Bazen yaşadığımız olayların turnusol vazifesi görerek, insanların kafasının arka tarafında yatan niyetleri bize görme şansı vermesi ne garip. Bu günlerde demokrasi dersi alıyorum sık sık. Tıpkı Sayın Başbakan gibi. Dersin öğretmenleri ise ihale takipçisi birkaç köşe yazarı, geçmişte devletin yönetim şeklini değiştirmek için yasa dışı örgüt üyesi olmaktan yargılanmış birkaç gazeteci ve bir de ana muhalefet partisi. Şaşılacak şey, demokrasiyi devletten önceki dönemlerde alınan fahiş fiyatlı ihalelerin arkasında aramak, yada geçmişteki günlerini unutarak pişkin pişkin bakıp “siz demokrasiyi zedeliyorsunuz” diye nutuk atmak. Hele hele demokrasinin tecellisi sonucunda TBMM çatısı altında mevcudiyet bulmuş bir partinin lider ve üyelerinin “bu konuda siyasetle ilgisi olmayan kurumların açıklamalarıyla aynı fikirdeyiz” diyerekten muhalefet yapmak…
Zaman zaman söylenenlere baktığımda daha da şaşırıyorum. Bunlardan bir tanesi şu “meclisteki çoğunluğunuza güvenerek yasa değiştiremezsiniz!” birisi beni dürtsün lütfen. Bu ne biçim bir ifadedir. Hadi YÖK başkanının saltanatı gidecek ve milletin iradesini tanımıyor, demokrasiden bihaber. Fakat bir milletvekili hele hele bir ana muhalefet partisinin lideri nasıl böyle konuşur? Anlamakta güçlük çekiyorum.
Eğri oturalım ama lütfen konuştuklarımız doğru olsun. Söyler misiniz, bu meclisi millet verdikleri oylarla seçmiyor mu? Yine söyler misiniz bu hükümet millet tarafından seçilen AK Parti hükümeti değil mi? Hala niye konuşuyoruz, bu parti seçimden önce demiş ise “ben bu sistemi değiştireceğim” diye ve halkta oy vermiş ise, mecliste çoğunluğu kullanaraktan bu yasaları değiştirmekten daha doğal ne olabilir? Artık mecliste de çoğunluğun istemediği olacakta azınlıkta ve muhalefette olan CHP’nin istediği mi olacak? Eğer CHP’ye inansaydı millet bugün iktidarda onlar olurdu ve istedikleri gibi YÖK’ü başlarının üzerlerinde taşırlardı. Fakat iktidar bellidir ve vatandaşın %70’inin desteklediği bir düzenlemeyi gerçekleştirmesi son derece doğaldır.
Bir başka konu ise gerginlik. Bakınız neye dikkat ediyorum. Halktan şu ana kadar tek bir gergin açıklama duymadım. Yani ne geniş halk kitlelerinin, nede sivil toplum örgütlerinin çıkıp ortaya “biz bu yasayı istemiyoruz” diyenine daha hiç denk gelmedim. Fakat rektöründen, kimi gazetecilerden, muhalefet partisine ve bir takım marjinal diye nitelendirilen sol partilerin bir avuç taraftarının eyleminden başka hiçbir şey değil gördüğüm. Unutmadan birde askerin açıklaması.
Şimdi söyler misiniz, hani bu yasayı istemeyen halk, hani kitleler, hani uzlaşılmayan ve yasanın karşısında olan millet. Birileri bu güne kadar halka dayatılan yasalarla bu ülkeyi yönetmiş olabilir. Hatırlayın bu ÖSS sistemi değişirken ÖSYM başkanı Fethi Toker istifa etti. Bu yanlıştır dedi. Sokakta binlerce insan protesto etti, fakat 22 kişiden oluşan YÖK bunu 70 milyonluk Türkiye’ye dayattı. Benim dediğim olacak dedi. Şimdi bu yanlış düzeltiliyor. 70 milyon insanın %70’inin bu konudaki desteğini arkasına almış bir iktidar demokratik bir sistem getiriyor. Fakat hala 22 kişi, “sizi seçen millette sizde yanlış biliyorsunuz, demokrasi bu değil mecliste çoğunluğunuz olabilir ama değiştiremezsiniz” diye ayaklarını diriyor.
Ne kadar duyulur bilmem ama benim önerim şu, “gelin şu işi referanduma götürelim ve kökünden çözelim. Bu halk neyi istiyor neyi istemiyor, kim daha demokratik kim baskı yanlısı ortaya çıksın. Artık maskeler düşsün.”