:. Haberler
  Bilişim
  Dünya
  Eğitim
  Ekonomi
  Kültür Sanat
  Politika
  Sağlık
  Spor
  Yaşam

  :. Gruplar
  Hava
  Söyleşiler
  Yazarlar

Geğiren tanrıçalar 
Mert Aslan   ( altar42@hotmail.com )

İnsan çeşitli yönlerde sınır tanımadan ilerleyebilen birtakım gizilgüç ve yeteneklerle donatılmıştır. Mevcut donanımıyla iyilik mecrasında karar kıldığı zaman ak pak bir meleğin imrenen gözlerle izleyebileceği kadar müstesna manevi makamlara erişebildiği gibi, kötülüğü seçtiği zaman da iblisi bile hayrette bırakıp kendisine küfür ettirecek kadar aşağılık hale gelebilmektedir. Çelişkisel olarak, kötülük yolunun ulaşacağı alçaklık doruğu ilah moduna yerleşmektir. Tersinden bakılırsa, iyilik yolunun doruğu ise Evrenin Heybetli ve Merhametli Kralı karşısında mümkün olabilecek en sadık köle modudur. İnsan kendi benliğini alternatif bir ilah psikozu içinde abarttıkça gerçek Sultan’ın gözünde alçalmakta, alçalttıkça ise yükselmektedir. Çünkü O’nun insanda en son tahlilde bile görmek istemediği günah kibirdir. Yalnızca kendisinin hak ettiği ve yalnızca kendi azametine yakışan kibir…

Evet, O büyüklenir. Çünkü buna hakkı vardır… İnsanın kibre hakkı yoktur; çünkü koskoca bir hiçtir, ne kadar kasılırsa kasılsın boyu ağaçlara bile erişemez…

Fakat insan insanüstülük psikozuna durup dururken girmez. Mutlaka o ruh halini doğuran çevresel koşullar vardır. Kabaca düşünürsek, bunlar zenginlik, yüksek bir makam, büyük bir başarı, göz kamaştıran bir şöhret ya da bunların kısmi veya bütüncül bir karışımı olabilir. Eğer dikkatli bir gözlemciyseniz, çevrenizde sonradan ünlü ya da zengin olan kimselerin davranışlarında, özellikle konuşma biçimlerinde ortaya çıkan gözle görülür değişimi de ibretle izlemiş olabilirsiniz. Daha önce bir topluluk içinde iki kelimeyi toplayıp bir cümle kurmakta zorluk çeken ve kurabildiği kırık dökük cümleleri ayıplanma kaygısıyla sarf etmekten korkan o kişinin, artık konuşurken nasıl da rahatça arkasına yaslandığını, artık etrafı önemsemeyen gözlerinin kenarıyla baktığı insanlara nasıl da akıl dağıtmaya başladığını görmüşsünüzdür. O güne dek konuştuğu kimselerin gözlerinin içine bakan o adam gitmiş, yerine bir şey anlatırken veya anlatılırken havaya bakan başka bir adam gelmiştir…

Diğer insanları ikinci sınıf görme eğilimi, zamanla kendisini doğaüstü bir varlık olarak algılama noktasına tırmanmakta gecikmeyecektir. Bu psikolojinin en bilinen örnekleri, geçmişteki firavunlardır. Onların bugünün azmanlarından sadece iki farkı var: 1. Sayıları daha azdı. 2. Açıkça “Ben sizin ilahınızım!” diyorlardı. Bugün onları uzaklarda, tarihin tozlu sayfalarında aramaya gerek kalmamıştır. Yaygın kitle iletişim ortamlarında, insandan bozma sözde ilahlar ve özellikle de ilaheler güler yüzleriyle arz-ı endam etmektedir. O gülen yüzlerin ardında ise, bırakın eleştirilmeyi, büyüklüğüne karşı en küçük kayıtsızlığa bile tahammül edemediği için deprem gibi muhatabının üzerine yıkılmaya hazır bekleyen, göklere doğru uçsuz bucaksızca boy atmış birer kibir kulesi yatmaktadır. Eğer alçakgönüllü görünmenin halkın gözünde çekiciliklerini arttıracağını tavsiye eden birer “imaj-maker”ları olmasaydı, ilahlıklarını ilan etmekte eski firavunlardan daha aceleci ve daha küstahça davranacakları konusunda kuşkuya fazlaca bir yer yoktu.
Bir gece yarısı lüks bir restoranın kapısından dışarıya adımını atar atmaz üzerinde patlamaya başlayan flaşlardan (ki şöhret olabilmek ve sonrasında onu korumak için hep onların önüne atlamışlardır) suratını asıp tek kelime etmeden ya da homurdanarak kaçan bir ünlünün o sıradaki en büyük derdi kamuoyunun zihninde o güne kadar yerleşmiş olan imajını koruyabilmek midir? Daha biraz öncesine kadar, örneğin ağzını gergedan gibi açarak esnediğini, kola içip geğirdiğini, lavaboya gittiğini, evvelki gece horladığı için birileri tarafından cimdiklendiğini, kısacası bir beşer olduğunu çoktan unutmuş olup sanal ortamdaki insanüstü resmini koruma telaşına düştüğüne göre, evet, öyle olduğu söylenebilir. Çünkü o imaj, insanüstü imgelerden örülmüştür ve birtakım densizlerin kendisini ayaklarından tutup yeniden insanların katına indirmeye çalışmasından rahatsız olmaktadır.

Bir insanın beşeri özellikleri ile görüntülenmekten rahatsızlık duymasının gizli bir ilahlık vehminden başka bir nedeni olabilir mi? Peki aramızda geğiren bir tanrıça gören var mı?

Şuraya dikkat edin lütfen! “Ben de bir beşerim” dediği halde herhangi bir fiziksel varlık gibi yere düşen bir gölgesi olmayan tek insan olan ve dokunduğu her yerde doğanın yasalarına aykırı biçimlerde hayat bitiren Hz. Muhammed, Evrenin Sultanı karşısında ne kadar saygılı ve mütevazi bir kuldu! O’nu özgün haliyle tanıma onuruna erişmiş olsaydık, şüphesiz uslanmaz birer hayranı olur, böylece kendimizi bir beşer olarak çok daha talihli sayardık…

Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız ( Toplam 2 yorum yapılmış )

ESEDULLAH [ 2008/11/09 00:40 ]
harikasın tek kelime
Serdar Şen [ 2008/11/04 13:29 ]
Hocam yazınızı tamamen okudum.sizin yazdıklarınızdan kibirin aslında aşağılık duygusunun neticesi olduğu kanaatine vardım.Aklıma bir söz geldi de paylaşayım dedim ; kibir bütün faziletleri örten bir kara leke gibidir.

 


Yazarın Tüm Yazıları
 2009.02.16 -  Çokeşliliğe “hayır” mı diyorsunuz?
 2009.02.10 -  Kadının Mahremiyet Evi
 2009.02.02 -  Öğrenmenin dayanılmaz tadı
 2009.01.26 -  Hadis tercümesinde taşralı ağzı
 2009.01.17 -  Bilin bakalım! Erkekler insan mıdır, bankomat mıdır?
 2009.01.12 -  Ergenekon dalgalarında kısa bir sörf
 2009.01.05 -  Kadınlar iletişim beceriksizi mi yoksa?
 2008.12.29 -  Cennetin ve cehennemin fragmanları
 2008.12.23 -  Anti-depresif öneriler
 2008.12.16 -  Sen olmazsan cennet solmaz mı?
 2008.12.07 -  İyilik ve kötülüğün kimyası
 2008.12.01 -  Allah sevgisinde kıskançtır
 2008.11.24 -  Yazma yetisi üzerine iki çift söz
 2008.11.16 -  Anneler ve sevgililer
 2008.11.11 -  Sırlar harikadır. Ta ki yakalanıncaya kadar…
 2008.11.03 -  Geğiren tanrıçalar
 2008.10.27 -  Masumiyet insana en çok yakışandır
 2008.10.20 -  Demirel: Eski Siyasetin Büyük Mavrası…
 2008.10.13 -  Aldatan Erkeklere Kuşbakışı
 2008.10.08 -  Aldatan Kadınlara Kuşbakışı
 2008.09.29 -  Kadınlık nelere kadirdir!
 2008.09.22 -  İnsanlardan uzaklaştıkça Tanrı’ya mı yaklaşıyoruz?
 2008.09.15 -  Tesettür Kutsal kitabın ne tarafındadır?
 2008.09.08 -  Kutsal gerdek
 2008.09.01 -  Allah’ı Sevme Sanatı
 2008.08.25 -  Hıristiyan Mü’minler
 2008.08.17 -  Tutsaklığı sevmek
 2008.08.10 -  Dilek Tepesi
 2008.07.27 -  Bir çiçekle de bahar olurmuş
 2008.07.15 -  Dante Beatrice’e kavuşsaydı…
 2008.07.07 -  NLP’den ışıltılı kareler (2)
 2008.06.30 -  Karanlık mağaraların zavallı yarasaları
 2008.06.23 -  NLP'den ışıltılı kareler (1)
 2008.06.14 -  Cennette kadın figürü
 2008.06.08 -  "Yürek Acısı"
 2008.06.02 -  Erkeği tutmak kolay mı sanırsınız?
 2008.05.24 -  Her ölüm vakitsizdir
 2008.05.14 -  Reinkarnasyon
 2008.05.05 -  Kölenin öyküsü
 2008.04.28 -  İlahiyatçılar Hz.Muhammed'ten daha mı iyi biliyor?
 2008.04.21 -  Kadınlar cennetine hoşgeldiniz!
 2008.04.15 -   Biraz daha episteme,biraz daha özlem...
 2008.04.07 -  Bir kibir abidesine
 2008.03.31 -  Kadınlar erkekten ne duymak ister?
 2008.03.24 -  Repertuarımdaki üç kırık hayat
 2008.03.16 -  Kadınlarla hala tartışıyor musunuz?
 2008.03.10 -  Yoksa bu bir rüya mıydı?
 2008.03.02 -  Kadınlar ve tapınaklar
 2008.02.24 -  Hiç kimsenin kadınları
 2008.02.17 -  Ölüden isteme ile diriden istemenin farkını rica edeyim
 2008.02.12 -  Tanrı'nın yeryüzündeki başyapıtı üzerine
 2008.02.05 -  Sıradan ve yüce, yakışıklı ve bayağı
 2008.01.28 -  İdeolojik ve toplumsal baskıya karşı bireysellik
 2008.01.24 -  Aldatan Kadınlara Kuşbakışı
 2008.01.21 -  Nietzsche, Marks veya Tanrı’ya Küsmek
 2008.01.14 -  Yoksa bu fakiri aşktan bihaber mi sanırsınız?
 2008.01.07 -  Kadınınıza yüreğinizle dokundunuz mu hiç?
 2007.12.31 -  Dört Kitaba Sığmazsan, Sen Ne İşe Yararsın?!
 2007.12.24 -  Kadınların Gizli Dünyası Üzerine
 2007.12.16 -  Sosyal Demokratların Reel Politik Dramı
 2007.12.10 -  “En yakın dostum katilim olur mu?”
 2007.12.03 -  İnin O Şatodan Aşağıya!
 2007.11.26 -  “Çift Gerektirmeli Bir Tanrısal Adalet Sarmalı” -Özeleştirel bir yaklaşım-
 2007.11.18 -  Müslümana Sopa Caiz midir?
 2007.11.11 -  Sevgili Erkekler! Türk Kadınları Size Hiç Bakmıyor mu?
 2007.11.05 -   “Hz. Muhammed ve etkin dinleme sanatı”
 2007.10.29 -  Kahrolsun PKK veya kötü reklam yoktur
 2007.10.22 -  Barda oturan adamın düşleri
 2007.10.15 -  “Feminizm gerçekten feminin (dişil) bir akım mıdır?”
 2007.10.08 -   “Model Türkiye’yi görmek ya da görmemek”
 2007.10.01 -  “Aldatılan Adamın Komedyası”
 2007.09.24 -  Kadınların cebi neden yoktur
 2007.09.20 -  Benim adım aşk
 2007.09.17 -  Herkese merhaba!
Aslan Korkmaz gelirken, Tuzcuoğlu giderken…
Lokman Koyuncuoğlu
Çokeşliliğe “hayır” mı diyorsunuz?
Mert Aslan
Otur oturduğun yerde
Memduh Nihat Ada
Davos Krizi; Erdoğan milat attı, Perez yavuz hırsız.
Taner Aydın
Affan Dede'ye para saydım
Mustafa Azılıoğlu
Boya boya çek
Huriye Karnap
Her ıslanan anlamaz!
Semra Hoyraz
MÜSİAD Farkı
Aydoğan Deveci
Davos ve sonrası…
Dr.Ali Can
Anlatma Sanatı
Alev Ayyıldız
Yapboz
Nadide Ü.Altıparmak
Göçmen Kuştu Kalbim
Hakan Bahçeci
 

Bu Site Konda İletişim ve Medya Grubunundur.
E-Posta: bilgi@haberkonya.com