Dede'ye para saydım
Mustafa Azılıoğlu
Boya boya çek
Huriye Karnap
Her ıslanan anlamaz!
Semra Hoyraz
MÜSİAD Farkı
Aydoğan Deveci
Davos ve sonrası…
Dr.Ali Can
Anlatma Sanatı
Alev Ayyıldız
Yapboz
Nadide Ü.Altıparmak
Göçmen Kuştu Kalbim
Hakan Bahçeci
 

Bu Site Konda İletişim ve Medya Grubunundur.
E-Posta: bilgi@haberkonya.com