Eskiden altı saatti. Bilirsiniz o yılları. Hani birazda şoförün duruma bağlıydı tabi. Mesela kimisi bu deyişi yalan çıkartırcasına beş saat olduğunu ispatlamak için var gücüyle çalışırdı. Kimisi de “amaaan bana ne, kaç saatse kaç saat, ben gittiğim saate bakarım!” derdi.
Vatandaşa sorarsanız hızdan korkar ama hızlı gideni tercih ederdi. Mesela ben. Bende öyle düşünenlerdenim. Yani hızı sevmem. Ama hızlı gitmeyi severim. Nasıl oluyorsa. İşte “star trek”teki ışınlama sistemi tam bana göre.
Merak edeniniz olacaktır “bir insan hızı sevmezken nasıl hızlı gitmeyi sever” diye. E basit. Benden daha hızlı giden bir şeyi ben kendim kullanmak isterim. Beceremem o ayrı konu.
Sene 95 sanıyorum. İşte böyle düşündüğüm bir seçim heyecanında altımdaki arabayı ters düz ederken de böyle mi düşünüyordum? Hatırlamıyorum. İşte bu yüzden hızdan korkarım ama şoförün hızlısını tercih ederim.
Bu şoförleri eskiden biliyorduk. Mesele otogara gittiniz mi, hemen derlerdi Murat bey sizin ki şu saatte gidecek diye. Fakat ne olduysa bu yollara getirilen ve çok sıkı tutulan hız kısıtlamasından sonra oldu. Yılların “git gel Konya altı saat” lafı karizmayı çizdirdi. Oldu mu size yedi saat. Hiç içime sinmedi, hiç. Hele hele bir ara Ankara girişinde Eskişehir yolu zorunluluğu vardı. O zaman bu yedi saat falan hak getire. Sekize tamamlanıveriyordu yol. E sinir krizi geçirenleri siz hesap edin artık. İçlerinde ben de varım tabi. Birde bu çekilmez yola, kötü hizmet eklerseniz. Her seyahat bir sinir harbi.
Neyse. Bu git gel Konya altı saat lafı bir darbe daha yiyecek. Bunu anlatmak için yazdım bu yazıyı.
Biliyorsunuz. Başbakan seçimlerde söz verdi. Bir toplu konut, iki hızlı tren... Valla helal olsun. Toplu konut start almış. E hızlı trende projesi ihale edilmiş. Daha ne ister insan.
Bu hızlı tren projesiyle Ankara artık “bir saat, on yedi dakikaya” inecekmiş. Vay be… o üç buçuk saatte tezkere gibi dakikalar saymak nerde, bir saat nerde?
Tabı hızlı trenin gelmesi sevindiricide, yılların yılı deyişini bir çırpıda harcayacağız ya, vallahi canım ona sıkılıyor. Bu trend zaten Yalova kaymakamıyla başladı. Yılların Yalova kaymakamı oldu size vali. Gitti canım söz. Ne desek boş. Sonra aydının efesini harcadılar. Şimdide sıra Konya’ya geldi. Bir hızlı tren sevdasını canım deyiş gitti.
Hani bir laf vardır. Konya medyası sık sık diline dolamıştır bu lafı. “kimsesiz, sahipsiz Konya!” Bu klasik yaklaşımı ne zaman duysam aklıma hemen Sezercik gelir! Hani meşhur “size baba diyebilir miyim?” repliğinin sahibi.
O zamanlar bu gidiyordu. Adamlar sık sık kullandı bunu. Fakat bu “sahipsiz Konya” lafı hiç modasını yitirmeyecek anlaşılan. Araştırmaktan, yada ellerine verilen metinleri gazetelerine aynen geçirmekten başka habercilik anlayışı olmayan pek çok gazetecide bu havayla beraber çok zaman oynamıştır malzeme bitince.
Neresi sahipsizmiş Konya’nın. İşte sahibi belli.
Hangi ile hızlı tren yapılıyor? Hangi ilin Mevlana kültür merkezi gibi bir yapısı var? Toki’nin projesi kaç ile nasip olmuş. Bakın Kulu’ya kadar duble yol yapılıyor. Sonra şehre dağıtılmaya başlanan doğal gaz… Yahu bütün bunları gören bir Allah’ın kulu yok mu?
Konya bence güzel temsil ediliyor. Taktir ediyorum. Başlı başına hızlı tren bile bir başarı öyküsü. Tabi gönül ister KOP tamamlansın. Ama bu günkü ekonomik veriler bu işin kısa sürede bitirileceğini pek göstermiyor. Biraz sabretmek gerek. Fakat önceki hükümetlerin tek bir çivi çakmadığı Konya’ya, şimdi çakılmakta olan çivileri biraz taktir etmek gerekli…
Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız
( Toplam 5 yorum
yapılmış )
yazınızı okudum fakat konyanın nerden nereye git gel kaç saat olduğunu yazmayı unutmuşsunuz:))))))
ankaramı:)))
[
2004/09/14 23:56
]
doğru valla, konya sahipsiz değil, sadece konyalı kendi adamına sahip değil, yıllarca kendine hizmet edenleri bir çırpıda siler, bi halt varmış gibi tanımadığı adama oy verir, ondan sonrada ben sahipsizim. Tabii olursun. Kİmse kusura bakmasın, Konyalı ''Yav bu adam iyiydi ama, biz diğer adama verdik'' diyecek kadar'' aklı başında olmayan insan topluluğu, bu böyle biline... BU hükümet KOP''U veya hızlı treni yapsın, harbi söylüyorum, şarkıcılığa başlıyacam.
[
2004/09/07 11:58
]
Murat Bey düşüncelerinize katılmayı çok isterdim.Lakin,ülkemizde bu bürokrasi ve hantallık varken,hızlı trenle bizim çoçuklarımız hatta torunlarımız seyahat ederler.O da şu an Avrupa ülkelerinde kullanılan tıranvay ile şehrimizde kullanılan tıranvay! arasındaki fark gibi olur.Saygılarla...M.Süleyman
[
2004/09/07 11:58
]
Murat Bey düşüncelerinize katılmayı çok isterdim.Lakin,ülkemizde bu bürokrasi ve hantallık varken,hızlı trenle bizim çoçuklarımız hatta torunlarımız seyahat ederler.O da şu an Avrupa ülkelerinde kullanılan tıranvay ile şehrimizde kullanılan tıranvay! arasındaki fark gibi olur.Saygılarla...M.Süleyman