:. Haberler
  Bilişim
  Dünya
  Eğitim
  Ekonomi
  Kültür Sanat
  Politika
  Sağlık
  Spor
  Yaşam

  :. Gruplar
  Hava
  Söyleşiler
  Yazarlar

Değişim…. 
Dr.Ali Can   ( dralican@hotmail.com )

18. ve 19 yy. özellikle batı Avrupa ve kuzey Amerika’daki teknoloji ve üretim ilişkilerindeki değişimler toplumsal alanda da değişmelere neden oldu.Bu değişim bir çok sınıfların ve yaşam biçimlerinin de değişmesine ve oluşmasını tetikledi. Türkiye de 1980’ li yıllardan itibaren geçte olsa bu değişim sürecine etkilendi.Teknoloji ve üretim ilişkilerindeki değişimin, zaten bir bütün olarak toplumsal değişimi tetiklemesi kaçınılmazdır.bu kadar çarpıcı değişikliklerin toplumsal gerginlikler olmadan yaşanması da mümkün değildir.Özal ile başlayan teşebbüs özgürlüğü ve ticaretteki serbesti, burjuvanın, köy ve kentsoylu toplumun sermaye ve teknolojiye ulaşmasını sağladı. Burjuvazinin ekonomik alandaki bu atılımı, kendi eğitim ve bilgilenme ihtiyacını daha yakından görülmesini de sağladı.Kentsoylu bu yeni sınıf ekonomik gücünü siyasal güce dönüştürmesini de bildi. Değişen toplum yapısıyla birlikte, var olan siyasal sistemin işleyişi “meşruiyet- haklılık” zemininde tartışılmaya başlandı.Yıllardır bürokratik dayatma ile bastırılan duygular ve inançlar artık özgürce ve korkmadan dile getirilmeye başlandı.Tıpkı John Locke’ın doğal haklar bağlamında 17.yüzyılda aynı tür ve sıradan olan yaratıkların, aynı doğal çıkarlara sahip olmalarından, kimsenin kimseye kulluk etmeksizin yaşama hakkının olduğundan söz ettiği gibi, sözler söyleyen aydınlar ve düşünürler, aydın olmanın mutlak gereği olan cesaretle ortaya çıktılar. Ve yine Rousseau’nun 18. y.yılda insanların özgür ve eşit olmasını ve birlikte yaşamak için herkesin eşit ortak olduğu bir “toplumsal sözleşme” fikri gibi düşünceleri ortaya atan insanlar çıktı bu yeni sınıfın içinden.Ekonomik olarak zenginleşen, düşünsel olarak bilinçlenen evrensel hukuktan ve teknolojiden haberdar olan toplum, artık geleneklerini ve inancını daha bilinçli yaşamayı da öğrendi. Hem çağdaş imkanlardan faydalanmayı hem de inancını, örfünü ve adetlerini özgürce bu toplum içinde yaşama hakkına sahip olduğunun bilincine de vardı. Artık yıllardır sıradan ticaretle ve kol gücüyle çalışan bu kesim, dünyanın , Avrupa’nın ve kendi ülkesinin geçmişini, yıllardır korkularla konumlarını güçlendirenlerden değil, bilgisayar düğmesine basarak bağımsız binlerce kaynaktan her dilde edinmesini de bilmektedir. Evrensel değerlerden,insan hak ve özgürlüklerinden bihaber değildir. Bu gelişmelerin bir takım malum çevreleri ürkütmesi ve korkutması normaldir ama bu doğal bir süreçtir. Geri dönüşü yoktur.Dış ve iç mihraklı bireysel ve kurumsal karşı çıkışları haklı ve ikna edici argümanlardan yoksundur. Karalama ve suçlamaya dayalı hezeyanlar ise aksi tesir yapmaktan başka bir şeye yaramayacaktır.Çare bu ülkeyi terk ederek adlarına sanat yapılan ülkelere gitmek değil, demokrasi ve demokrasi kültürünü özümsemek, halkını yakından tanımak, sürecin akışına kendini bırakmak ve bu sürece olumlu katkılar sağlamak olsa gerek.
Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız ( Toplam 2 yorum yapılmış )

levent [ 2008/09/03 11:32 ]
bence çok iyi açıklayamadınız değişim 18. ve 19. yy.dan ibaret değildir.bir sosyolog olarak değişime Osmanlının toplumsal yapısından itibaren bakmanız gerekir.
ökkeş [ 2008/01/15 19:00 ]
Benim öğrenciliğimde mensubu olmakla gurur duyduğum Selçuk Üniversitesi’nin henüz bir yerleşkesi yoktu.
Barakalarda ders işlerdik çoğu zaman. Barakalarımızın çatıları bozuk muslukları bozuk kapıları pencereleri sıraları bozuktu ama taş gibi sağlam hocalarımız vardı.
Yare selam götüren teyyareler değildi onlar. Paneller düzenlenirdi Mevlana’yı anmak için. Nice, nice gönül dostları gelirdi. Hararetli tartışmalar olurdu. Turizm derneği vardı bir de… Atışırlardı gece gündüz. Dinlerdik, doyumsuz zevk alırıdk dinlerken. Leb değmeze yarışırlardı. Konyada yeterli yurt yoktu o zamanlar.Üç beş arkadaş bir araya gelir Muhacir Pazarı civarında eski yapı ufak evleri kiralar, lüks apartman gibi kira öderdik. Kışın bir sobamız olurdu kocaman. Buz gibi gecelerde musluklarımız donardı. Helaya gitmeğe üşenirdik te gece yatarken su içmezdik korkudan.
Çamaşır makinesi radyo bir de hacı muratı olanı zengin sınıfına sokardık.
Kredi kartı nedir bilmezdik.
Komşumuzun külüne muhtaçtık.
Bir parça platoniktik hep. Ama kimseye belli etmezdik. Rajona tersti çünkü. Yüzümüz kızarırdı kızlarla konuşurken, biraz mahcup biraz kırılgandık ama delikanlıydık.
Yazları çalışır kışları okurduk. Paramızın çoğunu kitaba yatırırdık. Halı sahalar yoktu o zaman. Gökyüzünü seyrebildiğimiz boş arsalarda mahallenin çocuklarıyla gazozuna top koştururduk. Sıkı arkadaşlıklarımız vardı.
Delikanlıydık hepimiz. Üniversite hazırlık Dersanesi bizi bozardı. Kimse gitmezdi oralara. Herkes bileğinin hakkıyla gelirdi. Ön sıralarda inekçiler, arka sıralarda ağır abilerimiz otururdu. Bunların hepsi mazide kaldı. Şimdi lüks otomobillerimiz kaloriferli apartmanlarımız, kocaman binaları olan kampüsümüz var Hastanelerimiz, pastanelerimiz dişçilerimiz iriyarı servis şoförlerimiz var. Çamyarması korumalarımız bekler kapımızı Ama Erol Güngör, Ayhan Songar, Nejat Göyünç, Amil Çelebioğlu, Abdülkadir Karahan,çekilip gittiler. Yoklar artık. Ne hararetli bilimsel tartışmalar kaldı geriy ne adam gibi ders anlatan hocalar

 


Yazarın Tüm Yazıları
 2009.02.03 -  Davos ve sonrası…
 2009.01.08 -  Medyada manipülasyon örneği Ergenekon
 2008.12.29 -  Toplumsallaşmak büyük bir değerdir
 2008.12.05 -  Elit Üniversiteler…
 2008.10.01 -  Kartelin telaşı demokratik değil, ticaridir.
 2008.07.31 -  Züğürt tesellisi!
 2008.07.09 -  Dağ fare doğurmamalı, değilse …!
 2008.06.09 -  Gördünüz mü, ülkeyi kim yönetiyormuş?
 2008.05.27 -  Krizin krizi!
 2008.04.01 -  Yüksek Yargı üyelerini halk seçsin!..
 2008.03.15 -  Yeter artık! Rahat bırakın ülkeyi ve toplumu!...
 2008.02.29 -  Bunun adına düpedüz İslam düşmanlığı denir
 2008.02.01 -  Solucan dinini yaşamak laikliğe aykırı mı?
 2008.01.14 -  Değişim….
 2007.12.24 -  Önce eğiticileri ve düzenleyicileri bir düzeltirsek…..
 2007.12.03 -  Liberal Düşünce Topluluğu
 2007.10.27 -  Artık Aklımızı Başımıza Alma Zamanı gelmedi mi, Ne Dersiniz?
 2007.09.28 -  Neyi , Neden Yapıyoruz, Kimin İçin Yapıyoruz Farkında mıyız Acaba?
 2007.09.11 -  Ötekini kabullenmek…
 2007.08.25 -  17 mi Büyük Yoksa 83 mü?...
 2007.08.17 -  Medya, Bürokrasi, Sermaye Kumpası ve Yeni Anayasa- (2)
 2007.08.06 -  Medya, Bürokrasi, Sermaye Kumpası ve Yeni Anayasa-1
 2007.07.24 -  Kimler ve neden kayıp ettiler,ben söyleyeyim mi?...
 2007.07.07 -  Soğan Hikayesi!.....
 2007.06.11 -  İşsizlik ve ÖSS…
 2007.05.28 -  Peki, siz hangisini istersiniz?...
 2007.05.18 -  Korku,…
 2007.05.16 -  PRAMİT!..
 2007.05.15 -  Muhtıra
Aslan Korkmaz gelirken, Tuzcuoğlu giderken…
Lokman Koyuncuoğlu
Çokeşliliğe “hayır” mı diyorsunuz?
Mert Aslan
Otur oturduğun yerde
Memduh Nihat Ada
Davos Krizi; Erdoğan milat attı, Perez yavuz hırsız.
Taner Aydın
Affan Dede'ye para saydım
Mustafa Azılıoğlu
Boya boya çek
Huriye Karnap
Her ıslanan anlamaz!
Semra Hoyraz
MÜSİAD Farkı
Aydoğan Deveci
Davos ve sonrası…
Dr.Ali Can
Anlatma Sanatı
Alev Ayyıldız
Yapboz
Nadide Ü.Altıparmak
Göçmen Kuştu Kalbim
Hakan Bahçeci
 

Bu Site Konda İletişim ve Medya Grubunundur.
E-Posta: bilgi@haberkonya.com