:. Haberler
  Bilişim
  Dünya
  Eğitim
  Ekonomi
  Kültür Sanat
  Politika
  Sağlık
  Spor
  Yaşam

  :. Gruplar
  Hava
  Söyleşiler
  Yazarlar

Noel Bayramları Gelecek mi? 
Alev Ayyıldız   ( ayyildizalev@gmail.com )

2 haftaya yakın bir zamandır büyük bir coşkuyla beklenen yeni yıl kutlamaları üzerinden günler geçmesine rağmen yazık ki etkisini hala sürdürmekte.Yazık ki diyorum çünkü bizden olmayan ve hangi iyi niyetle bakarsanız bakın bize de yakışmayan kutlamaların sarhoşluğu, üzerimizde uzun bir müddet devam edeceğe benziyor.

Netice de yeni yıl kutlamalarını nasıl yaşayacağı bireyin kendisine ait ama yapılanlar genel anlamda toplumsal çözülme olarak nitelendiriliyorsa, olaylara yada olgulara daha bir hassasiyetle yaklaşılması gerektiğini düşünüyorum.

Yılbaşı kutlamalarında yapılan eğlencelere her kesimden farklı tepkiler geldi kuşkusuz. Kimileri yeni bir yılın müjdelendiğini, neşeli olunması gerektiğini vurgularken kimileri olayı dinden çıkartma boyutuna getirdi. Önemli olan ne açıdan yaklaşılırsa yaklaşılsın toplumu “biz” ve “ötekiler” diyerek ayırım yapmadan biraz da empatiyle yaklaşmak.

Açıkçası yeni yılla ilgili bir yazı yazmayı düşünmüyordum. Çünkü bir görüşü ya da düşünceyi büyütmenin en iyi yollarından birisi eleştiri getirmektir. Kavramları olduğundan daha büyük göstermeye çalışanlara bu konuda ki destek en çok o kavrama düşman olup onu büyük hırslarla abartanlardan gelmez mi?.

Fakat yeni yıl kutlamalarının ardından sunulan yazılara baktığımda, yapılanların yalnızca bir gecelik eğlencelerden çok bir alıştırma süreci olarak gösterilmek istenmesi ve geçen yıl bıkkınlık veren fakat 2008’de daha büyük hararetle devam edeceğine inandığım tartışmaların şimdiden artması yeni yıl kavramını üzerinde konuşmaya değerli kılıyor.

Öncelikli olarak yeni yıl kutlamalarının bu yıl İslam’ı açıdan önemli bir güne rastlamaması çok iyi oldu. Yaptıklarımda ya da yaşadıklarımda bir değişiklik olacağından değil ama günlerce devam eden yılbaşında içki içen sabah bayram namazına gidebilir mi ya da oruç tutabilir mi türünden İslam’a bakış açıları bile tartışma konusu olacak din adamlarınca sürdürülen akıl almaz yorumlara maruz kalmamak güzel.

Bu yıla rastlayan diğer bir hoş taraf da her ne kadar medyamızda milli ve dini bayramlardan çok daha coşkulu bir şekilde hazırlansa da yeni yıl kutlamalarında hindili haberlere rağbet olmaması. Yılbaşı akşamının olmazsa olmaz olarak lanse edilen ve günler öncesinden gerek canlı gerekse farklı tariflerle pişirilmiş olarak ekrana gelen hindi görüntüler bu yıl pek ilgi çekmedi.

Bu tür ayrıntıda kalan ve çoğu kişinin fark edemediği güzellikler bir tarafa bizim olmayan bir değere bu denli sahip çıkılması ve bu denli coşkuyu anlamak mümkün değil. İşin ilginç tarafı kimilerinin “Onlar bizim Peygamberimizin doğum gününü kutluyor mu ki biz onlarınkini kutlayalım” diyerek ilginç mantık yürüttükleri aralığın son akşamı da zannedildiği gibi Hz. İsa’ya ait bir gün değil.

Katolikler başta olmak üzere bir çok Hıristiyan mezhebinde Hz. İsa’ya yönelik kutlamalar genel anlamda sanılanın aksine 24 Aralık da başlıyor. Bazılarınca bir nevi sınıf atlama olarak gördükleri hindi kesmeler ve ağaç süslemelerde temel itibariyle Hıristiyanlığa değil putperestliğe dayanıyor.

Bir diğer konu da yıl kutlamalarının olmazsa olmazı Noel Baba’lar. Kimilerine göre Hıristiyanlığın bozulmadığı dönemlerde yaşamış, gerçek bir yardımsever, kimi kaynaklarca çocuklara dadanmış ve yakılarak öldürülmüş bir sapık, kimilerine göreyse şimdiki Hıristiyanlığın önemli bir sembolü. Nasıl nitelendirirsek nitelendirelim ve temelini hangi Avrupa tarihine bağlarsak bağlayalım çoğunluğun üzerinde birleştiği nokta Noel Baba’nın giysilerinin rengi. Noel Baba efsane olarak dillerde dolaşa dursun, resmedilmesi ve kırmızı beyaz kıyafetlerinde Coco kolanın etkisi malum. Efsane eski olsa da kıyafetlerin rengi yeni.

Yeni yıl kutlamaları içinden çıktığı batı toplumunda bile dejenere olmuşken kendimize uydurmak ve yapılanları masumane göstermek ne denli mantıklı kavramak oldukça güç.

Kutlamalara yönelik değerlendirmelere baktığımda ise 2 isim oldukça dikkatimi çekti. Ahmet Hakan ve Ertuğrul Özkök’ün yorumlarına bakınca 2008 yılına dair bir öngörüde bulunmak zor olmayacak.

Yazılarda değinilen noktalar ve bu yazarların içinde bulundukları medya gruplarının kültürel bozulmalara yönelik çalışmalarının olanca hızıyla devam edeceğini tahmin etmek zor değil. Fazıl Say türü söylemlerin ve bidon kafalılar demeçlerinin 2008’de farklı söylemlerle dile gelip, hatta dozunu arttıracağını da şimdiden belirtmek isterim.

Herkes istediğini elbette düşünebilir ama eğer zihniyet toplumu milli ve manevi değerlerinden uzaklaştırıp önceki satırlarda da değindiğim gibi “Biz” ve “Ötekiler” diye gruplara ayırmaya çalışıyorsa, üzerinde durmak da hatta belirli ölçülerde tepkileri dile getirmek de bile fayda var.

Yılbaşı kutlamalarına değinirken alternatif olarak sunulan programlara yönelik bazı eleştirilerim olacak. Öncelikli olarak yapılan programlardaki niyetlerin genel anlamda samimiyetine diyeceğim yok. Fakat kutlamalar siyasi bir partinin gölgesinde gerçekleşiyorsa, sunulanın çok ötesinde amaç taşıdığına dair kuşku duyuyor insan.

Bu konular muhtemelen daha çok yıl eskitir. Ama üzücü olan yapılanların özellikle gençler ve çocuklar üzerindeki etkisinin her geçen gün artması. Aralığın son akşamını yeni yıl kutlamalarını bahane ederek alkol alan ve dahası bunu oldukça normal gören genç kitlede büyük bir artış var. Aralığın son akşamını bayramlardan daha çok önemsemeye başlayarak özellikle medyanın etkisiyle gözünde daha anlamlı hale getiren çocuk sayısı da küçümsenemeyecek bir orana sahip.

Yeni yılın kutlu olsun yerine güzel Noeller sözlerinin dilimize yerleştiği bir dönemde ülkemizde evlerde paskalya ya da şaraplı çöreklere yer verileceği ve “Noel Bayramı” türünden söylemlerin dillerden düşmeyeceği günlerinde geleceğini beklemek yalnızca bir hayal olmasa gerek

Selam ve dua ile

Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız ( Toplam 2 yorum yapılmış )

denizbey42 [ 2008/01/14 13:59 ]
Tek kelimeyle emperyalizm budur işte. Toplumları bitirmek için bundan daha iyi bir yol izleyemezler.Kendi değerlerinden uzaklaşan ve başkalarına ait değerlere sahip çıkan bir toplum yaratma gayretleri ve böyle gidersede başaracaklar.Kültürünü yok ettiğin bir toplumu yok etmek çocuk oyuncağıdır...
zorbeg [ 2008/01/07 16:49 ]
Dervişlik dedikleri hırka ile taç değil
Gönlün derviş eyleyen hırkaya muhtaç değil

...yine mükemmel tespitler ve yine harika bir yazı... sizi kutluyor benzeri tespitlerinizi ilgiyle okumayı bekliyorum. slm ve dua ile.

 


Yazarın Tüm Yazıları
 2009.02.14 -  Anlatma Sanatı
 2009.01.17 -  Bebek katili Mübarek ve Çağın Diğer Firavunları
 2009.01.01 -  İsrail bir terör devletidir
 2008.12.06 -  Nifaka Karşı İnfak Seferberliği
 2008.11.07 -  Edebin Beden Bulmuş Hali
 2008.10.20 -  Söz ve İnsan
 2008.09.27 -  Bayram Tadında Hayatlar
 2008.09.09 -  Ramazan ve Zulüm
 2008.07.31 -  Miraç tadında hayatlar
 2008.06.12 -  Beklemek ve görmek
 2008.05.16 -  Kısa bir mola…
 2008.04.07 -  Tahammülsüzlük, küçümseme ve kibir…
 2008.03.21 -  Kapatma davasının kapattıkları
 2008.02.27 -  Geçmişine sövmeyen bizden değildir!
 2008.02.09 -  Dikkat kara çarşaflılar geliyor!
 2008.01.11 -  Tenleri siyah yürekleri beyaz insanlar
 2008.01.04 -  Noel Bayramları Gelecek mi?
 2007.12.11 -  Nede olsa komplo teorisi!
 2007.12.01 -  OYAK’ın Ermeni Yanlısı Ortağı
 2007.11.14 -  Bir Serdengeçti Vardı…
 2007.10.24 -  Sağ olan vatan, unutulan şehitler
 2007.10.06 -  Hadi İran olamadık bari Malezya’ya benzeyelim
 2007.09.15 -  Oruç tutuyor musunuz?
 2007.08.22 -  Garip Bir Rüya
 2007.07.29 -  Halkını tanımayanlar, aptal yerine koyanlar
 2007.07.17 -  Bilinmeyen şahadetin ardından
 2007.07.09 -  Düşündüren ve güldüren vaatler
 2007.06.12 -  Anıtlarla anılan teröristler ve unutulan şehitler
 2007.05.14 -  Bilinmeyen Menderes’in ardından
 2007.04.30 -  Kerkük’e karşı Cumhurbaşkanlığı süreci
 2007.04.18 -  Açlığın Ölüm Hali!
 2007.04.01 -  Tehlikenin Farkında mısınız?
 2007.03.20 -  Şehitliği Akif ve Çanakkale ruhuyla anlamak
 2007.02.27 -  Sultan Abdülhamid Han’dan Aziz Valentine
 2007.02.03 -  Dilden kötü kokular Ahmet Hakan’la geliyor
 2006.12.29 -  Seninleyiz Banu Avar
 2006.12.13 -  Eğitimde dinsizleşme süreci
 2006.11.23 -  Medeniyet yolunda güzeller geçidi
 2006.11.06 -  Açılın feministler geliyor
 2006.10.10 -  Peygamberimize sevgimiz bu kadarmış
 2006.09.08 -  Kola olmadan ne yaparız!
 2006.07.24 -  Bu veballe nasıl yaşanır?
 2006.07.11 -  İHANETİN BÖYLESİ
 2006.06.28 -  YASTAYIZ
 2006.06.17 -  KORKMAYIN BİZDEN
 2006.06.06 -  Mankurtlaşıyoruz
 2006.05.25 -  Davam Türkistan
 2006.05.17 -  Son rezalet
Aslan Korkmaz gelirken, Tuzcuoğlu giderken…
Lokman Koyuncuoğlu
Çokeşliliğe “hayır” mı diyorsunuz?
Mert Aslan
Otur oturduğun yerde
Memduh Nihat Ada
Davos Krizi; Erdoğan milat attı, Perez yavuz hırsız.
Taner Aydın
Affan Dede'ye para saydım
Mustafa Azılıoğlu
Boya boya çek
Huriye Karnap
Her ıslanan anlamaz!
Semra Hoyraz
MÜSİAD Farkı
Aydoğan Deveci
Davos ve sonrası…
Dr.Ali Can
Anlatma Sanatı
Alev Ayyıldız
Yapboz
Nadide Ü.Altıparmak
Göçmen Kuştu Kalbim
Hakan Bahçeci
 

Bu Site Konda İletişim ve Medya Grubunundur.
E-Posta: bilgi@haberkonya.com