:. Haberler
  Bilişim
  Dünya
  Eğitim
  Ekonomi
  Kültür Sanat
  Politika
  Sağlık
  Spor
  Yaşam

  :. Gruplar
  Hava
  Söyleşiler
  Yazarlar

Kadınlar iletişim beceriksizi mi yoksa? 
Mert Aslan   ( altar42@hotmail.com )


İşin başında istisnaları ayırıp her birinden tek tek özür dilemem gerekir. Biliyorum, bütün bayanlar tornadan çıkmış keresteler gibi aynı değildir…
Bayanların pek çoğunda, burada ayrıntısına girmeyeceğim birtakım nedenlerle gizli saklı bir aşağılık kompleksi bulunduğunu hep söylerim; ancak olayın nedenlerini bir kenara koyup, yalnızca sonuçlarından birini kaydetmek istiyorum: Genel olarak, bayanlar kendilerine yönelik eleştiriler karşısında aşırı sinirsel ve saldırgan bir tavır takınıyorlar. Özel ölçekte Türk kadınları için ise, bu konuda net bir şey söylemek pek olası değildir. Onların az bir kısmı aynı nedenden ötürü saldırganca tepki gösterirken, çoğunluğu “süpernatürel varlık” hülyaları içinde yaşadığı için şaşkınlıkla karışık bir alaycılıkla karşılık veriyorlar. Örneğin dil çıkarıyor ya da sövüp geçiyorlar…

Kendileri çok kibar varlıklarmış gibi, ağızlarını her açtıklarında erkeklere “öküz!” demeyi alışkanlık haline getirmişler; oysa serin bir akılla bakılırsa, “nezaket” dediğimiz şeyin çelişkisel olarak daha çok erkeğe özgü bir erdem olduğu kolayca görülür ve daima da öyle kalacaktır. Dikkat ettiniz mi bilmem. Bir toplu taşıma aracında erkekler bazen aptalca bir reverans yaparak genç bayanlara yer verirler ve o bayanların pek çoğu geçip koltuğa otururken geriye dönüp kuru bir teşekkür etme lütfunda bile bulunmazlar. Sanki oraya oturmanın doğuştan gelen bir hak olduğunu düşünür gibi bir halleri vardır. Doğrusu şaşırtıcı değil, ancak fazlasıyla sinir bozucudur bu. Demek ki, her zaman olduğu gibi, insan olarak standart bir saygı beklentisinin birkaç adım ötesine geçerek, bayan oldukları için ekstradan bir ayrıcalık beklemektedirler. Kişisel olarak, şimdiye dek herhangi bir toplu taşıma aracında bir bayanın bir erkeğe yer verdiğine tanık olmadığım gibi, böylesine yüksek bir lütuf karşısında hayretlere düşüp birkaç defa teşekkür etmeyecek ve çevresindekilere bir ay boyunca bundan söz etmeyecek bir erkek de hayal edemiyorum.

Bir gün msn listesine beni eklemiş bir bayana kibar bir dille kendisini tanıyıp tanımadığımı sormuştum. (Sanırım, bunu sormaya hakkım vardır).
“Ben sizi bir haber sitesindeki yazılarınızdan tanıyorum” dedi ve kendisini kabaca tanıttıktan sonra bir ricada bulundu: “Yarın fakültemizde bir münazara var. Konu, ‘Bir evlilikte fiziksel görünüm mü daha önemli, yoksa kişilik özellikleri mi?’. Ben, kişisel özelliklerin daha önemli olduğunu savunan gruptayım. Bana bu konuda biraz bilgi verir misiniz?”

Ben de aklıma gelen şeyleri yazmaya başladım. Güzelliğin çok önemli, fakat geçici bir durum olduğunu, güzel bir yüzün veya vücudun zamanın getirdiği ülfetle en azından zihinsel sayfamızda eskidiğini, buna karşın evlilik gibi ömürlük bir ilişkide, sözgelimi iyi bir espiri anlayışının, bilgili ve kültürlü olmanın, birlikte gezilebilirliğin, sohbet edilebilirliğin, küsme huyundan uzak olmanın, romantik sevgi uyumunun vs. çok daha yaşamsal değerler olduğunu anlattım. Aşağı yukarı yirmi dakika boyunca anlattım. Baktım ki, karşı taraftan tık yok… Orada olup olmadığını sordum ve sorsanız kendince kibarlığı hiç kimseye bırakmayacak olan bayanın toz olduğunu fark ettim. Bunun üzerine, son bir söz ilave ettim: “Kişinin kendisiyle “iletişimin sürdürülebilir” olması da çok önemlidir; ama teşekkür etmeden, hatta “hoşça kal” bile demeden çekip gitmişsin. Tebrik ediyorum seni…”

Hangi erkeğe sorsanız, size aynı yanıtı verecektir. Çoğu Msn’de konuşup dururken “hoşça kal” bile demeden çıkıp gözden kaybolan çok bayanla karşılaşmışlardır; ama böyle davranan bir erkek gösteremezsiniz. Temel insanlık ölçütleri ile bir ilgisi var mı bunun? Kibarlık böyle bir şey midir?

Aynı şeye cep telefonu diyaloglarında daha fazla rastlarsınız. Bir bayana bir konu ile ilgili bir mesaj atarsınız. Size üç gün sonra yanıt verir, karşılık verirse bir süre sonra durup dururken ters ters konuşmaya başlar ya da iletişimi birdenbire keser… Hiç bitmeyen, üstelik de hiç değişmediği için iyice mide bulandıran küflü yalanları vardır: “Kontörüm bitti… Şarjım bitti… Telefonum sessizdeydi.”

Bunlar, tekil olaylar değildir. İsteyene, bir dünya örnek verebilirim. Sokakta yürürken kolundan tutup çevireceğiniz her erkeğin de vereceği bir sürü örnek vardır…

Benim anladığım şudur: Kadınlar, erkekler kadar kibar ve düşünceli varlıklar değildir. Siz ne kadar konuşursanız konuşun, onlar anlamak istediklerini anlarlar. Kibarlığın erkeklere kendilerini mutlu etmeleri amacıyla verilmiş bir görev olduğunu düşündükleri için, kendilerini bundan özenle muaf tutarlar; ama nedense kibarlık ve görgü kurallarının uygulanmasında ortaya çıkan pürüzlerle ilgili olarak erkekleri yargılama konusunda mutlak ve daimi yetkilidirler. Sorumsuz, ama mutlak yetkili olmak… Tam kadın aklına göre bir tutum! Kısacası, bayanlarla iletişim kurmak bir derttir; iletişimi sağlıklı bir biçimde sürdürmek ayrı bir derttir…

Sözün özü: “Bayanlarla olabildiğince az konuşun. Daha çok dinlemede
kalın; ancak aklınıza da mukayyet olun…”

Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız ( Toplam 13 yorum yapılmış )

fatma [ 2009/01/16 19:49 ]
Maalesef yazıyı tamamlayıcı unsurlara yer verilmemiştir. Bu nedenle içerikte yer alması gereken en önemli unsur olan bu bayanları bu tarz duruma sevk eden erkeklerin davranış biçimleri aktarılmalıydı.
Aktardığınız tarzdaki bayanlar misali erkekler de vardır.Zaten burada bayan mı iletişim beceriksizi yoksa erkek mi iletişim beceriksizi diye bir cinsiyet ayrımına gitmek büyük bir hata olur.Bu tarz yanlış davranışları sergileyenler hem cinslerine de aynı yanlışı yapmaktadırlar ya da yaptırtılmaktadırlar
serdar şen [ 2009/01/11 15:30 ]
hocam sanki benim düşüncelerimi kağıda dökmüşünüz
sümeyra [ 2009/01/10 10:17 ]
hocam kısmi doğru desek??bn ilk defa okuyorum yazılarınızı ama tepki almamanıza şasırmamalı.)insanları anlamak çok güç bi kere.....diyeceklerim bu kadar bundan sonra takip ederm:)
sümeyra [ 2009/01/10 10:16 ]
hocam kısmi doğru desek??bn ilk defa okuyorum yazılarınızı ama tepki almamanıza şasırmamalı.)insanları anlamak çok güç bi kere.....diyeceklerim bu kadar bundan sonra takip ederm:)
MERT ASLAN [ 2009/01/10 00:03 ]
Dünyanın başka kültürlerinde kadının ve kadınlığın ne halde olduğunu bilmeyen Türk kadınlarının bu yazıyı kadın düşmanlığı veya affedilmez bir kabalık olarak algılamalarını öngörmüştüm doğrusu. Başka yerlerden haberi olmayan bu bayanlar, herkesin kadınlara sırf kadın olmaları nedeniyle ekstradan bir saygı duyması gerektiğini düşünebilirler; ama bunu bilen biri olarak bayanlara standartların ötesinde saygı göstermem ben... Hele klasik Türk kadını modunda kendilerini peşinden koşulması ve yalvarılması gereken doğaüstü varlıklar olarak görmek isteyen bayanlara hiç saygı duymam... Biraz empati yapma zahmetinde bulunursanız, o acımadığınız erkeklerin ruh halini birazcık anlayabileceğinizden hala ümitliyim...
ÜNALBERAT [ 2009/01/08 21:47 ]
Bayanların iletişimi hakkında en acık ve en net tanımı yaptıgınız ıcın teşekkur ederım...
bayram... [ 2009/01/08 19:51 ]
her zamanki gibi güzel bir yazı...elinize sağlık hocam
MERVE [ 2009/01/08 16:49 ]
Tornadan çıkmış kereste!ne kadar nazik,kibar ve görgülü bir erkek oldugunuzu daha yazınızın başında yapmış oldugunuz teşbihte bellı edıyorsunuz.Kadınlara kibarlık ve ahlak dersı verecek son erkek sizsinız bence!Kadınların bir kısmını tenzih ederken bile kullandığınız kelımeler çok incitici.Yorumlarınızı her zaman okumuyorum bir arkadaşımın telkınıyle okudum ve bir bayan olarak yorum yazma ihtiyaçı hissettım.Ama genelde kadınlara olan yaklaşımınız böyle galıba,gelecek yazılarınızda en azından bir hoca olarak(toplumda görgülü gruba dahil bir erkek??)seçecegınız kelımelerde daha hassas davranmanızı rica edıyoruz KADINLAR ADINA DİYELİM...
MERVE [ 2009/01/08 16:48 ]
Tornadan çıkmış kereste!ne kadar nazik,kibar ve görgülü bir erkek oldugunuzu daha yazınızın başında yapmış oldugunuz teşbihte bellı edıyorsunuz.Kadınlara kibarlık ve ahlak dersı verecek son erkek sizsinız bence!Kadınların bir kısmını tenzih ederken bile kullandığınız kelımeler çok incitici.Yorumlarınızı her zaman okumuyorum bir arkadaşımın telkınıyle okudum ve bir bayan olarak yorum yazma ihtiyaçı hissettım.Ama genelde kadınlara olan yaklaşımınız böyle galıba,gelecek yazılarınızda en azından bir hoca olarak(toplumda görgülü gruba dahil bir erkek??)seçecegınız kelımelerde daha hassas davranmanızı rica edıyoruz KADINLAR ADINA DİYELİM...
Asım US [ 2009/01/08 14:14 ]
Hocam kaleminize sağlık.
kumsal [ 2009/01/08 11:49 ]
Kadınlar ;iletişim beceriksizi değil de kanımca,egolarının peşinde koşup duran durmadan ve hiçbir zaman tatmin olamayan insanlar maalesef.Kendileri hariç etrafındaki bir çok şeyle ilgilenen ve yorum yapan fakat kendileri hakkında yorum yapıldığında çok öfkelenen ve de.bir erkeğin yaptığı bir şey de kendinin onayı yeterlidir etraftan onay beklemez çoğu işte fakat bir kadın her zaman bir övgü bir iltifat bir onay bekler karşısından bu da bir gerçek.Buda demek oluyorki kadınlar kendi kendilerine yetebilen varlıklar değilllerdir.Sözlerinde duramama olayın agelince de çoğu belki öyle fakat yalanı en beceriksiz şekilde kulllanıp da yüzüne gözün ebulaştıran yin ekadındır bence.erkekler bu konuda çok iyiler bu yüzden yaklanm aolasılığı yada yü zkızarma olasılığı çok azıdr.Telefonda konuşmak istemediği ya da gerçekten işi olduğu varsayılan bir kadın kırmamak adına böyle banal ve anlaşılır bir yalana başvurur ki bunada biz argoca kıvırma deriz bu işi kadınlar üzgünüm çok iyi yaparlar.erkeklerde bel olmama haslıyla diyerek bir latife katıyorum kıvırma işinde pek becerikli değillerdir bu sebepten direk telefonu meşgule alırlar .Ya da teknolojiden faydalanarak engeeli telefon kullanırlar.Bence iinsaniyet adına bu ikisinin de affedilir bir yanı yoktur nezaket kuralları adına.Teşekkürler Mert yine insan ilişkileri uzmanlığını ve tecrübelerini kulanarak güzel bir yazı sunmuşsun.
ibrahim [ 2009/01/07 16:12 ]
Hocam gerçekten güzel bi yazı olmuş herhalde bu konuda tek kelime söylemeye gerek yok çünkü bunlar genel gerçekler...
o.D [ 2009/01/06 19:59 ]
mide bulandıran küflü yalanlar...:D
Beynimdeki kıvrımların fırınlanmış halinin burnuma doldurduğu koku kadar keyiflendirdi beni bu tasvir...Kadınların içdünyasındaki yalnızlığın, yağmurlu bir günde yolda seyretmekte olan arabanın bir çift paçaya sıçrattığı çamur misali egolarına sıçradığını düşünüp, onları çamurlu yolda yalnız yürümeye davet ediyorum...

 


Yazarın Tüm Yazıları
 2009.02.16 -  Çokeşliliğe “hayır” mı diyorsunuz?
 2009.02.10 -  Kadının Mahremiyet Evi
 2009.02.02 -  Öğrenmenin dayanılmaz tadı
 2009.01.26 -  Hadis tercümesinde taşralı ağzı
 2009.01.17 -  Bilin bakalım! Erkekler insan mıdır, bankomat mıdır?
 2009.01.12 -  Ergenekon dalgalarında kısa bir sörf
 2009.01.05 -  Kadınlar iletişim beceriksizi mi yoksa?
 2008.12.29 -  Cennetin ve cehennemin fragmanları
 2008.12.23 -  Anti-depresif öneriler
 2008.12.16 -  Sen olmazsan cennet solmaz mı?
 2008.12.07 -  İyilik ve kötülüğün kimyası
 2008.12.01 -  Allah sevgisinde kıskançtır
 2008.11.24 -  Yazma yetisi üzerine iki çift söz
 2008.11.16 -  Anneler ve sevgililer
 2008.11.11 -  Sırlar harikadır. Ta ki yakalanıncaya kadar…
 2008.11.03 -  Geğiren tanrıçalar
 2008.10.27 -  Masumiyet insana en çok yakışandır
 2008.10.20 -  Demirel: Eski Siyasetin Büyük Mavrası…
 2008.10.13 -  Aldatan Erkeklere Kuşbakışı
 2008.10.08 -  Aldatan Kadınlara Kuşbakışı
 2008.09.29 -  Kadınlık nelere kadirdir!
 2008.09.22 -  İnsanlardan uzaklaştıkça Tanrı’ya mı yaklaşıyoruz?
 2008.09.15 -  Tesettür Kutsal kitabın ne tarafındadır?
 2008.09.08 -  Kutsal gerdek
 2008.09.01 -  Allah’ı Sevme Sanatı
 2008.08.25 -  Hıristiyan Mü’minler
 2008.08.17 -  Tutsaklığı sevmek
 2008.08.10 -  Dilek Tepesi
 2008.07.27 -  Bir çiçekle de bahar olurmuş
 2008.07.15 -  Dante Beatrice’e kavuşsaydı…
 2008.07.07 -  NLP’den ışıltılı kareler (2)
 2008.06.30 -  Karanlık mağaraların zavallı yarasaları
 2008.06.23 -  NLP'den ışıltılı kareler (1)
 2008.06.14 -  Cennette kadın figürü
 2008.06.08 -  "Yürek Acısı"
 2008.06.02 -  Erkeği tutmak kolay mı sanırsınız?
 2008.05.24 -  Her ölüm vakitsizdir
 2008.05.14 -  Reinkarnasyon
 2008.05.05 -  Kölenin öyküsü
 2008.04.28 -  İlahiyatçılar Hz.Muhammed'ten daha mı iyi biliyor?
 2008.04.21 -  Kadınlar cennetine hoşgeldiniz!
 2008.04.15 -   Biraz daha episteme,biraz daha özlem...
 2008.04.07 -  Bir kibir abidesine
 2008.03.31 -  Kadınlar erkekten ne duymak ister?
 2008.03.24 -  Repertuarımdaki üç kırık hayat
 2008.03.16 -  Kadınlarla hala tartışıyor musunuz?
 2008.03.10 -  Yoksa bu bir rüya mıydı?
 2008.03.02 -  Kadınlar ve tapınaklar
 2008.02.24 -  Hiç kimsenin kadınları
 2008.02.17 -  Ölüden isteme ile diriden istemenin farkını rica edeyim
 2008.02.12 -  Tanrı'nın yeryüzündeki başyapıtı üzerine
 2008.02.05 -  Sıradan ve yüce, yakışıklı ve bayağı
 2008.01.28 -  İdeolojik ve toplumsal baskıya karşı bireysellik
 2008.01.24 -  Aldatan Kadınlara Kuşbakışı
 2008.01.21 -  Nietzsche, Marks veya Tanrı’ya Küsmek
 2008.01.14 -  Yoksa bu fakiri aşktan bihaber mi sanırsınız?
 2008.01.07 -  Kadınınıza yüreğinizle dokundunuz mu hiç?
 2007.12.31 -  Dört Kitaba Sığmazsan, Sen Ne İşe Yararsın?!
 2007.12.24 -  Kadınların Gizli Dünyası Üzerine
 2007.12.16 -  Sosyal Demokratların Reel Politik Dramı
 2007.12.10 -  “En yakın dostum katilim olur mu?”
 2007.12.03 -  İnin O Şatodan Aşağıya!
 2007.11.26 -  “Çift Gerektirmeli Bir Tanrısal Adalet Sarmalı” -Özeleştirel bir yaklaşım-
 2007.11.18 -  Müslümana Sopa Caiz midir?
 2007.11.11 -  Sevgili Erkekler! Türk Kadınları Size Hiç Bakmıyor mu?
 2007.11.05 -   “Hz. Muhammed ve etkin dinleme sanatı”
 2007.10.29 -  Kahrolsun PKK veya kötü reklam yoktur
 2007.10.22 -  Barda oturan adamın düşleri
 2007.10.15 -  “Feminizm gerçekten feminin (dişil) bir akım mıdır?”
 2007.10.08 -   “Model Türkiye’yi görmek ya da görmemek”
 2007.10.01 -  “Aldatılan Adamın Komedyası”
 2007.09.24 -  Kadınların cebi neden yoktur
 2007.09.20 -  Benim adım aşk
 2007.09.17 -  Herkese merhaba!
Aslan Korkmaz gelirken, Tuzcuoğlu giderken…
Lokman Koyuncuoğlu
Çokeşliliğe “hayır” mı diyorsunuz?
Mert Aslan
Otur oturduğun yerde
Memduh Nihat Ada
Davos Krizi; Erdoğan milat attı, Perez yavuz hırsız.
Taner Aydın
Affan Dede'ye para saydım
Mustafa Azılıoğlu
Boya boya çek
Huriye Karnap
Her ıslanan anlamaz!
Semra Hoyraz
MÜSİAD Farkı
Aydoğan Deveci
Davos ve sonrası…
Dr.Ali Can
Anlatma Sanatı
Alev Ayyıldız
Yapboz
Nadide Ü.Altıparmak
Göçmen Kuştu Kalbim
Hakan Bahçeci
 

Bu Site Konda İletişim ve Medya Grubunundur.
E-Posta: bilgi@haberkonya.com