:. Haberler
  Bilişim
  Dünya
  Eğitim
  Ekonomi
  Kültür Sanat
  Politika
  Sağlık
  Spor
  Yaşam

  :. Gruplar
  Hava
  Söyleşiler
  Yazarlar

“En yakın dostum katilim olur mu?” 
Mert Aslan   ( altar42@hotmail.com )

Önsöz: “Bu yazı, hayatının bir döneminde sigara ile dostluk kurmuş veya halen dost olan kimseler içindir ve kesinlikle sigarayı özendirme amacı taşımamaktadır. “Dostluk” kelimesini, onun en azından iyi bir dost olmadığını bildiğim halde kullanıyorum; ancak onun tadına ermemiş olanların anlatacaklarımı tam olarak anlamalarını beklemiyorum. Zaten bunu anlamıyor olmaları bile, yeterince hayranlık vericidir.”

Günün birinde, bir arkadaşınız size bir sigara ikram eder. Ardından da, çakmağını çakar. Gönüllü-gönülsüz veya muhabbet olsun diye yakarsınız. İlk başta, ya midenizi bulandırır ya da başınızı döndürür. Üstelik, ağzınızın içi çamur gibi olmuştur. “İnsanlar bunu neden içer ki?” diye bir yadırgama ifadesi geçer aklınızın bir köşesinden.

Aradan, bir hafta geçmiştir. Geçen süre zarfında sigaraya ilişkin herhangi bir şey düşünmediğiniz halde, tuhaf bir biçimde bir an canınızın sigara çektiğini hissedersiniz. Eğer o anda yanınızda sigara içen veya taşıyan biri varsa, ondan bir çöp sigara talep edersiniz. İlk deneyiminiz sırasında hissettiğiniz şeyler, aşağı yukarı tekerrür eder; ancak bu kez, üçüncü sigaraya duyacağınız gereksinim bir hafta ötede değildir. Üç veya dört gün sonra, canınız onu yeniden isteyecektir. O an gelip çattığında, kendi kendinize söyleyeceğiniz söz şudur: “Ben, sigaraya para vermem. Ayrıca, üzerimde asla paket taşımam.”

Kendinize yaptığınız bu faydalı telkinlerin ömrünün uzun olacağını sanıyorsanız yanılıyorsunuz demektir. Çünkü, birkaç hafta sonra cebinde sigara paketi taşıyan biri olacaksınız.

Demek istediğim şey, sigaranın sizde bağımlılık yapmak için adeta akıllı ve bilinçli bir hareket yürüttüğüdür. Kendisini size kabul ettirmek için o kadar sinsice davranır ki, ona bağımlı hale geldiğinizin farkına vardığınızda iş işten geçmiş olur. Ne var ki, tıpkı bir balık iğnesi gibi, gizlice ve kolayca girdiği vücudunuzdan ve ruhunuzdan, sizi yaralamadan çıkmayacaktır. Artık sadece sıkıntılı anlarınızda değil, en neşeli anlarınızda da eliniz ceplerinizi dolaşarak onu aramaktadır.

Kendisinden bir parça ürküyor olsanız da, o en yakın dostunuz, sevgiliniz, sırdaşınız, hatta psikoterapistiniz olmuştur. İnsanlardan bir şey isteme konusunda kendini en onurlu sayan kimseler bile, zorda kaldıklarında birilerinden sigara veya sigara parası isteyebilirler. Zira şu koskoca dünyada, yanınızda hiç kimse olmasa yalnızca o size yetmektedir. Bir gün onu bırakmayı düşündüğünüz vakit aklınıza gelen ilk şey, dünyada yapayalnız kalacağınız ve hiçbir dost sohbetinden keyif alamayacağınız yanılsaması olacaktır. Sevgilisinden ayrılan veya zorla koparılan birinin yaşadığı ruhsal travmanın aynısıdır bu. Terk edilmiş bir çocuğun psikozudur.

Yapılan araştırmalar, sigaranın alkol gibi fiziksel değil, psikolojik kökenli bir bağımlılık yaptığını ortaya koymuştur. Aslında, sigarayı bıraktıktan sonra “Oram-buram şişti; yeniden başlamak zorunda kaldım” diyenlerin yaşadığı rahatsızlıklar, çoklukla yukarıda sözünü ettiğimiz depresyona bağlı geçici psikosomatik semptomlardan başka bir şey değildir. Şayet sigarayı bıraktıktan sonra strese girmemeyi başarabilirseniz, hiçbir yerinizin şişmeyeceğinden emin olabilirsiniz.

Kişisel olarak, sigara kullanan biriyim; ama onu hiç tatmamış biri olmayı çok arzu ederdim. Bu yüzden, onu hiç tanımamış olanların halini hep gıpta ile izlemişimdir. Uzun zamandır yapabildiğim tek şey, ikindi vaktine kadar sigara içmemek oldu. Bu sözüme hala sadık olmakla beraber, yakın bir zamanda süreyi akşam vaktine çıkarmayı planlıyorum. Bırakmakta zorluk çeken herkese de, aynı şeyi öneririm.

İşe yarıyor. Böylece, hem sigarayı kısmen bırakmış olursunuz, hem de tümüyle bırakmak için daha antrenmanlı hale gelirsiniz…

Sonsöz: Sigara bağımlılarının (veya dostlarının) bilinçaltına adeta çakılmış olan paradoksal açmaz, kendini her gün yenileyen şu sorunun içindedir: “En yakın dostum, günün birinde katilim olur mu?”






Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız ( Toplam 3 yorum yapılmış )

marsjü [ 2008/04/03 21:55 ]
hocam sigara kullanmıyorum ama değinme acınızı ve de yazınızı çok beğendim. tesekkürler
NAZLI [ 2007/12/12 16:13 ]
Yazılarınızı ilgiyle takip ediyorum..Kaleminize ve yüreğinize sağlık.. Saygılar
[ 2007/12/12 15:20 ]
...bende sigara içen biri olarak size hak veriyorum.Bende klasik olarak anlattiginiz gibi basladim sigaraya.İnsallah bu önerdiginiz yoldan sigarayi birakabilirim.Bilgiler için tesekkur eder,basarilarinizin devamini dilerim...

 


Yazarın Tüm Yazıları
 2009.02.16 -  Çokeşliliğe “hayır” mı diyorsunuz?
 2009.02.10 -  Kadının Mahremiyet Evi
 2009.02.02 -  Öğrenmenin dayanılmaz tadı
 2009.01.26 -  Hadis tercümesinde taşralı ağzı
 2009.01.17 -  Bilin bakalım! Erkekler insan mıdır, bankomat mıdır?
 2009.01.12 -  Ergenekon dalgalarında kısa bir sörf
 2009.01.05 -  Kadınlar iletişim beceriksizi mi yoksa?
 2008.12.29 -  Cennetin ve cehennemin fragmanları
 2008.12.23 -  Anti-depresif öneriler
 2008.12.16 -  Sen olmazsan cennet solmaz mı?
 2008.12.07 -  İyilik ve kötülüğün kimyası
 2008.12.01 -  Allah sevgisinde kıskançtır
 2008.11.24 -  Yazma yetisi üzerine iki çift söz
 2008.11.16 -  Anneler ve sevgililer
 2008.11.11 -  Sırlar harikadır. Ta ki yakalanıncaya kadar…
 2008.11.03 -  Geğiren tanrıçalar
 2008.10.27 -  Masumiyet insana en çok yakışandır
 2008.10.20 -  Demirel: Eski Siyasetin Büyük Mavrası…
 2008.10.13 -  Aldatan Erkeklere Kuşbakışı
 2008.10.08 -  Aldatan Kadınlara Kuşbakışı
 2008.09.29 -  Kadınlık nelere kadirdir!
 2008.09.22 -  İnsanlardan uzaklaştıkça Tanrı’ya mı yaklaşıyoruz?
 2008.09.15 -  Tesettür Kutsal kitabın ne tarafındadır?
 2008.09.08 -  Kutsal gerdek
 2008.09.01 -  Allah’ı Sevme Sanatı
 2008.08.25 -  Hıristiyan Mü’minler
 2008.08.17 -  Tutsaklığı sevmek
 2008.08.10 -  Dilek Tepesi
 2008.07.27 -  Bir çiçekle de bahar olurmuş
 2008.07.15 -  Dante Beatrice’e kavuşsaydı…
 2008.07.07 -  NLP’den ışıltılı kareler (2)
 2008.06.30 -  Karanlık mağaraların zavallı yarasaları
 2008.06.23 -  NLP'den ışıltılı kareler (1)
 2008.06.14 -  Cennette kadın figürü
 2008.06.08 -  "Yürek Acısı"
 2008.06.02 -  Erkeği tutmak kolay mı sanırsınız?
 2008.05.24 -  Her ölüm vakitsizdir
 2008.05.14 -  Reinkarnasyon
 2008.05.05 -  Kölenin öyküsü
 2008.04.28 -  İlahiyatçılar Hz.Muhammed'ten daha mı iyi biliyor?
 2008.04.21 -  Kadınlar cennetine hoşgeldiniz!
 2008.04.15 -   Biraz daha episteme,biraz daha özlem...
 2008.04.07 -  Bir kibir abidesine
 2008.03.31 -  Kadınlar erkekten ne duymak ister?
 2008.03.24 -  Repertuarımdaki üç kırık hayat
 2008.03.16 -  Kadınlarla hala tartışıyor musunuz?
 2008.03.10 -  Yoksa bu bir rüya mıydı?
 2008.03.02 -  Kadınlar ve tapınaklar
 2008.02.24 -  Hiç kimsenin kadınları
 2008.02.17 -  Ölüden isteme ile diriden istemenin farkını rica edeyim
 2008.02.12 -  Tanrı'nın yeryüzündeki başyapıtı üzerine
 2008.02.05 -  Sıradan ve yüce, yakışıklı ve bayağı
 2008.01.28 -  İdeolojik ve toplumsal baskıya karşı bireysellik
 2008.01.24 -  Aldatan Kadınlara Kuşbakışı
 2008.01.21 -  Nietzsche, Marks veya Tanrı’ya Küsmek
 2008.01.14 -  Yoksa bu fakiri aşktan bihaber mi sanırsınız?
 2008.01.07 -  Kadınınıza yüreğinizle dokundunuz mu hiç?
 2007.12.31 -  Dört Kitaba Sığmazsan, Sen Ne İşe Yararsın?!
 2007.12.24 -  Kadınların Gizli Dünyası Üzerine
 2007.12.16 -  Sosyal Demokratların Reel Politik Dramı
 2007.12.10 -  “En yakın dostum katilim olur mu?”
 2007.12.03 -  İnin O Şatodan Aşağıya!
 2007.11.26 -  “Çift Gerektirmeli Bir Tanrısal Adalet Sarmalı” -Özeleştirel bir yaklaşım-
 2007.11.18 -  Müslümana Sopa Caiz midir?
 2007.11.11 -  Sevgili Erkekler! Türk Kadınları Size Hiç Bakmıyor mu?
 2007.11.05 -   “Hz. Muhammed ve etkin dinleme sanatı”
 2007.10.29 -  Kahrolsun PKK veya kötü reklam yoktur
 2007.10.22 -  Barda oturan adamın düşleri
 2007.10.15 -  “Feminizm gerçekten feminin (dişil) bir akım mıdır?”
 2007.10.08 -   “Model Türkiye’yi görmek ya da görmemek”
 2007.10.01 -  “Aldatılan Adamın Komedyası”
 2007.09.24 -  Kadınların cebi neden yoktur
 2007.09.20 -  Benim adım aşk
 2007.09.17 -  Herkese merhaba!
Aslan Korkmaz gelirken, Tuzcuoğlu giderken…
Lokman Koyuncuoğlu
Çokeşliliğe “hayır” mı diyorsunuz?
Mert Aslan
Otur oturduğun yerde
Memduh Nihat Ada
Davos Krizi; Erdoğan milat attı, Perez yavuz hırsız.
Taner Aydın
Affan Dede'ye para saydım
Mustafa Azılıoğlu
Boya boya çek
Huriye Karnap
Her ıslanan anlamaz!
Semra Hoyraz
MÜSİAD Farkı
Aydoğan Deveci
Davos ve sonrası…
Dr.Ali Can
Anlatma Sanatı
Alev Ayyıldız
Yapboz
Nadide Ü.Altıparmak
Göçmen Kuştu Kalbim
Hakan Bahçeci
 

Bu Site Konda İletişim ve Medya Grubunundur.
E-Posta: bilgi@haberkonya.com