İslam konferansı örgütü dışişleri zirvesi, dışişleri bakanı Sayın Gül’ün de katılımıyla Yemen’in başkenti San’a da başladı.30 Haziran itibariyle de bitti.
32ncisi yapılan zirve den Kıbrıs ile alakalı yeni kazanımların çıkması beklenmekte idi. Beklenen oldu. KKT devleti sayın gül’ün gayretli çabaları sonucu İKÖ’ nün listesine girdi. Türk delegasyonu bu konuda iyi bir diplomasi çabası gösterdi.
**
KKT devletine uygulanan izolasyon-tecrit politikası hala izale edilip aşılamadı ama gelişmeler çok kısa bir sürede bu sorunun aşılacağını işaret ediyor.
Bu tip durumlarda 1.5 milyardan fazla Müslüman’ı temsil eden İKÖ’ nün alacağı kararlar dan ziyade bunların uygulamaya konulması aslında. KKT Devleti için hayati öneme haiz gelişmelerden biri olacak tecrit’in kaldırılması.
***
İslam Konferansı Örgütü'ne 57 ülke üye ve Sekretarya Cidde'dedir.
İslam Konferansı Örgütü dini bir örgüt olmayıp, siyasi bir forum niteliğindedir. Birleşmiş Milletleri andıran bir çalışma düzeni vardır. BM'den sonraki en büyük uluslararası örgüttür. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi –İSEDAK- başkanıdır. İKÖ Genel Sekreterliği’ni Ekmeleddin İhsanoğlu yürütmektedir.
***
İKÖ toplantısında ilk defa 32nci zirve de, Rum tezlerini savunan bir görüş ifade edilmedi. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, birçok ülke dışişleri bakanı ile faydalı görüşmeler yaptı. Bunun yansımalarını yakında görmeye başlayacağız. Türkiye tarafından sunulan İslam ülkelerinde demokratikleşme ile alakalı karar tasarısı da kabul gördü Kıbrıs’la ilgili karar tasarısında, KKTC’den “Kıbrıs Türk Devleti” olarak bahsedildi
***
Sonuç olarak; şu yorumları yapmak mümkün.
Dünya nüfus’unun nerdeyse çeyreğini oluşturan ve 2 milyara yaklaşan İslam dünyası, dış dünya arenasında sesi olup gür çıkmayan bir kitle. İslam’ın sada’sında siyasi anlamda sanki bir gribal enfeksiyon var. AB gibi, Şanghay işbirliği örgütü gibi, NAFTA gibi bir ağırlığı ve etkinliği yok.
Başka bir ifade ile…
İslam’da demokrasi en ala şekliyle olmasına rağmen, İslam ülkelerinin birçoğunda demokrasi yok.
***
Yine,
Türk dünyası da, İslam Ülkeleri coğrafyasından pek farklı değil.
Etkinlik ve ağırlık ha keza burda da yok.
Gaspıralı İsmail Bey’in ortaya attığı ”…Dilde birlik” istemine dahi,21. asırda hala ulaşılamamış. Ayrı bakışlar ayrı birliktelikler ayrılıkların baş sebebi.
Yeni açılımların başarıya ulaşması için dilde iş’te gönül’de birlik şart.
Her iki dünya için de bunlar geçerli. Gerçi biz iki kardeş coğrafya için böyle bir ayırım yapmıyoruz ama Osmanlı’nı bıraktıgı boşluk başkaları tarafından ikame edilince, pozitiflikler yerine negatiflikler artış insiyakı gösteriyor.
Teori ile pratik uyum sağlamadıkça, ‘kellim kellim la yenfa…’ demekten kendimizi alamıyoruz.
Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız
( Toplam 4 yorum
yapılmış )
yazınızı keyifle okuduğumu belirtmek isterim.inşallah yine aynı üslub ve sadelikle bizlere seslenirsiniz.yazılarınızı bekler,Allah kaleminize ve yüreğiğnize güç versin.
Mustafa Bey;
İlk iki yazınızı okudum. Tebrik ve teşekkür ederim.Yeni yazılarınızı da görmek isteriz.Ancak ilk yazınızda sizi tanımak isterdik. Belki sizi bir çok kişi tanıyordur ama benim gibi tanımayanlar da çıkabiliyor demekki...
Sayın Azılıoğlu,bir süredir sizin ne zaman yazacağınızı merak ediyorduk. Nihayet arzu endam ettiniz. Makaleniz güzel olmuş. Yeni yazılarınızı bekliyoruz. Ali Akgül