:. Haberler
  Bilişim
  Dünya
  Eğitim
  Ekonomi
  Kültür Sanat
  Politika
  Sağlık
  Spor
  Yaşam

  :. Gruplar
  Hava
  Söyleşiler
  Yazarlar

Anneler ve sevgililer  
Mert Aslan   ( altar42@hotmail.com )

NLP ve Karşı Cinsle İlişkiler” kitabının yazarı Joseph O’Connor, karşı cinsle ilişkilerin yalnızca eşlerle ya da sevgililerle yaşanan ilişkilerle sınırlı olmadığını, annelerimiz ve kız kardeşlerimizle olan ilişkilerimizin de aynı kapsama girdiğini söyler. Bu ifade, konu ile ilgili yaygın bir yanılsamaya gerekli bir yanıt niteliğindedir. Bütün olarak bakıldığında, karşı cinsle olan ilişkilerinde erkeğin kaderinde çok çeşitli türleri ile ve devamlı olarak kadınlar arasında ikilemde kalmak vardır. Kadından güçlü yaratılmıştır; ama kadınlardan yana çekmedik bir tek eziyet kalmadan dünyayı terk edemez.

Bilindiği üzere, bir erkek için anne ile sevgili arasında kalmak alışılmış bir manzaradır. Bir tarafta aylarca karnında taşıdığı, yıllarca baktığı, beslediği, büyüttüğü, vücudunun bir parçası olan evladını, diğer tarafta ise her şeye kadir ve her şeye mazeret olduğu sanılan aşkla bağlılığını öne sürerek eşini sahiplenen iki kadın vardır. Meşhur kadın kıskançlığı, temelde dünyanın nimetlerine karşı “arzu”nun erkeğe göre dokuz kat daha fazla olduğu deyişi ile doğrudan bağlantılıdır. Yani kadınlar dünyanın malını ve zevk-ü sefasını erkeklerden kat kat daha fazla seviyor, çok daha fazla tat alıyor, kısacası dünya gözlerine bizden çok daha renkli görünüyor olmalıdır. Biz bunu kolay kolay anlayamayız.

Onlar da öyle… Tıpkı gözü yarı yarıya engelli olan pek çok kimsenin doktora gidinceye kadar diğer herkesin de kendileri kadar gördüğünü sanması gibi bir durumla karşı karşıyayız. Belirli bir meta veya zevke karşı bu denli ilgi duyan birinin daha az ilgi duyanlara kıyasla daha kıskanç davranması son derece doğaldır. Erkek ise, dünyada güvenlik ve nimetlere kavuşmanın ana aracı olması nedeniyle kadın kıskançlığının tam da merkezine oturmaktadır. Nitekim kaderin bir cilvesiyle hayatın olanca acısını tatmış ve erkeklerin bile kaçındığı ağır yüklerini omuzlamış bulunan kadınlara (ki çevremize dikkatli gözlerle baktığımızda onları da görebiliriz) hak ettikleri derin saygıyı teslim etmeliyiz. Kadınlar yaşamak ya da daha iyi yaşamak için bir erkeğin sırtına binme alışkanlıklarından vazgeçtikleri gün, daha saygıdeğer bireyler olacaklardır.

Her neyse… Sonuç olarak kadınsal algı sistemi açısından ortadaki kişinin kıskanmaya değer bir varlık olduğu kesindir. Zaten genel olarak dışarıda kendilerini ağırdan satmak için kasılıp gerilen, erkeklerin yüzüne bile bakmayan bayanların birbirleri ile baş başa kaldıkları zaman en çok konuştukları konu erkeklerdir ve bir erkek için birbirlerine yapamayacakları kötülük yoktur. Bu nedenledir ki, iyi bir erkek üzerinde nüfuz veya paylaşım kavgasına girdikleri zaman, kadınların birbirlerinin şerrinden en çok korktukları zamandır.

Ben, sevgilileri annelerden daha masum veya üstün görme eğiliminde olanlara acınması gerektiğini düşünürüm. İstisnalar olabilir; ama genel olarak anneler uğrunda mücadele edilmeye çok daha liyakatlidir. Bu onur verici payeyi, gösterdikleri sevgi ve ilginin tümüyle karşılıksız ve koşulsuz, diğer bir ifadeyle, “saf” olmasından dolayı kazanırlar. Hiç kimse onlar kadar ve onlar gibi sevemez. “Aşkımsın, canımsın, birtanemsin, Sen benim her şeyimsin” diyen kadınlar tarafından bin bir hakaret ve küfürle terk edilen on binlerce adam görmüş olan bizler, annesi tarafından terk edilmiş kaç evlat görmüş olabiliriz acaba? Bugün uygar dünyanın evlilik kurumu açısından genel manzarası şudur: İnsanların yarısı bekardır, diğer yarısı da boşanmaya çalışmaktadır… Ne romantik değil mi?

Anneler kötü de olsalar çocuklarını severler ve gösterdikleri sevgi için onların yüzlerinde ışıldayacak tatlı bir tebessümden başka bir bedel istemezler. Sevgililerin gözlerinde ise ufak tefek hataları bile dev boyutlarda büyüten özel mercekler vardır ki, kusurları büyütmekle kalmaz, aynı zamanda ileride kullanılmak üzere biriktirilip turşusunun kurulmasını salık verirler. Onların her birinin aklında sevgililerin tek haneli (sevap hanesi yoktur) birer amel defteri vardır ve oraya sadece işlenen günahları yazarlar. Yazık ki, bugün sevgili olmak böyle bir şeydir. Tek gecelik süfli seksüel ilişkilere bile “aşk” diyen bir toplumdan aşkın kutsallarına dair ne beklenebilir?
Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız ( Toplam 5 yorum yapılmış )

FUAT [ 2008/11/20 10:20 ]
yaratılanı yaradandan dolayı sevmek içinde bulunduğumuz zaman zarfında en çok ihtiyacımız olan ŞEY...
[ 2008/11/19 19:54 ]
Elbette erkekler yüzünden intehar eden bayanlarda vardır.benim de kız arkadaşlarımdan biri bir erkek yüzünden intehar etti ve girişimi sonuç verdi!... intehar mevzusu bambaşka bir kavram bence. insan iradesiyle ve inancıyla alakalı. ya da kendini anlayan insanların yokluğudur belki de kişiyi intehara sürükleyen.bayan içinde erkek içinde tek bir kural vardır;gönül yarası kapanır. ve herkesin bu gerçekten haberdar olması gerekir.bunun bilincinde ve biraz da Allah inancı olan kimseler böyle bir şeye başvurmazlar.bir bayan bir erkeğin canını ne kadar yakabilirse bir erkek de bir bayanın canını aynı derecede belki daha da şiddetli yakabilir. ne yazık bu şüphe götürmez bir gerçektir!
Mert Aslan [ 2008/11/18 10:12 ]
Türk kültüründe en pahalı şey kadındır. Bunu yurtdışı deneyimi olmadan, yani diğer kültürlerle karşılaştırmadan anlayamazsınız. Bu ülkede bir kız uğrunda canına kıyan erkeklerin sayısı belli değildir. Daha geçenlerde yakınlarımda bulunan biri daha bir kız için intihar girişiminde bulundu ve son anda kurtarıldı. O çocuk intihar girişiminde bulunduğu sırada, bence bayan büyük olasılıkla çekirdek çitleyerek TV'de sevdiği bir diziyi izliyordu... Peki bir erkek yüzünden intihar eden bir bayana rastlayan var mı içimizde?
[ 2008/11/18 00:05 ]
erkekler şaşılacak varlıklar doğrusu! hiçbir bayanın baba-sevgili ikilemine düşmediği açıktır.burada baba anne gibi olmaz denebilir.bu konu itiraz götürmez. ne de olsa babalarımız da erkektir ve kızlarına anlamsız bir şekilde mesafelidir.en azından birçoğu... erkeklerin problemleri bayanlardan ziyade, bitip tükenmek bilmeyen mutluluk istekleri galiba.evet bayanların hatasız olduğu söylenemez ama erkekler de söylediğiniz kadar masum değildir. dış dünyada, güzel ve endamlı bir kızı elde edebilmek için birbiriyle kavga edip yeri gelince birbirlerine-karşısındaki en yakın arkadaşı bile olsa- hakaret bazında sözler sarfeden erkeklerdir.ve güzel kızı herkese rağmen elde ettikten sonra yine o bitmek tükenmez bilmeyen arzuları yüzünden başka bir bayana rahatlıkla yaklaşabilen yine aynı erkeklerdir. böyle bir durumda bayanın erkeğe nasıl yaklaştığı önemli. peki erkeğin kıza nasıl davrandığının hiç mi önemi yok?!
skater [ 2008/11/17 11:15 ]
ikilem arasında kalmıştım ben de annem veya sevgilim ama şu an eminim kendi kararımdan çok teşekkür ediyorum hocam yardımcı oldunuz

 


Yazarın Tüm Yazıları
 2009.02.16 -  Çokeşliliğe “hayır” mı diyorsunuz?
 2009.02.10 -  Kadının Mahremiyet Evi
 2009.02.02 -  Öğrenmenin dayanılmaz tadı
 2009.01.26 -  Hadis tercümesinde taşralı ağzı
 2009.01.17 -  Bilin bakalım! Erkekler insan mıdır, bankomat mıdır?
 2009.01.12 -  Ergenekon dalgalarında kısa bir sörf
 2009.01.05 -  Kadınlar iletişim beceriksizi mi yoksa?
 2008.12.29 -  Cennetin ve cehennemin fragmanları
 2008.12.23 -  Anti-depresif öneriler
 2008.12.16 -  Sen olmazsan cennet solmaz mı?
 2008.12.07 -  İyilik ve kötülüğün kimyası
 2008.12.01 -  Allah sevgisinde kıskançtır
 2008.11.24 -  Yazma yetisi üzerine iki çift söz
 2008.11.16 -  Anneler ve sevgililer
 2008.11.11 -  Sırlar harikadır. Ta ki yakalanıncaya kadar…
 2008.11.03 -  Geğiren tanrıçalar
 2008.10.27 -  Masumiyet insana en çok yakışandır
 2008.10.20 -  Demirel: Eski Siyasetin Büyük Mavrası…
 2008.10.13 -  Aldatan Erkeklere Kuşbakışı
 2008.10.08 -  Aldatan Kadınlara Kuşbakışı
 2008.09.29 -  Kadınlık nelere kadirdir!
 2008.09.22 -  İnsanlardan uzaklaştıkça Tanrı’ya mı yaklaşıyoruz?
 2008.09.15 -  Tesettür Kutsal kitabın ne tarafındadır?
 2008.09.08 -  Kutsal gerdek
 2008.09.01 -  Allah’ı Sevme Sanatı
 2008.08.25 -  Hıristiyan Mü’minler
 2008.08.17 -  Tutsaklığı sevmek
 2008.08.10 -  Dilek Tepesi
 2008.07.27 -  Bir çiçekle de bahar olurmuş
 2008.07.15 -  Dante Beatrice’e kavuşsaydı…
 2008.07.07 -  NLP’den ışıltılı kareler (2)
 2008.06.30 -  Karanlık mağaraların zavallı yarasaları
 2008.06.23 -  NLP'den ışıltılı kareler (1)
 2008.06.14 -  Cennette kadın figürü
 2008.06.08 -  "Yürek Acısı"
 2008.06.02 -  Erkeği tutmak kolay mı sanırsınız?
 2008.05.24 -  Her ölüm vakitsizdir
 2008.05.14 -  Reinkarnasyon
 2008.05.05 -  Kölenin öyküsü
 2008.04.28 -  İlahiyatçılar Hz.Muhammed'ten daha mı iyi biliyor?
 2008.04.21 -  Kadınlar cennetine hoşgeldiniz!
 2008.04.15 -   Biraz daha episteme,biraz daha özlem...
 2008.04.07 -  Bir kibir abidesine
 2008.03.31 -  Kadınlar erkekten ne duymak ister?
 2008.03.24 -  Repertuarımdaki üç kırık hayat
 2008.03.16 -  Kadınlarla hala tartışıyor musunuz?
 2008.03.10 -  Yoksa bu bir rüya mıydı?
 2008.03.02 -  Kadınlar ve tapınaklar
 2008.02.24 -  Hiç kimsenin kadınları
 2008.02.17 -  Ölüden isteme ile diriden istemenin farkını rica edeyim
 2008.02.12 -  Tanrı'nın yeryüzündeki başyapıtı üzerine
 2008.02.05 -  Sıradan ve yüce, yakışıklı ve bayağı
 2008.01.28 -  İdeolojik ve toplumsal baskıya karşı bireysellik
 2008.01.24 -  Aldatan Kadınlara Kuşbakışı
 2008.01.21 -  Nietzsche, Marks veya Tanrı’ya Küsmek
 2008.01.14 -  Yoksa bu fakiri aşktan bihaber mi sanırsınız?
 2008.01.07 -  Kadınınıza yüreğinizle dokundunuz mu hiç?
 2007.12.31 -  Dört Kitaba Sığmazsan, Sen Ne İşe Yararsın?!
 2007.12.24 -  Kadınların Gizli Dünyası Üzerine
 2007.12.16 -  Sosyal Demokratların Reel Politik Dramı
 2007.12.10 -  “En yakın dostum katilim olur mu?”
 2007.12.03 -  İnin O Şatodan Aşağıya!
 2007.11.26 -  “Çift Gerektirmeli Bir Tanrısal Adalet Sarmalı” -Özeleştirel bir yaklaşım-
 2007.11.18 -  Müslümana Sopa Caiz midir?
 2007.11.11 -  Sevgili Erkekler! Türk Kadınları Size Hiç Bakmıyor mu?
 2007.11.05 -   “Hz. Muhammed ve etkin dinleme sanatı”
 2007.10.29 -  Kahrolsun PKK veya kötü reklam yoktur
 2007.10.22 -  Barda oturan adamın düşleri
 2007.10.15 -  “Feminizm gerçekten feminin (dişil) bir akım mıdır?”
 2007.10.08 -   “Model Türkiye’yi görmek ya da görmemek”
 2007.10.01 -  “Aldatılan Adamın Komedyası”
 2007.09.24 -  Kadınların cebi neden yoktur
 2007.09.20 -  Benim adım aşk
 2007.09.17 -  Herkese merhaba!
Aslan Korkmaz gelirken, Tuzcuoğlu giderken…
Lokman Koyuncuoğlu
Çokeşliliğe “hayır” mı diyorsunuz?
Mert Aslan
Otur oturduğun yerde
Memduh Nihat Ada
Davos Krizi; Erdoğan milat attı, Perez yavuz hırsız.
Taner Aydın
Affan Dede'ye para saydım
Mustafa Azılıoğlu
Boya boya çek
Huriye Karnap
Her ıslanan anlamaz!
Semra Hoyraz
MÜSİAD Farkı
Aydoğan Deveci
Davos ve sonrası…
Dr.Ali Can
Anlatma Sanatı
Alev Ayyıldız
Yapboz
Nadide Ü.Altıparmak
Göçmen Kuştu Kalbim
Hakan Bahçeci
 

Bu Site Konda İletişim ve Medya Grubunundur.
E-Posta: bilgi@haberkonya.com