|
|
|
Konya Büyükşehir Belediye başkanı Tahir Akyürek 2.5 aylık suskunluğunu bu hafta bozdu. Başkan seçildikten sonra ilk defa geniş katılımlı bir programla basının karşısına çıktı.
Öncelikle neden 2.5 ay suskun kaldığını açıkladı. Akyürek’in “bu süreyi planlama, koordinasyon ve ön hazırlık çalışmalarına ayırdım” gerekçelerini haklı bulduğumu söyleyebilirim.
Başkanlık koltuğuna yeni seçilmiş birinden apar topar icraat beklemek elbette haklı bir talep olmaz.
Akyürek’in anlattıklarını dinledikten sonra başkanın bu 2.5 ayı iyi değerlendirdiğini söyleyebilirim. Bu süreçte Mevlana Kültür Merkezi’nin belediyeye devri büyük oranda tamamlanmış, yeni fuar alanı için daha büyük bir arazi bulunmuş, eski fuar alanı büyük bir park haline dönüştürülüyor, Devlet Demir Yolları belediye devredilerek belediye sınırları içerisinde banliyö seferleri başlatılıyor, Mevlana ve çevresinde oluşturulan kültür vaadisi için kollar sıvanmış durumda vesaire, vesaire, vesaire...
Bunların hepsi güzel projeler. Umut ederiz bir an önce başlanır ve bitirilir. Belediyenin bu yılki yatırım bütçesini 100 trilyon lira olarak belirlenmesi de iyi bir hedef.
Konya’daki bu güzel gelişmelerle birlikte Türkiye’de de önemli gelişmeler oldu bir hafta içinde. İKÖ Genel Sekreterliğine Türkiye’nin desteklediği adayın başkan seçilmesi hiç şüphesiz bu önemli gelişmelerin başında yer alıyor.
60’a yakın islam ülkesinin temsil edildiği İKÖ Türkiye’nin öncülüğnde bu dönem daha aktif bir rol üstlenecek. İslam aleminin tek ses tek yumruk olması aslında uluslar arası dengelerin sağlanmasında büyük bir öneme sahip. Ama bu güne kadar bu birliktelik bir türlü sağlanamadı.
Türkiye AB sürecinde kritik dönemece girdi. Türkiye’nin atacağı adımlar, Türk yetkililerinin ağzından çıkacak olan cümleler artık biraz daha önem arz ediyor. Herkesin dikkatli hareket etmesi gerekmektedir. Bu süreçte popülist davranmaya, duygusal olmaya hiç gerek yok.
Bu süreçten yararlanmaya çalışan unsurlar de mevcut. Bunlardan biri de terör örgütü PKK. Ben hala PKK diyorum. Çünkü örgütün ismini değiştirmesi bana göre bir anlam ifade etmiyor. Son bir hafta içerisinde şehit edilen güvenlik görevlilerimiz “eski karanlık günler geri mi geliyor” endişesi oluşturdu.
PKK ve destek birimleri, Türkiye’yi Avrupa Birliğinin bu önemli dönemecinde köşeye sıkıştırmayı hedefliyor. Onlar de kendilerince bir şeyler koparmaya çalışıyor. Ancak bu doğru değil. Çünkü Türkiye artık kavgayla, gürültüyle, silahla bir yere varılmadığını gördü. Bunu zorlamanın kimseye faydası yok. Öyle inanıyorum ki yasadışı örgütün silahına davranmasına ilk tepki bölge halkından gelecektir. Çünkü en büyük zararı bölge halkı görmektedir.
|
Köşe Yazısı
Hakkındaki Yorumlarınız
|
Yazarın Tüm Yazıları |
|
|
|
|
|
|