:. Haberler
  Bilişim
  Dünya
  Eğitim
  Ekonomi
  Kültür Sanat
  Politika
  Sağlık
  Spor
  Yaşam

  :. Gruplar
  Hava
  Söyleşiler
  Yazarlar

“APOKRİFAL” 
Aydoğan Deveci   ( aydogandeveci42@hotmail.com )


Lügatimizde yeri olmayan bir kelimeyle başlık attık yazımıza: Apokrifal… Nedir, neyin nesidir durduk yerde neden karşımıza çıkarttın bu lafı dediğinizi duyar gibi oluyorum.
Kitap kurtları bilir; 2008 yılında Timaş Yayınları’ndan çıkan bir kitabın ismidir Apokrifal. Aydoğan Vatandaş’ın kaleme aldığı eserin kapağındaki “Kayıp kitap, Ergenekon ve Bir Cinayetin Anatomisi” alt başlığı okur için fikir verse de esrarengiz görüntüyü dağıtmaya yetmiyor. Fazla meraklandırmadan apokrifalin anlamını söyleyeyim; halktan gizlenmesi gereken demek. Meğer ne kadar tanıdık bir kavrammış.
Bazen durağanlaşan, fazlaca tekrara düşülen kitapta ufak tefek redakte hataları ile karşılaşacağınızı peşinen söyleyeyim ancak ele aldığı konu ve kişiler itibariyle Apokrifal oldukça ilgi çekici.
Olaylar 2000 yıl öncesine dayansa da bizim haberdar olabilmemiz için 1980 yılını beklememiz gerekiyor. Hakkari dağlarında avlanan köylüler köpeklerini kaybedip bir mağaranın önüne geldiklerinde sanırım kitaplara sığmayacak maceranın pimini çektiklerinin farkında değillerdi. Tabiri caizse “dağın başında” 150 Metre derinliği olan bir mağaraydı karşılarındaki. Gördükleri ise bizlerinde başını döndürdü. Köpeklerine rastladılar mı bilinmez ama Hz İsa’nın yakın dostu Kıbrıslı Barnabas’ın İncili’ni buldukları kesin. Sonra? Sonrası ağzınızı açık bırakacak bir hikaye diye özetlenebilir. Dediğim gibi galiz redakte hatalarına rağmen kitap mutlaka okunmalı.
Efendim Barnabas Hz. İsa Efendimizi tanımış onunla birlikte hareket eden Müslümanlardan. Dört nüsha kaleme alınan İncil ile tanıyoruz onu. “Barnaba İncili” diye adlandırılan kitaplardan sonuncusudur Hakkari’de bulunan. Son nüsha ilk üç nüshanın da yerini işaret ediyor. Bu yerleri de kitapta bulacaksınız.
Ben ilginç olanı anlatayım. İncillerden bir tanesi İsrail’de Golan Tepelerindeki Hz.Davut Aleyhisselamın Sarayında. Kitabın kahramanı diyebileceğimiz Türkiye’nin önemli dil uzmanlarından Hamza Hocagil ortaya çıkarıyor bu gerçeği. Zira Hakkari nüshası Silahlı Kuvvetler tarafından Hocagil’e tercüme ettiriliyor, Hamza Bey buradan öğreniyor diğer nüshanın yerini.
Hocagil karmaşık ilişkiler sonucu kendisini Hz Davud’un sarayında arkeolog Victoria Rabin ile kazı yaparken buluyor. Rabin soyadı tanıdık geldi değil mi? Evet İsrail Cumhurbaşkanı İzhak Rabin’in torunu. Çalışmalar sonuç veriyor ve Barbanas İncili’nin bir nüshası daha ortaya çıkarılıyor. Victoria Rabin bulunan İncil’i okuyunca Kelime-i Şaadet getirip Müslüman oluyor. Bir süre sonra Etiyopyalı bir Yahudi tarafından öldürülüyor… Müslüman kardeşimize dua ediyoruz kitabı okurken, Allah rahmet eylesin.
Aydoğan Vatandaş’ın önce romanını yazdığı sonra filmini çekmek için çabaladığı Barbanas İncilinin Hıristiyan din önderleri tarafından neden apokrifal ilan edildiğini anlamak artık daha kolay. Zira İncil’de teslis değil (üç tanrı inanışı) Tevhid ifade buluyor. Eğer bu kitap halktan gizlenmezse binlerce yıllık Vatikan saltanatı nasıl sürdürülür? Eser’de adı geçen bir Sayın Bakan yazarın film yapma çabalarını “Hıristiyanların altından halıyı çekmek” olarak yorumluyor. Hepimizin yakından tanıdığı eski bakanın sözlerinin doğru olduğu kesin.
Okurumun sesini duyar gibi oluyorum, iyi de Ergenekon’a nasıl bağlanmış bu işler. Önce ben bir soru sorayım Ergenekon denince aklınıza ilk gelen isim? Veli Küçük. İşte bağlantı da bu noktadan başlıyor. Zira Hamza Bey Barnabas İncillerinden birinin tercümesini Yunanistan’da bir yayınevi olan Markos için yaparken aracılık eden kişi Veli Küçük’ün yaveri olan Adem Taşdemir’di.
Garip ilişkiler yaver ile sınırlı değil. Aziz Barnabas’ın Kıbrıs’da ki manastırının soyulmasından da Ergenekon kokuları yükseliyor. Tarih 14 Mart 1996. Soygun hırsız işi değil zira görgü tanıkları gece gelen aracın plakasını teşhis etmişler ve 12 CV 765 olduğunu söylemişler. Ne var bunda demeyin araç Sivil Savunma Teşkilatı’na aitmiş. Kitaptan bir bölüm aktarmanın zamanı geldi sanırım. “Kıbrıs’ta sol partilerin binalarında bombaların patladığı, muhalif aydınların kurşunlandığı dönemde Sivil Savunma Teşkilatı’nın başında Albay Galip MENDİ vardı.” (Sayfa 123) İsim tanıdık mı? Kimdi Galip MENDİ, bu ismi nereden hatırlıyoruz? 3 Eylül 2008’de Genel Kurmay adına Ergenekon tutukluları Şener ERUYGUR ve Hurşit TOLON’u hapishanede ziyaret eden Korgeneral Galip MENDİ’den başkası değil. Yorum yok.
Bir gazeteci çıkıyordu o günlerde ve olan biteni sorgulamaya başlıyordu. Kıbrıs’ın apokrifallerini birer birer ortaya çıkarmaya çalışırken canından oldu. Normal bir ölümle değil cinayetle son buldu hayatı. Gazeteci Kutlu ADALI hemşerisi Barnabas gibi Kıbrıs’da katledilmişti. İlginç olan; dört farklı pasaportla Abdullah ÇATLI’nın o günlerde Kıbrıs’a giriş çıkış yapmasıydı. Ömer Lütfi TOPAL’ın otelinde kalan Çatlı’yı bir taksi şoförü teşhis etmişti.
Sevgili dostlar. Bu kısacık kitabın genel bir tanıtımını yaptım. Değinmediğim pek çok konuyu ise size bırakıyorum. Apokrifal teknik eleştirilere rağmen ilginç bir eser ve yeni araştırmaları tetikleyecek bir çalışma. Unutmadan; Hakkari’de bulunan Barnabas İncili’ne ne oldu diyenlerin sorusuna da cevap verelim, kitap: Genelkurmay’da diyor...
HAFTA’NIN ELEŞTİRİSİ
Başkan bilboard’ları reklamla doldurmuş.“Yağmur suyu tahliye kanalları tamamlanıyor” Yol yapmakla, kaldırım döşemekle, temizlik ve yağmur suyu kanalları hizmetlerinin kalitesi ile övünmek; mesaiye, saatinde gelmesi ile iftihar eden memurun durumuna benzer.

Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız ( Toplam 1 yorum yapılmış )

caner [ 2008/11/02 22:00 ]
Hayali bir yazı ne yapsın genel kurmay,öyle komplocu bi ülkede yaşıyoruz ki üret komployu kitap olsun.

 


Yazarın Tüm Yazıları
 2009.02.15 -  MÜSİAD Farkı
 2009.02.13 -  “Biri Şu Kadına Haddini Bildirsin!”
 2009.01.18 -  KIRILMA NOKTALARI
 2009.01.06 -  Şehid çocukların ülkesi Filistin
 2008.12.23 -  Pabucu Pahalı Gazeteciler
 2008.12.17 -  Sayın Başbakanım Havva Hanımın Memleketine Hoş Geldiniz
 2008.11.28 -  BIÇAK SIRTI
 2008.11.24 -  YEREL SEÇİM ve ADAYLAR
 2008.11.09 -  ÜZMEZ’Mİ? ÜZÜLMEZ Mİ?
 2008.11.02 -  “APOKRİFAL”
 2008.10.20 -  KUR’AN İLE KONUŞMAK
 2008.10.12 -  Paşa-Golf-Atilla Kart
 2008.10.08 -  enderesan!
 2008.10.06 -  KARŞEHİR
 2008.09.21 -  “Beyaz Gömlek”
 2008.09.16 -  Hakkınızı helal edin Salih müdürüm
 2008.09.14 -  HU – KUK - LA
 2008.09.07 -  Saat 23.00, telefonda Mehmet Hançerli
 2008.09.03 -  “Allah ile aldatmak”
 2008.08.29 -  Maskeler
 2008.08.25 -  “Bekle buğday tanesi”
 2008.08.03 -  3 yüz 1 surat
 2008.07.28 -  “Haydi babası onu okula gönder”
 2008.07.24 -  Garabet
 2008.07.19 -  "Tehlikenin Farkındayız"
 2008.07.13 -  Sigara Yasağı
 2008.06.29 -  Daltonlar
 2008.06.23 -  Geyik – gerçek
 2008.06.17 -  Yüzleşme
 2008.06.11 -  Tebrikler Atilla Kart
 2008.06.07 -  Bu bir suç duyurusudur
 2008.06.01 -  Önder uyumlu cep telefonları
 2008.05.29 -  Atilla Kart'ın Önder Sav açıklaması
 2008.05.26 -  Akkurtlar
 2008.05.22 -  Önder'in Sav'ına ne diyeceksin Atilla Abi
 2008.04.07 -  “Vatan Size Minnettardır”
 2008.03.23 -  Bir devrin tasfiyesi
 2008.03.09 -  Atilla Kart’ın Mektubu
 2008.03.02 -  Arka Bahçeler
 2008.02.25 -  Atilla Kart’tan Beklenen Sorular
 2008.02.10 -  CİĞER MESELESİ
 2008.01.30 -  Baykal’ın Aşuresi
 2008.01.28 -  Özel İdare Toplantısı ve Hava Kirliliği
 2008.01.24 -  enderesan!
 2008.01.21 -  İkincilerin Şerri
 2008.01.10 -  Onun Koltuğu Var! Özel mi özel
 2008.01.07 -  “Ay doğsun” üzerinize
Aslan Korkmaz gelirken, Tuzcuoğlu giderken…
Lokman Koyuncuoğlu
Çokeşliliğe “hayır” mı diyorsunuz?
Mert Aslan
Otur oturduğun yerde
Memduh Nihat Ada
Davos Krizi; Erdoğan milat attı, Perez yavuz hırsız.
Taner Aydın
Affan Dede'ye para saydım
Mustafa Azılıoğlu
Boya boya çek
Huriye Karnap
Her ıslanan anlamaz!
Semra Hoyraz
MÜSİAD Farkı
Aydoğan Deveci
Davos ve sonrası…
Dr.Ali Can
Anlatma Sanatı
Alev Ayyıldız
Yapboz
Nadide Ü.Altıparmak
Göçmen Kuştu Kalbim
Hakan Bahçeci
 

Bu Site Konda İletişim ve Medya Grubunundur.
E-Posta: bilgi@haberkonya.com