Erkan Mumcu’nun istifası aslında kamuoyunca sürpriz olarak algılansa da, bu işin içindeki insanları pek fazla şaşırtmış gibi görünmüyor. Zaten kendisi bir süredir bir proje hazırlığı içerisindeydi.
Dün yapmış olduğu basın toplantısını bende izledim. İstifasının nedeni sorulduğunda fikir ayrılığı cevabını verdi. Yeni bir oluşum kurup kurmayacağını ise “bunu ihtiyaçlar oluşturur, ihtiyaç varsa doğal olarak kurulur” diyerek yeni bir oluşumun sinyallerini verdi.
Bu sözleri işitince aklıma hemen Mesut Yılmaz’ın, Sadettin Tantan istifa ettiğinde “Türk siyaset mezarlığı bu tür kahramanlarla doludur.” sözleri aklıma geldi.
Gerçektende Yılmaz’dan duyduğun ender doğru sözlerden bir tanesi.
Peki Türkiye yeni bir yapılanmaya, yeni bir siyasal oluşuma ihtiyaç duyuyor mu? Gelin birlikte bu konuya bir göz atalım…
Türkiye yakın geçmişte yeni bir siyasi yapılanmaya ihtiyaç duymuş ve bu ihtiyaç halk kahramanı haline dönüştürdüğü Erdoğan’ı başbakanlığa taşımıştır.
Bugün gelinen noktada siyasal yaşamımızda ancak bir muhalefet boşluğu bulunduğu bir gerçektir. “Erkan Mumcu’nun oluşumu bu boşluğu dolduracak mı?” sorusuna “pek sanmıyorum.” cevabını verebilirim.
Bana kalırsa Mumcu’nun istifası kendi adına büyük bir kayıp ve hatadır. Sanıyorum siyaset mezarlığı yakın bir gelecekte bir kahraman daha ağırlamak üzere.
Burada hemen bir noktanın da altını çizmek isterim. Gazete çıkartırken “temel hedefimiz hükümetle mücadele etmek” diye açık niyetini belli eden Habertürk kanalının meclis muhabiri olay hakkında bilgi verirken meclisteki kargaşa ve hareketliliği ima ederek “bu ortamı özlemiştik” gibi ilginç bir söz etti.
Ne istikrar ne büyük Türkiye. Amaçlarını bu kadar net ifade eden zihniyeti huzurlanırınızda bir kez daha kutluyorum.
************************************************************************************************
Zabıtlar kirlendiği için gül atıyorum
Genel Kurul’da bütçe görüşmeleri sırasında sert tartışmalar yaşanır. İş öyle bir noktaya gelir ki, karşılıklı küfürleşme ve yumruklaşmalar yaşanır.
Meclisteki konuşulanları kaydetmekle görevli stenograflar, olan biten her şeyi yazmaya devam eder.
Kastamonu eski milletvekili Hasan Tosyalı, söz alarak konuşmak ister.
Tosyalı, yanında getirdiği bir demet çiçeği stenografların üstüne atmaya başlar. Milletvekillerinin şaşkın bakışları altında çiçekleri atmaya devam eden Tosyalı, tarihî bir söz söyler: “Zabıtlar kirlendi onları temizliyorum!”
************************************************************************************************
Bu Din Dersleri Konusunu Tartışalım
AB raporunda yer alan zorunlu din dersi kalksın teklifi öyle fazla tepki gösterilecek bir şey değil.
Hemen bir cehaleti düzeltelim. Türkiye’de zorunlu din dersi yok. Din kültürü ve ahlak bilgisi dersi var. Onun için rapor bir cehalet örnegi ve teklifin bir geçerliliği yok.
Fakat bu bir şansı doğurabilir. Liselere ve orta okullara din öğrenimi seçmeli olarak müfredata koyma şansı.
Toplumun temel dinamiklerinin yok olma eşiğine gelmesi ve ahlaki çöküntünün önlenmesi için bir gereklilik diye düşünüyorum.
Dini doğru yerlerden ve legal kaynaklardan öğrenemeyen insanlar, kulaktan dolma bilgilere yönelmektedir. Eğer lise ve ortaokul müfredatlarına din eğitimi seçmeli olarak konulursa insanların dini doğru kaynaklardan doğru şekillerde öğrenmeleri sağlanmış olacağı gibi, illegal yollara başvurma ihtimalleri de ortadan kalkacaktır.