:. Haberler
  Bilişim
  Dünya
  Eğitim
  Ekonomi
  Kültür Sanat
  Politika
  Sağlık
  Spor
  Yaşam

  :. Gruplar
  Hava
  Söyleşiler
  Yazarlar

Tanrı'nın yeryüzündeki başyapıtı üzerine 
Mert Aslan   ( altar42@hotmail.com )

Kimilerinin zayıf veya mevzu olarak gördüğü, fakat benim lafız ve
anlam açısından pek de öyle olmadığını düşündüğüm bir kudsi hadis
vardır: ''Ben, gizli bir hazineydim. Bilinmek/tanınmak istedim ve bu
alemi yarattım.''

Belli ki, Allah evreni, yeryüzünü ve yeryüzünde insan adlı varlığı,
kendisini tanıması ve elbette ki sevmesi için yaratmaya karar vermiş
bulunuyor; ancak burada en az o kadar ilginç olan şey bizim açımızdan
bir sonraki aşamada ortaya çıkmaktadır ki, o da tasarlamak istediği
varlığa nasıl bir biçim ve kişilik vermiş olduğu konusudur. Örneğin,
otomobili icat eden kişi yaptığı bu icada kendisinden bir şeyler
katmış mıdır sizce? Bence, görünürde somut hiçbir şey katmamış olsa
bile en azından zekasını, bilgi birikimini, kişisel deneyimlerini,
imgelem gücünü, tutkularını, fedakarlığını, beğenilme ve alkışlanma
arzusunu, iyilikseverliğini vs katmıştır. Başka bir söyleyişle,
otomobili onu icat eden kişinin izlerinden bütünüyle yalıtamazsınız.

Muhteşem bir roman örneği üzerinden düşünmeye devam edecek olursak,
sanırım konu hakkında daha sağlıklı ve isabetli fikir üretebiliriz.
Kuşkusuz, böyle bir yapıtta onu yazan kimsenin kişisel özelliklerinin
izlerini çok daha iyi sürebiliriz. Çünkü, orada yazarın yalnızca
yukarıda belirttiğimiz izlerini değil, aynı zamanda doğrudan kişisel
niteliklerini yakalamak mümkün, hatta çok daha kolaydır. Kitabı
okuduğumuz zaman yazarın kişiliği hakkında, sözgelimi romantik mi
yoksa gerçekçi mi, merhametli mi yoksa katı kalpli mi, öfkeli ve fevri
mi yoksa sakin ve yumuşak huylu mu, yardımsever mi yoksa duyarsız mı,
sanatçı ruhlu ve ayrıntıcı mı yoksa düz mantıklı mı, kindar mı yoksa
affedici mi olduğu gibi konularda genel bir bakış açısına veya yargıya
ulaşabiliriz.

Aslında, Allah da istekle yarattığı ve yarattıkları arasında özel bir
değer verdiği insanın programına kendisine ait birtakım özellikleri
kodlamıştır. Kudsi hadiste ifade edildiği şekilde insanı yaratma
gerekçesine koşut ve benzer biçimde, ilk başta ona insana özgü bir
acziyet içinde şiddetli bir sevgi gereksinimi vermiştir. Bağışladığı
öteki özelliklerin hepsini tek tek saymak istemiyorum. Yalnızca,
diğerlerinin kendisine bağlı olduğu bu baskın sevgi gereksinimi ve
arayışına ilişkin bir şeyler söylemek niyetindeyim.
Allah'ın insanı kendi başat karakteristik özelliği olan sevgi ve
merhamet duyguları eşliğinde tasarladığı çok bellidir. Dolayısıyla,
insan tüm çeşitleriyle sevgi ve merhamet duygularıyla, özetlemek
gerekirse ''aşk'' ile yoğrulmuş olmaktadır. Dikkat edilirse,
insanoğlunun en iyi anladığı dil ''sevgi ve iyilik dilleri''dir.
İnsanlar, en duygulu besteleri ve şiirleri aşk uğrunda yazar ve
söylerler. En unutulmaz deneyim ve anılarını aşk içinde yaşamışlardır.

Dayatılan düşüncelere ve ideolojilere değil, saf ve samimi sevginin
ışıltılı kadehlerinde nazikçe sunulan düşüncelere gönül verirler.
''İçeriden çıkmış'' biri olarak çarşıda pazarda salına salına yürümekte
olan asık suratlı adamın da, sevdiği kadınla düğün salonunun pistinde
dans ederken üzerine konfetiler saçılan mütebessim yüzlü adamın da
içinde aynı sevgi gereksinimi ve yönelimi vardır. Aralarındaki tek
fark, ''sevilme'' ve ona bağlı olarak değerli görülme ve alkışlanma
gereksinimi ayrı kulvarlarda arıyor olmalarıdır. İlki, en güçlü
gereksinimi olan sevgiyi yanlış yolda aramakta, ikincisi ise onu makul
bir düzlemde doyurmaktadır. Bu bağlamda, Allah'ın insana bağışladığı
nitelikleri en iyi yansıtan kişi olan Yıldızların Efendisi'nin
insanlarla olan ilişkilerinde yaşamı boyunca ''sevgi ve iyilik
dilleri''ni ödünsüzce ve istisnasızca konuşmuş olduğuna dikkatinizi
çekmek isterim…

O'nu anlatanlar, ''tüllerin ardındaki bir gelin kadar zarif'' olduğunu
söylüyorlar ve bütün yaşamı bunun canlı tanığıdır. Dünyanın en koyu
romantik aşk şarkıları ve şiirleri, bizden dünyanın o en kibar
insanına gelsin…

Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız ( Toplam 4 yorum yapılmış )

fuat [ 2008/02/15 16:01 ]
onu yeterince anlayabilseydik onun gibi olurduk ta ki bu da imkansız ama hiç olmazsa günümüzde o ruhta olan insanlar var ve bizde onlardan faydalanıyoruz

teşekkürler h
NAZLI [ 2008/02/14 11:29 ]
Yazılarınızın bir çogu(!) ve üslubunuz hayranlık uyandırıyor.. Tebrik ederim.. Daha geniş kitlelere ulaşmasını temenni ediyorum..
kumsal [ 2008/02/13 17:46 ]
alev hanımın yazısındaki eleştirinin ardından cevaben yazınızı okumak çok ii geldi.tebliğ yapmak etrafımıza bakıp rabbimizi yarattıklarındaki aksinden görmek ulfet perdelerini açmak gerek .bu konuyu çokgüzel ve ince anlatmışsınız çokteşekürler.
Güllerin efendisine yeryüzünün nuruna yaradılışsebebimize çok güzel temas etmişsiniz yüreklerimizin ilahi aşkla ve o incinin sevgisiyle çarpması dileğiyle ...
Alev [ 2008/02/13 15:03 ]
Yeryüzünün en şerefli mahlukatı insanın aslında ne kadar mükemmel olduğu ve bu yapıyla nasıl olması gerektiğini düşündüren oldukça etkileyici yazınız için kaleminize ve yüreğinize sağlık hocam. Korkutmak yerine sevdirerek, inancı tebessümle gönüllere işleyen insanların olduğunu bilmek İslam'ın tüm gönüllerde hakettiği şekilde yaşanacağına dair umutlandırıyor beni. Umarım bu yönde çalışmalar artarak devam eder.

 


Yazarın Tüm Yazıları
 2009.02.16 -  Çokeşliliğe “hayır” mı diyorsunuz?
 2009.02.10 -  Kadının Mahremiyet Evi
 2009.02.02 -  Öğrenmenin dayanılmaz tadı
 2009.01.26 -  Hadis tercümesinde taşralı ağzı
 2009.01.17 -  Bilin bakalım! Erkekler insan mıdır, bankomat mıdır?
 2009.01.12 -  Ergenekon dalgalarında kısa bir sörf
 2009.01.05 -  Kadınlar iletişim beceriksizi mi yoksa?
 2008.12.29 -  Cennetin ve cehennemin fragmanları
 2008.12.23 -  Anti-depresif öneriler
 2008.12.16 -  Sen olmazsan cennet solmaz mı?
 2008.12.07 -  İyilik ve kötülüğün kimyası
 2008.12.01 -  Allah sevgisinde kıskançtır
 2008.11.24 -  Yazma yetisi üzerine iki çift söz
 2008.11.16 -  Anneler ve sevgililer
 2008.11.11 -  Sırlar harikadır. Ta ki yakalanıncaya kadar…
 2008.11.03 -  Geğiren tanrıçalar
 2008.10.27 -  Masumiyet insana en çok yakışandır
 2008.10.20 -  Demirel: Eski Siyasetin Büyük Mavrası…
 2008.10.13 -  Aldatan Erkeklere Kuşbakışı
 2008.10.08 -  Aldatan Kadınlara Kuşbakışı
 2008.09.29 -  Kadınlık nelere kadirdir!
 2008.09.22 -  İnsanlardan uzaklaştıkça Tanrı’ya mı yaklaşıyoruz?
 2008.09.15 -  Tesettür Kutsal kitabın ne tarafındadır?
 2008.09.08 -  Kutsal gerdek
 2008.09.01 -  Allah’ı Sevme Sanatı
 2008.08.25 -  Hıristiyan Mü’minler
 2008.08.17 -  Tutsaklığı sevmek
 2008.08.10 -  Dilek Tepesi
 2008.07.27 -  Bir çiçekle de bahar olurmuş
 2008.07.15 -  Dante Beatrice’e kavuşsaydı…
 2008.07.07 -  NLP’den ışıltılı kareler (2)
 2008.06.30 -  Karanlık mağaraların zavallı yarasaları
 2008.06.23 -  NLP'den ışıltılı kareler (1)
 2008.06.14 -  Cennette kadın figürü
 2008.06.08 -  "Yürek Acısı"
 2008.06.02 -  Erkeği tutmak kolay mı sanırsınız?
 2008.05.24 -  Her ölüm vakitsizdir
 2008.05.14 -  Reinkarnasyon
 2008.05.05 -  Kölenin öyküsü
 2008.04.28 -  İlahiyatçılar Hz.Muhammed'ten daha mı iyi biliyor?
 2008.04.21 -  Kadınlar cennetine hoşgeldiniz!
 2008.04.15 -   Biraz daha episteme,biraz daha özlem...
 2008.04.07 -  Bir kibir abidesine
 2008.03.31 -  Kadınlar erkekten ne duymak ister?
 2008.03.24 -  Repertuarımdaki üç kırık hayat
 2008.03.16 -  Kadınlarla hala tartışıyor musunuz?
 2008.03.10 -  Yoksa bu bir rüya mıydı?
 2008.03.02 -  Kadınlar ve tapınaklar
 2008.02.24 -  Hiç kimsenin kadınları
 2008.02.17 -  Ölüden isteme ile diriden istemenin farkını rica edeyim
 2008.02.12 -  Tanrı'nın yeryüzündeki başyapıtı üzerine
 2008.02.05 -  Sıradan ve yüce, yakışıklı ve bayağı
 2008.01.28 -  İdeolojik ve toplumsal baskıya karşı bireysellik
 2008.01.24 -  Aldatan Kadınlara Kuşbakışı
 2008.01.21 -  Nietzsche, Marks veya Tanrı’ya Küsmek
 2008.01.14 -  Yoksa bu fakiri aşktan bihaber mi sanırsınız?
 2008.01.07 -  Kadınınıza yüreğinizle dokundunuz mu hiç?
 2007.12.31 -  Dört Kitaba Sığmazsan, Sen Ne İşe Yararsın?!
 2007.12.24 -  Kadınların Gizli Dünyası Üzerine
 2007.12.16 -  Sosyal Demokratların Reel Politik Dramı
 2007.12.10 -  “En yakın dostum katilim olur mu?”
 2007.12.03 -  İnin O Şatodan Aşağıya!
 2007.11.26 -  “Çift Gerektirmeli Bir Tanrısal Adalet Sarmalı” -Özeleştirel bir yaklaşım-
 2007.11.18 -  Müslümana Sopa Caiz midir?
 2007.11.11 -  Sevgili Erkekler! Türk Kadınları Size Hiç Bakmıyor mu?
 2007.11.05 -   “Hz. Muhammed ve etkin dinleme sanatı”
 2007.10.29 -  Kahrolsun PKK veya kötü reklam yoktur
 2007.10.22 -  Barda oturan adamın düşleri
 2007.10.15 -  “Feminizm gerçekten feminin (dişil) bir akım mıdır?”
 2007.10.08 -   “Model Türkiye’yi görmek ya da görmemek”
 2007.10.01 -  “Aldatılan Adamın Komedyası”
 2007.09.24 -  Kadınların cebi neden yoktur
 2007.09.20 -  Benim adım aşk
 2007.09.17 -  Herkese merhaba!
Aslan Korkmaz gelirken, Tuzcuoğlu giderken…
Lokman Koyuncuoğlu
Çokeşliliğe “hayır” mı diyorsunuz?
Mert Aslan
Otur oturduğun yerde
Memduh Nihat Ada
Davos Krizi; Erdoğan milat attı, Perez yavuz hırsız.
Taner Aydın
Affan Dede'ye para saydım
Mustafa Azılıoğlu
Boya boya çek
Huriye Karnap
Her ıslanan anlamaz!
Semra Hoyraz
MÜSİAD Farkı
Aydoğan Deveci
Davos ve sonrası…
Dr.Ali Can
Anlatma Sanatı
Alev Ayyıldız
Yapboz
Nadide Ü.Altıparmak
Göçmen Kuştu Kalbim
Hakan Bahçeci
 

Bu Site Konda İletişim ve Medya Grubunundur.
E-Posta: bilgi@haberkonya.com