|
|
|
“Ellerini başının üstüne kaldır ve yaklaş” emri çok geçmeden ürkek bir çift gözle buluşturur polisleri. Rafların ardından çuvalıyla belirir hırsız. Şoku atlattıktan sonra ilk sözleri “Ben çalmadım olacaktır”. Suçüstü dedikleri polisimizin en çok tercih ettiği yöntem. Teknoloji haydutu iş başında yakalamak adına kullanınca söz bitiyor görüntü konuşuyor.28 Şubat’ın gizli kamera görüntüleri “Brezilya dizisi” kıvamında kartel medyasının gündemindeydi. Bazen “Ya bunların aleni kamera ile çektiği görüntü hiç çıkmaz mı?” diye sorduğumuz olurdu. Ali Kalkancı, Fadime Şahin, Müslüm Gündüz üçgeninin gizsiz görüntülerini bulmak mümkün değildi. Ömer Lütfi ağabeyden duyduğumuza göre Fadime İstanbul’da restaurant işletmecisi olmuş. Kameranın gizi yaramış anlaşılan.
Ucuz numarayla hükümet devirmek bir başka deyişle millet iradesini manüple etme devri kapandı. Günümüz politikacıları doz arttırmayı siyaset sanıyor, eskinin kirli maşası kartel medyası insanlar üzerindeki etkisini çoktan yitirdi. Artık yeni hileler bulmak lazım. Bulundu da…
Belge niteliğindeki kamera görüntüleri ise ciddi yayın kuruluşları tarafından yerinde kullanılarak değer erozyonuna uğramayan donelerden. Geçen haftanın en gözde haberi ise CHP’li Önder Sav’ı sınır tanımayan laklakları. Sözün bittiği görüntünün konuştuğu anlardandı izlediklerimiz.
Önder Sav CHP’nin 2 numarası. Adamlığını bilmem ama numarası doğru ikinci… Genel Başkanı Bay Baykal’ın ardından o geliyor. Son Elmadağ vukuatı ile sanırım Baykal’ı da solladı.
Elmadağ İlçesi’nde incelemelerde bulunmuş Önder! Hayret içinde dinliyorum zira incelemek, irdelemek objektif insanların işidir, başkalarının fikrine saygı duyanların tavrıdır. Eğer Türk Toplumunda İslam’ın yerini algıladığı gibi Elmadağ’ı incelemişse; vay ki vay.
Elbette dilediğine inanmak haktır. Din hürriyeti, bir başkasının kutsalıyla “kafa bulma” özgürlüğü vermez. Hacca gitmeyi dert edinmiş ama bir türlü imkan bulamamış birinin çaresizliğini ifade ettiği, yardım istediği bir ortamda onunla dalga geçmek, dini değerlerini aşağılamak en azından adam olanın harcı değildir. Yaşlı amcanın büyüğüm diye Önder’e dert yandığını da unutmamak gerekir. Ah amca ah, büyük sandıklarının güdük olduğunu bir görebilseydin. Çare aradıklarının senin derdinle dalga geçtiğini bilebilseydin.
Önder vakıa elbette. Derdim Önderi deşelemek değil. Onun keyfi yerinde. Koltuk sağlam, indirebilene aşk olsun. “Milletin efendisinin” çaresizliğini “Geyik” konusu yapabildiğine göre “Ense de kalın”. Dedim ya Önder bir şey ifade etmiyor. Düşündürdükleri, CHP’nin millete bakış açısını anlamak açısından çarpıcı.
Çok ağır kaçmadı mı diyorsunuz. Yazıyı kaleme aldığım 21 Mayıs Çarşamba sabahı belki yapılan edepsizliğin özrü yayınlanmıştır diyerek CHP nin resmi web sitesini ziyaret ettim. Türk Milletine yönelik bir özür göremedim. Bu sessizlik “Ben çalmadım” diyen hırsızın durumunu hatırlattı değil mi? Ama “Çuval” hepimizin önünde duruyor.
Atilla Kart Beyden bir açıklama beklediğimi ifade etmeliyim. Yanlış anlaşılmasın; Konya Sevgili Vekilimizin konuyla ilgili görüşlerini bekliyor. Bize tercümanlık düştü.
“İktidarsızlık” rekoruna giden CHP’nin “Silik” genel sekreterliği bile Önder’e korkunç bir güven veriyor olmalı. Sömürü tarihini, eşitlik ve adalet medeniyetine dönüştüren İslam’ın Peygamberine dil uzatabilmek ya böylesi bir “Gubuzluktan” yada cahilliktendir diye düşünüyorum. Oval ofisli sosyal demokratların kalesinin sur dibinde şekerleme yaparak memleket yönetmeye talip olan bu sevimli (!) ihtiyarlar, milleti anlayamamış ama uzun yaşamanın sırrını bulmuşlar sanırım. CHP’li genç politikacı Atilla Kart bile orta yaş sınırını geçeli çok oldu, Mustafa SARIGÜL gençliğinin bedelini “İhraç” ile ödedi. 70’i devirmeyene parti üst yönetiminde yer yok. Yüzmeye, sabah yürüyüşlerine devam, genel başkan olduğunda dinç görünmelisin. İçin çürümüş olsa bile…
|
Köşe Yazısı
Hakkındaki Yorumlarınız
|
Yazarın Tüm Yazıları |
|
|
|
|
|
|