Genel bir ifade olması yanında başlığa biraz siyasi mana katalım.
Türkiye yaşamış olduğu ara rejimleri ve siyasi krizleri yaşamasa bugün dünyanın onuncu büyük ekonomisi olurdu!
Bu araştırma bana ait değil. Bilimsel bir veri.
Bu açıdan baktığınızda ilginç çıkarımları biz değil, her Türk vatandaşı kolaylıkla yapacaktır.
Kim bizi neden zayıflatmak istiyor. Ne oluyor da Türkiye bu ilginç süreçlerin içinde kendini buluveriyor?
Kafaları kısa sürelide olsa bir çarpıştırdığımızda aklıma bununla ilgili popüler bir takım komple teorileri geliyor. Bu konuda söyleyebileceğim en önemli gerekçe ise sanırım bölgede güçlü bir Türkiye bazılarının işine gelmiyor.
Mesela kimin?
İlk etapta aklıma gelen Amerika. Irak’ta onurlu ir duruş beklemediği Türkiye’den beklenmedik duruş gelince milyarlarca dolar zarar etti. Oysa onlar AK Parti’nin ne isterlerse yapacaklarını düşünüyorlardı. Üstelik Türkiye’nin bölgede lider ülke olma girişimleri de sanırım ebedi dostumuzu biraz rahatsız etti.
Ben Amerika olsam aklımdan şunu geçirir miydim acaba?
“Bu Türkiye’nin güçlü bir hükümeti var. Bunlar öyle ki bize bile ülke menfaatleri gereği kafa tutabiliyor. O halde Türkiye seçime zorlansa ve meclise girmeye en yakın aday olan partilerin barajı aşması için milliyetçi hareketlere ivme kazandırılsa, terör olayları artsa falan filan”
Meclise iki parti girince ne olacak? E kualisyon. Sonuçta pusulası kırık bir gemi gibi, kim nereye çekerse giden bir ülke. Misal; D – Anasol, M – Anasol.
Kendi ülkem söz konusu olursa neden olmasın? Zaten menfaatleri sekteye uğramış bir rant kesimiyle, krallıkları son bulmak üzere olan bir takım sivil toplum görünümlü şirketler dünden hazır böyle bir senaryoya.
Bu teoriyi zaman zaman aydınlara ve siyasi kimliklere de açıyorum. Şunu gördüm bu bir sır değil. Hemen hemen herkes durumun farkında. Birilerinin elinde garip ve farklı ipler var. Kimin canı sıkılır ve kimin canı isterse iplerle oynamaya başlıyor.
Çok alakalı değil gibi görünüyor ama YÖK’ün bu son katsayı indirimi de bana manidar geliyor. Bakın içimi kemiren bir soru: Yine bilinmeyen birileri hükümeti YÖK konusunda bir düzenlemeye mi zorlamaya çalışıyor? Bu birileri YÖK’ün kendisi mi? Hükümet bu konuda düzenleme yapınca yine kriz mi çıkacak? Tıpkı 28 Şubat’ta olduğu gibi yeniden birileri “bakın bunların niyetleri buymuş” diyerek yine cambazı millete gösterip gemilerini mi yürütmeye çalışacaklar?
Kesin hüküm vermiyorum. Vermekte mümkün değil zaten. Ancak bu sorular nedense kafamı kurcalıyor. Birazda sizinkini kurcalasın bence!
Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız
( Toplam 4 yorum
yapılmış )
[
2005/08/09 16:13
]
Bir açıklama talep ediyorum. akp de gençlik kollarında mkyk üyesi olduğunu doğru mu? eger oyleyse yazı yazmak ne kadr etik lütfen söylermisiniz?
MSÇ ye Katılıyorum. Türban ve YÖK için acele edilmemeli. sabırlı olunmalı. Bence AKP önceliğini demokratikleşmeye vermeli. statükocu devlet anlayışı demokratik devlete yerini bıraktığında bunların hepsi kendiliğinden çözülecektir.
Bu ülkede pire için yorgan yakanlar var ancak pireyi o yorgana koyanlar yatağın yakılacağını bildikleri için koyuyorlar.Aceleci olmamak lazım,Mesala türban sorunu hemen çözülemez ki.Ak Parti Hükümeti herşeyi yerinde ve zamanında yapıyor.Keskin sirke küpüne zarar...