Epeydir zihnimi meşgul eden bir konu vardı. CHP Ankara Milletvekili Yakup Kepenek, milletvekili ve eşlerinin, Atatürk Havaalanı'nda ABD'li güvenlik güçleri tarafından aranmasını bir soru önergesiyle Meclis gündemine getirince, sağ olsunlar bizi bir dertten kurtardılar.
Böylelikle ifade etmek istediğimiz bir konu, hem gündemin başköşesine oturdu. Hemde zihnimiz bir konudan daha temizlenmiş oldu.
AGİT Genel Kurulu'na katılmak üzere THY ile İstanbul'dan New York'a gidecek milletvekilleri ile beraberindeki eşlerinin özel eşyalarının, Atatürk Havaalanı'nın VIP bölümünde, ABD hükümeti tarafından görevlendirildiklerini söyleyen ''güvenlik güçleri'' tarafından arandıklarını söylemiş sayın vekilimiz.
Bu uygulamaya ne zaman başlandığını ve hangi tür pasaport sahiplerinin bu arama işlemine tabi tutulduğunun açıklanmasını isteyen Kepenek,''Hükümetiniz bu uygulamayı doğru bulmakta mıdır? ABD'ye gidecek Türk vatandaşı olan yolcuların, ülkemiz topraklarında ABD'nin isteği ile ve onun saptadığı biçimde güvenlik kontrolünden geçirilmesi hangi uluslararası anlaşmaya dayanmaktadır? Uluslararası anlaşmalarda 'mütekabiliyet ilkesi' geçerli olduğuna göre, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, ülkemize gelecek ABD yurttaşlarının çantalarını, o ülkede kiraladığı güvenlik güçlerine yine ülke topraklarında kontrol ettirmekte midir? Bu uygulamadan ne zaman vazgeçilecektir?'' diye sormuş.
‘Ordinary People’ denilen sıradan insanlarımızın aranmasına bir şey demiyor sayın vekil. Pasoportun rengine dikkat çekiyor.
Konu ilk görünüşte önemli gözüküyor ve hamaset duygularımızın kabarmasına yetiyor.
Ah hamaset ah
Ama işin ucu internet medyasında milli mesele haline getirilince biz de fikir ve görüşlerimizi aynı mahfel ve sütunlarda ifade etme gereği duyduk.
Konudan sizleri de haberdar etmek için dış politikadan iç politikaya hafif bir iniş yapıverdik.
***
Milli Onur Milli Haysiyet sizce nedir.
Vekillerimizin VİP salonunda kontrolden geçip geçmemesi’nidir yalnızca…
***
Bakın bence Milli Haysiyet ve Milli Onur-Milli Şeref şudur.
İnsanların, toplumların ve belki de en önemlisi ulusların onur ve haysiyetleri, sanki bir kutsal emaneti muhafaza eder gibi, her şeyin üzerinde tutulması, bence de doğru bir tespittir. ULUSAL ONUR VE HAYSİYET bana göre, üniversitelerde ki scientific catalog index de alınan mesafedir. Gazi Yaşarğil gibi bilim adamlarımızın taşıdığı bilim adamlığı nosyon ve misyonudur. GSMH’ DA yurttaşlarına diğer medeni milletlerin sahip olduğu milli gelir seviyesini kazandırabilmek için dünya liderleri ile karşılıklı görüşmeler yapan dinamik başbakanların gecesi ve gündüzüdür. Know-How gibi patent gibi teknolojik yeniliklerdir. Biz haysiyet tefrikini yaparken,30 bin dolarlık ulusal gelire sahip coni ile 4 bin dolarlık Mehmedin dayanılmaz ironisinin iktisadi gelişmişlik çizgisinde yatan zihniyette aramalıyız bence. Çok küçük konuları deve yapmakta mahir olanlar bunları bir düşünseler sanırım eşyayı doğru algılamış olurlar. Şahsen beni coninin veya o’nun tayin ettiği bir başkasının aramasından ziyade, onunla benim aramdaki dağ gibi duran gelişmişlik, zenginlik ve gönenç farkı, ulusal onurumu zedelemektedir. Aranma yalnızca rutin teferruattır.
Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız
( Toplam 3 yorum
yapılmış )
[
2005/07/19 10:57
]
Sayın, Azılıoğlu. Senin gibi soyu Çepni'lerden gelen biri olarak epeydir zihnimi meşgul eden bir konu vardı. Gomutan Mustafa gardaş ne zaman yazmaya başlayacak deyi. Şimdilerde döktürmeye başladın valla. Kalemin güçlü, gurşunun bol olsun. Biraz da yerel sorunları yazsan da bilgilensek olmaz mı?
Ali Akgül