:. Haberler
  Bilişim
  Dünya
  Eğitim
  Ekonomi
  Kültür Sanat
  Politika
  Sağlık
  Spor
  Yaşam

  :. Gruplar
  Hava
  Söyleşiler
  Yazarlar

Haysiyetsiz meşhur muteber 
Mustafa Azılıoğlu   ( mustafaazilioglu@hotmail.com )


Dücane Cündioglunu akşam serinliğinde bir kulağımla radyoda dinlerken bir cümlesi ile pürdikkat kesilerek tüm benliğimle onu anlamaya dinlemeye verdim kendimi. Dücane, kavramları yorumlamada şark-İslam mütefekkirleri silsilesinden gelen bir tarza sahip. TYB bahçesinde geniş katılımlı bir dinleyici gruba hitap ettiğinde bende onu anlamak ve dinlemek için orada idim.

Kavramlar kelimelerle bir bütünlük içinde bir ressamın fırçası bir şairin gönül dili bir mimarın tasarımı bir kanun yapıcının evrensel hukuk düşüncesi bir ahlakçının estetik anlayışı bir imamın edep ve hayası bir liderin çağları aşıp gelen hedef ve idealleri ile örtüştüğünde içselleştirildiğinde taşlar zeminde daha bir başka duracaktır.

İnsani özel kabiliyet ve meziyetler vardır. Doğuştan ve sonradan kazanılan itibar haysiyet ve şöhret üzerine düşündüm bir lahza. Belli bir makam bir usul bir tarz gözetmedim.

''Politikacıların ahlâklı olmaları gerekmez, ahlâklı görünmeleri kâfidir.''cümlesi gerçek olabilir ama doğru değildir, yanlıştır. Etik olan Politikacılarında erdemli olma mecburiyeti vardır. Erdemli haysiyetli riyaset ile siyaset yapıldığında zirveler baş döndürecek ölçüde yükseklik arz eder.

Haysiyetlilik şöhrete muteberliğe tercih edilir. “Başkalarının sana vereceği değeri gözeterek, kendi nezdindeki değerinden vazgeçme! Haysiyet sahibi olmak, ahlâk sahibi olmak demektir. Çünkü herkes haysiyeti kadarıyla ahlâk sahibidir.” Zor kazanılan şeyler kıymetlidir.
Haysiyet kişinin en zor kazandığıdır. Kaybedilmesi çok acıdır. Bu bir acem külahıdır bilen giymez giyen bilmez misali.

Haysiyet, kişiye aittir. Kimse tarafından verilmediği gibi kimse tarafından da alınamaz. İtibar ve şöhret kişilere kurumlara insanlar tarafından verilir ve yine aynı kişiler tarafından geri alınabilir. İtibar şöhret ise avam veya havas fark etmez kişiye verilen sosyal değerdir. İtibar artar azalır kazanılır kaybedilir. İtibar edenin itibar edilene yargısı zemin zaman mekân üzerinde değişkenlik arz eder. İnsanların verdiği ve insanların aldığı itibar ve şöhrete önem verenler çoktur çevremizde.

Siyasi arenada kimler kimlere yem edilmedi ki. Bu acı gerçeği unutanlar gün gelip burada birilerine yem edildiklerini anladıklarında vakit çok geçtir onlar için. Bir vakitler şaşaalı mutantan etrafında pervanelerin döndüğü ikbal ve iktidar sahiplerinin elleri iktidardan düşünce, ellerindeki “oyuncakları” alınınca nasıl itibar irtifa düşmesi ile yüz yüze geldiklerini kendileri çok iyi bilirler.

Şöhret ve itibar başkaları tarafından verilir ve yine aynı şekilde geri alınır. Geri alınamayan tek haysiyettir. Haysiyetli bir kişi olmayı her şeye tercih ederim.

Siyasi şöhret ve itibar sahibi iken kaderin bir cilvesi neticesi iktidar, ikballerini kaybedip gözden düşenler itibar ve şöhretlerini kaybederler. Haysiyetlerini muhafaza edebilenler bir gün yine kaybettikleri itibar şan şöhreti geri kazanabilirler ama haysiyetlerini kaybedenler asla hiçbir şeylerini geri kazanamazlar.

Kişi haysiyetini ancak kendisi kazanır kendisi muhafaza eder ve yine kendisi kaybeder. Haysiyetini para pul makam şöhret itibar ikbal iktidar için bir araç gibi kullananlar siyasi tarih içinde fazlasıyla mevcuttur.
Siyasi haysiyet yoksunları dünyayı İtalyan gıovannı Makyavelli nin penceresinden görürler. Bu tiplerin Koçibeyden Yusuf Has Hacip den alacakları bir nasipleri yoktur.

Haysiyetini kaybetmiş bir toplum hürriyet ve istiklalini de kaybeder. Bütün bunları kaybedince istikbalin bağımsızlığın ne önemi kalır.
Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız ( Toplam 1 yorum yapılmış )

[ 2008/06/27 16:56 ]
Takvimu's-Siyase'de, Eflatun'dan siyasetle uğraşanın üç tip siyasete muhtaç olduğunu nakleder: 1. Kendi nefsi üzerindeki siyaset; 2. özel (veya seçkin) siyaset; 3. genel (veya avami) siyaset. Bu üçüncüsünü siyaset türlerinin en aşağı derecesi olarak görür. Buna göre, kişinin kendi nefsi üzerindeki siyaseti de siyasetin en üstünüdür.

Vaat ettiği siyaseti kendi nefsi üzerinde uygulayamayan, onu kendinde gösteremeyen, onu kendi iç dünyasına tatbik etmeyen birinden ne hayır beklenir? Siyaseti haysiyete tercih edenlerin yaptığı siyasetin adını ne koyarsanız koyun, o siyaset ''euzü'' çekilecek lanetli bir siyasettir.

Yine Farabi'den nakledelim (Fusul): Faziletli devlet, faziletli siyasetle olur. Faziletli siyaset faziletli toplumla olur. Faziletli toplum ise onu oluşturan faziletli şahsiyetlerin eseridir.


 


Yazarın Tüm Yazıları
 2009.02.06 -  Affan Dede'ye para saydım
 2009.01.30 -  Şimon ve Tayyip
 2009.01.21 -  Ne Zengin Fakir Ne Sen Ben Farkı Olsun
 2009.01.17 -  Ne haktan korkar ne hicap çeker
 2008.12.18 -  Yönetmek ve yönetilmek üzerine
 2008.10.24 -  Kılıç ipeği kesmez.
 2008.10.11 -  İKİ ÇAKAL
 2008.09.18 -  Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz!
 2008.08.04 -  Monteskiyö’ den Emre Aköz ‘e
 2008.07.31 -  Katıra gem vursan at olurmu?
 2008.07.10 -  Sahipsiz köpek ne yapsin
 2008.07.07 -  Kalem ve kılıç
 2008.06.27 -  Haysiyetsiz meşhur muteber
 2008.06.08 -  İyi ki varsın Süleyman Bey
 2008.05.29 -  K...ni zevk sahibi imiş
 2008.05.27 -  Hürrem'in göğüsleri cezbetmiş Kanuni'yi
 2008.05.20 -  Leyla Hanım ritüeli
 2008.04.11 -  Asıl azmaz bal kokmaz
 2008.03.22 -  Dün bugündür,yarına ümitvarım.
 2008.03.13 -  Akif Konya’ya gelmiş haberimiz yok
 2008.02.27 -  Oh ne ala,mualla
 2008.02.14 -  Bir demet gül ve karanfil
 2008.02.12 -  Modernleşme yahut muhafazakar değişim
 2008.01.24 -  O iş benim boyumu aşar
 2008.01.22 -  Abdülhamid’in Mirası
 2008.01.17 -  Tebrikler Kime
 2007.12.28 -  Akif’i Kaç Kişi Anladı ki….
 2007.12.18 -  Pulsuz dilekçe
 2007.11.26 -  Güle Güle “Adamın Kralı”
 2007.11.15 -  Konya’nın Güzel Olan Tarafı
 2007.11.08 -  Dostumuz! Amerikadan Ne Aldık
 2007.11.03 -  MÜSİAD’da Mustafa Çalık ne dedi.
 2007.01.12 -  MERAK ETME
 2007.01.10 -  DOST DÜŞMAN OLURSA NE YAPILIR?
 2006.12.27 -  KIL TÜY
 2006.12.23 -  SİLLE-İ MİLLET
 2006.12.20 -  Cumhurbaşkanını buldum
 2006.11.29 -  ŞEHİRLERİN BAHTINA
 2006.11.23 -  DEVLET NİŞANI NEDEN VERİLMİYOR
 2006.11.22 -  TESEV RAPORU
 2006.11.16 -  DR. ANIL BEY
 2006.11.15 -  BİLMESİNİ BİLMEK
 2006.11.02 -  2016 da ne olacak?
 2006.10.31 -  Boşa Geçen Yıllar
 2006.10.27 -  Geyik türüne bir örnek de benden.
 2006.10.06 -  HEKİMLERİMİZ
 2006.10.01 -  Hekimlerimiz, Hastanelerimiz ve Sağlık Personelimiz.
 2006.09.22 -  Bereket yağar gönüllere
 2006.08.16 -  Ahh Osmanlı...
 2006.08.07 -  Siyasetçi kendini nasıl geliştirmeli?
 2006.07.31 -  İsrail-HAMAS Savaşı
 2006.06.28 -  Helvası olmayan şehir
 2006.06.16 -  SİYASAL YOZLAŞMANIN NEDENLERİ
 2006.06.02 -  UNESCO, SETTAR, MEVLANA
 2006.05.29 -  AHLAK VE KARAPINAR’DA PETROL
 2006.05.20 -  RAHVAN MEHMET VE MARATON YARIŞLARI
 2006.05.15 -  Okullar ne üssü?
 2006.05.11 -  Bu vebalden nasıl kurtulmalı
 2006.05.08 -  Tarihi İpek Yolunda Bir Garip Sultaniye
 2006.04.27 -  ABD'nin yerli dostu
 2006.04.10 -  AÇIK POKER
 2006.04.06 -  Şehrin en güçlü örgütü
 2006.04.03 -  Bu aşkı kim bitirdi?
 2006.03.30 -  Şimdi Nazım Hikmet Zamanı
 2006.03.27 -  Ne okuduğunuza değil, nasıl okuduğunuza bakın
 2006.03.24 -  HÜKÜMET(LER)E MÜTEDAİR
 2006.03.20 -  Recep Konuk;O bir Türkmen Bey'i
 2006.03.13 -  Kızılcahamam'da görmedikleriniz
 2006.03.09 -  Türkiye'nin şansı Özkök mü?
 2006.03.06 -  Teşkilat nasıl olmalı?
 2006.03.03 -  Bush'un Hindistan'da işi ne?
 2006.02.23 -  Tahlil değil gerçek
 2006.02.20 -  Tapusu olan konuşsun
 2006.02.17 -  Türkiye’de platonik siyaset mi var?
 2006.02.13 -  Konya'yı doğru algılamak
 2006.02.09 -  Doldur boşalt ateş et
 2006.02.06 -  YENİ YILMAZ GÜNEY
 2006.02.02 -  Siyasal Ahlak nedir?
 2006.02.01 -  İstikrar kimin işine yaramaz
 2006.01.26 -  MUHALEFET NİÇİN ERKEN SEÇİM İSTİYOR
 2006.01.24 -  ABD'nin son hamlesi
 2006.01.19 -  Ortak öngörü; Nükleer enerji
 2006.01.16 -  2006'nın en zor günleri
 2006.01.05 -  Türkiye'de neden Nükleer santral yok?
 2006.01.03 -  Kurtlar Vadisi-Irak'ın arka planı
 2005.12.27 -  Siyasette boşluk var mı?
 2005.12.15 -  Başbakan'ın gözünde Konya
 2005.12.12 -  Başbakanı beklerken
 2005.12.05 -  O bir üst kimlikli
 2005.11.28 -  Yekpare dünyanın ayrılıkçıları
 2005.11.22 -  Mavi mi yeşil mi akım?
 2005.11.16 -  Nafile anlamaz bunlar
 2005.11.13 -  Bir ülke daha iyi nasıl yönetilebilir ki?
 2005.11.08 -  Ateş hazır, Paris hazır mı?
 2005.10.22 -  Van Kedisi ile Van Canavarı
 2005.10.04 -  Abdullah Gül'ün Uçağında
 2005.09.28 -   Devlet Ve Devlet Adamlığı
 2005.09.22 -  Zenginleşme Formülü–2-
 2005.09.21 -  Zenginleşme formülünü buldum
 2005.09.05 -  AB SİZ TÜRKİYE VEYA TÜRKİYESİZ AB
 2005.08.31 -  Kerbolanlı Ahmet
 2005.08.27 -  Bir medeniyet tasavvuru olarak Vakıf
 2005.08.22 -  Statüko Nedir?
 2005.08.16 -  ACEM ÜLKESİ İRAN
 2005.08.02 -  EK PROTOKOL
 2005.07.20 -  'USA’ BİZİ USANDIRMAYI NE ZAMAN TERK EDECEK
 2005.07.15 -  CONİ VE MEHMET
 2005.07.02 -  Yecüc ve Mecüc rapsodisi
 2005.06.30 -  İkö
 2005.06.29 -  AH NİJAD…!
Aslan Korkmaz gelirken, Tuzcuoğlu giderken…
Lokman Koyuncuoğlu
Çokeşliliğe “hayır” mı diyorsunuz?
Mert Aslan
Otur oturduğun yerde
Memduh Nihat Ada
Davos Krizi; Erdoğan milat attı, Perez yavuz hırsız.
Taner Aydın
Affan Dede'ye para saydım
Mustafa Azılıoğlu
Boya boya çek
Huriye Karnap
Her ıslanan anlamaz!
Semra Hoyraz
MÜSİAD Farkı
Aydoğan Deveci
Davos ve sonrası…
Dr.Ali Can
Anlatma Sanatı
Alev Ayyıldız
Yapboz
Nadide Ü.Altıparmak
Göçmen Kuştu Kalbim
Hakan Bahçeci
 

Bu Site Konda İletişim ve Medya Grubunundur.
E-Posta: bilgi@haberkonya.com