:. Haberler
  Bilişim
  Dünya
  Eğitim
  Ekonomi
  Kültür Sanat
  Politika
  Sağlık
  Spor
  Yaşam

  :. Gruplar
  Hava
  Söyleşiler
  Yazarlar

Kızım sana söylüyorum! 
Memduh Nihat Ada   ( memduh_nihat@mynet.com )

Benim sizlerden farkım, yaşayıp gördüklerimi ve gözlemlerimi yazıya döküyor olmak. Beni okuyanlar içinde benden çok daha gerçekçi gözlemler yapanlar olduğu gibi, kalem oynatmaya kalktığında da yine benden fersah fersah güzel yazanlar çıkacağını biliyorum. Benim şansım, şurada kendime bir köşe bulmuş ve yazmaya çalışıyor olmamdan başka bir şey değildir.

Şimdi uzaklarda olan Mevlüt Mercan’ın, “Otursam ben de senin yazdıklarını yazarım!” saptamasını aklımda tutmaya çalıştığım da unutulmasın.

Üstatların burun kıvırdığını görür gibiyim ya, bir görüşe göre okuyana, “Bunu ben de yazarım!” dedirten yazı makbuldür.

Geçelim!

Ne diyorduk? Şurada bir köşe bulmuşum yazıyorum.

Girizgâh sizi yanıltmasın, ey okur! Konumuz ne siz ne ben ne de yazı üzerinedir.

Hem ben ki akıl veren yazar ve yazıları sevmem. Onun için sevimsiz düşmek de istemem. Rahmetli ninemin, “Uşuğum, bir tek akıllara nazar değmez, çünkü herkes kendi aklını beğenir” ninesözünü de sık sık kendime hatırlatanım.

Hepimizin çevresinde olan malum bir insan tipinin tarifini yapmak istiyorum.
Nevi şahsına münhasır olmayan, ağzıyla kuş tutsa -benim tabirimle- hep bir gömlek eksik olan insan modelidir kalemime dolayacağım.
Sığ veya derin, birkaç örnekle bu insan modelini tarif etmeye çalışayım.

Kütahya Hava Er Eğitim Tugayı’nda çavuş talimgâhındayız. Yüz yirmi kişilik bölüğün en çok dayak yiyeni K....’li Mustafa isimli bir arkadaşımız. O Mustafa ki, çavuş oluşumuzdan sonra koca Tugayda –sağlam- dayak atmasıyla haklı bir ün kazanandır.
Sanırım bu model insanımızın metabolizması, aldığını hiçbir hazmetme, öğütme ve değerlendirme işlemlerine tabi tutmadan aldığı gibi dışarıya, sosyal hayata yansıtma kuralı üzerine işlemektedir..

Örneklemeye ve yazmaya devam edelim.
Malcom X, siyah ırkın davasınıı savunur gözükürken, egemenlerin değirmenine su taşıyan lider bozuntusu için şunları söylüyordu: “Bunlar bekçi köpekleridir, kendileri için değil sahipleri için havlarlar!”
Bu tanıma ayrıca dipnot düşmeye gerek yoktur. Tanım apaçıktır.

Arafta ve kendileri olamadan yaşayan insanlardır bunlar. Güneşe çıkamazlar. Hayatlarının hiçbir döneminde, hiçbir kuralı yıkma ve gemileri yakma cesareti göstermeyen korkak tiplerdir. Sessizce ve renksiz bir şekilde ilerlerler ve vardıkları nokta hep gridir.

Bir dönem beraber çalışma mutluluğunu tattığım A.Halik Çimen bu tipler için şöyle derdi: “Biz bunlara şehirde dolaşan inekler diyoruz. Ne saf ve erdemli köylü kalabilir ne de adam gibi şehirli olabilir bunlar.
El hak doğrudur üstadım!

Geçim ve maişet dünyasıdır, işsiz ve naçar kalırız. Zebun düşebiliriz. Doğaldır ki iş bulmak için bazı kapıları tıklatırız. Ancak bu kapı tıklatmalar sulu-sepken, salya-sümük ve yalakalık olmaya başladığında işin rengi değişir. Biz iş arayan değil sahibimiz adına havlamak isteyenizdir artık!

İşte bu-şu-o tipler zaman zaman o kadar eğilirler ki kıçları başlarından yüksekte olur. Etek öpmenin, siftinmenin adı maslahattır artık.

Altan alta hep hissedilen kompleksli davranışların sahibidir modelimiz. Hatta denilebilir ki bulundukları makam ve mevkide emir verdiklerinden bile –adamlık olarak- daha aşağıda dururlar.
Dedim ya, ağzınla kuş tutsa, bir gömlek eksiktir!
Bu –gömlek eksikliğini- de en çok kendi bilir.
Pahalı gömlekler giymesinin sebebi de budur!

Deve desen deve değil, kuştur yük taşımaz, uç desen uçamaz, deve uçar mı?
Yani devekuşu.
Sanır ki kimseler görmüyor –bilmiyor, farkında değil- kendinin.

Vefanın izine rastlanmaz bu model insan tipinde.
Yanlış! Vefayı başkalarından, kendi makam ve mevkilerinin yükselmesi için bekler ve geçiş dönemlerinde en iyi arkadaşınız olurlar. Siz de yersiniz!
Diğer insanlarda sadelik ve gurur olan vasıflar, bu tip insanlarda ciladan ibaret ve yapmacık durur.
Giyimleri düzgün lakin gönülleri tığ teberdir.
Sahte ve etiketten ibaret şerefleri ile yapayalnız kalmaya mahkûm ve aslında acınacak insanlardır bunlar.

Gölgede duranın gölgesi olmaz!

Kızım sana söylüyorum, gelinim duyuyor musun?

Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız ( Toplam 4 yorum yapılmış )

milat [ 2007/11/03 15:59 ]
Memduh Bey, hala söyleyenler cephesindesiniz siz. oysa bir sükutun beşiğini sallaya sallaya rüyasına varılacak ne çok diyar olduğunu da iyi bilirsiniz. Hiç kimse düşünü görmediği renklerden bir ibrişim yapamıyor, olsa dahi ne bir uçurtmaya püsküllü kuyruk oluyor ondan ne de bir küçük kızın saçlarına kurdele..Düş görmeyi unutalı gelmiş olabilir mi başımıza bunca şey, bunca talan, bunca yağması kalplerin..
Memduh Bey, seslendikleriniz, sizin ''düş''ünüze sahip çıkmak için gerekirse ''ses''inizi bile feda edebileceğinizi anlayacak kadar akıllı ve fakat ''düş''ünüzü feda etmenize ''ses''lerinin yetmeyeceğini kavrayamayacak kadar budaladırlar.
Sol yanınız kuvvetle çarpıyor değil mi? Mühim olan bu, gerisi iyilik güzellik...
seyfullah [ 2007/11/03 15:57 ]
fevkalade güzel bir yazı. tebrik ederim memduh bey.
siyah [ 2007/10/30 00:23 ]
Ben seni bazen özgürlüğüne gün sayan mahpuslar gibi özleyerek, bazen de bir
gemicinin hercailiğinde seviyorum.
siyah [ 2007/10/29 18:50 ]
insan kainatın en güzel varlığı.İnsan kainatın en sahtekarı.Keni çıkarı için kendi duru yüreğini bile satmaktan çekinmeyen varlık.İnsan çok bildikçe ukalalaşan ukalalaştıkça güzelliği kaybolan güzel insanlar....Başkasının gömleğini giyen bilgeler!!!... O gömlek size ya bol gelir yada dar...Siz yine bana ve benim gibilerine acıyarak tebessüm edin.Memduh bey ellerinden öpmeyi onur bilirim.


 


Yazarın Tüm Yazıları
 2009.02.12 -  Otur oturduğun yerde
 2008.12.12 -  Kumar oynamıyor musun?
 2008.12.02 -  Biz aşkı Orhan Gencebay’dan öğrendik...
 2008.11.25 -  Su akar yatağını bulur...‏
 2008.09.09 -  Beyaz mendil
 2008.08.16 -  Su toplayan yerimiz, neremiz?
 2008.07.31 -  Yeşil taşı arıyorum
 2008.07.19 -  Yakınlık ne anlama gelir?
 2008.07.01 -  Ben korkağın tekiyim…
 2008.06.23 -  Ninem, ağzına sağlık...‏
 2008.06.16 -  Getire getire bunu mu getirdin?
 2008.06.09 -  Esin Abla ile Halil Emmi
 2008.06.04 -  Bin kaç oluyor?
 2008.05.22 -  Ne budala bir oyun!
 2008.05.14 -  Nasıl kıskanmam?
 2008.04.22 -  Hakemi gözüm ısırıyor!..
 2008.04.08 -  Ellerimi bir çocuğa verdim...
 2008.03.31 -  Çay daveti
 2008.03.24 -  Başka cumartesi
 2008.03.19 -  Bir Zeynep vardı...
 2008.03.15 -  Bacanak kardeşim (2)
 2008.03.06 -  Bacanak kardeşim (1)
 2008.02.29 -  Gül kanayarak açar!
 2008.02.23 -  Kelam bilmeden “kelam” etmek
 2008.02.19 -  Seninle…
 2008.02.16 -  Çiçekçilere uğrayın
 2008.02.11 -  Şenlik yapılsın!...
 2008.02.08 -  Biz ona masal deriz
 2008.01.31 -  Yükseklere nişan alanlar‏
 2008.01.26 -  İnsan bolluğu
 2008.01.17 -  Bataklık bekçileri
 2008.01.09 -  Yorgancı ile kuyumcu
 2008.01.03 -  Geceler içimde hece
 2007.12.28 -  Gülüm
 2007.12.18 -  İş teklifi...
 2007.12.17 -  Korkmak...
 2007.12.12 -  Zarlar atılmıştır!
 2007.12.05 -  Sevgilim olmayan uyku
 2007.11.29 -  Bu kitaplar kaça?-2
 2007.11.19 -  Bu kitaplar kaça?-1
 2007.11.12 -  Nedir baktığın dede?
 2007.11.06 -  Meşguldüm dönemedim, yoğundum yazamadım
 2007.10.29 -  Kızım sana söylüyorum!
 2007.10.21 -  Kalbime sordum
 2007.10.15 -  Rıfat
 2007.10.08 -  Eylül, yine gel
 2007.06.18 -  Hoşçakalın
 2007.06.02 -  Yaşamak galip geliyor
 2007.05.29 -  Orman yanıyordu
 2007.05.25 -  Söyleyeceklerim Var 2
 2007.05.22 -  Söyleyeceklerim var 1
 2007.05.17 -  Üşüyorum kapama gözlerini...*
 2007.05.14 -  Siyah yıldızlar
 2007.05.10 -  Sarhoştan yağ çıkarmak
 2007.05.07 -  İnsan değil misin usta?
 2007.04.30 -  Bir başka zemin...
 2007.04.28 -  Tabanca ile gösterilen penaltı...!
 2007.04.23 -  Güller mi düşüyor gözlerinden?
 2007.04.16 -  Bazı Aşkların Ölümdür Kafiyesi"*
 2007.04.09 -  Her tebessümün kankardeşi
 2007.04.01 -  Ömrümü içine alan parantez
 2007.03.26 -  Bizim mahallenin abisi
 2007.03.19 -  Yandı,bitti,kül...
 2007.03.13 -  Meşgul görünmekten bıktım.
 2007.03.05 -  Cesaretsiz adamın notları 2
 2007.02.27 -  Cesaretsiz adamın notları 1
 2007.02.22 -  Kaç tavuğunuz var?
 2007.02.12 -  Karakış
 2007.02.05 -  Geri dön çocuk!...
 2007.01.30 -  Ya taş, ya kuş...!
 2007.01.22 -  Uykusuzluk neler yazdırıyor insana…
 2007.01.16 -  Güzel abim...
 2007.01.08 -  Güneşin kızını isteyen fare
 2006.12.25 -  Doğum günüm
 2006.12.19 -  Çıldırın!
 2006.12.09 -  Yağmurumuz var
 2006.12.04 -  Bol nahtarlı bir hikaye
 2006.11.27 -  Temayül ve uçurum
 2006.11.20 -  Yazı ve hüzün
 2006.11.13 -  Ve sen...
 2006.11.06 -  Geceydi
 2006.10.30 -  Bir Türk Dört Japon
 2006.10.26 -  Bekliyorum…
 2006.10.16 -  İnadına gülümsemek
 2006.10.11 -  Kardeşimdi...
 2006.10.09 -  Başlarken…
Aslan Korkmaz gelirken, Tuzcuoğlu giderken…
Lokman Koyuncuoğlu
Çokeşliliğe “hayır” mı diyorsunuz?
Mert Aslan
Otur oturduğun yerde
Memduh Nihat Ada
Davos Krizi; Erdoğan milat attı, Perez yavuz hırsız.
Taner Aydın
Affan Dede'ye para saydım
Mustafa Azılıoğlu
Boya boya çek
Huriye Karnap
Her ıslanan anlamaz!
Semra Hoyraz
MÜSİAD Farkı
Aydoğan Deveci
Davos ve sonrası…
Dr.Ali Can
Anlatma Sanatı
Alev Ayyıldız
Yapboz
Nadide Ü.Altıparmak
Göçmen Kuştu Kalbim
Hakan Bahçeci
 

Bu Site Konda İletişim ve Medya Grubunundur.
E-Posta: bilgi@haberkonya.com