Yakın siyasi geçmişimizin önemli kilometre taşlarından sayılan 24 Ocak Kararlarının yıldönümünde Konya İl Özel İdaresi bir yılda yaptıkları ile 2008 de yapmayı planladıkları yatırım projelerini kamuoyuna aktardı.
24 Ocak Kararları, 24 Ocak 1980 tarihinde IMF’nin bir müdahalesi olarak o gün açıklandığı için bu isimle anılır. Süleyman Demirel’in Başbakanlık Müsteşarlığı'na getirdiği Turgut Özal ile MF arasında yapılan pazarlıklar sonucu, hükümet tarafından kararlar benimsenerek kabul edilmiş ve dünyaya deklere edilmişti.12 Eylül 1980 darbesinin ardından program aynı şekilde uygulanmaya devam etmiştir. Emek kesimi üzerinde ciddi kayıplar yaşanmış, Sermaye ise 4 yıl boyunca baharını yaşamıştır. Şimdi gelelim İl Özel İdaresinin yaptığı 24 Ocak Basın Toplantısına. Yanı başımda oturan gazeteci arkadaşlar, Sayın Vali Beyi ve İl Özel İdaresi Genel Sekreterini dinlerken bir yandan da önümüzdeki dokümanlardan geçmiş yıllardaki yatırım kalemlerini gözden geçiriyorlardı. Genel kanaat bir türlü bit(itirile)yen kamu yatırımlarının geç işleyişi üzerine idi. Cevaben Konuşan bürokratlar bir cümle ile yatırımların neden geciktiğini ” o iş benim boyumu aşar” diyerek tanımlıyordu. Aslında doğru söylüyordu. O söz bir gerçeğin ifadesi idi. Bürokratlar kılı kırk yararak dengeli adil bir yatırım programı için gece gündüz mesai harcamışlardı ama bir şey eksikti. Yatırımı sürükleyecek Kamu finansmanı. Yani ödenek. Ödenek olmayınca yüklenici bir metre fazladan çift yol yapmıyordu. Ankara-Konya dışında komşu illerimizi birbirine bağlayan çift yollarımız bir türlü bitmiyordu.. Hükümet en güçlü olduğu dönemde PKK Terörü ile frenleniyor, Yurttaşlara akıtılacak sosyal politikaların yönü küresel silah üreticilerinden yana mecburen çevirtilmek zorunda bırakılıyordu.
1980 ile 2007nin aslında tek farkı vardı. İsimler değişiyordu yalnızca.27 yıl önceki terörün adı Sağ-Sol idi. Günümüzün ki, etnik bölücü PKK Terörü. Adı değişse de yırtılan hep” Deli Bekir’in Gömleği” oluyordu. Eksik olan ise, Ülkenin her yerinden yükselecek Milli birlik ve beraberlik ruhu. Şahsım itibariyle Devletçi bir yapıya her zaman meylim olmuştur. Benim devletçi anlayışımda Devlete para verip karşılığında kat be kat faiz repo geliri yiyen insan tipi yoktur. Ülkesi Milleti ve Devleti için alyansını feda edebilen bir insan tipi benim her zaman baş tacım olmuştur. Vakti zamanında, sahibi olduğu bin koyundan oluşan sürüsünü hibe edebilen insan tipleri çoğaldıkça bizim yatırımlar “ödenek yetersizliğinden” atıl durumda beklemeyecek. Devlet bu şartlar altında bu kadar yatırım yapıyorsa öpüp başımıza koymamız gerekiyor. Liberal Materyalist Ekonomi Ahlakında devlete borç verip faiz veya repo geliri almak meşrudur. Benim kutsadığım ise en mahreminin nişanesi olan alyansını ülkesinin geleceği için çekinmeden milletine ülkesine feda edebilen bir insan tipindeki ruh ve ahlak güzelliğidir. Ödenek yetersizliği yüzünden bitirilemeyen yollarda meydana gelebilecek kazalar acaba kimlerin ruhunu sızlatacak. Alyansı veren ile o alyanstan nemalanan arasında bana göre yurttaşlık ve yurtseverlik arasında çok büyük farklar olmalı.
Konya Valimiz Sayın Osman Aydın ve Konya İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sayın Doktor Muammer Sönmez Beylerin koordinesinde çok güzel bir çalışma örneği sergilendi. Emeği geçen herkese şükranlarımızı iletiyorum. Ah keşke ülke terör ile birlikte iç ve dış borç faizinden de kurtulabilse idi, sanıyorum Konya’nın değerli bürokratları emek verip ter döktükleri yatırım programlarının ödenek yetersizliği yüzünden neden bitirilemediği sorusu karşısında ar edip “ o beni aşar” deme durumunda kalmasa idi.
Ülkemiz inşallah yeni 24 Ocak Kararları ile imtihan edilmek istenmez.