|
|
|
Konya Ticaret Odasının organize ettiği İngiltere gezisi çerçevesinde Tarım
Teknolojileri Fuarını, Konya'dan gelen 14 işadamıyla birlikte ziyaret
ediyoruz. Tarım Fuarına Türkiye'den en çok katılımın Konya'dan olması bizi
sevindiriyor. Türkiye'nin tahıl ambarı Konya'ya yakışan bir tablo bu.
İngiltere'den herkes heybesini doldurmuş olarak dönüyor. Hatta konuyla
ilgili Kontv'de hazırladığımız programı izleyen bir kısım işadamları, geziye
katılmadıklarına pişman olduklarını ifade ettiler.
Fuar Londra'nın güneybatısında bulunan İngiltere'nin büyük illerinden biri
olan Birmingham'da gerçekleşti. Daha doğrusu 30 yıldan buyana devam eden bir
organizasyon. 5 milyon metrekarelik bir alan üzerine kurulu fuarı görünce
gözlerimize inanamıyoruz. Fuar'da Tarım ve Hayvancılık adına ne ararsan
var. Günlerce gezdiğinizi halde bitirilemeyecek kadar büyük bir alan burası.
Geziyi değerlendirmeye Birmingham'da başlayalım. Birmingham özellikle Tarım
Teknolojilerinin geliştiği bir kent. Aynı zamanda bir hayvancılık merkezi.
Kente vardığımızda ilk dikkatimizi çeken görüntü, cadde ve sokakların tenha
oluşu. Akşam saatleri olmasına rağmen in cin top oynuyor.
Nüfusu 3-4 milyon olan bu kentin sessizliği herkesin dikkatini çekiyor ve
hemen yanımızda bulunan İngiltere Ankara Büyükelçiliği Ticari Ataşe
yardımcısı Taylan Atakan'a bu durumu soruyoruz. Sayın Atakan, İngiltere'de
hafta içi sokak ve caddelerde kimsenin olmamasının doğal olduğunu,
kalabalıkların genelde hafta sonu dışarıya çıktığını söylüyor ve içinde
dolaştığımız iş merkezinde birkaç yerde kümelenmiş kalabalıkları göstererek
''Bak bu iş merkezinde tam 10 adet tiyatro salonu var. Genelde insanlar bu
saatlerde buraları tercih ediyor. Zaten çarşı Pazar buralarda saat 18.00'den
sonra kapalı olur'' diyor.
Atakan'ın ne anlatmak istediğini hemen anlıyoruz. Evet batı kültür ve sanata
büyük önem veriyor. Fakat yine dikkatlerimizi çeken bir diğer görüntü ise,
aynı saatlerde gezerken önünde geçtiğimiz bar türü yerlerin de dolu olması.
Tabii ki bu da batının görülmesi gereken negatif görüntüsü...
Birmingham ve Londra'da sokak ve caddeler temiz. Belediye rutin hizmetlerini
sesiz sedasız mükemmel bir şeklide icra ediyor. Konutlar genelde iki katlı
ve bahçeli. Ancak konutların çoğu eski. Hatta öyle ki, pek çoğunun üzerinde
yapım tarihleri de var. İngilizler çarşı merkezlerindeki cadde ve
sokaklarda olduğu gibi mahallelerdeki tarihi dokuyu da korumasını bilmiş.
Konutların çoğunun tarihleri 1800 ve 1900'lü yılları gösteriyor.
Mükemmel fuar organizasyonundan memnun dönen işadamlarına bu gezinin
işlerine yarayıp yaramadığını soruyoruz. Tamamı geziden olumlu döndüklerini
ifade ediyor. Ve yine tamamının ortak fikri, benzer çalışmaları Konya'da da
yapabiliriz şeklinde. Tek farkla. Doğa burada hayvancılığın yapılması için
çok müsait. Bol yağışlı iklim, hayvanların doğadan beslenmesini sağlıyor ki,
bu da yem maliyeti noktasında büyük önem arz ediyor.
İngiltere'deki çiftlik örneklerinin aynısını Türkiye'de yapmak mümkün.
Ancak, İngilizler hayvan genetiğinde çok ileri bir bilgi birikimine
sahipler. Yaptıkları ilmi çalışmaların ardından ineklerden ortalama 60
kilogram süt verimi alınabiliyor. Hatta süt verimini normal süt ve yağlı süt
diye ikiye ayırmışlar. İsteğe bağlı inekçilik burada çok rahat bir şekilde
yapılabiliyor. Yine et hayvancılığında da branşlaşmaya gidilmiş. Eksi 45
derecede verim alınacak hayvanlardan tutun da, etteki yağ oranı sıfıra yakın
hayvan türlerine kadar çeşitli özelliklere sahip hayvanlara rastlamak
mümkün.
Bu gelişmelerin ardından,fuara katılan işadamlarından bazıları çeşitli
bağlantılar yaparak veya Konya'ya döndüklerinde bu alanla ilgili yatırım
yapma kararı alarak dönüyorlar memlekete.
Tarım teknolojisi ve kümes hayvancılığı noktasında da farklı gelişmelerden
bahsetmek mümkün. Ancak köşemizdeki yer sorunu nedeniyle bunların hepsinden
ayrıntılarıyla bahsetmek çok zor.
Son olarak Ticaret Odası Başkanı Hüseyin Üzülmez'le birlikte İngiltere Tarım
Müsteşarı Filipa David'le bir görüşme yapıyoruz. Bayan David'e Türkiye'deki
anlamıyla müsteşar demek mümkün değil. İlk karşılaştığımızda Fuardaki
görevlilerden biri diye düşündük. Ancak yanımızda sıradan bir vatandaş gibi
duran kişinin müsteşar olduğunu öğrenince şaşırıyoruz. Sayın Üzülmez'in
yaptığı olumlu görüşmenin ardından bayan müsteşarın görüşleri değişiyor ve
Üzülmez'in Konya davetini hemen kabul ediyor. Hatta biraz daha ileri giderek
Ankara'da yapılacak olan tarım seminerini Konya'ya kaydırıyor.
Üzülmez'in bu gayretli ve faydalı çalışmalarını da takdirle gözlemleyerek
İngiltere'den memnun ayrılıyoruz.
|
Köşe Yazısı
Hakkındaki Yorumlarınız
|
Yazarın Tüm Yazıları |
|
|
|
|
|
|