:. Haberler
  Bilişim
  Dünya
  Eğitim
  Ekonomi
  Kültür Sanat
  Politika
  Sağlık
  Spor
  Yaşam

  :. Gruplar
  Hava
  Söyleşiler
  Yazarlar

Tenleri siyah yürekleri beyaz insanlar 
Alev Ayyıldız   ( ayyildizalev@gmail.com )

Vaktiyle Lokman Hekim’in methini duyan bir adam büyük uğraşlar verdikten sonra onu ziyarete gelir. Karşılaştığında ise dudakları biraz kalın teni de oldukça esmer birini görünce hayal kırıklığına uğrar. Adı dillerden düşmeyen Lokman Hekim’i hayalinde bu şekilde tasvir etmemiştir. Hal diliyle adamın kalbinden geçenleri bilen Lokman Hekim’se gülümseyerek sorar “ Boyaya mı beğenmedin yoksa boyacıyı mı beğenmedin?...

Bir kitaptaki okuduğum bu menkıbe oldukça etkiler beni. Konya’da yaşayan Somalili arkadaşla sokaklarda yürürken biraz tedirgin ve meraklı açıkçası birazda küçümser gözlerle bakan insanları fark ettiğimde yanlarına gidip bu soruyu sormak içimden geçti “Boyayı mı beğenmediniz yoksa boyacıyı mı”…?

Meraklı ve çekingen gözleri bir parça anlamak mümkün de “Burada ne işleri var. Niye ülkelerini terk edip gelmişler?” türünden söylemleri akıl ve vicdan çerçevesinde algılayabilmek zor. Neticede kimse ülkesinden ayrılmayı istemez. Savaşın ve zulmün yaşandığı bir yerden, sahip olduğu her şeyi ve hatta ailesini bile bırakmak kolay değil. Kalplerini vatanlarında ve sevdiklerinde bırakarak kaçarken akıllarına aynı inanca sahip oldukları ülkelerin insanları geliyor kuşkusuz.

İslamiyet’i temel alıp kardeş gördükleri ülkemiz insanlarına, Osmanlı’dan gelen bir gönül bağıyla sığınan Somaliler, yabancı ve çekingen bakışlara alışmışlar fakat kendi ülkeleri kabul ettikleri bu yurtta küçümser gözlere ve istenmediklerini hissettiren tavırlara maruz kalmak hayal kırıklığı oluşturmuş onlarda.

Konya’da 450 Somalili mülteci var. Kiraları valilik tarafından karşılanan evlerde yaşıyorlar. Konumları itibariyle çalışmaları da yasak. Kimi vakıf ve derneklerin aralıklarla yaptıkları yardımlar da yeterli değil. Muhammed’le tanıştığımda evlerde kaymakamlıkların yaptıkları kömür yardımlarının oldukça azaldığını belirtiyor ve açıkçası kendi vatanı saydıkları ülkemizde sahipsiz kalmaktan korkuyordu.

Hakkı Biçer ve İbrahim Büyükeken gazetelerinde Konya da yaşayan Somalili vatandaşların mağduriyetlerini dile getirmişti. Özellikle Kurban bayramı ardı umdukları yardımları göremedikleriyle ilgili değerlendirmeler vardı. Çaresizliğin ve açıkçası umutsuzluğun hat safhaya ulaştığı bir anda beklemediğimiz gelişmeler yaşamaya başladık. Konya milletvekili Orhan Erdem konuya büyük bir hassasiyetle yaklaştı. Danışmanı Ahmet Bey’de ilgisi ve özverili çalışmaları bizlere yardımcı oldu. Merkez ilçe belediyelerinin sosyal işler yetkilileri de görüşmelerin ardından kömür ve diğer sıkıntıların giderilmesi için hareket geçtiler.

İnsanlar ne kadar duyarsız dediğim bu anlarda, yalnızca yerel yönetimlerden ve siyasi yetkililerden değil vatandaşlardan da çok büyük destek geldi. Konuyu aktardıklarımız kılık kıyafetden tutunda yiyeceğe kadar birçok malzeme hazırlamışlar. Gazeteci arkadaşlardan da yaşanan bu dramı tekrar kamuoyuna duyurmak amacıyla haber yapanlar olacak. Bazı işadamlarından da sözler aldık. En azından kurumlarının zekâtı olarak bile yardımcı olabileceğini söylediler.

Düştüğüm umutsuzlukta yaşanan büyük gelişmeler, bana rüyamı yoksa hayal mi gördüğümü bile düşündürdü. Fark ettim ki insanlık ölmemiş. Kendi sorunlarını bir kenara bırakarak, büyük bir özveriyle gayret edenleri görmenin verdiği mutluluk çok başka.

Tüm bu güzel gelişmeler yaşanırken Avrupalı bir diplomatın ülke olarak ekonomik açıdan oldukça sıkıldığımız bir dönemde “Türkiye 200 milyon insana bile bakabilir” sözünün çok da yadsınamayacağını fark ettim. Mayasında fedakarlık olan bir milletin insanları hala duyarsız değiller.

Tenleri gibi yazgıları kara olan Afrikalı Müslümanların çektikleri sıkıntılar yazık ki fazla bilinmiyor. Yer altı kaynaklarını sömüren Avrupalı Devletler, kabile savaşları çıkartarak halkı birbirine düşürmekle yetinmeyip yönetimlerin başına da inanç ve millet kavramı olmayan yetkilileri getirerek her türlü zulmü yaşatıyorlar. Ruanda da yaşanan kabile katliamları ve palalarla doğranmış insan görüntüleri hafızlarda hala tazeliğini koruyor.

Misyonerlerin cirit attığı bu topraklarda özellikle Müslümanlar üzerinde çok büyük baskılar mevcut. Ülkemizde ise duyarlılık noktasında yaşanan gelişmeler oldukça sevindirici. Son zamanlarda su kuyusu açma çalışmalarından eğitime yönelik okul yardımlarına kadar her alanda artan bir ilgi var Afrika’ya. Balık vermekten ziyade balık tutmayı hedefleyen bir zihniyetle hareket eden kuruluşlarımız bölgeyle yakından ilgileniyor. Kısa vadeli yardımlar yerine köklü çözümler amaçlanıyor ve Türk iş adamaları gelmesi için teşvik ediliyor.

Ülkeler sosyal açıdan ne denli gelişmiş olursa olsun eğer merhamet ve yardımlaşma duygusu vatandaşlarında yoksa, paylaşmanın güzelliğini bilmiyorlarsa yeryüzünün en yüce mahlukatı insan olmanın ayrıcalığını fark edememişler demektir. Gelir ve yaşam seviyesinin oldukça lüks olduğu batılı ülkelerde sokakta kalan evsizleri ve açlıktan ölenleri düşününce her ne kadar özendirilmeye çalışılsa da bu ülkelerde olmak yerine Türkiye de, özellikle Konya da yaşamanın ne kadar büyük bir ayrıcalık olduğunu hissettim.

“Yapılacak hiçbirşey yok, ya da bizim ülkemizde yardım edilecek insan yok mu?” diyerek kalbi katılaşıp taraflı yaklaşanlara ise meşhur akbaba ve çocuk fotoğrafını hatırlatmak isterim. Vakti olanlarınızın Afrika’da yaşanan açlık sıkıntılarına dair fotoğraflara bakmaları da birkaç dakikalarını almaz. Hayatın tükendiği bu yerlere yapılacak ufacık da olsa yardımlar insan olmanın, özellikle Müslüman olmanın ayrıcalığında yaşanması gereken duygular.

Dünya’nın bir ucunda yaşananlar dikkatinizi çekmeyip onlar için çabalamak zor geliyorsa şehrinizde bulunan özellikle Afrikalı mültecilere önyargılardan uzak bir gözle bakmaya çalışıp gülümsemek zor olmasa gerek. Böylelikle karşılaştığınız ürkek ve sıkılgan bakışlı, tenleri kara fakat yürekleri ak bu insanları oldukça mutlu etmiş olacaksınız.Niyet samimi olunca inanın çaresiz kaldığınızı düşündüğünüz anlarda bile amaçladığınızın çok ötesinde güzelliklere vesile olabiliyorsunuz.

Selam ve dua ile
Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız ( Toplam 6 yorum yapılmış )

LATİFE [ 2008/02/02 15:10 ]
ALEVcim bu kadar sonsuz insan sevgisi ile dolu olan arkadaşım , senin ne güzel bir kalbin var ? Evet haklısın her şey tamam da insanlığını kaybetmek üzere olan bir toplum olmak üzereyiz.Somaliler hakkında konuştuğum bir arkadaşım daha neyin ne olduğunu bile bilmeyen bir arkadaşım bana'' geldiler mahfettiler bizi piyasayı düşürdüler snayide 100 tl maaşla çalışıyolar '' dedi.Ne mi yaptım.......ŞAŞIRDIM....BU KADAR MI İNSANLIKTAN NASİBİMİZİ ALMIŞIZ ?????*
dücane [ 2008/01/22 23:27 ]
slm.alev hanım güzel bir konuya değinmişsiniz Allah razı olsun..Somalilerle ilgili bildiğim Şefkat-Der isimli bir derneğin Konya ya gelmelerine aracılık ettikleri ve zor durumdaki bu insanlara ilk onların yardım ettikleri..daha sonrada orada yaşanan yoğunluk nedeniyle odaların neredeyse tamamen dolması sonucu ve basın toplantıları yapılmasıyla bu konularda duyarlı olan Eski valimiz Sn.Atilla Osman Çelebioğlu'nun talimatıyla yeni evler kiralandığı ve 6aylık kiralarının Valilik tarafından ödendiği..Özellikle Şefkat Derneğini burada anmak isredim çünkü birçok hayırlı iş konusunda öncülük eden bir kurum.dönem dönem mağdur kadınların kaldığı evleri ziyaret ettiğimde duygulu anlar yaşıyorum..birkaç hafta önce yine ziyaret ettiğimde hala mülteci olanlar vardı..türkiyenin ve konya'nın farklı şehirlerinden gelen evi barkı olmayan kadınlar çocuklar ve şiddetin en acı şekliyle karışmış mazlumlar..Konya da böyle bir derneğin olması hakikaten Hz.Mevlana'nın misyonu açısından çok önemli..nitekim onun sözlerinde belirttiği gibii kişi,din,dil,ırk ayrımı yapmadıklarını görüyorum..ulusal kanallarda da dönem dönem izliyorum..Allah yardımcıları olsun ve yollarını açık etsin..Etsin ki daha fazla yardım edebilme olanağı bulsunlar..sözden çok icraatla uğraşan bu derneğin yetkililerine buradan teşekkür etmek istiyorum..ayrıca mülteciler konusunda ele aldığınız bu yazı nedeniyle sizede teşekkürler..slm ve dua ile..
eleştirMEN [ 2008/01/20 15:35 ]
çok güzel yazdınız da, toplumun münevverleri ile halk kitlesi arasındaki uçurum, toplumu laik ve antilaik olarak 2'ye böldü. şimdi de birbirlerini düşman sanıyorlar okuyan ve okumayan. siz bunu bana anlatabiliyorsunuz ama sizde şu ikiye ayrıldığını söylediğim gruptan birinin içinde münevver hale gelen kişisiniz. şimdi ne yapacağız, içinden çıktığınız topluma yabancılaşıvermiş oluyorsunuz, bu esmer tenli somalililerden bahsederken. dediğiniz doğru ama bu doğruları bana değil, marko paşa'ya yani konya sanayi esnafı ve sanayici kalfalarına, marangozlara anlatın. nasıl anlatacağınıza ise siz karar verin. işte o zaman türkiyede yaşayan emin çölaşanı, bekir coşkun'u düşman görmekten kurtuluruz. yine bu konudan türkiyenin en önemli sorununa geldik ama neyse, sağlık olsun. yazılarınız güzel, tespitler güzel devam edin.
fatma trn [ 2008/01/15 16:06 ]
Biz insanlar ne yazık ki fazlasıyla duyarsızlaştık etrafımızda olup bitenlere. Elbette ki her fert doğduğu topraklarda hayatını idame ettirmek ister. Ancak yaşamın bize ne getireceği meçhul. O insanlarda ''zorunlu'' olarak çıkmışlardır mutlaka memleketlerinden. Madem bir zorunluluk söz konusu, öyle ise bu kardeşlerimize yardım etme görevi de bize düşüyor insani olarak. Oldukça önemli bir konuyu sizin kaleminizden okumak çok keyif verici Alev Hanım. Şu günlerde acaba ben hangi haberi yapsam diye düşünürken çok iyi bir fikir oldu bana ayrıca, çok teşekkürler. yüreğinize, kaleminize sağlık, selametle...
denizbey42 [ 2008/01/14 13:46 ]
Merhaba ben de zaman zaman Konya sokaklarında dolaşan bu insanları görüyorum.Hep merak ederdim kimdir bu insanlar ,nerden geldiler? diye. Bilgi edinmiş oldum. tabiki kardeşlerimize sahip çıkmamız gerekir teni, dili ve milleti ne olursa olsun.Sizi de bu konuya verdiğiniz önemden dolayı kutluyorum.Allah kimseyi vatanından ve sevdiklerinden ayrılmak zorunda bırakmasın...
Bora [ 2008/01/13 12:26 ]
Yüksek bir insani duyarlılığınız var. Allah, sizin gibi yüreği sevgi ve şefkatle titreyen hayırsever insanlardan razı olsun ve hayırda yolunuzu daima açık etsin. Sevgi ve dualarımla...

 


Yazarın Tüm Yazıları
 2009.02.14 -  Anlatma Sanatı
 2009.01.17 -  Bebek katili Mübarek ve Çağın Diğer Firavunları
 2009.01.01 -  İsrail bir terör devletidir
 2008.12.06 -  Nifaka Karşı İnfak Seferberliği
 2008.11.07 -  Edebin Beden Bulmuş Hali
 2008.10.20 -  Söz ve İnsan
 2008.09.27 -  Bayram Tadında Hayatlar
 2008.09.09 -  Ramazan ve Zulüm
 2008.07.31 -  Miraç tadında hayatlar
 2008.06.12 -  Beklemek ve görmek
 2008.05.16 -  Kısa bir mola…
 2008.04.07 -  Tahammülsüzlük, küçümseme ve kibir…
 2008.03.21 -  Kapatma davasının kapattıkları
 2008.02.27 -  Geçmişine sövmeyen bizden değildir!
 2008.02.09 -  Dikkat kara çarşaflılar geliyor!
 2008.01.11 -  Tenleri siyah yürekleri beyaz insanlar
 2008.01.04 -  Noel Bayramları Gelecek mi?
 2007.12.11 -  Nede olsa komplo teorisi!
 2007.12.01 -  OYAK’ın Ermeni Yanlısı Ortağı
 2007.11.14 -  Bir Serdengeçti Vardı…
 2007.10.24 -  Sağ olan vatan, unutulan şehitler
 2007.10.06 -  Hadi İran olamadık bari Malezya’ya benzeyelim
 2007.09.15 -  Oruç tutuyor musunuz?
 2007.08.22 -  Garip Bir Rüya
 2007.07.29 -  Halkını tanımayanlar, aptal yerine koyanlar
 2007.07.17 -  Bilinmeyen şahadetin ardından
 2007.07.09 -  Düşündüren ve güldüren vaatler
 2007.06.12 -  Anıtlarla anılan teröristler ve unutulan şehitler
 2007.05.14 -  Bilinmeyen Menderes’in ardından
 2007.04.30 -  Kerkük’e karşı Cumhurbaşkanlığı süreci
 2007.04.18 -  Açlığın Ölüm Hali!
 2007.04.01 -  Tehlikenin Farkında mısınız?
 2007.03.20 -  Şehitliği Akif ve Çanakkale ruhuyla anlamak
 2007.02.27 -  Sultan Abdülhamid Han’dan Aziz Valentine
 2007.02.03 -  Dilden kötü kokular Ahmet Hakan’la geliyor
 2006.12.29 -  Seninleyiz Banu Avar
 2006.12.13 -  Eğitimde dinsizleşme süreci
 2006.11.23 -  Medeniyet yolunda güzeller geçidi
 2006.11.06 -  Açılın feministler geliyor
 2006.10.10 -  Peygamberimize sevgimiz bu kadarmış
 2006.09.08 -  Kola olmadan ne yaparız!
 2006.07.24 -  Bu veballe nasıl yaşanır?
 2006.07.11 -  İHANETİN BÖYLESİ
 2006.06.28 -  YASTAYIZ
 2006.06.17 -  KORKMAYIN BİZDEN
 2006.06.06 -  Mankurtlaşıyoruz
 2006.05.25 -  Davam Türkistan
 2006.05.17 -  Son rezalet
Aslan Korkmaz gelirken, Tuzcuoğlu giderken…
Lokman Koyuncuoğlu
Çokeşliliğe “hayır” mı diyorsunuz?
Mert Aslan
Otur oturduğun yerde
Memduh Nihat Ada
Davos Krizi; Erdoğan milat attı, Perez yavuz hırsız.
Taner Aydın
Affan Dede'ye para saydım
Mustafa Azılıoğlu
Boya boya çek
Huriye Karnap
Her ıslanan anlamaz!
Semra Hoyraz
MÜSİAD Farkı
Aydoğan Deveci
Davos ve sonrası…
Dr.Ali Can
Anlatma Sanatı
Alev Ayyıldız
Yapboz
Nadide Ü.Altıparmak
Göçmen Kuştu Kalbim
Hakan Bahçeci
 

Bu Site Konda İletişim ve Medya Grubunundur.
E-Posta: bilgi@haberkonya.com