Sabah saat 04 suları idi.Önce acı bir fren sesi ardından bir köpegin canhıraş. yürek burkan inleme sesi istiklal semalarında yükselirken uyandım.Minarede muezzinin müslümanları namaza çagıran davetinde gece ile gündüzün en keskin vakti idi
Aydınlık bir nur. Gece ise zulmet yani karanlık.Gece bir örtü.Gece gerekli şüphesiz.Yoksa aydınlık olmaz.Biri biri ardınca seyredecek ilk sabahtan beri.
Zulmeti karanlıgı örtüyü kim çekip sıyıracak aydınlıgı kim buyur edecek.Kurgular bitecekmi kurgulananlar ne zaman aklını başına alacak elbette kurgular bir siyasi diplomatık araç enstrüman olarak devam edecek peki biz ne yapacagız.Biz güneş olacagız olamazsak dahi bir fener bir fener dahi olamazsak bir mum olacagız.
”Yıktılar kalamızı
Sürdüler balamızı
Daha can boğazdayken
Çektiler salamızı
Elinde yâd elinde
Öt bülbül yâd elinde
Bu diyâr mezar olsun
Kalmasın yâd elinde
Can Kerkük canân Kerkük
Her söze kanan Kerkük
Kalıptı yârdan uzak
Mum kimin yanan Kerkük” te oldugu gibi.
Biz Kerkük gibi yanmadan Kerkük gibi olmadan zulmeti mum kimin yansakda karanlıkları aydınlıga teşmil etmeliyiz..
İstinye sırtlarında ABD’nin kartal yuvası önündeki bekçi kulubesinde katledilen çocukların haberini aldıgımda içim bir tuhaf oldu yüregim yandı beni bir derin düşünce sarmalı sardı.
Ölen ve öldürülenler tarih boyunca devam etti yine edecek bundan kuşkum yok
Tarihin bittigi an kıyametin başladıgı vakittir.
Oysa ülkemizde hergün bir tarih yazılıyor hergün birden fazla çınarlar devriliyor anaların yürek burkan gözyaşları ile çaresiz oynanan oyunların sahneleniyor.
Bütün bunlar olurken Mustafa Kemal’in sözleri geldi önüme.
Bir çırpıda okudum okudukça derin düşünmeye sürükledi beni bu sözler.
Günümüzü anlatıyordu sanki.
“Milletleri alçaltan ve yükselten onların ahlak degerleridir.”
“Bir millette, özellikle bir milletin iş başında bulunan yöneticilerinde özel istek ve çıkar duygusu, vatanın yüce görevlerinin gerektirdiği duygulardan üstün olursa, memleketin yıkılıp kaybolması kaçınılmaz bir sondur.”
“İnsaf ve merhamet dilenmekle millet işleri görülemez; millet ve devletin şeref ve bağımsızlığı elde edilemez, insaf ve merhamet dilenmek gibi bir kural yoktur. Türk milleti bunu bir an akıldan çıkarmamalıdır.”
“Bağımsızlık, uğruna ölmesini bilen toplumların hakkıdır.”
“Tam bağımsızlık denildiği zaman, doğal, siyasal, mali, adli, askeri, kültürel ve her alanda tam bağımsızlık anlaşılır.”
“Bağımsızlıktan yoksun bir ulus, uygar insanlık karşısında uşak olmaktan kurtulamaz.
Bilelim ki, milli benliğini bilmeyen milletler başka milletlerin avıdır.”
“Ulusun bağımsızlığını, yine ulusun kesin kararı ve direnişi kurtaracaktır.”
“Ben kesin olarak bağımsız bir ulusun evladı kalmalıyım. Bu yüzden ulusal bağımsızlık bir ölüm kalım meselesidir.”
“Birlik ve beraberlik; ölümden başka her şeyi yener.”
“Bir ulus, sımsıkı birbirine bağlı olmayı bildikçe yeryüzünde onu dağıtabilecek bir güç düşünülemez.”
“Cumhuriyet, demokratik idarenin tam ve mükemmel bir ifadesidir. Bu rejim, halkın gelişimini ve yükselişini sağlayan, onlardan esirlik, soysuzluk, dalkavukluk hislerini uzaklaştıran bir yoldur.”
“Kendiniz için değil, bağlı bulunduğunuz ulus için elbirliği ile çalışınız. Çalışmaların en yükseği budur.”
“Servet ve onun doğal sonucu olan rahat yaşamak ve mutluluk, yalnız ve ancak çalışanların hakkıdır. . Yaşamak demek çalışmak demektir.”
“Eğitimdir ki, bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da esaret ve sefalete terk eder.”
“Ekonomisi zayıf bir ulus, yoksulluktan ve düşkünlükten kurtulamaz; güçlü bir uygarlığa, kalkınma ve mutluluğa kavuşamaz; toplumsal ve siyasal yıkımlardan kaçamaz.”
“Ekonomik kalkınma, Türkiye'nin hür, bağımsız, daima daha kuvvetli, daima daha refahlı Türkiye idealinin bel kemiğidir.”
“Tam bağımsızlık ancak ekonomik bağımsızlıkla olur.”
“Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre hürmet ederiz. Fikirler, şiddetle, top ve tüfekle öldürülemez.”
“Milletin kaynağı, toplumsal hayatın temeli olan kadın ancak faziletli olursa görevini yerine getirebilir.”
“Bir milletin kültür düzeyi üç safhada; devlet, düşünce ve ekonomideki çalışma ve başarılarının özüyle ölçülür.”
“Kültür, okumak, anlamak, görebilmek, görebildiğinden anlam çıkarmak, ders almak, düşünmek ve zekayı geliştirmektir.”
“Medeni olmayan milletler, medeni olanların ayakları altında kalmaya mahkumdur.”
“Milli benliğini bilmeyen milletler başka milletlere yem olurlar.”
“Vatan imar istiyor, zenginlik ve refah istiyor, bilim ve ustalık, yüksek uygarlık, hür düşünce ve hür yaşayış istiyor.”
Mustafa Kemal böyle söylüyor siz ne söylüyorsunuz bilmiyorum ama benim bir bildigim var o da şudur.
Toplumlar asli hüviyetlerine baglı kalarak liderlerine inandıkları ve destekledikleri ölçüde mesafe kat eder asıllarından koptukça başka başka şeylerin ardından gittikçe inkıraz süreci başlar.
Her toplumun bir sabah kıyamı olur.Herşeye yeni bir başlangıç yapar.Nerde neyi yanlış yaptıgının muhasebesini yapar.Dogruyu arar.Arayan elbet bir gün dogrularda birleşir.
Liderler ne kadar siyasi ahlak sosyal erdemce fazıl olursa toplumlarda o kadar faziletli bir toplum olur.Ayakta ölmeyi diz üstünde yaşamaya tercih ederim.