Bir zamanlar reality showlar vardı. Hani kanlı - canlı, yangınlı - kovalamacılı, garip programlar. Bende hiçbir zaman seyretme güdüsünü harekete geçirememiş absürt programlar. Ne seyrettim, neden seyredilmesini anlayabildim.
Posta gazetesinin okunan gazeteler sıralamasında ilk olmasını hiç hazmedemedim. Kıskançlık değildi bu. Benim gazetem yok ki. Neyi kıskanacağım. Fakat vatandaşımızın psikolojisini yansıttığıni düşündüğüm için hazmedemedim ve kıskandım. Ortaya ciddi ürünler koyan, gerçek gazetecilik yapanların adına kıskandım.
Bugün kendi sitemizin, yani Haberkonya’da yer almış haberlere bakıyordum. Hani hangi haber kaç defa okunmuş. İlginç bir istatistik oluştuğunu gördüm karşımda. “Fuhuş pazarlığı kanlı bitti” isimli haber tam 680 defa okunmuş. Bakın yine benzeri bir durum “Tefeciye Borcunu Ödeyemedi, İntihar etti” haberinde var. Bu haber ise 430 defa okunmuş. “Erkekler neden ikinci eş almayı ister ki?” başlıklı haberimiz 280 kişi tarafından merak edilmiş ve okunmuş.
Yukarda ki rakamlar bir tarafa daha ciddi konuları ele alan haberler ise okuyan kişi sayısı 150 – 200 ortalamayı ancak yakalayabilmiş.
Şimdi bütün bu rakamlar aslında Posta gazetesinin neden çok sattığını ortaya koyarken aynı zamanda gazetelerin neden üçüncü sayfalarının da ilk göz gezdirilen sayfaları olduğunu ispatlar nitelikte.
Ne yazık ki artık medyada yer alan haberlerin önemi değil insanları çeken. Şiddet ve cinsel içerikli haberlerin daha çok merak edilip izlendiğini veya okunduğunu görebiliyoruz.
Bizim sadece Konya gibi güzide bir şehirde görmeye alışık olmadığımız ve nahoş bir takım haberleri vermekten başka bir amaç gütmediğimiz haberler, ne yazık ki büyük medya organları tarafından bilerek, sırf okuyucu çekmek amacıyla üçüncü sayfaya özenle konuluyor.
Fuhuş, intihar, tecavüz, cinayet haberleri; manken ve playboyların yer aldığı magazin kuşakları sanırım artık halk tarafından arzulanır hale geldi. Artık medyayı eleştirmeninde bir anlamı kalmadı. Öyleya talep olmasa neden halkın beğenisine sunulsun.
************************************************************************************************
Baklavacı Kahraman
Dizilerden şikayetçiyim aslında. Fakat ekran başına geçtiğimde istemesekte takılıyoruz. Genelde seçici olmaya çalıştığım söylenebilir. Mesela seviyeli ve kaliteli bulduğum Ekmek Teknesi'ni genelde izlemek için ekran başında olurum. Fakat aynı kalibrede başka bir dizi bulmuş değilim.
Son günlerde ise Yabancı Damat dizisine takıldım. Aslına bakarsanız dizinin İstanbul dışında geçmesi, konunun farklılığı bir tarafa beni ekrana bağlayan Erdal Özyağcılar ve Zeki Alasya’nın ortaya koyduğu oyunculuk. Erdal Özyağcılar’ı oldum olası hep sevmişimdir. Girdiği her işi kurtarmış ve oyunculuğuyla izleyciye hep keyifli sunumlar yapmıştır. Kahraman usta rolüde aynı kalitede. Özellikle kızma sahneleri bir harika. Diziyi sadece onu için seyrediyorum desem yeridir.
Bütün bunlar bir yana dizide bir sorun var. Baklava. Evet evet baklava sorunu var. Dizi hep yemek sonralarına denk geliyor. Dolayısıyla yemekten sonra üzerine şerbet dökülen baklavayı görünce ister istemez insanın içi gidiyor. Bu açıdan şikayet ettiğimi söyleyebilirim.