|
|
|
Gazetecilik psikolojisi “çekenin bileceği” karmaşıklıktadır. “Çekilecek dertmidir?” diyorsanız; Mustafa Tatlısuya sorun derim. İnanın bazen sorumluluk yüküne ne omuz ne bel dayanmıyor. Birçoğunuzun pek de anlamlı bulmadığı girizgahtan sonra “Bu gün varız yarın yokuz”(Son yazım) demekle iktifa ediyorum…
2008 yılının üç çılgın ayını sanki bir çırpıda yaşadık. Ne “Mart’ın kapıdan baktırdığını” fark edebildik, ne de Nisanla canlanan baharı gördük. İlle de “Şubat soğu”... Şubat soğu iliklerimizi öylesine dondurmuştu ki, tek derdimiz “Derin” adamların, sığ ayak oyunlarına odaklanmak oldu. Ancak öylesine bir kurum var ki bu hengamede kendisini unutturmadı. Elbette Türk Polis Teşkilatı’ndan bahsediyorum…
10 Nisan Perşembe günü Polis evlatlarını bir kez daha onurla hatırlayacak aziz milletimiz. Biz de “Perşembenin gelişi” pazartesiden belli olsun diye kaleme aldık yazımızı. Peşinen söyleyeyim klasik polis yazılarından olmayacak bu çalışma.
Cumhuriyet tarihinden eski teşkilatımız her yıl 10 Nisan’da düzenlenen etkinliklerle hatırlanır. Oysa son dönemde hemen her gün polis bayramı olmadı mı? Özellikle Konya için; aydınlatılamaz denen cinayetleri memleketin cesur evlatları açığa çıkarınca yaşanan mutluluk bayramdan aşağı kalır cinstenmiydi? Çökertilen çetelerin hedefinde olan masum halkın polis sayesinde burnunun bile kanamaması en büyük festivalden daha anlamlı sayılmaz mı? Memlekete üşüşmüş leş kargalarının, sahtekarların enselerinden tutulup Adaletin karşısına çıkarılması, huzur ve güvenin tesisinden daha büyük kutlama olur mu?
Polis kardeşlerimiz son beş yılda bize binlerce bayram yaşattılar, üstelik canları pahasına. Artık Türk Polisine 10 Nisan az geliyor. Baksanıza “83 yaşındaki adam” İlhan Selçuk bile Polisimize hayran kalmış. Keşke aynı duyguları biz de onun için ifade edebilsek…
Oysa Polis imajı bir dönem bu toplumda önemli yaralar almıştı. Polis özellikle boyalı basının saldırılarına maruz kalır ağza alınmayacak hakaretlerle muhatap olur, bir Allahın kulu da yahu ne oluyor demezdi. Bu gün Mehmet Ali Birand gibi TRT’den bizce malum sebeplerle ihraç edilmiş yetenekli (!) gazeteci dışında kimsenin toz konduramadığı bir yapıdadır. Haliyle savunulması gereken değil övünülmesi gereken bir kurumdur.
Şamil Tayyar üstadımızın kaleme alırken zorlandığı “Operasyon Ergenekon” kitabında anlatılan karmaşık ve çözülmesi güç ilişkileri ortaya çıkaran Türk Polisi ta kendisi değimlidir?
Özetlemeye çalıştığım tabloda Konya Polisinin çok farklı bir duruşu var. Kardeşlerimiz üstün başarılara imza atarken, Emniyet Müdürümüz Salih Tuzcu liderliğinde toplumsal kaynaşmanın en güzel örneklerini vermektedirler. Polisimiz bu gün kamu kurumlarından, özel sektöre, sokaktaki vatandaştan, medya kuruluşlarına kadar herkesin desteğini almış ve takdirini toplamıştır. Konya Polisi caydırıcılığını belindeki tabancadan değil vatandaşın gönlünde kurmuş olduğu sevgi makamından almaktadır. Çağdaş teknolojiyi etkili bir biçimde kullanan vatansever Polisimiz, suçlu suçsuz ayrımında kıldan ince kılıçtan keskin bir tavır göstermektedir. Benim için en çarpıcı olan ise gelinen noktayla yetinmeyen bir emniyet teşkilatımızın olmasıdır. Salih Tuzcu Bey “Sürprizlere hazırlıklı olun” diyor. Sevgili Müdürüm sayenizde sürpriz kavramımız değişti. Ekibinizin aydınlatamayacağı cinayet veya müdahalede zaaf göstereceği olay Konyalı için sürpriz olur. Evlatlarınız bu noktada hemşerilerimize hiç sürpriz yaşatmadı. Üstün başarı Size ve ekibinize çok yakışıyor.
Türkiye gelişiyor, güçleniyor. Soyut bir gelişme değil bu. Hastanesi gelişiyor, eğitimin kalitesi artıyor, özel sektörü güçleniyor, vatandaşı bilinçleniyor. Polis bu gelişmenin hem öznesi hem de güvencesidir. Bedeli kanla, canla ödenen huzurumuzun Fatihleri Polis kardeşlerimiz değil de kimdir? Milletim adına şükranlarımı arz ediyorum. “Vatan Size minnettardır.”
|
Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız
( Toplam 4 yorum
yapılmış )
|
aydoğan bey gazetedeki yazınızı çok meram ediyoruz. orada yayınlanmadı herhalde buradan yayınlayın lütfen... |
|
|
ahmet
[
2008/04/08 14:01
] |
|
Sevgili yazarımız Aydoğan DEVECİ' ye açık mektup'tur.
Sevgili yazarımız, sizlerin yazılarınızı istidatla ve iştiyakla her hafta okumaktayım. Bir kaç defa daha belirttiğim gibi budun'un aynasıdır yazarlar. Yani meslek bakımından icra-i faaliyet gösteren en önemli bir mevkii'dedir edip'lik. Her edip' in de bilmesi gereken bir nokta vardır. EDİP'LİĞE BAŞLANILDI MI ENCAMINDE MÜTEKAİTLİK OLMAZ. Ben müellifimizin ilk paragrafında hem hüzünlendim hem de celallendim. Ve bu paragrafı zatımca yok saydım. Önümüzdeki hafta veya haftalarda behemehal edipliğini görmek istediğimi ifade ediyorum. Sünnetimizde ne diyordu. BİLDİĞİ HALDE İKRAR ETMEYEN...........????? Onun için Asla ve kat'a Yazarımıza Mütekaitliği hoş görmüyorum ve tasvip'de etmiyorum.
Pois haftası nedeniyle'de Tüm polis kardeşlerimizi en içten duygularımla tebrik ve takdir ediyor, başarılarının devamını Cenab-ı haktan niyaz ediyorum.
|
|
|
|
güvenliğimiz için gece gündüz çalışan.Başımız a gelen her kötü şeyde anne babamızdan önce aradığımız türk polisine başta salih bey olmak üzre tüm ekibine asayiş muduru ercan bey e ne kadar teşekkür etsek azdır BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN TÜRK POLİSİ sizleri sadece 10 nisan'larda hatırladığımız için bizleri affedin |
|
|
ykk
[
2008/04/08 10:05
] |
|
aydoğan bey yazınızın içeriği muhakkak çok önemli yazınızın giriş kısmı kafama takıldı gazeteciliğin zorluğunu yazmış ve çekenin bileceği bir şey demişiniz hayrola tehdit falanmı ?yoksa başka şeylermi birde son yazım demişiniz inanın çok üzüldüm çunku yerel de sizin kadar kalemını cesurca kullanabılen bir başkasını tarif edemem çunku yerel e baktığımda hep fasa fiso konular oysa sizin yazılarınıza baktığımda konya ve turkıye gundemını gözü kara bir şekılde eleştirebiliyorsunuz sizden ricam eğer yenıden yazmaya başlarsanız yazdığım mail adresine iletirseniz sevinirim ama şunu unutmayın konya sizin gibi yorumculara ihtiyacı var.. ykk8081@hotmail.com |
|
|
|
|
|
Yazarın Tüm Yazıları |
|
|
|
|
|
|