:. Haberler
  Bilişim
  Dünya
  Eğitim
  Ekonomi
  Kültür Sanat
  Politika
  Sağlık
  Spor
  Yaşam

  :. Gruplar
  Hava
  Söyleşiler
  Yazarlar

Sevgili Erkekler! Türk Kadınları Size Hiç Bakmıyor mu? 
Mert Aslan   ( altar42@hotmail.com )

Eğer Türkiye’de yaşayan bir Türk erkeği iseniz ve kendinizi yeterince yakışıklı bulduğunuz halde ara sıra içinizden kadınların size neden hiç bakmadığını sorup duruyorsanız, sizinle erkek erkeğe biraz dertleşmemiz gerekiyor demektir. Tabii ki, buradan kadınların alması gereken mesajlar da kendiliğinden çıkmış olacaktır.

Öncelikle şunu söylemek isterim ki, erkekler kadınları ne kadar ilgiyle izliyorlarsa, bayanlar da onları o kadar ilgiyle izlerler. Bu, her yerde böyledir; ama Türk toplumunda kadınlar erkeklerden beri oldukları izlenimi vermeyi çok iyi becerirler. Onlara dışarıdan baktığınızda, erkeklere hiç ihtiyaç duymadıkları vehmine sürüklenirsiniz. Gerçekte ise, bu yalnızca bir rolden ibarettir. Erkekleri dikkatle inceledikleri halde, hiç bakmıyormuş ve asla gereksinme duymuyormuş gibi bir izlenim vermekte son derece uzmanlaşmışlardır. Bunu da, genellikle yakın markajdan bakmamak ve eğer yakında iseler sizinle bir saniyeyi aşan göz temaslarından kaçınmak suretiyle başarırlar. Özetle, gözleri çok keskindir.

Peki, bizim kadınlarımız neden böyle davranır? Erkekler onlara “uzayda hacim kaplama”nın zevkini sınırsızca tattırırken, kendileri bunun küçük bir parçasını bile onlardan neden esirgerler?

Bizim kültürümüzde, bayanlar “kapalı kutu” psikolojisi üzerine yetiştirilirler. Bayana dışarıya kapalı olmasının bir zorunluluk, daha da önemlisi bir fazilet ve olgunluk alameti olduğunu telkin eden geleneksel kültür, erkeğe gelince “Senin her şeyin meydanda olmalı!” buyurmaktadır. Kısacası, bu her şeyden önce, onlara duygu, düşünce ve tepkilerini bastırmalarını emreden yerleşik kültürel yapı tarafından öğretilmiş bir tutumdur.

İkinci etmen, kadın ruhunun kökenleri ile ilgilidir. Kim ne derse desin, bir bayanın hayatında hayallerini en fazla süsleyen ve torunlarına varıncaya dek gururla anlatacağı en önemli başarılarından biri evliliktir. “Bir bayan neden evlenmek ister?” sorusunun kadınca nedenlerini bir başka zamana bırakarak şimdilik şunu söyleyelim ki, erkeklere ihtiyaçtan beri imiş havalarında salınıp gezerlerken bizim kızlarımızın en büyük mazereti evlilik kozunu muhafaza etmektir. Çünkü, Anadolu kültüründe erkekler bayan tarafında evliliğin önüne öncelikli olarak “temiz aile kızı” olma şartını koymaktadır. Dolayısıyla, erkeklerin gözünün ta içine bakan bir bayan “evlenilecek kaliteli kız” değil, yalnızca “eğlenilecek ucuz kız” olarak algılanmaktadır. Bayanlar erkeklerdeki bu bakış açısının farkında oldukları ve “evde kalma” riski ile yüzleşmek istemedikleri için, “iffetli ve değerli aile kızı” rolünü iyi oynamak zorunda hissederler kendilerini. Demek oluyor ki, bayanların erkeklere bakmamalarının başlıca sebebi, yine geriye dönüp bir bunak gibi bundan şikayet eden erkeklerden başkası değildir. Durmadan yakındıkları şey, bizzat kendi eserleridir... Doğrusu, erkekler ne istediklerini kendileri de bilmiyorlar. Çünkü, hem ilgili, cilveli ve cinsel çekim gücü (sex appeal) yüksek bayanlardan etkileniyor ve hoşlanıyorlar, hem de ağırbaşlı ve ciddi durmayan bir bayanın evlenmeye layık olmadığını söylüyorlar. Durum böyle olunca, bayanlar onlarla evlenebilmek için kendilerini boyuna kasıp germeye ve ustalıkla “hacı kızı Emine” rolü oynamaya devam ediyorlar. Bütün bunlara rağmen, erkeklerimiz ideal bayanın evlenmeden önce gerçek bir azize kadar iffetli, evlendikten sonra ise bir metres kadar cilveli, ateşli ve arzulu olmasını hayal etmeyi sürdürüyorlar. Elbette ki, hayal kurmanın sınırı ve etiği yoktur; ama yazık ki, yaşamın reel akışı içinde çoklukla böylesi hayallerin karşılığı da yoktur.

Burada, üçüncü bir değişkenden söz etmeliyiz. O da, bir bayanın çarşıda pazarda dolaşırken peşine takılmak için zaten bahane arayan erkekleri şımartmamak gibi bir hassas çizgide olduğu bilincinden kopmak istememesidir. Eğer her hoşuna giden erkeğe dönüp birkaç saniye bakacak olsa, çok geçmeden peşi sıra gelen bir erkek sürüsü eşliğinde yürümek zorunda kalacağını bilmektedir. Üç metre arkasından yürüyen bir ateşli erkekler güruhu ile dolaşmak, artı hangisinin nerede duracağını bilememek pek iyi bir şey olmasa gerek. Kuşkusuz, bu açıdan haklıdırlar; ama bayanların kendilerini “pahalılaştıran” bu durumdan acayip bir zevk duyduklarını da kaydetmek gerekir. Çünkü, neticede en sevdikleri şey olmaktadır. Başka bir söyleyişle, hiçbir kadın “cazibe merkezi” olmanın enfes tadından tümüyle uzak duramaz.

Yalnız, bu aşamadan itibaren daha ötesi de olmaktadır. O da, “erkeklerin kendisine mahkum veya mecbur olduğu, fakat kendisinin onlara gereksinim duymadığı” yönünde bir doğaüstülük ruh halidir. Dikkatli bir gözlemciyseniz, bu istiğna modunun ekşi izlerini bu ülkenin her yerinde kalabalık bir mekanda oturan veya dolaşan hemen her güzel bayanın yüzünde netlikle okuyabilirsiniz…
Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız ( Toplam 8 yorum yapılmış )

[ 2008/02/24 00:29 ]
Kişiliği oturmuş, kendisiyle barışık ve manevi değerleriyle barışık bir insan karşı cinse bakmaz,bunun göz zinası olduğunu bilir.Kendisine bakılmasınıda ödül gibi algılamaz.Haramın her çeşidi haramdır.Harama bakmak ve haramlar tarafından bakılmak.Şahsiyeti oturmamış insanlar bunu daha çok problem yaparlar.Allah'ın baktığı yerde diğer bakışların sözümü olur???
[ 2008/02/23 00:32 ]
''Haram bakışlar şeytanın oklarından bir oktur.Kim onu( haram bakışları) benim için terkederse kalbine imanın halavetini yerleştiririm'' Hadisi Kutsi.
marsjü [ 2007/12/31 14:30 ]
slm hocam. Yazdığınız tüm yazıları okumaya çalışıyorum. Özellikle de bayanlar için yazdığınız yazıları. Ben de bir bayanım. Yazılarınızda bayanlara çok fazla yüklenip erkekleri yüceltiyorsunuz. Öncelikle siz nasıl bir erkeksiniz lütfen bunu bi yazınız da yazar mısınız (gerçekten merak ettim). Erkek kadına kadın da erkeğe muhtaçtır burası bi gerçek ama; siz bunu genelde sadece cinsel boyuta dayandırıyorsunuz bu da çok üzücü. Erkek ve kadın ilişkisinde herşey cinsellik mi? başka açılardan da yaklaşırsanız sevinirim. Teşekkür ederim
mehmet [ 2007/11/16 17:24 ]
size katılmamak elde değil hocam
hakan [ 2007/11/14 13:06 ]
ben cici bir çocukken üniversite 1 e gidiyordum.tenefüste duvara yaslandım yoldan iki kız geçiyordu bana baktı ve ahh bitanem dedi.
sokakta top oynuyorduk iki kız geçiyordu kız benim için çok yakışıklı ama bira daha kilolu olsaydı dedi.birgün tramvayda arka dolaba oturdum.yan tarafta üç beş kız duruyordu.biraz onlardan küçükmüşüm modunda hissettim kendimi.kızlara bakmıyorum tabi .sonunda kızın biri piskopat şöyle desdi küçülde cebime gir allaallah banamı dedi acaba lan dedim kendime.birgün yoldan geliyorum.hanımlar kapı önüne oturmuş laklak yapıyor.yanlarından geçerken maşşallah boya posa bak dedi.
Tülay LALE [ 2007/11/13 17:07 ]
Yüce yaradan eğer gerekli olduğunu düşünmeseydi insanları kadın erkek olarak iki cins yaratmazdı. bir kere şunu kabul etmek lazım iki cins de birbirine muhtaç ve birbirini ilgi ile takip eder.Çünkü bu yaratılış doğasından gelir.Söylediklerinize katılmamak elde değil ancak arada ufak bir ayrıntı vardır.O da kadınların erkeklere bakış açıları. Evet kadın belki erkeğe olan ilgi ve sevgisini direk olarak belirtecek lükse sahip değildir ülkemizde . Ama bunu böyle yapan yine erkeklerdir.Çünkü sıraladığınız maddeler bizzat erkeklerin ağzında dolanan sözlerdir. Bunu da unutmayalım.Hayatta açık sözlü,plansız davranışlar sergilemek gerekir. Ancak ne yazık ki hayatın her allanında bu şekilde davranan insanlar yanlış anlaşılır.Eeee... Hal böyle olunca kadın olsun erkek olsun kişi nasıl kendi olabilir ki?
kumsal [ 2007/11/13 11:14 ]
aslınd a doğru söylüyorsunuz çaktırmadan kaınlarda erkekleri izliyorlar süzüyorlar inceleyip beğeniyorlar belki fakat edep erkan bilen kadınlarımız belli etmemyi edepden sayıyor olabilir faka tbunun edeple alakası yok hz hatice evlilik teklifini peygamber efendimize kendisi yapmıştı dinimizde bile böyl eolmayan bir kuralı dediğiniz gibi turkler tarafından uydurulmuş saçm agelenek olarak kabul etmek gerek.ancak günümüzde işler tamamen tersin edönmüş durumd asanırım siz yarım ası röncesinden kalma kadınlarımızdan söz ettiniz bir de günümüz kadınların agirerseniz konunun ,içinden çıkamayacağınızı tahmin ediyorum.başarılı bir konu teşekürler
kumsal [ 2007/11/13 11:14 ]
aslınd a doğru söylüyorsunuz çaktırmadan kaınlarda erkekleri izliyorlar süzüyorlar inceleyip beğeniyorlar belki fakat edep erkan bilen kadınlarımız belli etmemyi edepden sayıyor olabilir faka tbunun edeple alakası yok hz hatice evlilik teklifini peygamber efendimize kendisi yapmıştı dinimizde bile böyl eolmayan bir kuralı dediğiniz gibi turkler tarafından uydurulmuş saçm agelenek olarak kabul etmek gerek.ancak günümüzde işler tamamen tersin edönmüş durumd asanırım siz yarım ası röncesinden kalma kadınlarımızdan söz ettiniz bir de günümüz kadınların agirerseniz konunun ,içinden çıkamayacağınızı tahmin ediyorum.başarılı bir konu teşekürler

 


Yazarın Tüm Yazıları
 2009.02.16 -  Çokeşliliğe “hayır” mı diyorsunuz?
 2009.02.10 -  Kadının Mahremiyet Evi
 2009.02.02 -  Öğrenmenin dayanılmaz tadı
 2009.01.26 -  Hadis tercümesinde taşralı ağzı
 2009.01.17 -  Bilin bakalım! Erkekler insan mıdır, bankomat mıdır?
 2009.01.12 -  Ergenekon dalgalarında kısa bir sörf
 2009.01.05 -  Kadınlar iletişim beceriksizi mi yoksa?
 2008.12.29 -  Cennetin ve cehennemin fragmanları
 2008.12.23 -  Anti-depresif öneriler
 2008.12.16 -  Sen olmazsan cennet solmaz mı?
 2008.12.07 -  İyilik ve kötülüğün kimyası
 2008.12.01 -  Allah sevgisinde kıskançtır
 2008.11.24 -  Yazma yetisi üzerine iki çift söz
 2008.11.16 -  Anneler ve sevgililer
 2008.11.11 -  Sırlar harikadır. Ta ki yakalanıncaya kadar…
 2008.11.03 -  Geğiren tanrıçalar
 2008.10.27 -  Masumiyet insana en çok yakışandır
 2008.10.20 -  Demirel: Eski Siyasetin Büyük Mavrası…
 2008.10.13 -  Aldatan Erkeklere Kuşbakışı
 2008.10.08 -  Aldatan Kadınlara Kuşbakışı
 2008.09.29 -  Kadınlık nelere kadirdir!
 2008.09.22 -  İnsanlardan uzaklaştıkça Tanrı’ya mı yaklaşıyoruz?
 2008.09.15 -  Tesettür Kutsal kitabın ne tarafındadır?
 2008.09.08 -  Kutsal gerdek
 2008.09.01 -  Allah’ı Sevme Sanatı
 2008.08.25 -  Hıristiyan Mü’minler
 2008.08.17 -  Tutsaklığı sevmek
 2008.08.10 -  Dilek Tepesi
 2008.07.27 -  Bir çiçekle de bahar olurmuş
 2008.07.15 -  Dante Beatrice’e kavuşsaydı…
 2008.07.07 -  NLP’den ışıltılı kareler (2)
 2008.06.30 -  Karanlık mağaraların zavallı yarasaları
 2008.06.23 -  NLP'den ışıltılı kareler (1)
 2008.06.14 -  Cennette kadın figürü
 2008.06.08 -  "Yürek Acısı"
 2008.06.02 -  Erkeği tutmak kolay mı sanırsınız?
 2008.05.24 -  Her ölüm vakitsizdir
 2008.05.14 -  Reinkarnasyon
 2008.05.05 -  Kölenin öyküsü
 2008.04.28 -  İlahiyatçılar Hz.Muhammed'ten daha mı iyi biliyor?
 2008.04.21 -  Kadınlar cennetine hoşgeldiniz!
 2008.04.15 -   Biraz daha episteme,biraz daha özlem...
 2008.04.07 -  Bir kibir abidesine
 2008.03.31 -  Kadınlar erkekten ne duymak ister?
 2008.03.24 -  Repertuarımdaki üç kırık hayat
 2008.03.16 -  Kadınlarla hala tartışıyor musunuz?
 2008.03.10 -  Yoksa bu bir rüya mıydı?
 2008.03.02 -  Kadınlar ve tapınaklar
 2008.02.24 -  Hiç kimsenin kadınları
 2008.02.17 -  Ölüden isteme ile diriden istemenin farkını rica edeyim
 2008.02.12 -  Tanrı'nın yeryüzündeki başyapıtı üzerine
 2008.02.05 -  Sıradan ve yüce, yakışıklı ve bayağı
 2008.01.28 -  İdeolojik ve toplumsal baskıya karşı bireysellik
 2008.01.24 -  Aldatan Kadınlara Kuşbakışı
 2008.01.21 -  Nietzsche, Marks veya Tanrı’ya Küsmek
 2008.01.14 -  Yoksa bu fakiri aşktan bihaber mi sanırsınız?
 2008.01.07 -  Kadınınıza yüreğinizle dokundunuz mu hiç?
 2007.12.31 -  Dört Kitaba Sığmazsan, Sen Ne İşe Yararsın?!
 2007.12.24 -  Kadınların Gizli Dünyası Üzerine
 2007.12.16 -  Sosyal Demokratların Reel Politik Dramı
 2007.12.10 -  “En yakın dostum katilim olur mu?”
 2007.12.03 -  İnin O Şatodan Aşağıya!
 2007.11.26 -  “Çift Gerektirmeli Bir Tanrısal Adalet Sarmalı” -Özeleştirel bir yaklaşım-
 2007.11.18 -  Müslümana Sopa Caiz midir?
 2007.11.11 -  Sevgili Erkekler! Türk Kadınları Size Hiç Bakmıyor mu?
 2007.11.05 -   “Hz. Muhammed ve etkin dinleme sanatı”
 2007.10.29 -  Kahrolsun PKK veya kötü reklam yoktur
 2007.10.22 -  Barda oturan adamın düşleri
 2007.10.15 -  “Feminizm gerçekten feminin (dişil) bir akım mıdır?”
 2007.10.08 -   “Model Türkiye’yi görmek ya da görmemek”
 2007.10.01 -  “Aldatılan Adamın Komedyası”
 2007.09.24 -  Kadınların cebi neden yoktur
 2007.09.20 -  Benim adım aşk
 2007.09.17 -  Herkese merhaba!
Aslan Korkmaz gelirken, Tuzcuoğlu giderken…
Lokman Koyuncuoğlu
Çokeşliliğe “hayır” mı diyorsunuz?
Mert Aslan
Otur oturduğun yerde
Memduh Nihat Ada
Davos Krizi; Erdoğan milat attı, Perez yavuz hırsız.
Taner Aydın
Affan Dede'ye para saydım
Mustafa Azılıoğlu
Boya boya çek
Huriye Karnap
Her ıslanan anlamaz!
Semra Hoyraz
MÜSİAD Farkı
Aydoğan Deveci
Davos ve sonrası…
Dr.Ali Can
Anlatma Sanatı
Alev Ayyıldız
Yapboz
Nadide Ü.Altıparmak
Göçmen Kuştu Kalbim
Hakan Bahçeci
 

Bu Site Konda İletişim ve Medya Grubunundur.
E-Posta: bilgi@haberkonya.com