:. Haberler
  Bilişim
  Dünya
  Eğitim
  Ekonomi
  Kültür Sanat
  Politika
  Sağlık
  Spor
  Yaşam

  :. Gruplar
  Hava
  Söyleşiler
  Yazarlar

Getire getire bunu mu getirdin? 
Memduh Nihat Ada   ( memduh_nihat@mynet.com )

Bugün Pursaklar, Keçiören, Demetevler, Batıkent, Etimesgut ve Sincan’a gittim işim dolayısıyla. Yolda bir ara –kırda- mor ve sarıçiçekler gördüm. Şoför arkadaşa rica edip arabayı durdurdum ve kocaman bir demet yaptım. Hani üflesem dağılacak gibi görünen çiçekler akşama dek tazeliklerini kaybetmediler ve akşamüzeri çiçekleri güzel bir bayana hediye ettim. Gülümsemesi yetti bana. Aynı gülümseme için yarın yine gidip çiçek toplayabilirim.

Ankara’dan İstanbul’a gidiyordum uzun yol otobüsüyle. İstanbul’da sevdiğim vardı ve beni bekliyordu. Bahardı ve bahar şımarıktı. Bolu dağlarına yaklaşmıştık ve yamaçlarda öbek öbek sarıçiçekler görüyordum. İstanbul’daki bir çiçekçiden alacağım çiçeklerden daha anlamlı olacaktı bu çiçeklerden toplayabilseydim. Niçin toplayamayacaktım? Ayaklarımın dibinde duran çantamı alıp otobüsün ortasına doğru yürüdüm ve sesime ciddiyet katarak inmek istediğimi söyledim. Yakınlarda ne ev ne bir başka şey vardı ama ben inmek istiyordum. İnmeliydim! Kazık gibi dikildiğimi gören muavin garip garip yüzüme bakıyordu ve ben gülmemek için son gücümü kullanıyordum. Muavinin şoförün yanına gidip gelmesi sırasında fısıldamalar olmuş ve bu kravatlı adam bu Allah’ın dağında niye iniyor diyen gözler beni süzüyordu ben arabadan inerken. Oh, nihayet inmiştim. Maki türünde ve çalımsı bir bitkinin gülleri gibiydi uzaktan gördüğüm ve bugün hala adını bilmediğim çiçek. Bir kucak dolusu toplamış ve binbir zahmetle yeniden bir otobüse binerek İstanbul’a ve sevdiğime kavuşmuştum. Sana dağlardan çiçek getirdim sevgilim demiştim. Daha sonraları bu konuyu konuşmuştuk. Onun beni daha çok sevmesi için değildi çıkışım, ben onu daha farklı ve her gün yeniden nasıl sevebilirimin peşindeydim.

Parasızdım ve âşıktım. Kıştı ve soğuktu. Cebimdeki son paramla çiçek almıştım sevgilime. Fakat yeterli bulmuyordum. Yanına bir eti puf, bir çikolata, bir kurşun kalem, bir kitap velhasıl bir başka hediye daha ilave etmek istiyordum. Seçenek çok ama para yoktu. Ancak dağları delen Ferhat’a para mı lazım olmuştu? Delice bir fikre kapılmıştım. Beyaz bir kâğıda, kanımla, “seni seviyorum” yazacaktım. Bozuk paralar imdadıma yetişmişti. Bir zarf, bir dosya kâğıdı. Ha birde birkaç toplu iğne.

Karanlık çökmüştü. İnsanın olmadığı ama ışığın olduğu bir park köşesi buldum kendime. Yerde kar vardı ve ayaz insanın yüzünü ısırıyordu. Toplu iğnenin ucuyla parmak uçlarımı deliyor toplu tarafı ile kanımı alarak “seni seviyorum” yazıyordum. Soğuktan parmaklarım tutmuyor ve kanım çekiliyordu. Sol elimin bütün parmaklarını birkaç kez deneyerek gerekli kana ulaşmış ve “seni seviyorum” yazısını tamamlamıştım. Uçarak gidiyordum. Uzaklık dediğin neydi ki âşık için.

Önce çiçeği vermiş ardından da zarfı uzatmıştım. Dikkatlice açıldı zarf. Kargacık-burgacık ve garip bir kırmızlıkla “seni seviyorum” yazılmıştı. Bu nedir diye sormuştu. Gözlerine değil ayakkabılarımın ucuna bakıyordum ve usulca “kanımla yazdım” dedim. Böyle bir hediye beklemiyordu ve sanırım ne cevap vereceğini düşünüyordu. Çaresizlik, heyecan, sıra dışılık şaşırtmıştı sevgilimi ve şunu söylemişti: “Sen yamyam mısın?”

Bu olayı yaşadıktan çok sonraları Aziz Nesin’in “Demir Yüzük” isimli bir öyküsünü okumuştum. Bu öyküde de benim gibi yamyamın teki kanındaki demiri ayrıştırıp bu demirden sevgilisine yüzük yapıyordu. Bir belki de iki yıl sürmüştü bu işlem ve delikanlı kansızlıktan iğne ipliğe dönmüştü. Ama başarmış ve sevgilisine kanındaki demirden yüzük yapmıştı. Ne hazin ki, binbir heyecan ile demir yüzüğü sevgilisine veren delikanlının aldığı karşılık benim aldığım karşılıktan çok daha ağırdı. Sevgilisi, demir yüzüğü burun bükerek almış “Getire getire bunu mu getirdin?” diyerek ve kaldırıp atmıştı
Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız
Şu ana kadar yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapmak ister misiniz?

 


Yazarın Tüm Yazıları
 2009.02.12 -  Otur oturduğun yerde
 2008.12.12 -  Kumar oynamıyor musun?
 2008.12.02 -  Biz aşkı Orhan Gencebay’dan öğrendik...
 2008.11.25 -  Su akar yatağını bulur...‏
 2008.09.09 -  Beyaz mendil
 2008.08.16 -  Su toplayan yerimiz, neremiz?
 2008.07.31 -  Yeşil taşı arıyorum
 2008.07.19 -  Yakınlık ne anlama gelir?
 2008.07.01 -  Ben korkağın tekiyim…
 2008.06.23 -  Ninem, ağzına sağlık...‏
 2008.06.16 -  Getire getire bunu mu getirdin?
 2008.06.09 -  Esin Abla ile Halil Emmi
 2008.06.04 -  Bin kaç oluyor?
 2008.05.22 -  Ne budala bir oyun!
 2008.05.14 -  Nasıl kıskanmam?
 2008.04.22 -  Hakemi gözüm ısırıyor!..
 2008.04.08 -  Ellerimi bir çocuğa verdim...
 2008.03.31 -  Çay daveti
 2008.03.24 -  Başka cumartesi
 2008.03.19 -  Bir Zeynep vardı...
 2008.03.15 -  Bacanak kardeşim (2)
 2008.03.06 -  Bacanak kardeşim (1)
 2008.02.29 -  Gül kanayarak açar!
 2008.02.23 -  Kelam bilmeden “kelam” etmek
 2008.02.19 -  Seninle…
 2008.02.16 -  Çiçekçilere uğrayın
 2008.02.11 -  Şenlik yapılsın!...
 2008.02.08 -  Biz ona masal deriz
 2008.01.31 -  Yükseklere nişan alanlar‏
 2008.01.26 -  İnsan bolluğu
 2008.01.17 -  Bataklık bekçileri
 2008.01.09 -  Yorgancı ile kuyumcu
 2008.01.03 -  Geceler içimde hece
 2007.12.28 -  Gülüm
 2007.12.18 -  İş teklifi...
 2007.12.17 -  Korkmak...
 2007.12.12 -  Zarlar atılmıştır!
 2007.12.05 -  Sevgilim olmayan uyku
 2007.11.29 -  Bu kitaplar kaça?-2
 2007.11.19 -  Bu kitaplar kaça?-1
 2007.11.12 -  Nedir baktığın dede?
 2007.11.06 -  Meşguldüm dönemedim, yoğundum yazamadım
 2007.10.29 -  Kızım sana söylüyorum!
 2007.10.21 -  Kalbime sordum
 2007.10.15 -  Rıfat
 2007.10.08 -  Eylül, yine gel
 2007.06.18 -  Hoşçakalın
 2007.06.02 -  Yaşamak galip geliyor
 2007.05.29 -  Orman yanıyordu
 2007.05.25 -  Söyleyeceklerim Var 2
 2007.05.22 -  Söyleyeceklerim var 1
 2007.05.17 -  Üşüyorum kapama gözlerini...*
 2007.05.14 -  Siyah yıldızlar
 2007.05.10 -  Sarhoştan yağ çıkarmak
 2007.05.07 -  İnsan değil misin usta?
 2007.04.30 -  Bir başka zemin...
 2007.04.28 -  Tabanca ile gösterilen penaltı...!
 2007.04.23 -  Güller mi düşüyor gözlerinden?
 2007.04.16 -  Bazı Aşkların Ölümdür Kafiyesi"*
 2007.04.09 -  Her tebessümün kankardeşi
 2007.04.01 -  Ömrümü içine alan parantez
 2007.03.26 -  Bizim mahallenin abisi
 2007.03.19 -  Yandı,bitti,kül...
 2007.03.13 -  Meşgul görünmekten bıktım.
 2007.03.05 -  Cesaretsiz adamın notları 2
 2007.02.27 -  Cesaretsiz adamın notları 1
 2007.02.22 -  Kaç tavuğunuz var?
 2007.02.12 -  Karakış
 2007.02.05 -  Geri dön çocuk!...
 2007.01.30 -  Ya taş, ya kuş...!
 2007.01.22 -  Uykusuzluk neler yazdırıyor insana…
 2007.01.16 -  Güzel abim...
 2007.01.08 -  Güneşin kızını isteyen fare
 2006.12.25 -  Doğum günüm
 2006.12.19 -  Çıldırın!
 2006.12.09 -  Yağmurumuz var
 2006.12.04 -  Bol nahtarlı bir hikaye
 2006.11.27 -  Temayül ve uçurum
 2006.11.20 -  Yazı ve hüzün
 2006.11.13 -  Ve sen...
 2006.11.06 -  Geceydi
 2006.10.30 -  Bir Türk Dört Japon
 2006.10.26 -  Bekliyorum…
 2006.10.16 -  İnadına gülümsemek
 2006.10.11 -  Kardeşimdi...
 2006.10.09 -  Başlarken…
Aslan Korkmaz gelirken, Tuzcuoğlu giderken…
Lokman Koyuncuoğlu
Çokeşliliğe “hayır” mı diyorsunuz?
Mert Aslan
Otur oturduğun yerde
Memduh Nihat Ada
Davos Krizi; Erdoğan milat attı, Perez yavuz hırsız.
Taner Aydın
Affan Dede'ye para saydım
Mustafa Azılıoğlu
Boya boya çek
Huriye Karnap
Her ıslanan anlamaz!
Semra Hoyraz
MÜSİAD Farkı
Aydoğan Deveci
Davos ve sonrası…
Dr.Ali Can
Anlatma Sanatı
Alev Ayyıldız
Yapboz
Nadide Ü.Altıparmak
Göçmen Kuştu Kalbim
Hakan Bahçeci
 

Bu Site Konda İletişim ve Medya Grubunundur.
E-Posta: bilgi@haberkonya.com