:. Haberler
  Bilişim
  Dünya
  Eğitim
  Ekonomi
  Kültür Sanat
  Politika
  Sağlık
  Spor
  Yaşam

  :. Gruplar
  Hava
  Söyleşiler
  Yazarlar

Başka cumartesi 
Memduh Nihat Ada   ( memduh_nihat@mynet.com )

Cumartesi. Beş yıldır Ankara’dayım ve ilk kez O.D.T.’nün bahçesine teşrif etmekteyim. Bahçe mi dedim? Anadolu’daki birçok ilçeden büyük bir alan. Yüzler değil binlerce araba. Asfalt yollar. Çevre düzenlemesi müthiş. Yanımdaki arkadaş heyecanla “Bak bak türbanlı kız!” diyor. Ben gösterilen yöne değil arkadaşa bakıyorum pis pis. Durduruyorum arabayı. Türbanlı kız denilen boneli elli yaşlarında bir kadın. Yavaş yavaş yürüyor ve hasta bir hali var. Selam veriyor ve gideceğiniz yere getirelim efendim diyorum. Atatürk Hastanesine bırakıyoruz “türbanlı kız”ı ve duasını alıyoruz. Arkadaş hala türbandan, devletten, rejimden, bilmem nelerden dem vuruyor.
Pazar gecesi. Cep telefonum bütün gün kapalıydı. Küskündüm. Ses duymak, aranmak, çağrılmak istemiyordum. Korka korka açtım ve merhametli bir mesaj gelsin diye bekledim. Kimse yazmamıştı. Yaşarım beş kez aramış. Aradım. Bana tavsiyesi; kalbini söktür! dedi.
Korkağın tekiyim. Korktukça ve içten içe yenildikçe kitaplara sığındığımı fark ettim. İşin kötüsü seçici de değilim. Bu, kadim bir sarhoşun ne bulursa içmesine benziyor. Şarap bulursa şarap bulamazsa ispirto! Allah’tan elimde okunacak beş yüz kitabım var. Yani üç-dört yıl ispirto ve şarap aramam. Sonrası Allah kerim.
Övüyorsun “Yok diyor ben o kadar iyi biri değilim.” Aradan zaman geçiyor, bir olayda eleştirmek durumunda kalıyorsun, tutuyor, “Ben o kadar kötü biri miyim?” diyor. Gel de çık işin içinden.
Bir toplantıda bir Bektaşi, toplantıda olmayan birini övüp göklere çıkarmış. Dinleyenlerden biri: “Baba erenler, demiş, sen o adamı övüp göklere çıkardın. Onun hakkında iyi şeyler söyledin. Ama o, senin aleyhinde dediğini bırakmıyor. Baba cevap vermiş: “İhtimal ki ikimizde yanılıyoruz evlat!”
Tuzağa düşmüş bir kurdun hiddeti, tuzağın verdiği acıdan şiddetlidir. Konuşabilseydim ve belki yazabilseydim rahatlayacaktım. Konuşamadım. Yazmak mı, böyle yoğun bir acıyla ne yazabilirim ki?
Yatmakla sevmenin ayrımı yapılmıyor. Sevgisiz ve kösnül yatmalara kimse ses çıkarmazken işin içine sevgi girdi mi sevgisiz yaşamaya ve yatmaya itiliyoruz durmadan.
“Hiçbir zaman kimseye kendi hikâyesini sorma; korkunç derecede acıklıdır, kendisi onu çabuk unutur ama sen bir daha hiç unutmazsın!”
Samurai’ler savaşa girdikleri zaman miğferlerinde veya kemerlerinin bir kıvrımı içinde, izah edilemeyecek kadar tatlı mısraların yazılı bulunduğu bir kâğıt taşırlardı:
“Ey evimin önündeki erik ağacı, ben geri dönmeyeceğim ama sen, baharda yine çiçek açmayı unutma!”
“O günden sonra, hiçbir kadın tarafından aldatılmadım. Daha açık bir deyişle, bir daha hiç yağmur altında birilerini beklemedim.”
Kadının yüreği, hiçbir zaman kapanmayan bir yaradır; ona dokunursan, bu dokunuş bir tüyle bile olsa, acısından bağırır.
Sevgilim, diye mırıldandım, uzak dağın kiraz ağacı…

Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız ( Toplam 4 yorum yapılmış )

ACEMKIZI [ 2008/03/29 16:21 ]
Sevgili nihat ada,biz sevdikçe çoğalanlardanız.Siz,ben,evrenin tüm üvey çocukları.Birbirimizi tanıdıkça azalıyor acımız.Bizim gibi olmayanları sevip, yaralanıyoruz.Bizim gibiler sağaltıyor yaralarımızı.Ama makus talihimiz bu bizim.Başka türlü olamıyoruz.SEVGİLER
ACEM KIZI
KEMANKEŞ [ 2008/03/27 15:48 ]
Allah aşkına siz ne anlatmaya çalışıyorsunuz. İnanını iki kere okudum bir şey anlamadım. Biraz dolu şeyler yazsanız olmazmı
kumsal [ 2008/03/25 10:47 ]
hocam yazınız sanki yarım kalmış tadında bırakmışsınız başından sonuna bi kopukluk sezdim türbanla başladık sanki kadınla bitti sanki.ama tabiiki ikisi de ilintili belki irbiri ile yine de elinize sağlık teşkekürler.
RUHSAR [ 2008/03/24 23:37 ]
Bence de yüreğinizi söktürün hocam,yoksa acı vermeye devam eder.Bu dünya da huzur istiyorsanız hem sevmeyecek hem de kimseye innmayacaksınız...

 


Yazarın Tüm Yazıları
 2009.02.12 -  Otur oturduğun yerde
 2008.12.12 -  Kumar oynamıyor musun?
 2008.12.02 -  Biz aşkı Orhan Gencebay’dan öğrendik...
 2008.11.25 -  Su akar yatağını bulur...‏
 2008.09.09 -  Beyaz mendil
 2008.08.16 -  Su toplayan yerimiz, neremiz?
 2008.07.31 -  Yeşil taşı arıyorum
 2008.07.19 -  Yakınlık ne anlama gelir?
 2008.07.01 -  Ben korkağın tekiyim…
 2008.06.23 -  Ninem, ağzına sağlık...‏
 2008.06.16 -  Getire getire bunu mu getirdin?
 2008.06.09 -  Esin Abla ile Halil Emmi
 2008.06.04 -  Bin kaç oluyor?
 2008.05.22 -  Ne budala bir oyun!
 2008.05.14 -  Nasıl kıskanmam?
 2008.04.22 -  Hakemi gözüm ısırıyor!..
 2008.04.08 -  Ellerimi bir çocuğa verdim...
 2008.03.31 -  Çay daveti
 2008.03.24 -  Başka cumartesi
 2008.03.19 -  Bir Zeynep vardı...
 2008.03.15 -  Bacanak kardeşim (2)
 2008.03.06 -  Bacanak kardeşim (1)
 2008.02.29 -  Gül kanayarak açar!
 2008.02.23 -  Kelam bilmeden “kelam” etmek
 2008.02.19 -  Seninle…
 2008.02.16 -  Çiçekçilere uğrayın
 2008.02.11 -  Şenlik yapılsın!...
 2008.02.08 -  Biz ona masal deriz
 2008.01.31 -  Yükseklere nişan alanlar‏
 2008.01.26 -  İnsan bolluğu
 2008.01.17 -  Bataklık bekçileri
 2008.01.09 -  Yorgancı ile kuyumcu
 2008.01.03 -  Geceler içimde hece
 2007.12.28 -  Gülüm
 2007.12.18 -  İş teklifi...
 2007.12.17 -  Korkmak...
 2007.12.12 -  Zarlar atılmıştır!
 2007.12.05 -  Sevgilim olmayan uyku
 2007.11.29 -  Bu kitaplar kaça?-2
 2007.11.19 -  Bu kitaplar kaça?-1
 2007.11.12 -  Nedir baktığın dede?
 2007.11.06 -  Meşguldüm dönemedim, yoğundum yazamadım
 2007.10.29 -  Kızım sana söylüyorum!
 2007.10.21 -  Kalbime sordum
 2007.10.15 -  Rıfat
 2007.10.08 -  Eylül, yine gel
 2007.06.18 -  Hoşçakalın
 2007.06.02 -  Yaşamak galip geliyor
 2007.05.29 -  Orman yanıyordu
 2007.05.25 -  Söyleyeceklerim Var 2
 2007.05.22 -  Söyleyeceklerim var 1
 2007.05.17 -  Üşüyorum kapama gözlerini...*
 2007.05.14 -  Siyah yıldızlar
 2007.05.10 -  Sarhoştan yağ çıkarmak
 2007.05.07 -  İnsan değil misin usta?
 2007.04.30 -  Bir başka zemin...
 2007.04.28 -  Tabanca ile gösterilen penaltı...!
 2007.04.23 -  Güller mi düşüyor gözlerinden?
 2007.04.16 -  Bazı Aşkların Ölümdür Kafiyesi"*
 2007.04.09 -  Her tebessümün kankardeşi
 2007.04.01 -  Ömrümü içine alan parantez
 2007.03.26 -  Bizim mahallenin abisi
 2007.03.19 -  Yandı,bitti,kül...
 2007.03.13 -  Meşgul görünmekten bıktım.
 2007.03.05 -  Cesaretsiz adamın notları 2
 2007.02.27 -  Cesaretsiz adamın notları 1
 2007.02.22 -  Kaç tavuğunuz var?
 2007.02.12 -  Karakış
 2007.02.05 -  Geri dön çocuk!...
 2007.01.30 -  Ya taş, ya kuş...!
 2007.01.22 -  Uykusuzluk neler yazdırıyor insana…
 2007.01.16 -  Güzel abim...
 2007.01.08 -  Güneşin kızını isteyen fare
 2006.12.25 -  Doğum günüm
 2006.12.19 -  Çıldırın!
 2006.12.09 -  Yağmurumuz var
 2006.12.04 -  Bol nahtarlı bir hikaye
 2006.11.27 -  Temayül ve uçurum
 2006.11.20 -  Yazı ve hüzün
 2006.11.13 -  Ve sen...
 2006.11.06 -  Geceydi
 2006.10.30 -  Bir Türk Dört Japon
 2006.10.26 -  Bekliyorum…
 2006.10.16 -  İnadına gülümsemek
 2006.10.11 -  Kardeşimdi...
 2006.10.09 -  Başlarken…
Aslan Korkmaz gelirken, Tuzcuoğlu giderken…
Lokman Koyuncuoğlu
Çokeşliliğe “hayır” mı diyorsunuz?
Mert Aslan
Otur oturduğun yerde
Memduh Nihat Ada
Davos Krizi; Erdoğan milat attı, Perez yavuz hırsız.
Taner Aydın
Affan Dede'ye para saydım
Mustafa Azılıoğlu
Boya boya çek
Huriye Karnap
Her ıslanan anlamaz!
Semra Hoyraz
MÜSİAD Farkı
Aydoğan Deveci
Davos ve sonrası…
Dr.Ali Can
Anlatma Sanatı
Alev Ayyıldız
Yapboz
Nadide Ü.Altıparmak
Göçmen Kuştu Kalbim
Hakan Bahçeci
 

Bu Site Konda İletişim ve Medya Grubunundur.
E-Posta: bilgi@haberkonya.com