Öncelikle, bu vatanın güvenlik ve mutluluğu uğrunda şu ana dek verdiğimiz tüm şehitlerimizin önünde en yürekten sevgilerimle eğiliyorum. Onlar ki, geride kalanları huzur içinde yaşatmak için kendi yaşamlarından feragat etmiş ve bunun tam karşılığı olarak “Evrenin Sultanı” onları dünyayı terk etme anında diğerlerinin tattığı tipik ölüm acılarından muaf tutmuş olmanın yanı sıra, ahirette ölüler katından ayırarak bilmediğimiz ultra lüks bir katmanda sayısız nimetler içinde sonsuza kadar yaşayacakları dipdiri bir hayatla onurlandırmıştır. Başka bir deyişle, onlar diğerleri yaşasın diye ölüme koşarken, hiçbir iyilik ve fedakarlığın altında kalmayan Allah, onları ölümden ebediyyen kurtararak ödüllendirmiş ve doğal olarak onlara “ölü” veya “öldü” denmesini yasaklamıştır.
Bu, çok uzun bir konudur. Ayrıntıya girmeyeceğim. Asıl üzerinde durmak istediğim nokta, son günlerde yaşadığımız elem verici olaylardan sonra teröre karşı toplum olarak ortaya koyduğumuz tepkilerin şeklidir. Bildiğiniz gibi, Türkiye’nin hemen bütün illerinde düzenlenen teröre lanet mitinglerinde yurttaşlarımız bu konudaki duyarlılık ve öfkelerini ortaya koydular. Kuşkusuz, olması gereken de buydu. Bu mitingler esnasında rahatsız olduğum bir şeyin altını kırmızı kalemle çizmek isterim. Kişisel olarak, “Kahrolsun PKK!” sloganı başta olmak üzere, içinde “PKK” ibaresinin yer aldığı bütün sloganlardan aşırı derecede rahatsızlık duyduğumu söylemek istiyorum. Neden mi?
Bu yapılan şey, terör örgütünün canına minnettir de ondan… Türkiye’de, herkes terörün adresini gayet iyi bilir. Bu nedenle, böylesine öfke dolu bir tonda bile olsa, durmadan onun adını anmaya veya tekrarlayıp durmaya gerek olduğunu sanmıyorum. Çünkü, bu yapılanlar onun için en büyük reklamdır ve yazık ki reklamın iyisi kötüsü yoktur. Böylelikle, terör örgütü bir taraftan dünya kamuoyuna Türkiye Cumhuriyeti karşısında fiili bir taraf olduğu pozunu vermeye çalışırken, diğer taraftan ülke içinde Türk ve Kürt kökenli yurttaşlarımız arasında düşmanlık duyguları doğurarak tehlikeli bir ayrışmayı amaçlamaktadır. Nitekim, son günlerde özellikle güneydoğu bölgesinde yaşayan insanlar hedef haline gelmemek için arabalarının plakalarını batıdaki illerin plakaları ile değiştirmek için yoğun bir çabaya girmişlerdir. Bağlam açısından şunu rahatlıkla varsayabileceğimizi düşünüyorum: Şayet teröristler son bir-iki ay içinde salt propaganda için milyarlarca dolar para ayırmış olsalardı, bizim meydanlarda onun için bilmeden yaptığımızdan daha etkili bir reklâm yapamazlardı.
O halde, ne yapılmalıdır? Madem bir şeye karşı çıkıyoruz; o halde alternatifini de üretmemiz gerekir, öyle değil mi? Zira, tek başına “eleştirmek”, bir sorun çözme yöntemi değildir. Anlamamız gereken şey, PKK’yı kınamak için onun adını ağzımıza sakız etmemiz gerekmediğidir. Avrupa’nın bir parçası olan Türk halkının, meydanlara toplandığı vakit hem iç hem de dış kamuoyuna her türlü teröre ve teröriste karşı sıkı bir duruş sergilediği izlenimini verebilmesi, ancak bunu yaparken devletin muhatap kabul etmediği bir terör örgütünün adını ağzına bile almaması gerekir. Böylece, ulus olarak dünyaya uygarlık ve uygarca yaşamı savunma doğrultusunda en doğru, en etkileyici, hatta en insancıl mesajı yeterince vermiş olacağımız kanısındayım; oysa “PKK” adının meydanlarda her tekrarı, zaten medyası ve devleti ile Amerika ve Avrupa’nın kucağını büyük bir şefkatle açtığı teröristlerin oralardaki imajını alabildiğine parlatmakta ve bir “taraf”mış gibi algılanmalarını sağlamaktadır. Dediğim gibi, bizi sesimiz-soluğumuz kesilinceye kadar bağırtarak yaptıkları bu reklam, teröristler için bulunmaz bir nimettir. Tekrar ediyorum: Kitle iletişim teknolojisinin bu denli geliştiği ve her geçen gün yeni iletişim ortamlarına kavuştuğumuz bir dünyada reklam inanılmaz bir güçtür ve “kötü reklam” diye bir şey yoktur. İyi de olsa, kötü de olsa, konusu haline geldiğiniz güçlü bir reklam sizi kısa zamanda bir çeşit mitolojiye dönüştürmektedir.
Terör örgütünün oyununu boşa çıkarmak için yapılması gereken diğer bir şey ise, hedeflenen ayrışma veya kamplaşmayı önlemek için bundan böyle çevremizdeki Kürt kökenli yurttaşlarımıza eskisinden çok daha iyi davranmaktır. Samimi olarak, kardeşlik ve sevgi temasına odaklanmaktır. Onlara yöneltilecek her türlü şiddet ise, bütün bu cinayetleri işleyen cani örgütün kucağına yeni üyeler veya sempatizanlar yollamak anlamına gelecektir. Beyin, insanoğlunun kafatasının içine dışarıdan vurulduğu zaman ses çıkarmaması veya aksesuar olsun diye yerleştirilmiş bir organ değildir. Bugün, aklımızı kullanma vaktidir.
İkinci olarak, ilkine benzer bir yanı olması nedeniyle, bundan bir süre önce Danimarka basınının öncülük ettiği “Güllerin Efendisi”ne yönelik hakaret kampanyası üzerine İslam ülkelerinde ortaya çıkan tepkilerle ilgili bir saptamada bulunmak istiyorum. “Yıldız Yetiştiren Adam”a hakaretler edildiğinde yapılması gereken şey, meydanlara dökülüp ağzımızdan tükürükler ve salyalar akıtarak bağırıp çağırmak ve bayraklar yakarak üzerinde tepinmek olmamalıydı. Keşke, O’nun tarzını izleyebilseydik de, yine kendisinin de sağlığında yaptığı gibi, onun adına düşmanlarına olabildiğince insancıl bir tepki verebilseydik! Örneğin, o olaydan sonra her bir İslam toplumunda O’na gönlünü vermiş milyonlarca insan meydanlara toplanıp saatlerce hıçkıra hıçkıra ağlasaydı, sonra ellerini kaldırıp o hakaretleri yapanların “Yeryüzünün Seçkini”ni anlayabilmesi için gözyaşları içinde dualar etselerdi, eminim ki bu karşı propaganda stiliyle tüm dünyaya en parlak imajı ve insanlık dersini vermiş olurlardı. Bunu yapabilmiş olsaydık, tıpkı Mahatma Ghandi’nin İngilizlere karşı uyguladığı “No Violence” (Asla şiddete başvurmamak, hatta gerekirse düşmanı şiddet kullanmaya zorlayarak haksız duruma düşürmek) metodunda olduğu gibi en sade ve kolay yoldan giderek, O’na hakaret etme kabalığını yapanları dünya kamuoyunun vicdanında zalim ve zorba sandalyesine oturtmuş olurduk…
O zaman, dünya kimin zalim ve barbar, kimin uygar olduğunu çok daha iyi görürdü. Kim bilir, belki o hakaretleri yapanların vicdanları bile kendi beyinlerine karşı yavaş yavaş eyleme geçmeye başlardı…
Unutmayalım ki, İslam’da yer yer aklı aşan şeyler vardır. Çünkü, evrensel ve sonsuz bir mesajdır; ancak akıl dışı bir şey yoktur…
|
Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız
( Toplam 14 yorum
yapılmış )
HÜLYA
[
2009/02/09 18:57
] |
|
HIOCAM PARDON AMA YAPMAYIN DEDİĞİNİZ ŞEYİ SİZ YAPIYOSUNUZ...SÜREKLİ TEKRARLAYIP DURUYORSUNUZ. GERÇEKTEN HAKLISINIZ AMA TAKDİR EDERSİNİZ Kİ İNSAN SİNİRLENİNCE O AN KELİMELERİ SEÇEMİYO Kİ |
|
|
|
güzel olmus hocam ellerinize saglik |
|
|
|
biz millet olarak elimize bir malzeme geçirdiğimiz gibi abartmayı çok severiz o konunun suyu çıkıncaya kadar sokalara dökülür bağırır çağırır hakkında atıp tutar onun yatıp kalkarız çözüm üretmek yerine oysaki b ukonuların çözüme ihtiyacı vardır dediğiniz gibi reklam yapmak sadece işimiz onlar reklamlarını pekla yapmışlar başk açözümler üretsek mesela doğu projeleri geliştirmeyi insaları fakirlikten kurtarmayı onları ehlileştirmeyi denesek bu daha çözümsel olmazmı yok illaki biz bir gözü körün diğerinide çıkarmaya uğraşır milletçe böyleyiz işte ...yoksa ne bu terörün kökünü kazıyabilirz nede yeni terör olaylarını engelleye biliriz kaldıki her gün bir terörist ölürkendiğeri doğuyor.o doğan teroriste yeniimkanlar sunsak eminim o terörist oalrak yetişmeyecektir... |
|
|
BAŞOL
[
2007/11/01 19:26
] |
|
Aslında sizin dediğiniz gibi terör örgütünün yapmak istediğie bu insanların milli duygularını kabartarak kürt kardeşlerimize karşı bi ayrımcılağa götürerek yıkılmaya yüz tutmuş tabanını tekrar toplamak ama acizane kanaatim artık o eski düşünceler yok artık halkımız bilinçleniyor bunun en açık örneğini halkımız zaten 22 temmuzda gösterdi ben bu olayların etnik bi kavgaya dönüşeceğini sanmıyorum daha doğrusu öyle olmamasını allahtan niyaz ediyorum SAYGILARIMLA MEHMET BAŞOL |
|
|
|
Öğrencilerinizin piyazlarına ses yok,ama bir haklı tenkide tahammül edememişsiniz.Kitaplarınız tenkit alırsa onlara da mı böyle paylayıcı cevaplar vereceksiniz? |
|
|
|
Bizler ne ölüde ağlamayı ne düğünde oynamayı bilmediğimiz için bir olaya tepki vereceğimizde de ne yapacağımızı nasıl davranacağımızı,tepkimizi kime karşı göstereceğimizi bilmiyoruz. Galeyana gelerek o anki acımızla içimizdeki acıyı,kini,nefreti aynı anda kusuyoruz.Akli selim davranarak planlı bir şekilde hareket etmenin bizlere daha yararlı olacağının,çerçevenin dışına çıkarak olaya baktığımızda görüntünün daha da netleşeceğinin farkına varmak gerek.Bunun kadar gerçek olan bir şey daha var ki o da gerçekten birbirimize kenetlenmemiz gerektiği;Kürtü Türkü,Çerkezi Lazı,Aydını Cahili,Açığı Kapalısı,Siyahı Beyazı,kısacası bu ülke sınırları içerisinde,bu bayrak altında yaşayan herkesin birlik olarak oyunlara gelmemesini sağlamanın gerekli ve de elzem olduğudur.Ben biliyorum ki bu millet içindeki Allah'a ve kendine olan inancını kaybetmediği sürece kimse zarar veremez... |
|
|
|
gercekten can alici noktalara deginmissiniz hocam ama insan sehit haberlerini duyunca, kendine hakim olamiyor ve o kelimeleri sarfedebiliyor.Bu örgütün ismini anmaktansa onu besleyen ve el altindan destekleyen ABD nin ismini tekrar etmek daha uygun dusecektir.Kahrolsun ABD.Kahrolsun BUSH.ABD Orta Dogu dan DEFOL.Bence bu dusunceler milletimizin asil dusmanlarini gormeyen ve gormek istemeyen insanlarin kulaklarina küpe olacaktir.Saygilarimla... |
|
|
[
2007/10/30 18:23
] |
|
''Sevgi'', kendi içinde ''saygı''yı da barındırır. Ayrıca, Türkçe'mizde cümleler büyük harfle başlar ve noktadan sonra yeni cümleye geçilirken bir karakter boşluk bırakılır... Mert Aslan |
|
|
|
şehitlerin önünde sevgiyle değil,saygıyla eğilinir.Biraz Türkçe bilgisi lütfen. |
|
|
Alev
[
2007/10/30 10:52
] |
|
Bilinçli hareket edilmesi noktasındaki tespitlerinize katılmamak elde değil hocam. Kitleler duygularına hakim olabildiği yada sonuçlarını düşünüp hareket ettikleri taktirde başarılı olabilir.Nasıl hareket edilmesi gerektiği konusundaki sözleriniz şu an fitili ateşlenmeye çalışılan kürt- türk çatışmasının önlenmesinde etkili olacağına inanıyorum. Birlik ve beraberliğin artması gereken bir dönemde ırkçı tutumlarla hareket edenlerin niyetleri ne olursa olsun nefretle yaklaştıkları terör örgütü üyelerinden farkı kalmıyor.Neticede üstünlük ırkta değil takvada değilmi. Ve kimse kendi milletini belirleme lüksüne sahip değil. Hemen hemen herkesin kuzey Irak'a girelim, kürtler kötü yada pkk kahrolsun türünden söylemleri dilinden düşürmediği bir dönemde pozitif ve fark edilmiyen gerçekleri dile getiren yazınızdan ötürü tebrikler. |
|
|
Güher
[
2007/10/30 10:49
] |
|
Çok yerinde ve doğru tespitlerinizi onaylamamak elde değil.Askere gitmemek için ikinci bir yüksek lisans yada doktora için koşuşturan yada yurt dışına çıkma planları yapan arkadaşların yanında böyle yüreği güzel cesaret dolu bayan öğrencilerimizin varlığı son derece gurur verici.Herkes bilmeli ki Türk halkı her ne kadar çözülmeler olsa bile sanıldığı kadar duyarsız değil.Ancak belirttiğiniz gibi gösterilen tepkiler daha bilinçli yapılsa sanırım daha doğru ve net bir sonuç elde edilir.Kendi adıma ,sizin gibi eğitim alanının dışında da öğrencilerimizin ve toplumun düşüncelerine farklı yollar açan aydın beyinlere ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.Bu bağlamda sizi taktir ediyor ve başarılar diliyorum. |
|
|
ELİF
[
2007/10/29 18:05
] |
|
Bence bazı şeylerin değiştirilmesi için tamamen bilinçli olmamız gerekiyor.eminim ki halkımızın çoğu da bu pankartlarla veya sözlerle yaptıkları pkk üzerine reklamların farkında değiller.o gün mitinge bende katılmıştım konya dan gözlemlediğime göre hala bilinçli insanlar değiliz.çoğu bedenen orda bulunuyordu.ben bir bayan olarak hem siyasal anlamda hemde askeri anlamda gelişeceğimize inanıyorum hocam.işletme 1den ELİF. |
|
|
ELİF
[
2007/10/29 17:51
] |
|
gerçekten akıllı çözümlerde bulunmuşsunuz.onların reklamını bütün Türkiye yaptı ve yapmaya da devam ediyorlar bence.biz ne kadar yağmurun altında ıslanıp hasta olsak da bunun bir pkk için reklam aracı olduğunu pek düşünmeden yapıyoruz aslında.bız gelecek nesiller olarak bunun farkına varıp ileride bu durumu düzeltmeye çalışacağız,ümit ediyorum.gerekirse bir bayan olarak biz de önce siyasal anlamda daha sonra bunu uygulamak adına askeri anlamda üzerimize düsen görevi yapacağız sanırım çünkü aldığım haberlere göre birçok bayan askeri şubeye başvurmuş hemde bunların çoğu üniversite öğrencisi.yazınız çok güzeldi hocam.ben işletme 1den ELİF |
|
|
ELİF
[
2007/10/29 17:42
] |
|
gerçekten akıllı çözümlerde bulunmuşsunuz.onların reklamını bütün Türkiye yaptı ve yapmaya da devam ediyorlar bence.biz ne kadar yağmurun altında ıslanıp hasta olsak da bunun bir pkk için reklam aracı olduğunu pek düşünmeden yapıyoruz aslında.bız gelecek nesiller olarak bunun farkına varıp ileride bu durumu düzeltmeye çalışacağız,ümit ediyorum.gerekirse bir bayan olarak biz de önce siyasal anlamda daha sonra bunu uygulamak adına askeri anlamda üzerimize düsen görevi yapacağız sanırım çünkü aldığım haberlere göre birçok bayan askeri şubeye başvurmuş hemde bunların çoğu üniversite öğrencisi.yazınız çok güzeldi hocam.ben işletme 1den ELİF |
|
|
|
|
|
Yazarın Tüm Yazıları |
|
|
|
|