Medyadaki gidişin tehlikeli boyutlarda olduğunu söylemişimdir hep. Öyle ki eskiden medyanın özgürlüğünü teminat altına almak maksadıyla yasalar hazırlayan, medyayı koruma altına almak amaçlı düzenlemeler yapmak zorunda kalan siyasi irade, artık bugün medyanın korunması değil, vatandaşın medyadan nasıl korunacağı sorusuna yanıt aramaktadırlar.
Evet medyanın şekli ve olaylara bakışı tehlikeli boyutlara geldiğinin en büyük kanıtı. Bu gün haberlerin magazin zeminine oturtulması, haberciliğin tamamen dedikodu gazeteciliği anlayışıyla ortaya konması, endişe verici bir gelişme.
İlk özel televizyonun kurulmasıyla başlayan ve sonrasında gelişen, bir sonraki aşamada ise Reha Muhtar ve Televole felsefesine dönüşerek evrim geçiren ve inanılmaz ilgi çeken bu tür yayıncılık toplumsal hayatı da ciddi anlamda tehdit ediyor. Sadece televizyon merkezli düşünmemek gerek. Bugün “Posta” gibi bir gazete Türkiye’de 500 binin üzerinde satıyorsa ve bu gazete içinde dedikodudan ve sosyetenin eğlence yerlerinde çekilmiş çapkınlık resimlerinden başka bir şey sunmuyorsa insanlara ve ne acı ki sosyete dünyasıyla uzaktan yakından hiçbir ilgisi olmayan; kirli sakallı, üzerinde kayda değer bir giyecek dahi olmayan, sigaraya ekmekten daha çok önem veren vatandaşta gidip bu gazeteyi alıyorsa yine üzüntü içerisinde bu ülkenin yarınını düşünmekten kendimi alamıyorum.
Yanlış anlaşılmasın. Dar gelirli insanları eleştirmek, onları küçümsemek değil niyetim. Fakat zar zor geçinmek bir yana, iki tane manken resmi için bir gazetenin alınarak elde dolaştırılması acayip canımı sıkıyor.
Bakın sadece manken resimleri ve tecavüz haberleri veren gazetelerin Türkiye’de geçen haftaya göre satış rakamları 1.2 milyon. Evet yanlış duymadınız. Sayfalarında kadın resimlerinden başka bir şey göremeyeceğiniz gazeteler bu ülkede bir buçuk milyona yakın satıyor. Ne acı ki birisi birinci sırada, bir diğeri ise beşinci.
İri gazete olarak tanımladığımız ve genelde alışkanlık sonucu ve promosyon neticesinde alınan marka gazeteler ise yine geçen haftanın rakamlarına göre bir buçuk milyonun üzerinde satıyor.
Bunun yanında muhafazakar olarak nitelendirebileceğimiz ve arka sayfalarında kadın resmi olmadan yayın hayatlarına devam eden gazeteler ise bir milyon civarında tiraja sahip.
Birinci grup sadece kadın resimlerine bakılmak için alınan gazetelerden oluştuğu kesin. Bu arada tecavüz ve kadın merkezli asparagas haberlerin verildiğini de unutmamak gerekli.
İkinci grupta ise biraz daha oturmuş, genelde alışkanlıktan kaynaklanan ve gazetelerin içeriğinden çok adı için alan ve bununda farkında olmayan okuyucuların talep ettiğini söyleyebiliriz. Bu iddiayı desteklemek içinse küçük bir örnek verebilirim. Bu gazetelerin en büyüğünü elinize aldığınızda içinde reklamdan ve seri ilandan başka hiçbir şey bulamadığınızı göreceksiniz. Peki buna rağmen neden alınır derseniz? Birincisi, büyük şehirlerde yaşayan insanların seri ilanlara olan ilgisi. Yani kiralık ev, satılık araba, satılık konut vs. işte asıl alınmasının nedeni de bu.
En son grupta ise muhafazakar kesimin ilgi gösterdiği gazeteler var. Bunların habercilikte daha seviyeli olduğunu ise söylememe bilmem gerek var mı?
tablonun yorumunuz size bırakıyorum. Fakat medyanın satış oranlarına bakıldığında tehlike çanlarını görebiliyorum.
Televizyonlarda başlayan magazin furyasına; gazetelerin, ciddi haber kanallarının ve ana haber bültenlerinin nasıl yenik düştüğü ortada.
Bilinçli okuyucuya ve topluma ulaşmanın yolu arka sayfa güzelinden geçmese gerek.
Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız
( Toplam 1 yorum
yapılmış )