Geçenlerde elime bir yazı geçti. Müsvette bir kâğıda savruk kelimelerle yazılmış, aslında ilk bakışta bir şey ifade etmeyen küçük bir kâğıttan ibaretti. Taşıdığı büyük manayı ise onu ancak okuyunca anlamak mümkündü. Yazı şöyle başlıyordu;
“Düşünüyorum, öyleyse varım diyen!” bilge belkide “Varım öyleyse düşünmeliyim!” demeliydi. Düşünmeliyim ki akletmeliyim, idrak etmeliyim, bilmeliyim,
Sukutun kutlu eli değince elime…”
Uçurumun kıyısındaki hayatları ve ihtiras peşinde koşan nefisleri, varlığını sorgulamadan, düşünme zahmetine kapılmadan hakikati örten insanları barındırıyordu aslında bu satırlar. Sessiz çığlıkların arasında kaybolan masumiyeti, kin ve şehveti… Bütün bunların bir yanılgı olduğunu, en önemlisi de her şeyin bir sebebi olduğunu saklıyordu gizli manasında.
Ve yazı şöyle devam ediyordu;
“Kapımıza bırakılmış selamların sıcaklığını bir merhabaya yaslanarak yaşamanın lezzetini unutturan bize o beyaz günahlar oldu hep. Bu ne zamandır ki simsarlar gücü alıp satmakta ve nicedir, gülistanlar harap… gül fidanı kırık… Bunu bir de ben düşünmeliyim. Düşünmeliyim, mademki varım…”
Madem ki varım ağlamayı unutmamalı gözlerim. Tıpkı Hz. Muhammed(sav) söylediği gibi. Ağlamaz vicdanlardan olmamalıyım. Mademki varım Güller Sultanı’ndan izler taşımalıyım. En Sevgili’den esintiler… Ey menfaat, ey kin, ey iki yüzlülük, yol ver yol ver de senden sıyrılayım iki tatlı kelam edeyim. İnsanı insan kılanın ne olduğunun gerçeğine ulaşayım. Yol ver de, ufak bir gülümsemenin sadaka olduğunun bilincine varayım. Efendimizin doğumunu bayram bileyim. Sahi O’nun doğduğu günden daha hayırlı başka hangi gün olabilirki…
Madem ki varım, gereksiz orkestra seslerinin olduğu koca bir günü Seninle süslemeliyim, Senden bahsetmeliyim, Seni anlatmalıyım, Seni anlamalıyım. Öfkeyi kardeşime değişmemeliyim, duayı ibadetimdir diyebilmeliyim. Ben kimim ki? Kimseyi hor görmemeliyim. Kibir denen hikayeyi artık baş ucumdan kaldırmalıyım. Kısaca “Varım öyleyse düşünmeliyim, hakikati idrak etmeliyim”
Ayakkabı bağlarından yakaladığım hayatı üzerine basmadan keşfetmeli, bir de ay ışığının farkında olup karanlık geceyi ardımda bırakmalıyım.
Patavatsız hayatlara kapılmadan, darma dağın olmuş inançlara, umursamaz sersefil gençliğe rağmen …
Senden esintiler, Senden tebessümler, taşımalıyım. Bir kez daha Ey Nebi, Seni anlatmalıyım. Senin için yazılmış bir yazıyı Senin kelamınla bitirmeliyim.
“Merhamet ancak ebedi hüsrana uğrayanın kalbinden çıkartılır.”Hz.Muhemmd (s.a.v)
|
Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız
( Toplam 6 yorum
yapılmış )
|
öncelikle üslubunuzu çok ama çok beğendiğimi belirmeliyim... kaleminize, yüreğinize sağlık...ama size belki küçük bir ikaz babında şunu söyleme gereği duydum...''düşünüyorum o halde varım'' ile ''varım o halde düşünüyorum'' sözleri, idealizmle materyalizmi simgeleyen iki bakış açısına işaret ediyor... düşünüyorum o halde varım demek, önce ''idea'' vardır, (siz buna ruh da diyebilirsiniz, maddi varlığın ötesi de) tanrının verdiği bu idrak edebilme yeteneğim sayesinde var olduğumu farkediyorum... öyleyse beni var edene iman etmeliyim... demektir...
varım o halde düşünüyorum sözü ise, diyalektik materyalizmin fikir babası hegel'in materyalist görüşün özeti olarak kurduğu bir cümledir... yani, önce maddi olarak varım, o sayede düşünebiliyorum demeye getiriyor... böylece, madde her şeyin başıdır hükmü ortaya çıkıyor... işin özü, önce idea mı vardır madde mi tartışmasında iki ayrı anlayışı sergileyen ifadelerdir bu iki ifade...
belki bunu siz de biliyorsunuz, ama kullanış biçiminiz itibariyle kafa karışıklığına neden olabilir diye hatırlatmak istedim...
gönlünüzdeki ve kaleminizdeki güzellikler hiç eksilmesin... |
|
|
[
2008/05/08 10:33
] |
|
Gözünün üzerinde kaşın, kaşının üzerinde türbanın var bahaneleri ile varlığımızın reddedildiği bir ülkede önce var olmanın savaşını verdik birlikte.. Düşünmek mi? Nasıl? Varım o halde düşünmeliyim diyebilmek için önce var olmak, varlık savaşını vermek gerekmez mi? Üstelik düşünmeni istemeyen, bu nedenle de var olduğunu inkar eden bir kitleye... Ama herşeye rağmen, her şeye inat dostluğumuzdan aldığımız güçle sonuna kadar düşündük, düşündüklerimizi paylaştık.. Sabırla, nakış nakış işledik sevdamızı, davamızı... Beni bu davada bir an olsun yalnız bırakmayan aziz kardeşim. Orta şekerli kahve tadında okuduğum bu güzel yazın için hangi kelam yorum olabilir ki... Hangi kelimeler hissettiklerine, hissettiklerimize tercuman olabilir ki... Veya hangi kelimeyi senin şu güzel yazına değişebilirim ki.. Canım kardeşim.. Yüreğine sağlık..
Unutulmaya layık değildi UNUTULAN... Her cümle O'nu anlatmalı, her söz O'na söylenmeli, her yazı O'nun kelamıyla bitmeliydi. '' Siz iman etmedikçe cennete giremezsiniz; birbirinizi SEVMEDİKÇE de gerçek manada iman etmiş sayılmazsınız.'' Vesselam...
|
|
|
esra
[
2008/04/29 23:36
] |
|
Onun gelişiyle kainat olgunluga erdi.çünkü kainat olgunluga ersin diye yaratılmıştı.Bir düşünün ''onsuz bir dünya neye yarardı?''diye.O zaman anlarız kainatın onun için yaratıldıgını...Ey sevgili, ey güzeller güzeli,ey gül efendim.Sana layık olamayan ümmetinden selam olsun sana...!Gül veren elde gül kokusu kalır,sevilen insan;sevgisini,insanlara veren insandır.Rabbim sevgini daim eylesin.Gönlüne sağlık... |
|
|
|
üç beş günlük olan hayatımızda nekadar düşüne biliyoruzki yaratılanların en güzelini,kainatın yüzüsuyu hürmetine yaratılmış olduğu güller efendisini. Nefsimizin kurbanı, hevasatlarımızın esiri olmuşuz,insanları kullanmayı çıkarlarımıza alet etmeyi üstünlük bilmişiz. ne güzelde yazmışsınız sevgili yazarımız''Ey menfaat, ey kin, ey iki yüzlülük, yol ver yol ver de senden sıyrılayım senden'' gerçektende hayatı ayakkabı bağlarından yakalamışken...
bütün insanların bu hevasattan kurtulması dileğiyle
ey nebi herzaman yaşatamasakta hep kalbimizdesin
yüreyine sağlık yüzü gibi yüreğide pırıl pırıl olan kardeşim |
|
|
fatma
[
2008/04/20 20:14
] |
|
onu anlatan kelimeler onunla şereflenir, onunla huzur bulur dünya ve alemler... Onu seveni sevmek de yakışır bize onu sevmenin en çok yakıştığı gibi... alemleri rabbi olan Allah'a hamd olsun ki sizin gibi pırlanta yürekler var.
teşekkürler. |
|
|
[
2008/04/20 13:57
] |
|
keşke her adımımızda peygamber efendimiz'in ahlakı olsa ve onu her gün anabilsek.Allah (cc) senden razı olsun yüreğine sağlık kardeşim. |
|
|
|
|
|
Yazarın Tüm Yazıları |
|
|
|
|