Bayramın birinci günü, Atatürk havaalanı’nda kafeteryada oturmuş çayımı yudumlarken içimden yazmak geliyor. Her ne kadar çok doyurucu olmasa da bir iki satır yazıyorum.
Aradan iki hafta geçti. Bayramda Antalya’dan dönerken beklediğim Ankara uçağını bu sefer adana dönüşünde bekliyorum. Üstelik daha bir saatten fazla var.
İlginç bir yanı yok ama aynı cafede aynı masada oturuyorum. Ellerim klavyede dolaşmaya başlıyor. Aklımdan geçenler var elbet. Hepsini nasıl taşırım bilmem.
Aslında seyahatimde maceralı başlamıştı. Adana’ya indiğimde karşılayan dostlarımın arabasıyla hataya doğru ilerlerken otoban gişesinde durduğumuzda arabanın vitesi birinci vitesten çıkmadı. 5. vitese tak hiç çıkma diye bir öneri getiriyorum. Orada öğreniyorum arabanın 5. viteste kaldırılamayacağını.
Hatay’a yolunuz düşerse Belen’de “sini kebabı” yemeyi ihmal etmeyin. Yalnız dikkat edin. Acıyı fazla kaçırmayın. Zira Belen’den aşağı inerken yetişmek için ayağınızı gaza biraz fazlaca dokunabilirsiniz.
Kalacak yer konusunda çok gelişmiş değil Hatay. Yanılmıyorsam 4 tane güzel oteli var. Tercih size bağlı. Ben reklam parasını aldım ama, akıllarına gelip okumazlar yazıyı, o yüzden isimlerini zikretmeyim.
Şehir bu günlerde Asi meselesini konuşuyor.
Malum Asi Nehri Suriye’de doğup Akdeniz’e dökülüyor. Bu hangi kanalda bilmem oynayan dizi Asi’de bundan etkilenilerek yapılmış bir temsil. Şimdilik Hatay’da çekiliyormuş. Ama yakında onlarda İstanbul’a taşınır. Zira moda. Tutan dizi soluğu İstanbul’da alıyor.
Misal Kavak Yelleri. Ekonomik olması için İstanbul’a taşındı. Çocuklarla başlayan furyaya aileler de katılınca olan İstanbul’un nüfusuna oldu.
E be kardeşim. Duyan geliyor. Nasıl artmasın İstanbul’un nüfusu.
Bir ay önce Antep’teyim. Ya bu “Yabancı Damat” nerde çekiliyor dedim. Ağabey buradan görüntü aldılar şimdi İstanbul’da çekiliyor dediler. Ben şok. Kendimi kandırıyordum dizi Antep’te diye. Meğer o da İstanbul’a göçmüş. E yakında Asi’nin göçmeside yakındır.
Bu Asi’nin; nehrin, dizinin değil, ters akma hikayesi var. Duymak isteyen okusun. Malum nehirler belli kaideler ve konumlara göre akar.
Asi’de konumuna göre ters akan bir nehir. Valla bana da inanması zor geliyor ama, öyleymiş. Asi nehri konumuna göre ters akıyormuş. Böyle arada kaldığım durumlarda bir bilene sormak âdetimdir. Okuyanlar arasında bir bilen varsa şu konuda bizi bi aydınlatırsa mesut olurum.
Şimdi yediğimi içtiğimi anlatmayım. Öyle olunca ya sen hep yiyip içip geziyor musun diyorlar. Ama öyle ben ne yapayım.
Fakat gördüğüm daha bi etkiledi beni. Hatay’da Türkiye’nin bilmiyorum kaçıncı ama ciddi bir mozaik müzesi var. Rivayet olunur ki, Roma diye bir medeniyet yaşamış eski zamanlarda. Bu Roma’lılar ilginç adamlar. İtalya tarafında yaşamış ama bizim bu ata toprağına da güya hükmetmişler. Ben bilirim ki Türk’e pranga vuramaz hiçbir mendebur. Bunlar nasıl etti bilmem. Olsa olsa bunlarda bizdendir diye geçirdim içimden ama, bunlardaki bu tanrı işi bizi bozuyor.
Öyle ya bizim tanrı kadromuz miladın ötesinde bile bu kadar kalabalık değildi. Hatta hiç değildi. Oldum olası tek.
O zaman akraba olma ihtimali zayıf. Ama orda bi tarih kayması var.
İşte bu roma medeniyeti yememiş içmemiş bol bol mozaik yapmış. Herhalde satmak için. Ama o koca duvardaki mozaiği de kime satarlar bilmem.
Gerçi Fransızlar buna biraz ilgili zira duvar duvar araklayıp memleketlerine götürmüşler. Demek oluyor ki her malın iyi kötü alıcı var.
Hele mozaikler arasında bir tane var. Herkül’ün hacı olmuş versiyonu gibi bişi. Ama öyle böyle değil. Siz ne tarafa giderseniz adamın gözü ve yüzü seni takip ediyor. İnsan tırsıyor canım. Böyle içli bi mozaik yapılmaz ki.
Ortada koca bir lahit dikkatimi çekti. Afyon mermerinden yek pare üretilmiş, iki kişinin yattığı, kral ve karısının mezarının bulunduğu koca bir lahit.
Böyle bir lahit gördüğünde insanın aklına ilk gelen acaba içinden ne kadar altın çıktı oluyor. Türk kafası olsa gerek. Sorunuzun cevabı az ilerde. Hakkaten yatan kadın zevkli kadınmış, o ne altın öyle. Valla insanın içi gidiyor.
Sıra kiliseyi gezmeye gelince yerini soruyorum. Kayaya oyma diyorlar. İlk aklıma gelense kaç basamakla çıkılıyor sorusu. Malum göbeği zor yaptık. Şimdi durduk yere zayiat vermeyelim. Yüksekse çıkmak olmaz.
Ömrümün en büyük hatalarından birisi Hasan Keyf kalesine çıkmak olmuştu. Gaza geldim yola çıktım. Yukarı çıkana kadar telef olduk. Yolda yarı yarıya zayiat verdik. O günden temkinliyim. Biri kale lafı ederse hemen basamak sayısını ya da çıkma alternatiflerini soruyorum.
Ancak bazen tuzaklara çekebiliyorlar bizi. Misal Van Kalesi. Ömrümün en uzun yollarından birisi. Van gölüne 50 metre yüksekten bakmak için çektiğim eziyeti bir görseniz katiyen deli sınıfına sokarsınız.
Neyse canım. Kültür avcısı havalarına yattım da, milletin gözünde değerim arttı.
Hatay’da aynı havalardayım. Kültür mirası bizimdir gezmek görmek lazım.
İçimden bazen akşam olsa da yatsak geçiyor ama, yinede bu tarih kaçamağı iyi oldu. Eylemlerim sürecek kırbaçlı adam kıvamında egzotik şehir trafiklerinde macera aramaya devam ediyorum. Gelecek hafta Adıyaman’ı anlatcam.
Bilen bilir, bilmeyen en sağlıklı yemek mekânları için ve önemli etkinlikler için bana uyar.
E bana uymayan, bana ne gerek.
Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız
( Toplam 8 yorum
yapılmış )
arkadaşlar asi nehrinin ters yönde akması ne kadar doğru bilmiyorum ama bir beddua alması üzerine olduğu söyleniyor bir anne nin yavrusunu boğmuş o annede tersine akması yönünde beddua etmiş tersine akdığı için asi denilmiş zaten
arkadaşlar asi nehrinin ters yönde akması ne kadar doğru bilmiyorum ama bir beddua alması üzerine olduğu söyleniyor bir anne nin yavrusunu boğmuş o annede tersine akması yönünde beddua etmiş tersine akdığı için asi denilmiş zaten
[
2008/04/30 21:42
]
asi nehri için anlatılan bir yanlışlık var ama bunun kaynağının kim olduğunu halen bulamadım.
yani kim uydurmuş güneydekiler kuzeye kuzeydekiler güneye akar falan diye.
bunu söyleyen insan hiç mi haritaya bakmaz.
ülkemiz kuzey yarım kürede olmasına rağmen. susurluk, kızılırmak, yeşilırmak, çoruh, gibi nehirler neden kuzeye akıyor peki?
veya nil nehri neden kuzeydeki akdenize dökülüyor.
veya neden rusyadaki obi, yenisey, lena akarsuları kuzey buz denizine dökülüyor.
buradan çıkacak sonuç; kuzeyden güneye, güneyden kuzeye akar diye bi uydurma yapılamaz. akarsular eğimi takip eder. ne yön eğimli ise o yöne akar. asi de eğimi takip ediyor, ters falan aktığı yok. güneyi, ''aşağı'' zanneden birinin uydurması sanırım ters akıyor lafı:)
ya ben hala neden ters aktığını anlamadım nasıl olduğunu açıklıolar ama çok merak ediorum bunun mutlaka bi hikayesi vardır die düşünüorum bilen varsa lütfen anlatabilir mi çok merak ediorum...
ozan can...
lütfen düzgün anlatabilir misiniz bildiklerinizi. gerçekten hiçbi yerde de bulamadım, meraktan çatlıycam. tersine akmak ne demek, bir nehir nasıl tersine akıyor? bu bir benzetme mi yoksa? bilen varsa anlatsın lütfen.
Dünyada tersine akan tek nehir Bugün sınırlarımız içinden denize dökülen (Hatay/Antakya) ASİ nehridir. ASİ nehrinin kaynağı Lübnan'ın Bekaa Vadisi'dir ve topraklarımıza giriş yaptıktan sonra Samandağ ilçesinde denize dökülür.
Antik dönemdeki ismi Orantes nehridir..
Kuzey kutbundaki tüm nehirler güneye, güney kutbundaki tüm nehirler kuzeye doğru akarlar. Tek istisna asi nehridir.