Türk filmlerine karşı hep önyargı beslerim. Kötü bir alışkanlık diyebilirsiniz. Yada kompleks. İkisi de değil aslında. Bir defa komedi seyredeceksem komik olsun isterim. Onun için para ödüyorum sinemaya. Fakat bugüne kadar seyrettiğim, ben komediyim diye ortaya çıkmış filmlerden tatmin olduğumu söylemem mümkün değil.
Mesela Kahpe Bizans… Büyük bir sükse ile çıkmıştı. O zaman da tıpkı G.O.R.A.’da olduğu gibi gidip gitmeme konusunda çok düşünmüş en sonunda arkadaşlara uyarak gitmiştim. Fakat film sırasında inanılmaz sıkıldığımı hala unutmadım.
Bakın onca reklama ve pazarlama taktiğine rağmen uzun süre gitmediğim ama yinede Cem Yılmaz olduğu için acaba dediğim G.O.R.A filminde de inanılmaz sıkıldım. Komedi unsuru olarak sadece küfür kullanılmasını eleştirmeyeceğim bile. Fakat bir komedi filminde yine sıkıldım ve keşke girmeseydim diye fil boyunca içimden yine geçirdim.
Biraz radikal olacak ama görsel efektlerinde filmi kurtaramadığını düşünüyorum. Yani komedi olmayan bir komedi filmi. Nihayet bir iki haftadan sonra boş salonlara oynamaya başlamış. Yeşil Çam’dan Hollywood olmasını beklemiyorum ama bu işi biraz daha kalitelendirmenin mutlaka yolu vardır.
**************************************************************************************
İngiliz takımları gibi hücum gücümüz var ama?
Müsiad’da oturuyoruz. Söz döndü dolaştı ve Konyaspor’a geldi. Lokman Koyuncuoğlu, “ Fenerbahçe’yi Türkiye’de yenecek üç takımdan birisiyiz.” diye bir değerlendirmede bulundu. Sebebini merak ettim elbet. “Niye, nerden çıkartıyorsun bu tahminleri?” dedim. Nedenleri sıralamaya başladı.
En önemli neden olaraksa Konyaspor’un uzun topla hücuma kalkması, buda rakip savunmayı bozması yani Konyaspor İngiliz takımları gibi hücuma kalkıyor” diye devam etti. E haliyle Manchester’dan 6 tane yemesini göz önüne alırsanız Lokman Koyuncuoğlu’nun yaptığı değerlendirmeyi haklı bulmamak olanaksız.
Tam hak veriyordum ki Ömer ağabey lafa girdi “ İyide Lokman bizim takım İngiliz takımları gibi hücum yapıyor ama İngiliz takımları gibi savunma yapamıyor.”
İşte sorunu bulduk. Konyaspor hızlı hücuma kalkan, etkili ataklar yapan ve gol atabilen bir takım. Fakat defans ve kalecisi nedeniylede aynı hızla gol yiyebilen bir takım…
Devre arasından ümitliyim. Kim bilir belki İtalyan modeli bir takımla karşımıza çıkarlar bu sefer…
**************************************************************************************
Sübyan Başbakan’ıda çarptım.
Objektif programında Kadir Çelik; Selçuk Parsadan ve Osman Altuğ hocayı konuk ediyor. Parsadan ünlü dolandırıcı. Malum örtülü ödeneği bile çarpmış. Osman hocam Marmara Üniversitesi’nde meşhur bir ekonomist. Osman hoca soruyor “ Parsadan, Demirel’i dolandırdın mı hiç?”. Parsadan pişkinlikle yanıtlıyor. “Hocam o zaman daha sübyan başbakan, bir davetiye bastırdım. Davetiye Orduya hizmet etmiş askerlerle yardımlaşma derneği adına. Bunu Demirel’e 5 bin liraya satım. Bak derneğin imside ofsayt. Orduya hizmet etmemiş asker olur mu? Olmaz elbet. Fakat içinde asker geçen bir şey olduğunda ne diye sormazlar bile. Ben 5 bin liraya sattım davetiyeyi. O zamanın en lüks arabası Anadol 25 bin liraydı.”
Buraya bir yorum eklemeye gerek yok sanırım. Burası Türkiye. Beni hiçbir şey şaşırtmaz.
Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız
( Toplam 1 yorum
yapılmış )