Politika ilginçtir. Bazen patoz bazen patozun kayışı olur. Bazen kayış olur kasnağı çevirir kırılacakları kırar gücü oluşturur bazen dönen dişlilerin arasında sap olur küçültülür.
Demireller, Çillerler, Ağarlar,Yılmazlar, Mumcular, Birler ve daha kimler…
Bir dönemin kayışları yani güçleri. Yani güçlüleri.
Bu güçlüler dişlilerin arasında o kadar çok politikacıyı ve devlet adamını öğüttüler ki…
Devletin geldiği noktada hep onların imzası oldu. Bugün sessiz sedasız öğütülecekleri günü bekliyorlar.Ş üphe yok ki onlar öğüttü ve onlarda öğütülecek.
Her dönemin öğütülenleri ve öğütenleri olmuştur. Günaydınlar, Yavuzlar, Şekerler, Turgutlar, Battallar, Ürünler,Çetinler,Işıklar,Kılıçlar…
Onlarda öğütülenler arasında yer alanlar.
Bugünlerde küçük küçük adımlarla yeniden ayağa kalkmaya çalışanları da var..
Ürün neredeyse yaygın yerel tüm basın mensuplarını bir araya getirerek çıkacağı yolun haritasını göstermeye çalışıyor.
Çiller süvarinin çokluğundan faydalanarak DP’nin başına kendi adımını seçtirtti. Ama bilmiyor ki bıraktığı at bugünkü at değil. Daha doğrusu at yok ortada.Sadece süvariler var.
Delikanlı Mumcu 22 Temmuzda arabayı aldı götürdü şarampole uçurdu. Artık o arabadan da hayır yok. Pert pert…
Ak Parti’nin eski vekili Mehmet Kılıç’ta da hareketlenme haberleri var. Belli ki nabız atıyor. Birkaç gün önce bir evde eski ekibini bir araya getirerek Ak Parti Karatay İlçe Başkanı olmak için çalışma başlatmış. En azından küskün vekil olmadığını göstermiş. Bir dönem adı sağlık bakanlığına geçen yine bir dönemin güçlü vekili iken genel başkanın adını çizdiği vekiller arasında kalan bir insanın bugün Karatay İlçe Başkanlığıyla yeniden işe başlaması tartışma götürür. Bilenen sadece o ki sayın Kılıç kınından çıkmaya karar vermiş.
Abdüllatif Şener’in de göz kapakları harekete geçmiş. ama gözünü kapattığı yerde değil Fazıl Sayın yanında uyanmış. Şener Sanatçı Fazıl Say'ın Türkiye'nin geleceğine ilişkin endişelerini haklı bulmuş.
''Ona bu sözleri söyletenler kendilerini sorumlu hissetsinler. Türkiye'yi uluslararası düzeyde temsil eden, sanatta çağdaş bir düzeyi bulunan saygın bir sanatçımızın Türkiye ile ilgili endişelerinin olduğunu söylemesi, bir sorun olduğunu gösteriyor. Neden Fazıl Say veya Fazıl Say gibi pek çok kişi Türkiye'de böyle hissediyor? Hissetmemeli. Herkes Türkiye'de sanatını, yaptığı işi coşkuyla yapmalı. 'Onu bu duruma benim hangi davranışım getirdi?' diye, işin başında olan sorumluların düşünmesi lazım.''demiş.
Haa ne demiştik… Politika ilginçtir. Bazen patoz bazen patozun kayışı olur. Bazen kayış olur kasnağı çevirir kırılacakları kırar gücü oluşturur bazen dönen dişlilerin arasında sap olur küçültülür.
Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız
( Toplam 2 yorum
yapılmış )