|
|
|
Yazıya giriş ilk kez ziyaret ettiğiniz şehrin kapılarından geçmek gibidir. Dıştan içe bir yolculuk misali olay örüntüsü yavaş yavaş tırmanır. Yazının ortası şehrin merkezine ulaştığınızın haberini verir. Zihinleri titreten yürek çarpıntısını hissettiğiniz yerdir yazının ortası, bir başka deyişle kentin merkezi, kalbidir…
Giriş biraz farklı olsun istedim. Daha doğrusu eteğimdeki taşı bir an
evvel döküp kurtulmak, rahatlamak istedim. Mustafa İSLAMOĞLU üstadımızın ifadesiyle gönüllerinize nakşetmek istedim duygularımı: “Kur’an vahyi ilk olarak “Oku Rabbin adına!” diye başlatmıştı. “Vur Rabbin adına… Kır Rabbin adına… Yok et Rabbin adına… Tahrip et Rabbin adına… Tarümar et Rabbin adına…” diye başlamamıştı. Müslümanlar söz medeniyetinin çocuklarıydı.” Diyor Hocamız; Sözün Gücü Mü? Gücün Sözü Mü? Adlı eserinde.
Zamanımızın en önemli alimlerinden olan Mustafa İSLAMOĞLU Hocamızın berrak, çer çöp karışmamış, arı duru görüşlerinden etkilenmemek mümkün mü? Yazımızın kalbi de hocamızın avuçlarında atıyor, “Söz medeniyetinin” yitik çocukları kimliklerini arıyor.
Benimkisi “Bir aşk hikayesi” aslında. Muhabbetle var olan Aydoğan’ın seyir defteriydi okuduğunuz yazılarım. İşyerimde hemen her yaştan insanla ettiğim sohbetlerin kağıda aktarılmış şekliydi köşeden taşanlar. Söz medeniyetinin sessiz çocuklarının sesi olma gayretiydi.
Neredeyse beş yıl olmuş derdimi kağıtlara dökeli. “Bu derde düşeli” çok daha eski… Sözün medeniyetine ihanet etmeden yazmaya çalıştık, elbette kusurlarımız oldu. Korkumuz; sözün namussuzundan uzak durmaktı, çok şükür yamulmadık kırılmayı tercih ettik.
Değerli dostlar bu anlam veremediğiniz paragraflar fakirin yeni başlayacak bir çalışmasını utana sıkıla ilan etme gayretleridir. Yıllarca “Sohbetlerini televizyona taşı” diye bizlere teveccüh gösterenlerin duasıdır belki. Yeni dönemde Sun TV’de yapmaya çalışacağımız programı sizlere eveleye geveleye duyurmaya çalışıyorum. Haber Müdürü Mevlüt ULUÇAMLIBEL ile her cumartesi saat 21.30’da başlayacak Bıçak Sırtı programıyla sizlerle farklı bir çerçevede buluşacağız.
Mevlüt Beyi hepiniz tanıyorsunuz. Bizim duruşumuz da malum; “Sen deli, ben senden deli, yakarız gemileri hiç düşünmeden” nakaratını mırıldananlar olmuş, duydum. Sevgili arkadaşlarımız endişe buyurmasınlar. Tabi kendilerinden endişe edilecek bir durum yoksa; kimsenin hakkına, hukukuna saygısızlık edecek değiliz. Milletin hakkına hukukuna girenler müstesna. Bir başka deyişle: Gücün sözü değil, sözün gücü galip gelecek… Rahat ol dostum!
Program muhabbet sofrası olsun istiyoruz. Siyasette, gündemde olanlar konuşulsun, merak edilenler biraz da Mevlüt kardeşimin istihbarat kanallarıyla aydınlansın... Ölçümüzün dedikodu değil araştırmacı gazetecilik kriterleri, yorumlarımızın ise namusumuz olduğu unutulmasın.
Bir Besmele yazısıdır okuduğunuz. Hayır niyetle, hayır akıbet bekleme duasıdır. “Söz medeniyetinin” ihtişamına bir mum yakma gayretidir; Allah utandırmasın.
Dua dedik, bir dua ile bitirelim ne dersiniz? Asırlar önce Firavun’a yönelen Hz. Musa’nın dilinden dökülmüş, Yüce Kur’an a ayet olmuş bir yakarışla. Üstad Mustafa İSLAMOĞLU’nun “Hayat Kitabı Kur’an Gerekçeli Meal Tefsir” deki Taha Suresi 25-26-27-28. ayetlerdeki ifadesiyle: “Rabbim! Göğsüme genişlik ver kolaylaştır işimi; düşüğü çöz dilimden; ki anlasınlar beni!” Amin.
HAFTA’NIN SKANDAL’I
Sabah kahvaltıda vizyonteleyi açıp Konya’da neler olmuş bakayım istedim. Birde ne göreyim skandal başlığında haber ,gazeteyi açtım skandal, internette baktım skandal merak ettim neymiş bu skandal aynen aktarıyorum otomobille çarpışan motosiklet sürücüsü yaralandı. Araçla motosiklet arasına sıkışan yaralıya müdahale için gelen ambulansta doktor olmayınca, polis aracıyla hastaneden doktor getirildi. İştahım kaçtı aldım telefonu elime aradım il sağlık müdürlüğü’nü karşıma çıkan kişiye sordum müdürünüz halen görevde mi ?Ben cevabı almaya aldım da yazmayacağım.Bu sorunun cevabını okurlarım versin
|
Köşe Yazısı
Hakkındaki Yorumlarınız
|
Yazarın Tüm Yazıları |
|
|
|
|
|
|