Bu Perşembe “Evanjelistler” üzerine sohbet ettik Kanal A’da. Protestanlık mezhebinin bir uzantısı olan Evanjelistler hakkında bilmediğim pek çok şeyi de bu vesile ile öğrenmiş oldum.
Bakın bu Evanjelistler Hıristiyanlığın Protestan mezhebinden fakat konuyu araştırdığımızda düşünce ve eylemlerinin “Siyonizm” hedefleri ile örtüştüğünü görüyoruz.
Bakın ne diyorlar. Dünyayı İsa’nın inmesine uygun hale getirmek gerekiyor. Bunun için öncelikle İran, Irak ve Lübnan topraklarının alınması gerekmektedir. Bu çerçevede Bağdat yani eski Babil büyük önem taşıyor. Bunun yanında Mescid-i Aksa’nın yıkılıp Süleyman Tapınağının yeniden inşa edilmesi gerekiyor.
Yukarıdaki hedefleri bir yerden hatırladınız mı? Ben çıkartacak gibi oluyorum. Bunlar Siyonizm’in temel hedefleri. Arz-ı Mevdud ideali çerçevesinde alınması gereken topraklarla, yine Süleyman Tapınağının inşa edilmesine kadar hepsi Siyonist İsrail’in hedefleri.
Gerek programdaki sonuçlardan, gerekse metinlerden bir analiz yaptığınızda Siyonist felsefenin Evanjelisler’le aynı doğrultuda olduğunu kolaylıkla görebiliyorsunuz.
Bu değerlendirmeler sadece benim değil. Gazeteci yazar Nuh Gönültaş’ta aynı çıkarımları benden çok önce yapmış. Bu sonuçlara da aynen ulaşmış.
Bugün orta doğuyu ateş topuna çeviren Bush’un da bu inançtan olduğunu yine hatırlatmak isterim.
Irak’taki savaşa birde bu çerçeveden bakmanızı istedim. Şimdi lütfen noktaları kendiniz birleştirin.
***********************************************************************************
MURAT KOSOVA’YA AMERİKA’DAN MESAJ VAR!
Basketbol NBA’ de izlenir. Siz katılır mısınız? Sizi bilmem ama bence adamlar sanki o spor için yaratılmış. Teknik, estetik ve stil. Yani maçları izlerken olayın büyüsüne kapılıyorsunuz. Her maç yeni bir şov.
Aslında Amerikalıların sporlarını anlamakta güçlük çektiğim anlar çok olmuştur. Hani bir beysbol olayı. Nasıl bir spordur anlamış değilim inanın. Kuru oyunun arkasından o kadar kitle neden koşar bunu hiç anlamam. Zor iş bu Amerikalıları anlamak. Her neyse. Benim konum Amerikalıların spor merakları değil.
Geçtiğimiz hafta NTV’ de yayınlanan bir NBA ligi basket müsabakasında Murat Kosova maç anlatıyor. Kaan ise yayını yorumlarıyla renklendiriyor.
Bir ara Murat Kosova “bak Kaan bizi Amerika’dan da izleyen seyircilerimiz var. Hatta birisi mesaj yollamış” dedi ve mesajı okuduktan sonra, “Amerika’dan, Middle Technical University’den bize mesajı yollayan arkadaşımız.” diye devam etti. Maçın yorumcusu Kaan ise Murat Kosova’yı dinledikten sonra, “Sevgili Murat o Orta Doğu Teknik Üniversitesi” dedi. Murat birkaç saniye bekledi ve olayı anlamaya çalıştı. Yaptığı yanlışı fark etmesi elbette çok sürmedi. ODTÜ’nün İngilizce isminin METU olduğunu elbet anladı.
Televizyon dünyası ilginçtir. Her üyesinin başına neler gelmiştir inanın saysanız buradan Konya’ya yol olur. Aklıma geldikçe başımızdan geçenleri de aktarırız.
***********************************************************************************
DEMİR HİNDİ ŞERBETİ!
Gazetecilerin ruh sağlığından şüphe etmeye başladım. Yani gazeteci olmak için biraz anormal olmak gerekir derdi bir dostum.
Bakın geçtiğimiz hafta Başbakan deniz Baykal’ı Meclis’te ziyaret etti. Ziyarette AB politikaları ve önemli olaylar konuşuldu. Peki gazete ve televizyonlar ekranlarında toplantıya dair ne gördünüz. Ben söyleyeyim dilerseniz. Toplantıdan gündeme düşen tek not “Demir Hindi Şerbeti” evet evet yanlış duymadınız, Demir Hindi şerbeti.
Ankara’da açılan KONEVİ Konya Mutfağı isimli mekandan size bahsetmiştim. Geçen hafta mekanı ziyaret ettiğimde işletmenin sahibi Özcan bey bize bu şerbetten ikram etmiş ve şerbetin özelliklerini bir bir saymıştı. Biz de tatmıştık elbette şerbetten. Özcan bey Sayın Baykal’ın bir gün sonra kendilerine yemeğe geleceklerini söylemişti. Nitekim gitmişte. KONEVİ’nde gördüğü Demir Hindi Şerbetini çok beğenen Baykal anlaşılan şerbetin kendi misafirlere ikram etmek maksadıyla devamlı müşterilerinden olacak.
İşte gördüğünüz gibi Osmanlı saray içeceği demir hindi şerbeti 17 Aralık’ın bile önüne geçti. Bit pazarına nur yağacak günler yakındır…