:. Haberler
  Bilişim
  Dünya
  Eğitim
  Ekonomi
  Kültür Sanat
  Politika
  Sağlık
  Spor
  Yaşam

  :. Gruplar
  Hava
  Söyleşiler
  Yazarlar

Rıfat 
Memduh Nihat Ada   ( memduh_nihat@mynet.com )

Lise yıllarında bir gün ilkokul öğretmenimiz arkadaşım Reşit ile benim, yerine iki gün öğretmenlik yapmamızı teklif etmişti. Öğretmenlikten ziyade sınıfa göz kulak olacaktık. Sabah okulun bahçesinde buluştuk. Öğretmenimizle beraber önce müdürün yanına çıktık. Daha sonra sınıfa indik beraberce. Öğretmenimiz öğrenciler ile tanıştırdı bizi. Yaramazlık yapmamalarını öğütledi. Beni utandırmayın dedi ve gitti.

Sınıfın mevcudu kırk kişi kadardı. Şehrimizin varoşlarına yakın bir mahalle ilkokulunun Mehmet Nuri İlk Okulu’nun birinci sınıfıydı. Öğretmenimiz – ömrü uzun olsun Halis Yakupoğlu – Reşit ile bana da birkaç öğüt vermişti gitmeden önce.

Aynı sınıfı ikinci keredir okuyan, sıfır numara tıraşlı ve başında sayısız yara izi olan Rıfat’tan gözünüzü ayırmayın, hatta biriniz yalnız onunla ilgilenin demişti Halis öğretmen.

Özellikle bu öğrenciye niye vurgu yaptığını ikinci günün sonunda çok iyi öğrenmiştik!

Çocuk baştan aşağı problemdi. Bıkıp usanmadan yaramazlık yapıyor, arkadaşlarını ya rahatsız ediyor ya da onları da kışkırtıyordu. Dayak atmayacaktık! Ama ne gezer. Öğretmenliğe başlamamızın üzeriden daha iki ders geçmeden Rıfat Reşit’i çileden çıkarmış, bana “Memduh sen al bunu bahçeye çık, yoksa ben çocuk katili olacağım!” demişti.

Rıfat öyle ufak tefek sopa-dayak olaylarını aşmış, hatta bizim çömezliğimizle alay edercesine sırnaşık sırnaşık gülüyor ve bizi çileden çıkarıyordu. Koca sınıfla uğraşmaktan daha çok yormuştu bizi Rıfat.

Çocuk katili olmadan ve elimizden bir kaza çıkmadan iki günü bitirmiştik!

Yıllar sonra, şehrimizin bulvarında genç bir delikanlı yaklaşmıştı yanıma. “Abi, beni tanıdın mı?” Tanımamıştım. Tanıtmıştı kendini. İki günlük öğretmenliğin belki de yegâne öğrencisi Rıfat’tı. Dalyan gibi bir genç olmuştu Rıfat ve askere gitme öncesindeydi. Çay bahçesine oturup uzun uzun konuşmuştuk.

Çocukluğum durmadan kanayan bir yara gibiydi demişti. Babası ilkokula başlamadan ölmüştü. Daha sonra iki üvey babası olmuştu. Biri alabildiğine sarhoş diğeri alabildiğine gamsız ve duyarsızdı. Değiştirilen evler, üvey kardeşler, yeni yeni komşular ve akrabalar ve okullar. Mutlulukta ve okulda gözüm olmamıştı diyordu. Bilinçli değildim ama o yıllarda ben yalnızca günü kurtararak yaşamaya çalışmıştım. Zor ve mağdur hayatı göğüslemişti.

Rıfat anlatıyordu ve gözleri yağmura tutulmuş kirazlar gibi ıslanmıştı.



Ayrılmamıza yakın – ki her ikimizin de gözleri iyice buğulanmıştı – “Abi” demişti incinmiş ve incelmiş sesiyle... “okulun bahçesinde başımı okşamış ve bana simit almıştın. Çocuksu sevincimle ağlamıştım. Ama siz benim arkadaşlarımla kavga ettiğim için ağladığımı sanmıştınız.”


Ağlamıyordum ama yaşlar akıyordu gözlerimden. Sımsıkı sarıldım koca delikanlıya.”Beni affet koca oğlan dedim.” Ve alnından öperek vedalaşmıştım tek öğrencimle...


Yürüyor ve düşünüyordum.

Hayat, aramızdaki tek temas şekli değildi. Severken, öfkeliyken, mağrurken tanıyorduk başkalarını. Hayatın hiçbir şey etmediğini, fakat hiçbir şeyin de bir hayat etmediğine inanıyordum.

Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız ( Toplam 1 yorum yapılmış )

asi [ 2007/10/18 18:12 ]
çok doğru memduh nihat ada, Hayatın hiçbir şey etmediğine, hiçbir şeyin de bir hayat etmediğine inanıyorsun, lakin hayatı ve herşeyi faklı kılanın da dosluk olduğunu biliyorsun...

 


Yazarın Tüm Yazıları
 2009.02.12 -  Otur oturduğun yerde
 2008.12.12 -  Kumar oynamıyor musun?
 2008.12.02 -  Biz aşkı Orhan Gencebay’dan öğrendik...
 2008.11.25 -  Su akar yatağını bulur...‏
 2008.09.09 -  Beyaz mendil
 2008.08.16 -  Su toplayan yerimiz, neremiz?
 2008.07.31 -  Yeşil taşı arıyorum
 2008.07.19 -  Yakınlık ne anlama gelir?
 2008.07.01 -  Ben korkağın tekiyim…
 2008.06.23 -  Ninem, ağzına sağlık...‏
 2008.06.16 -  Getire getire bunu mu getirdin?
 2008.06.09 -  Esin Abla ile Halil Emmi
 2008.06.04 -  Bin kaç oluyor?
 2008.05.22 -  Ne budala bir oyun!
 2008.05.14 -  Nasıl kıskanmam?
 2008.04.22 -  Hakemi gözüm ısırıyor!..
 2008.04.08 -  Ellerimi bir çocuğa verdim...
 2008.03.31 -  Çay daveti
 2008.03.24 -  Başka cumartesi
 2008.03.19 -  Bir Zeynep vardı...
 2008.03.15 -  Bacanak kardeşim (2)
 2008.03.06 -  Bacanak kardeşim (1)
 2008.02.29 -  Gül kanayarak açar!
 2008.02.23 -  Kelam bilmeden “kelam” etmek
 2008.02.19 -  Seninle…
 2008.02.16 -  Çiçekçilere uğrayın
 2008.02.11 -  Şenlik yapılsın!...
 2008.02.08 -  Biz ona masal deriz
 2008.01.31 -  Yükseklere nişan alanlar‏
 2008.01.26 -  İnsan bolluğu
 2008.01.17 -  Bataklık bekçileri
 2008.01.09 -  Yorgancı ile kuyumcu
 2008.01.03 -  Geceler içimde hece
 2007.12.28 -  Gülüm
 2007.12.18 -  İş teklifi...
 2007.12.17 -  Korkmak...
 2007.12.12 -  Zarlar atılmıştır!
 2007.12.05 -  Sevgilim olmayan uyku
 2007.11.29 -  Bu kitaplar kaça?-2
 2007.11.19 -  Bu kitaplar kaça?-1
 2007.11.12 -  Nedir baktığın dede?
 2007.11.06 -  Meşguldüm dönemedim, yoğundum yazamadım
 2007.10.29 -  Kızım sana söylüyorum!
 2007.10.21 -  Kalbime sordum
 2007.10.15 -  Rıfat
 2007.10.08 -  Eylül, yine gel
 2007.06.18 -  Hoşçakalın
 2007.06.02 -  Yaşamak galip geliyor
 2007.05.29 -  Orman yanıyordu
 2007.05.25 -  Söyleyeceklerim Var 2
 2007.05.22 -  Söyleyeceklerim var 1
 2007.05.17 -  Üşüyorum kapama gözlerini...*
 2007.05.14 -  Siyah yıldızlar
 2007.05.10 -  Sarhoştan yağ çıkarmak
 2007.05.07 -  İnsan değil misin usta?
 2007.04.30 -  Bir başka zemin...
 2007.04.28 -  Tabanca ile gösterilen penaltı...!
 2007.04.23 -  Güller mi düşüyor gözlerinden?
 2007.04.16 -  Bazı Aşkların Ölümdür Kafiyesi"*
 2007.04.09 -  Her tebessümün kankardeşi
 2007.04.01 -  Ömrümü içine alan parantez
 2007.03.26 -  Bizim mahallenin abisi
 2007.03.19 -  Yandı,bitti,kül...
 2007.03.13 -  Meşgul görünmekten bıktım.
 2007.03.05 -  Cesaretsiz adamın notları 2
 2007.02.27 -  Cesaretsiz adamın notları 1
 2007.02.22 -  Kaç tavuğunuz var?
 2007.02.12 -  Karakış
 2007.02.05 -  Geri dön çocuk!...
 2007.01.30 -  Ya taş, ya kuş...!
 2007.01.22 -  Uykusuzluk neler yazdırıyor insana…
 2007.01.16 -  Güzel abim...
 2007.01.08 -  Güneşin kızını isteyen fare
 2006.12.25 -  Doğum günüm
 2006.12.19 -  Çıldırın!
 2006.12.09 -  Yağmurumuz var
 2006.12.04 -  Bol nahtarlı bir hikaye
 2006.11.27 -  Temayül ve uçurum
 2006.11.20 -  Yazı ve hüzün
 2006.11.13 -  Ve sen...
 2006.11.06 -  Geceydi
 2006.10.30 -  Bir Türk Dört Japon
 2006.10.26 -  Bekliyorum…
 2006.10.16 -  İnadına gülümsemek
 2006.10.11 -  Kardeşimdi...
 2006.10.09 -  Başlarken…
Aslan Korkmaz gelirken, Tuzcuoğlu giderken…
Lokman Koyuncuoğlu
Çokeşliliğe “hayır” mı diyorsunuz?
Mert Aslan
Otur oturduğun yerde
Memduh Nihat Ada
Davos Krizi; Erdoğan milat attı, Perez yavuz hırsız.
Taner Aydın
Affan Dede'ye para saydım
Mustafa Azılıoğlu
Boya boya çek
Huriye Karnap
Her ıslanan anlamaz!
Semra Hoyraz
MÜSİAD Farkı
Aydoğan Deveci
Davos ve sonrası…
Dr.Ali Can
Anlatma Sanatı
Alev Ayyıldız
Yapboz
Nadide Ü.Altıparmak
Göçmen Kuştu Kalbim
Hakan Bahçeci
 

Bu Site Konda İletişim ve Medya Grubunundur.
E-Posta: bilgi@haberkonya.com