:. Haberler
  Bilişim
  Dünya
  Eğitim
  Ekonomi
  Kültür Sanat
  Politika
  Sağlık
  Spor
  Yaşam

  :. Gruplar
  Hava
  Söyleşiler
  Yazarlar

Karanlık mağaraların zavallı yarasaları 
Mert Aslan   ( altar42@hotmail.com )


Şimdi bu yazının sırası değil belki; ama yazmazsam içime dert olacaktı.

Yazılarını hala kağıtlara yazan ve birer cümlelik içeriksiz paragraflarının aralarına beş on tahtaları kadar boşluklar koyarak gözlerimize bayram ettiren eski tüfek solcu bir ağabeyimiz bir terör örgütüne üye olmak suçlamasıyla göz altına alındığında karakolda yaptığı pek değerli birtakım gözlemlerini bizlerle paylaşma lütfunda bulunmuştu. Anlattığına göre, konuk edildiği karakolda çalışan sivil polisler arasında uzun saçlı ve küpeli gençler vardı ve son derece kibardılar. On yıllardır anlata anlata bitiremediği Ziverbey tutukluluğu günlerindeki emniyetçilere hiç benzemiyorlardı. Anlaşılan, ihtilal özlemcisi ünlü sosyalistimiz o gündür bu gündür edebiyatını çok iyi yaptığı halkının arasına pek karışmamıştı. Peki içinden hiç geçmediği halkın dertlerine nasıl tercüman oluyordu ki? Tıpkı “Havadan gidiyor, yere düşerse ölürüm” diye uçağa binmekten bile korkan Emin abi gibi kalın duvarlarla çevrili muhkem köşklerde otururken birileri sürekli haber servisi mi yapıyorlardı kendisine yoksa? Tek olasılıkla öyledir.

Hesapta çok düşünen abimizin tutuklanmasının ardından, gazetesinin Ankara temsilciliği önünde ateşli gösteriler yapılıyordu. O sırada gazetenin camındaki bir yazı dikkatimi çekmişti. Şöyle diyordu: “Düşünüyorum; öyleyse vurun!” Vay bee! Ne kadar dramatik değil mi? Gören de salt insan olduğu için ve toplumun refahı adına gece gündüz düşünüp parlak fikirler üretmekten başka işi olmayan erdemli bir topluluğa insanlık dışı muameleler ve baskılar yapılıyor sanır da yüreği kahrından bin parçaya bölünür!

Doğrusu, sol kesimler bu cümleyi tıpkı kendisine ezberletilen bazı sözcükleri bilmeden anlamadan tekrarlayıp duran papağanlar gibi yirmi sene evvel de söylüyorlardı. Gerçekten de, sol kesimin çok düşündüğüne inananlardanım ben. Günün birinde içlerinden birilerinin fazla düşünmekten dolayı beyni meyni patlarsa hiç şaşırmayacağım; ancak düşünme eylemlerinin içeriği ile ilgili çok ciddi bir sorun var ortada. Düşünme, toplumun mutluluğu adına olduğu zaman erdemli bir aktivitedir. Aksi halde, herkesin başına beladır.

Vatana hizmetten iyice yorulup yaşlanmış ağabeyimiz ve benzerleri, gerçekten çok düşünüyor. Son altı-yedi yıldır kişi başına düşen milli gelirin yirmi beş-otuz bin dolar olduğu zengin ve demokratik ülkeler ligine doğru koşar adımlarla ilerleyen Türkiye’yi ayaklarından tutup çekerek askeri rejimlerin idare ettiği içine kapanık ve silik bir üçüncü dünya ülkesine veya bir çeşit Ortadoğu Arap cumhuriyetine nasıl dönüştürebilecekleri konusunda çok fazla düşünüyorlar! Ülkeyi siyasal ve ona bağlı bir ekonomik krize sürüklemenin taktikleri ve ayak oyunları üzerinde çok kafa yoruyorlar! Nitekim bu abimizin sonradan deşifre edilen bazı gizli görüşmelerinde, “Şimdiye kadar ekonomik kriz çıkmadı; ama artık çıkar. Bu çok güzel oldu” dediği rivayet edilmişti. Soruyorum size! Bu sözleri söyleyen birinin gerçekten yurtsever olabileceğini kim söyleyebilir?

Bir kahvehaneye girin ve yurdumun güzel insanlarından herhangi birinin kolundan tutup çilekeş gözlerinin içine dikkatle bakın… Vicdanının ışıkları altında düşünebilen biriyseniz, o zavallı gözlerin içinde kısa zaman öncesine kadar güvenerek (ya da güvenmek isteyerek) başına taç ettiği cinler tarafından uğradığı tüm tasallutların, ihanetlerin, istismarların, kandırılmışlıkların üzerine yıktığı harabe bir ülkenin yara izlerinin boşluklarından geleceğe karşı duyduğu derin kaygının izlerini göreceksiniz. Kimse kusura bakmasın da, eğer sürekli lambaları söndürüp kargaşa çıkararak veya ortaya çıkan her kargaşada “Olur da ipleri ele geçirirlerse, belki benim önüme de iki kemik atarlar” diye düşünüp güçlü görünenlere yaltakçılıkta sıraya giren bu tipler düşünen adamlarsa, bu memlekette düşünmeyen adam yok demektir.

Bu tipleri iyi izleyin ve onlara yalnızca minnet duyun. Çünkü size nasıl bir insan ve nasıl bir yurttaş olunmaması, hayatta nelerin yapılmaması gerektiği konusunda önemli dersler verdikleri çok açıktır…
Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız
Şu ana kadar yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapmak ister misiniz?

 


Yazarın Tüm Yazıları
 2009.02.16 -  Çokeşliliğe “hayır” mı diyorsunuz?
 2009.02.10 -  Kadının Mahremiyet Evi
 2009.02.02 -  Öğrenmenin dayanılmaz tadı
 2009.01.26 -  Hadis tercümesinde taşralı ağzı
 2009.01.17 -  Bilin bakalım! Erkekler insan mıdır, bankomat mıdır?
 2009.01.12 -  Ergenekon dalgalarında kısa bir sörf
 2009.01.05 -  Kadınlar iletişim beceriksizi mi yoksa?
 2008.12.29 -  Cennetin ve cehennemin fragmanları
 2008.12.23 -  Anti-depresif öneriler
 2008.12.16 -  Sen olmazsan cennet solmaz mı?
 2008.12.07 -  İyilik ve kötülüğün kimyası
 2008.12.01 -  Allah sevgisinde kıskançtır
 2008.11.24 -  Yazma yetisi üzerine iki çift söz
 2008.11.16 -  Anneler ve sevgililer
 2008.11.11 -  Sırlar harikadır. Ta ki yakalanıncaya kadar…
 2008.11.03 -  Geğiren tanrıçalar
 2008.10.27 -  Masumiyet insana en çok yakışandır
 2008.10.20 -  Demirel: Eski Siyasetin Büyük Mavrası…
 2008.10.13 -  Aldatan Erkeklere Kuşbakışı
 2008.10.08 -  Aldatan Kadınlara Kuşbakışı
 2008.09.29 -  Kadınlık nelere kadirdir!
 2008.09.22 -  İnsanlardan uzaklaştıkça Tanrı’ya mı yaklaşıyoruz?
 2008.09.15 -  Tesettür Kutsal kitabın ne tarafındadır?
 2008.09.08 -  Kutsal gerdek
 2008.09.01 -  Allah’ı Sevme Sanatı
 2008.08.25 -  Hıristiyan Mü’minler
 2008.08.17 -  Tutsaklığı sevmek
 2008.08.10 -  Dilek Tepesi
 2008.07.27 -  Bir çiçekle de bahar olurmuş
 2008.07.15 -  Dante Beatrice’e kavuşsaydı…
 2008.07.07 -  NLP’den ışıltılı kareler (2)
 2008.06.30 -  Karanlık mağaraların zavallı yarasaları
 2008.06.23 -  NLP'den ışıltılı kareler (1)
 2008.06.14 -  Cennette kadın figürü
 2008.06.08 -  "Yürek Acısı"
 2008.06.02 -  Erkeği tutmak kolay mı sanırsınız?
 2008.05.24 -  Her ölüm vakitsizdir
 2008.05.14 -  Reinkarnasyon
 2008.05.05 -  Kölenin öyküsü
 2008.04.28 -  İlahiyatçılar Hz.Muhammed'ten daha mı iyi biliyor?
 2008.04.21 -  Kadınlar cennetine hoşgeldiniz!
 2008.04.15 -   Biraz daha episteme,biraz daha özlem...
 2008.04.07 -  Bir kibir abidesine
 2008.03.31 -  Kadınlar erkekten ne duymak ister?
 2008.03.24 -  Repertuarımdaki üç kırık hayat
 2008.03.16 -  Kadınlarla hala tartışıyor musunuz?
 2008.03.10 -  Yoksa bu bir rüya mıydı?
 2008.03.02 -  Kadınlar ve tapınaklar
 2008.02.24 -  Hiç kimsenin kadınları
 2008.02.17 -  Ölüden isteme ile diriden istemenin farkını rica edeyim
 2008.02.12 -  Tanrı'nın yeryüzündeki başyapıtı üzerine
 2008.02.05 -  Sıradan ve yüce, yakışıklı ve bayağı
 2008.01.28 -  İdeolojik ve toplumsal baskıya karşı bireysellik
 2008.01.24 -  Aldatan Kadınlara Kuşbakışı
 2008.01.21 -  Nietzsche, Marks veya Tanrı’ya Küsmek
 2008.01.14 -  Yoksa bu fakiri aşktan bihaber mi sanırsınız?
 2008.01.07 -  Kadınınıza yüreğinizle dokundunuz mu hiç?
 2007.12.31 -  Dört Kitaba Sığmazsan, Sen Ne İşe Yararsın?!
 2007.12.24 -  Kadınların Gizli Dünyası Üzerine
 2007.12.16 -  Sosyal Demokratların Reel Politik Dramı
 2007.12.10 -  “En yakın dostum katilim olur mu?”
 2007.12.03 -  İnin O Şatodan Aşağıya!
 2007.11.26 -  “Çift Gerektirmeli Bir Tanrısal Adalet Sarmalı” -Özeleştirel bir yaklaşım-
 2007.11.18 -  Müslümana Sopa Caiz midir?
 2007.11.11 -  Sevgili Erkekler! Türk Kadınları Size Hiç Bakmıyor mu?
 2007.11.05 -   “Hz. Muhammed ve etkin dinleme sanatı”
 2007.10.29 -  Kahrolsun PKK veya kötü reklam yoktur
 2007.10.22 -  Barda oturan adamın düşleri
 2007.10.15 -  “Feminizm gerçekten feminin (dişil) bir akım mıdır?”
 2007.10.08 -   “Model Türkiye’yi görmek ya da görmemek”
 2007.10.01 -  “Aldatılan Adamın Komedyası”
 2007.09.24 -  Kadınların cebi neden yoktur
 2007.09.20 -  Benim adım aşk
 2007.09.17 -  Herkese merhaba!
Aslan Korkmaz gelirken, Tuzcuoğlu giderken…
Lokman Koyuncuoğlu
Çokeşliliğe “hayır” mı diyorsunuz?
Mert Aslan
Otur oturduğun yerde
Memduh Nihat Ada
Davos Krizi; Erdoğan milat attı, Perez yavuz hırsız.
Taner Aydın
Affan Dede'ye para saydım
Mustafa Azılıoğlu
Boya boya çek
Huriye Karnap
Her ıslanan anlamaz!
Semra Hoyraz
MÜSİAD Farkı
Aydoğan Deveci
Davos ve sonrası…
Dr.Ali Can
Anlatma Sanatı
Alev Ayyıldız
Yapboz
Nadide Ü.Altıparmak
Göçmen Kuştu Kalbim
Hakan Bahçeci
 

Bu Site Konda İletişim ve Medya Grubunundur.
E-Posta: bilgi@haberkonya.com