:. Haberler
  Bilişim
  Dünya
  Eğitim
  Ekonomi
  Kültür Sanat
  Politika
  Sağlık
  Spor
  Yaşam

  :. Gruplar
  Hava
  Söyleşiler
  Yazarlar

Allah sevgisinde kıskançtır 
Mert Aslan   ( altar42@hotmail.com )



Aşk, duru bir su birikintisini andırır. İçeriği ve doğası, her yerde, her durumda aynıdır. Değişen tek şey, mecrasıdır. Bir yere akacaktır; ama nereye? İşte aşkın sorunu da budur…

Doğru adrese akmayan bir aşk, kişinin omuzlarında bir yüktür ve başına türlü sıkıntılar açması beklenebilir. Çevremizde sıkça tanık olduğumuz şekliyle, aralarında denklik olmayan herhangi iki kişi arasında kazara doğan aşk ilişkileri, bu konuda hayli zengin bir veri tabanı sunmaktadır. Örneğin zengin ve eğitimli bir bayanın varoşlarda yetişmiş bir delikanlıya aşık olduğu kurguları filmlerde çok görmüşsünüzdür. Yazık ki, gerçek yaşamda böylesi ilişkilerin çok geçmeden düş kırıklığı ile son bulması beklenir.

Aynı şekilde, güzelliğin ve aşkın evrensel kaynağı olan Allah’ın sevgisine göre senkronize edilmiş olan ve hayret verici bir biçimde iki heceli düzenli ritimleri “Allah, Allah, Allah!” lafzını çok fazla andıran insan kalbi çalışma vadesi zarfında bir başka nesneye yöneldiği zaman, kendini heba edeceği bir bataklığa girmiş gibi olmaktadır. Bunun sebebi, bizzat Allah’tır. Çünkü sevgisinde kıskançtır.

Allah, kendisinden başkasının hayalleri ile dolu olan bir kalbe girmek istemez. Eğer girmek istiyorsa, o kişiyi iki olasılık beklemektedir: Kalbinde taşıdığı diğer sevgilerden ya kendi talebi üzerine ya da açıkça düşünmediği halde Allah’ın tek taraflı müdahalesi ile kurtarılacaktır. Üçüncü olasılık ise, iki taraflı ortak bir iradenin devreye girmesidir.
Allah’tan başkasından kopma talebini ileten kişinin kalbi, diğer sevgi ve ilgilerden eninde sonunda kurtarılır. Ya lütufla ya da yine sevgiden kaynaklanan planlı bir kahırla kurtarılır. Hz. Eyyüp ya da Metta Oğlu Yunus’a yaptığı gibi zor sınavlarla yüzleştirilen kişi altından kalkılması imkansız görünen hastalıklara, dertlere, sıkıntılara giriftar olur ve etrafına baktığında kendisine yardım edebilecek hiç kimseyi göremez.

Böylelikle olağan koşullarda kalbini çelebilecek bütün dünyevi ilgiler ve sevgililerden umudunu kesip tümüyle arınacak ve geride kalan tek ve en cazip seçenek kalbinde billurlaşmaya başlayacaktır. Bu, Allah’ın sevdiği ve kendisine yakınlaştırmayı dilediği kulu üzerinde yürüttüğü planlı bir operasyonudur; fakat çoğumuz zayıf ve dayanıksız olduğundan, lütuf, ikram ve ihsanlarla kurtarılmayı dilemek daha doğru görünmektedir. Böylece kişiye dünyada arzuladığı her şey verilmiş olsa bile kalbi özel bir denetim altında Allah’la beraber olur, hatta kendisine verilenler tıpkı Hz Süleyman’da olduğu gibi Sultan’a karşı duyduğu sevgiyi besleyip büyütmekten başka bir şey yapmaz. Hz. Süleyman’a büyük bir saltanat verilmişti ve kendisine lütfedilen olağanüstü servet, mülk ve iktidarın, “bütün mülklerin asal sahibi” olan Yüce Sultan’a duyduğu aşkın güçlenmesine vesile olduğunu söylüyordu.

Dünyada Allah’ın sevgisine karşı koyan diğer seçeneklerin etkisel derinliği göreceli olmakla birlikte, lafı kırıştırıp buruşturmadan olayı olabildiğince düzleştirerek konuşmak gerekirse, sözgelimi mü’min erkekler Allah’ı en fazla kadınlarla aldatırlar. Kadın figürünü, duruma ve zamana göre değişen etki tonları ile para, mal, şöhret gibi öteki etmenler izlerler.

Başlıkta, Allah’ın sevgisinde kıskanç olduğunu söylemiştik. Evet, Allah insanı diğer sevgililerden kıskanır. Deyim yerindeyse, bir erkeğin veya kadının eşini kıskanması ve aldatılma durumunda ağır şekilde gücenmesi gibi bir şeydir bu.

İnsanın kalbinden diğer tüm sevgililer tahliye edildiğinde, Allah kor ateşten sevgisini koyar oraya. Artık O, kişinin içine girmiştir. Kişi, O’ndan başkasını sevemez. O’nunla yatar, O’nunla kalkar, O’nunla yürür, O’nunla oturur, O’nunla tutar, O’nunla konuşur. İradesi O’nun iradesi içinde erimiştir. O, onun yürüyen ayağı, tutan eli olmuştur. Sanki her an ve her yerde onun yerine veya adına hareket etmektedir. İşte burası, “Ene-l Hak” kavramının kapısına dayandığımız noktadır…
Bu aşamada kişiye meleklere ait birtakım özellikler bağışlanır. Kişi, öncelikle doğadaki herkesi bağlayan fiziksel yasalardan muaf olur. Zaman ve mekanın kayıtları ortadan kalkar. Böylece Allah’ın kullarına olan rahmetinden bir eser olarak bir anda dünyanın pek çok noktasına ışınlanma tarzında ulaşarak zorda ve darda kalan insanlara yardım edebilmek gibi bir üstün hizmet nişanıyla onurlandırılır. Ayrıca, kendisine “tekvin” sıfatından belirli bir pay tahsis edilir. Öyle ki, artık bir şeyi dilediği ve “Ol” dediği zaman, o şey mutlaka olacaktır.

Yüce Dost, kendisine dost olarak seçtiklerini böyle muhteşem nimetlere gark eder ve şımartır…

Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız ( Toplam 1 yorum yapılmış )

fuat [ 2008/12/02 15:38 ]
sen mevlayı seven de mevla seni sevmez mi
başka bi düşünce boyutu olabilir ama kalp onu bulursa başkasına gerek duymaz diye düşünüyorum

 


Yazarın Tüm Yazıları
 2009.02.16 -  Çokeşliliğe “hayır” mı diyorsunuz?
 2009.02.10 -  Kadının Mahremiyet Evi
 2009.02.02 -  Öğrenmenin dayanılmaz tadı
 2009.01.26 -  Hadis tercümesinde taşralı ağzı
 2009.01.17 -  Bilin bakalım! Erkekler insan mıdır, bankomat mıdır?
 2009.01.12 -  Ergenekon dalgalarında kısa bir sörf
 2009.01.05 -  Kadınlar iletişim beceriksizi mi yoksa?
 2008.12.29 -  Cennetin ve cehennemin fragmanları
 2008.12.23 -  Anti-depresif öneriler
 2008.12.16 -  Sen olmazsan cennet solmaz mı?
 2008.12.07 -  İyilik ve kötülüğün kimyası
 2008.12.01 -  Allah sevgisinde kıskançtır
 2008.11.24 -  Yazma yetisi üzerine iki çift söz
 2008.11.16 -  Anneler ve sevgililer
 2008.11.11 -  Sırlar harikadır. Ta ki yakalanıncaya kadar…
 2008.11.03 -  Geğiren tanrıçalar
 2008.10.27 -  Masumiyet insana en çok yakışandır
 2008.10.20 -  Demirel: Eski Siyasetin Büyük Mavrası…
 2008.10.13 -  Aldatan Erkeklere Kuşbakışı
 2008.10.08 -  Aldatan Kadınlara Kuşbakışı
 2008.09.29 -  Kadınlık nelere kadirdir!
 2008.09.22 -  İnsanlardan uzaklaştıkça Tanrı’ya mı yaklaşıyoruz?
 2008.09.15 -  Tesettür Kutsal kitabın ne tarafındadır?
 2008.09.08 -  Kutsal gerdek
 2008.09.01 -  Allah’ı Sevme Sanatı
 2008.08.25 -  Hıristiyan Mü’minler
 2008.08.17 -  Tutsaklığı sevmek
 2008.08.10 -  Dilek Tepesi
 2008.07.27 -  Bir çiçekle de bahar olurmuş
 2008.07.15 -  Dante Beatrice’e kavuşsaydı…
 2008.07.07 -  NLP’den ışıltılı kareler (2)
 2008.06.30 -  Karanlık mağaraların zavallı yarasaları
 2008.06.23 -  NLP'den ışıltılı kareler (1)
 2008.06.14 -  Cennette kadın figürü
 2008.06.08 -  "Yürek Acısı"
 2008.06.02 -  Erkeği tutmak kolay mı sanırsınız?
 2008.05.24 -  Her ölüm vakitsizdir
 2008.05.14 -  Reinkarnasyon
 2008.05.05 -  Kölenin öyküsü
 2008.04.28 -  İlahiyatçılar Hz.Muhammed'ten daha mı iyi biliyor?
 2008.04.21 -  Kadınlar cennetine hoşgeldiniz!
 2008.04.15 -   Biraz daha episteme,biraz daha özlem...
 2008.04.07 -  Bir kibir abidesine
 2008.03.31 -  Kadınlar erkekten ne duymak ister?
 2008.03.24 -  Repertuarımdaki üç kırık hayat
 2008.03.16 -  Kadınlarla hala tartışıyor musunuz?
 2008.03.10 -  Yoksa bu bir rüya mıydı?
 2008.03.02 -  Kadınlar ve tapınaklar
 2008.02.24 -  Hiç kimsenin kadınları
 2008.02.17 -  Ölüden isteme ile diriden istemenin farkını rica edeyim
 2008.02.12 -  Tanrı'nın yeryüzündeki başyapıtı üzerine
 2008.02.05 -  Sıradan ve yüce, yakışıklı ve bayağı
 2008.01.28 -  İdeolojik ve toplumsal baskıya karşı bireysellik
 2008.01.24 -  Aldatan Kadınlara Kuşbakışı
 2008.01.21 -  Nietzsche, Marks veya Tanrı’ya Küsmek
 2008.01.14 -  Yoksa bu fakiri aşktan bihaber mi sanırsınız?
 2008.01.07 -  Kadınınıza yüreğinizle dokundunuz mu hiç?
 2007.12.31 -  Dört Kitaba Sığmazsan, Sen Ne İşe Yararsın?!
 2007.12.24 -  Kadınların Gizli Dünyası Üzerine
 2007.12.16 -  Sosyal Demokratların Reel Politik Dramı
 2007.12.10 -  “En yakın dostum katilim olur mu?”
 2007.12.03 -  İnin O Şatodan Aşağıya!
 2007.11.26 -  “Çift Gerektirmeli Bir Tanrısal Adalet Sarmalı” -Özeleştirel bir yaklaşım-
 2007.11.18 -  Müslümana Sopa Caiz midir?
 2007.11.11 -  Sevgili Erkekler! Türk Kadınları Size Hiç Bakmıyor mu?
 2007.11.05 -   “Hz. Muhammed ve etkin dinleme sanatı”
 2007.10.29 -  Kahrolsun PKK veya kötü reklam yoktur
 2007.10.22 -  Barda oturan adamın düşleri
 2007.10.15 -  “Feminizm gerçekten feminin (dişil) bir akım mıdır?”
 2007.10.08 -   “Model Türkiye’yi görmek ya da görmemek”
 2007.10.01 -  “Aldatılan Adamın Komedyası”
 2007.09.24 -  Kadınların cebi neden yoktur
 2007.09.20 -  Benim adım aşk
 2007.09.17 -  Herkese merhaba!
Aslan Korkmaz gelirken, Tuzcuoğlu giderken…
Lokman Koyuncuoğlu
Çokeşliliğe “hayır” mı diyorsunuz?
Mert Aslan
Otur oturduğun yerde
Memduh Nihat Ada
Davos Krizi; Erdoğan milat attı, Perez yavuz hırsız.
Taner Aydın
Affan Dede'ye para saydım
Mustafa Azılıoğlu
Boya boya çek
Huriye Karnap
Her ıslanan anlamaz!
Semra Hoyraz
MÜSİAD Farkı
Aydoğan Deveci
Davos ve sonrası…
Dr.Ali Can
Anlatma Sanatı
Alev Ayyıldız
Yapboz
Nadide Ü.Altıparmak
Göçmen Kuştu Kalbim
Hakan Bahçeci
 

Bu Site Konda İletişim ve Medya Grubunundur.
E-Posta: bilgi@haberkonya.com