:. Haberler
  Bilişim
  Dünya
  Eğitim
  Ekonomi
  Kültür Sanat
  Politika
  Sağlık
  Spor
  Yaşam

  :. Gruplar
  Hava
  Söyleşiler
  Yazarlar

Balıktan teşekkür mü bekliyorsun? 
Semra Hoyraz   ( shoyraz@haberkonya.com )

Korkmamak lazım insanı güzel yapanı anlatmaktan. Korkmamak lazım güzel olanı yapmaktan. Zayıflık değil büyüklük olmalı iyilik. Çekinmeden ta içinden gelmeli insanın. Bazen sıcak bir gülümsemede, bazen suskunluğunda saklanmalı... Karşıya geçmeye çalışan bir teyzenin elinden tutmalı çoğu zaman. Direksiyon başındayken yol kenarındaki bir sokak çocuğuna takılmalı gözlerimiz. Trafik ışıklarını görmezlikten gelen yayalara, ya da sürücüye de hesap sorabilmeli... İnsanların mutlu olması için sadece büyük şeylerin yetmeyeceğini göstermeli. Haksızlığa hayır demeye korkarken, belki de insan olmanın en güzel meziyetine, yani iyiliğe evet diyebilme cesaretini gösterebilmeliyiz. Hem neden korkar ki insan karşılıksız iyilik yapmaktan.

Evet kimsenin kendisine itiraf ettiğini görmedim bu güne kadar. Açık bir şekilde yaptığı ticari, maddi alışverişler dışında. Ama atladığımız bir konu var ki bu da çok acı. Zaten karşılıklı yapılan şeyler iyilik olmaktan çıkar artık. İyilik, bu gün bir insan için yaptığın yardım sonrası aynı yardımı gelecekte beklemek değildir. Geçmişte ben sana ne kadar çok iyilik etmiştim demek de değildir. Zaten bu menfaat alışverişinden öteye geçmez. Anın gerektirdiği şekilde vicdanına hesap verebilmeli her insan. Kalıplaşmış doğrular oluşturmak değil niyetim. Ama kimse iyiliğin tanımını bana “Ben sana bunu yaptıysam sen de bana bunu yapmak zorundasın” ı içinde barındıran bir cümleler topluluğu olarak anlatamaz. Hele hele bir arkadaştan, eski bir dosttan, tanıdıktan, akrabadan özellikle bir aile ferdinden bahsederken “Zamanında ben ona neler yapmıştım şimdi onun bana yaptığı doğru mu” şeklindeki konuşmayı hiç kabul etmiyorum. Zamanında yapılan iyilikle şimdi yapılan haksızlık ya da yanlışlık kıyaslanamaz. Öyle olsaydı insanlar anı değil geçmişi yaşardı. Geçmişi göz ardı edemeyiz ama geçmişi yaşamak yerine geçmişle de yaşayabiliriz. İyilikle menfaati öylesine karıştırıyoruz ki artık insanları sadece ama sadece verilen eşyanın karşılığının büyüklük ya da küçüklük derecesi ile “adam” tabirine yakıştırıyoruz. Ne kadar çok kariyer, ne kadar çok çevre yapmışsa saygı , ne kadar kendi halindeyse ve sadece Ali, sadece Ayşe ise bırakın saygıyı gereksiz sıfatlar yakıştırıyoruz. O kadar yakışıyor ki hatta ….Ayşe…Ali demezsen kimse tanımıyor. Doğallaşıyor haliyle. Garipsenecek bir durum kalmıyor ortada. Tabi hangi taraf ne kadar insan hangi taraf ne kadar insan değil tartışılır. Bunu aradaki muhabbet veya samimiyete bağlamak mümkün diye düşünenlerimiz olacak ama bu kadar masum değil her şey.

Herkes hak eder ama herkese yakışmaz saygı.

Kimi reklam yapmak isteyecektir, adından sıkça bahsettirmek… Kimi “Şahsı nasıl bilirsiniz?” sorusuna koro halinde “Çok yardımsever, eli açık bir şahıs” dedirtmek ister. İyilik mi bu, yardım severlik mi? Bence hayır. Bunun adı ticaret, maddeyi kazanma, kariyer yapma , bunun adı ağızlarda dolaşan bir isim olmak. Acıdır ama gerçektir ki en fazla 90 – 100 yıllık bir kendini kandırmadan öteye geçmez. Bir yolcu otobüsünde yer verdiğimiz amcadan koltuk parası istemiyorsak, yolun bu tarafından karşı tarafına geçirdiğimiz bir teyzeden “Hadi bakalım teyze ben senin kolundan tuttum buraya o ışıktan bu ışığa geçirdim bana ne vereceksin” demiyorsak . Bunu geleceğin her hangi bir anında telaffuz edip de karşılığını beklemiyorsak ve büyük gündeki ödül aklın herhangi bir yerini işgal ediyorsa iyilik hatta insanlığın en güzel örneğidir. Eğer bekliyorsak da bu insanlığın en büyük ayıbıdır. Servet bağışlamakla olmaz sadece iyilik, Bazen çocuk olmalısın çocukla, bazen yaşlı muhabbet etmelisin eski günlerden, çöpçü belki bazen neden olmasın? Yerdeki çöp çöpçüyü ilgilendirdiği kadar çöpü atanı da ilgilendirmiyor mu zaten. Kimi zaman eksiklerini kapatırsın, kimi zaman hataları görmezden gelirsin, kusurları örtersin çoğu zaman, kimse bilmez taktir etmez ama sen kendini taktir ediyorsan ve en önemlisi yüce Allah’a temiz bir vicdanla çıkabiliyorsan ve taktir etmesi gereken yaratıcı taktir ediyor ise gerisi nicedir zaten yaptığın da iyiliktir.

Her yaptığı şeyi planlar mı insan, hesap yapar mı? Yapıyorlar, o kadar çok ki yapan. Bu kadar çok neden bencildir insan bilinmez ama sadece kendisi kazanınca mutlu olmamalı başkası da kazansın istemeli, başkalarının mutluluğu da göz yaşı akıtmalı bir nebze de olsa. Kötülüğe karşı vazgeçilmez ve en keskin çözümken iyilik değişmekte ve kötüyle eşleşmeye başlamakta şimdilerde. İyilik yapan birisine iyilik yapmak ‘iyilik’ değildir. Ha yapılan bir iyiliğe karşılık vermek midir, evet karşılıklı bir menfaatçilik ve çıkar ilişkisinden öteye gitmez. Şunu düşünür çoğu insan ; “Ben bir daha görmeyeceğim insana neden iyilik yapayım ki” ama şunu aklının ucuna bile getirmez.

Her zaman gördüğünü birkaç gün sonra görebilecek mi acaba?

İnsan yeterki istesin o kadar çok yolu var ki iyilik yapmanın. Eli , dili , gözü , sözü , malıyla o kadar çok zengin ki insan. Hem iyilik yapıp sonra da yaptığı iyiliği denize atması için büyük bir deniz kıyısına da gitmesine gerek de yok. Ve balığın havadan gelen o iyilik karşısında yukarı fırlayıp size teşekkür ettiğini söylemesine de ... Sanki bunu yapsa iki katı daha mı büyüyecek insanoğlu.

Ne değiştirecek balığın bunu bilmesi, değilmi ama kul bilmezse Halık bilmez mi , zaten Yaratan bilmişse her şeye değmez mi?

''Bir kimse iyi bir iş işlerse faydası kendisinedir'' (el-Câsiye, 45/15). Der yüce Allah(cc)

Ama en güzel tarafı nedir biliyormusunuz. O an doğru olan ve hakikaten iyilik yaptığınız insanı uzaktan izlemek ve onun mutluluğu ile mutlu olmaktır. Halbuki bana faydası olmayacak şeyi neden yapayım ki, bu benim için zor bir fedakarlık diyenlerimiz de çoğunlukta. Evet büyük bir fedakarlıktır iyi olanı yapmak, iyilik yapmak. Ama insanın kendisi için yaptığı bir fedakarlıktır. İşte en güzel tarafı da o zoru başarmak sanırım.

İyilik yapıyorum dememeli her dil. Dönüp bir daha bakmalı yaptığı iyilik mi yoksa iyilik adı altında bambaşka bir kötülük mü?
Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız ( Toplam 1 yorum yapılmış )

Mehmet [ 2008/08/29 02:28 ]
İyilikten maraz doğar demişler ya yok aslında canım kardeşim senin anlattığın gibi yapılan iyilikten karşılık beklersen neler doğar neler.Sen yazmaya devam et canım kardeşim yazmakla ve söylemekle yüreğindekiler tükenmez.

 


Yazarın Tüm Yazıları
 2009.02.10 -  Her ıslanan anlamaz!
 2009.01.02 -  Kırmızı kar yağınca…
 2008.12.20 -  Bir varmış…Bir yokmuş…
 2008.12.01 -  Dillendiriyoruz ama…
 2008.10.29 -  Aşktan öteye…
 2008.09.14 -  Bakış açısı…
 2008.08.17 -  Balıktan teşekkür mü bekliyorsun?
 2008.07.21 -  Hayal ve gerçek…
 2008.06.20 -  Papatyalar…
 2008.05.17 -  Bu oyunda bir sorun var…
 2008.04.19 -  Varım o halde düşünmeliyim…
 2008.03.26 -  Doğruların gölgesi yıkılmıyor
 2008.03.13 -  Asıl düşman kim?
 2008.03.01 -  Gelecekten mesaj var!
 2008.02.15 -  Neydik ne olduk?
Aslan Korkmaz gelirken, Tuzcuoğlu giderken…
Lokman Koyuncuoğlu
Çokeşliliğe “hayır” mı diyorsunuz?
Mert Aslan
Otur oturduğun yerde
Memduh Nihat Ada
Davos Krizi; Erdoğan milat attı, Perez yavuz hırsız.
Taner Aydın
Affan Dede'ye para saydım
Mustafa Azılıoğlu
Boya boya çek
Huriye Karnap
Her ıslanan anlamaz!
Semra Hoyraz
MÜSİAD Farkı
Aydoğan Deveci
Davos ve sonrası…
Dr.Ali Can
Anlatma Sanatı
Alev Ayyıldız
Yapboz
Nadide Ü.Altıparmak
Göçmen Kuştu Kalbim
Hakan Bahçeci
 

Bu Site Konda İletişim ve Medya Grubunundur.
E-Posta: bilgi@haberkonya.com