Hayvanlar alemi bir tuhaf doğrusu. Hepsinin ne marifetleri var öyle...
Keçiler, kuzular, aslanlar, filler, fareler... ve bey kediler...
İnatçılar, masumlar, cengaverler, cüsseliler, hayatı korkular üzerine kurulmuşlar ve korkakların üzerine kurulmuş beylikler... Atalarımız da bu çeşitlilikte boş durmamış, neredeyse hepsi için bir söz söylemişler maşallah. “Keçi gibi inatçı”, kuzu gibi masum”, aslan gibi delikanlı”, “tilki gibi kurnaz”...
Bunların içerisinde fare ve kedi ilişkisi hepimizin ilgisini çeker. Çünkü; Bazılarımız farelerden korunmak için evde kedi besleriz, bazılarımız da üzerinde bilimsel deneyler yapmak için fareler besleriz. “Ne tezatlı bir dünya değil mi? Bir yerde gereksiz görüldüğünden dolayı tedbir alınan varlık diğer tarafta deneylerden çıkacak olumlu sonuçlara göre ümit haline geliveriyor.”
Düşünce aleminde seyreylemeye devam etsek daha nice ilginç ilişkileri ve tezatlıkları göreceğiz değil mi? Tilkinin tavuk aşkı, tavşanın havuç aşkı, kurdun koyun aşkı gibi...
Hayvanlar alemine daldığımız zaman binlerce masala, hikayeye, söze dalaar gideriz. Onun için gelin biz kendi alemimize “insanlığa” dönelim.
Şu alemde hepimiz bir başkayız sanki değil mi? Alemdeki tüm varlıklardan kendine özellik verilmiş veya özelliğini farklılaştırarak ucubeleşmiş nice insanlar var değil mi dostlar. Dedik ya; keçi gibi inatçılar, aslan gibi yürekliler, kuzu gibi masumlar, tilki gibi kurnazlar...
Ancak her nedense ben bu gün dönüp dolaşıp kedi fare oyununa gelmek istiyorum. Farelerin hayatları tamamen korku üzerine kuruludur. En serbest ortamlarda dahi saklanarak ve kaçarak hayat sürer bu hayvancağızlar. En konforlu ortamları ise lağımlardır bu zavallıların. Ya kediler... Kediler ise; ömürleri boyunca kaç ciğer yer ki onlar da. Hani derler ya “ her zaman kedi ciğer yemez” diye onların en lezzetli yiyecekleri ise farelerdir sanki. Bu ilişki ilginç bir döngüyle dengeyi sağlıyor demek ki hayatta. Bu arada kediler aynı zamanda ne kadar atarsanız atın dört ayak üzerine düşerler değil mi!!!?
Yine dedik ya “insanoğlu da sanki tüm alemden özellikler barındırır bünyesinde”. Haydi tüm bunlardan sonra etrafımıza bir bakalım; “fare karakterliler ile kedi karakterlilere” özellikle bakalım. Bir yanda hayatları hep kaçmak, kaçamak ve korku üzerine kurulu fare karakterliler, bir yanda ise kedileri, kedi karakterlileri düşünün... Kediler aslanlara, kaplanlara hatta köpeklere saldıracak, onları kendine yem edecek değil ya. Onlar kime beylik yapacaklarını gayet iyi biliyorlar.
Mevlana ne güzel söylemiş:
“FARE KARAKTERLİLERİN BOL OLDUĞU YERDE KEDİLER BEY OLUR”
Sakın ola ki; aslanları, aslan yüreklileri sormayın. Onların bir çoğu kedilerin beyliğini görmeyecek kadar yükseklerde ve meşgul!, fare seslerini işitmeyecek kadar da uzaklarda ve yoğun olabilirler!...
Sahi; Başbakan’ın son dönemde dilinden düşürmediği “dalkavuklar” da ciğer severler mi ki?
Aslan ve aslan yüreklilerin işi de zor galiba değil mi?
Ne dersiniz?